๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zaferin Yolu ve Şartları => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 28 Haziran 2010, 06:24:38



Konu Başlığı: Mübarek Mekke ve Medine Ramazanları
Gönderen: Zehibe üzerinde 28 Haziran 2010, 06:24:38
MÜBAREK MEKKE VE MEDİNE RAMAZANLARI

KADIN VE AİLE MART 92

Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'de ramazan fevka(de tatlı, sevaplı ve feyizli oluyor. Herşeyden önce, bir hadis-i şeriflerinde sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve (lih( ve sellem hazretleri buyurmuşlar ki:

"Şu benim mescidimde kılınan bir namaz, (Mekke'de K(be-i Müşerrefe'nin bulunduğu) Mescid-i Har(m hariç başka yerlerde kılınan namazlardan bin kat daha üstündür. Mescid-i Haram'daki namaz ise yüz kat daha faziletlidir."

Onun için, hali vakti müsait her müslüman ramazan-ı şerifi oralarda geçirmeğe can atıyor.

Bu sene Su(tlular ramazana Çarşamba gününde, Türkiye ise Cuma gününde başladı. Hangisi haklı? Kesinlikle biz haklıyız; çünkü bir üniversite astronomi (liminin de bana verdiği hesap ve grafiğe göre salıyı çarşambaya bağlayan akşam ay güneşten evvel batmış olduğundan ufukta yeni hil(lin görülmesi imkansız idi, nitekim görülmedi de! Çarşambayı Perşembeye bağlayan akşam da Medine'de ayla güneş üç dakika farkla aşağı yukarı beraber battıklarından hem yeni hil(l henüz teşekkül etmemiş idi hem de görülmesi imkansızdı. Ancak Perşembeyi Cumaya bağlayan akşam ay güneşten 50 dakika kadar sonra battığından, görülebilirdi ve o akşam teravih kılınıp sahura kalkılıp Cuma günü oruç tutmak uygundu. Türkiye ramazana doğru başladı, sanıyoruz. Suutullar ay sonunda hatalarını anlayıp bir iki gün ilave oruç tutacaklar.

Bu meseleler konuşulurken bazı mühendis arkadaşlar piyasaya yeni çıkmış bir "ay" saatinden bahsettiler. Hemen gittik aldık! Saat hem ayın, hem güneşin her gün doğduğu, battığı saatleri, koordinatları verilen yere göre hemen hesaplayıp veriyor. Sanıyorum ayın doğuş ve batışı, tam tepede ve tam aşağıda oluşu, denizlere tesir eden med ve cezir (gel-git) olayları meydana getirdiğinden, biz müslümanları dini aylar ve bayramlar için ilgilendirdiği kadar, okyanus ve büyük deniz kıyılarındaki insanları da denizcilik ve balıkçılık yönünden ilgilendiriyor. Nitekim geçen sene gezdiğim Avusturalya'nın Pasifik Okyanusu kıyı şehirlerinde bize turizm büroları bölge haritası ve gezilecek-görülecek yerler hakkında broşür ile birlikte ayın doğuş-batışını, med ve ceziri saat saat, gün gün gösteren cedvelleri de parasız veriyorlardı.

Başlangıcı ile ilgili aksamlar bir yana, diğer her şey buralarda çok güzel! Gerek Medine, gerek Mekke Mescidlerinde iftar saatinde görülmeğe değer bir manzara meydana çıkıyor. Herkes ikindiden sonra hazırlıklara başlıyor, mescidde sofralar için uzun naylon örtüler seriliyor, büyük zemzem bidonları başa konuluyor. Evlerdeki buzluklarda (deepfreeze) saklanan güzelim taze hurmalar 'rufa) serin serin, buzlu buzlu getiriliyor; hel-kahve ve zaferanla, bazısı da nane, karanfil katılarak yapılmış sarı renkli kahveler ve uzun burunlu özel termoslar doldurulmuş hazır bekliyor. Mescidin dışında ve yanlarında üzüm, elma, muz, meyva suları, ekmek ve serbest. "Dukka" denilen nefis kokulu baharatlar sofralara konuyor. Kapılardan girerken davetçiler yakanıza yapışıyor, "ya seyyidi l(tfen bizim soframıza teşrif edin, iftarı bizimle yapın!" diye yalvarıyor. Gülerek teşekkür ediyor, kendi arkadaşlarınızın sofrasına binbir zorlukla ulaşabiliyorsunuz. Ezan okunduktan sonra bu şahane muhabbetli ve mübarek sofralarda rahatça orucu açıyor, 5 dakika kadar yiyip içip hemen toparlanıyor ve akşam namazını cemaatle, sevinç ve huzur içinde ed( ediyorsunuz. Hiç acele yok! Akşam ile yatsı arasını 30 dakika daha uzatmışlar, iftardan sonra evlere, lokantalara girilip istenilen yemekler yenilip, abdestler tazelenip teravihe geliniyor.

Teravih bu iki büyük mescidde hatimle kılınıyor, hiç acele edilmeden, açık seçik okuyarak, rük( ve sücudların hakkı verilerek bir buçuk iki saatte namaz tamamen kılınmış oluyor.

Halk gündüz sıcakta dinlenmiş olduğundan, gece ayakta; her taraf ışıl ışıl, cıvıl cıvıl, hareketli, neşeli, nurlu, tatlı, bereketli! Birçok kimse sahura, sabaha kadar uyumuyor. Sahur için bir ezan okunuyor, sabah için diğer bir ezan; sabahı erken vaktinde kılıp yavaş yavaş evlere çekiliyorlar; işe ve dükkana giden az. Asıl iş hayatı ikindi namazından sonra açılıyor. Öğle ile ikindi arası tam istirahat saati, hatta birisine bu saatlerde telefon etmek bile alıp nezaketsizlik sayılıyor.

Renk renk, kılık kılık, ırk ırk, millet millet ümmet-i Muhammed-i Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem-sevgi ve saygı ile kaynaşmış ve uhrevi hazlar, ibadet ve taatler, sadakalar ve zekatlar, ikram ve hayırlar, ecir ve sevaplar peşinde, namazda, zikirde, itikafta, Kur'an okumakta görüyor mest oluyorusunuz.

Ama haberlerde duyuyorsunuz ki Ermeniler Karabağ'da katilam yapmış, kadınları, çocukları kesmiş; Bosna-Hersek savaş eşiğinde, Keşmirliler perişan, Cezayir yürek yarası, türkiye'de terör iç savaş söylentileri, Yunanlılar pusuda... binbir türlü acı haber, dert, üzüntü...

Düşünüyorsunuz İsl(m'ın kendi güzelliği ve mükemmelliği nerede, müslümanların İslamla yakınlıkları hal ve vaziyetleri ve uygulamaları nerede?!!

Ya rabbi! Şu mübarek ay hürmetine müslümanları l(tfunla islah eyle, kahrınla değil; müslümanları gafletten uyardır, gerçek İsl(m şuuruna, kur'an ahlakına sahip eyle! Kalplerini birbirlerine ısındır, kuvvetlerini birleştir, aralarındaki hainleri, gafilleri, ajanları, fasıkları, facirleri, zalimleri bertaraf eyle! Başlarına onları seven, Allah'tan korkan, merhametli bilgili, becerikli, uyanık, halis, muhlis, hizmet ehli idareciler geçir, din düşmanlarına imkan ve fırsat verme; mü'minleri kafirlerin karşısında mağlup ve mahcup duruma düşürme; iki cihan saadetine erdir, cennet ü cemalinle müşerref eyli! Amin bi-hürmeti ismikel-a'zam ve nebiyyikel-ekrem sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem!