Konu Başlığı: Yola çıkış tarihi Gönderen: Safiye Gül üzerinde 27 Temmuz 2011, 12:34:04 3— Yola Çıkış Tarihi Hakkında Bir Tartışma:
İbn Hazm: "Hz. Peygamber (s.a.) perşembe günü yola çıktı." demiştir. Ben derim ki: Açık olan, Hz. Peygamber'in (s.a.) cumartesi günü yola çıkmasıdır. İbn Hazm görüşünü üç öncül ile destekledi. 1) Hz. Peygamber'in (s.a.) yola çıkışı Zilkâde'nin bitimine altı gün kalaya rastlar. 2) Zilhicce ayının hilâli perşembe günü görülmüştür. 3) Arefe günü, cuma gününe rastlamıştır. İbn Hazm, Hz. Peygamber'in (s.a.) yola çıkışının Zilkâde'-nin bitimine altı gün kalaya rastladığına delil olarak Buharî'nin İbn Ab-bas'tan rivayet ettiği: "Hz. Peygamber (s.a.) saçlarını tarayıp güzel kokular süründükten sonra Medine'den ayrıldı..." şeklinde başlayan hadisi[266] göstermiştir ki bu hadisin içinde îbn Abbas "Bu iş Zilkâde'nin bitimine altı gün kalaya rastlamaktadır." demiştir. îbn Hazm der ki: îbn Ömer, arefe gününün cumaya rastladığını açıkça ifade etmiştir ki bugün (Zilhicce'nin) dokuzuncu günüdür. Zilhicce ayının hilâli ise kuşkusuz perşembe gecesi görülmüştü. O halde Zilkade ayının son günü çarşambaya rastlamaktadır. Hz. Peygamber'in (s.a.) yola çıkışı Zilkade ayının bitimine altı gün kala olduğuna göre o gün perşembe demektir. Zira ondan sonra onun dışında altı gece kalmaktadır. Görüşümüzü tercih sebebimiz şudur: Hadis, Hz,-Peygamber'in (s.a.) beş gün kala yola çıktığı konusunu açık bir şekilde ifade etmektedir ki, o günler de şunlardırî Cumartesi, pazar, pazartesi, salı ve çarşamba. İşte toplam beştir. Onun görüşüne göre yedi gün kala çıkmış olması gerekir. Çıkma günü sayılmazsa, altı gün kala çıkmış olması gerekir. Hangisi olursa olsun hadise aykırıdır. Şayet geceler ^özönüne alınırsa yola çıkışı beş değil, altı gece kalaya rastlar. Şu halde perşembe günü çıktığı düşüncesiyle aydan beş gün kalması meselesinin arasını herhangi bir şekilde uzlaştırmak asla mümkün değildir. Ama yola çıkış cumartesi günü olarak ele alındığında çıkış günüyle birlikte kalan gün sayısı şüphesiz beştir. Hz. Peygamber'in (s.a.) minber üzerinde yaptığı konuşmada halka ihramın durumu ve ih-ramlı kimsenin giyebileceği şeyler hakkında Medine'de bilgi vermiş olması da buna delildir. Görünen o ki, bu konuşma cuma günüydü. Çünkü Hz. Peygamber'in (s.a.) konuşmada hazır bulunmaları için halkı topladığı ve sokaklarda ilân ettirdiği naklolunmamıştır. Oysa İbn Ömer (r.a.) Hz. Peyğamber'in (s.a.) minberi üzerinde Medine'de yaptığı bu konuşmada hazır bulunmuştu. Her vakit, insanlara ihtiyaç duydukları bilgileri iş ortaya geldiğinde vermek Hz. Peygamberin (s.a.) âdetiydi. Hac hakkında verilecek bilgiler için en uygun zaman ise hemen ardından yola çıkılacak olan cumadır. Açıkçası halk başına toplanmış ve kendisi de halka dini öğretme arzusunu içinde en çok duyan insan iken, bu muazzam kalabalık tam toplanmış ve halka hem dini hem de haccı bir arada —herhangi birini bırakmadan— anlatması mümkün iken zaruret olmadığı halde Hz. Pey-gamber'in (s.a.), bir günden daha az bir zaman kalmışken, konuşmasını cumadan başka bir vakte ertelemesi düşünülemez. En doğrusunu Allah bilir. Ebu Muhammed İbn Hazm, tbn Abbas (r.a.) ile Hz. Âişe'nin (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.) Zilkâde'nin bitimine beş gün kala yola çıktı." sözleriyle kendi görüşünün uyuşmayacağını anlayınca şöyle bir yoruma baş vurdu: Yani Hz. Peygamber (s.a.) Zülhuleyfe'den ayın bitimine beş gün kala ayrılmıştır... Zülhuleyfe ile Medine arasında sadece dört millik bir mesafe vardır. Az bir mesafe olduğu için bu yakın konak hesaba katılmamıştır. Böylece bütün hadisler uzlaşmış olur... Şayet Medine'den Zilkade ayının bitimine beş gün kala yola çıkmış olsaydı o vakit şüphe yok ki yola çıkışı cuma gününe rastlamış olurdu. Bu ise hatadır. Çünkü cuma namazı dört rekat kılınmaz. Oysa Enes, Hz. Peygamber (s.a.) ile birlikte Medine'de dört rekât öğle kıldıklarını söylemiştir...[267] İbn Hazm "Bunu daha çok açığa kavuşturur" deyip Buharî yoluyla Kâ'b b. Mâlik'den şu hadisi rivayet eder: "Allah Rasûlü (s.a.) yolculuğa çıkacağı zaman nadir haller dışında hep perşembe günü yola çıkardı." Hadisin bir diğer metninde ise "Allah Rasûlü (s.a.) perşembe günü yola çıkmayı severdi." denilmektedir.[268] İbn Hazm devamla der ki: Şu halde zikrettiğimiz Enes hadisinden dolayı cuma günü yola çıkmış olması düşünülemez. Aynı zamanda cumartesi günü yola çıkmış olması da hükümsüz olur. Çünkü bu takdirde Medine'den Zilkâde'nin bitimine dört gün kala ayrılmış olur. Bunu da hiç kimse dememiştir. îbn Hazm sözlerini şöyle sürdürür: Hem Hz. Peygamber'in (s.a.) Medine'den çıktığı günün gecesini Zülhuleyfe'de geçirdiği sahihtir. Öyle olsaydı —yani cumartesi günü yola çıkmış olsaydı— Zülhuleyfe'den ayrılışı pazar gününe rastlamış olurdu. Mekke'ye girmeden önceki geceyi Zîtuvâ'da geçirdiği sahihtir. Aynı zamanda Mekke'ye Zilhicce'nin dördüncü günü sabah vakti girdiği de sahihtir. Buna göre Medine-Mekke arasında geçirdiği yolculuğun süresi yedi gün olur. Çünkü böyle"ölmuş olsaydı Medine'den Zilkâde'nin bitimine dört gün kala çıkmış olur, Mekke'ye ise Zilhicce'nin üçünde, bu ayın dördüncü gecesini karşılarken girmiş olur. Bu da toplam yedi gece eder, daha fazla değil. Bu ise icmâ ile yanlıştır, hiç kimse böyle bir şey dememiştir. Öyleyse Hz. Peygamber'in (s.a.) Zilkade ayının bitimine altı gün kala yola çıktığı doğrudur. Böylece bütün rivayetler uzîaşmış ve aralarında görülen çelişki ortadan kalkmıştır. Hamdolsun Allah'a... Ben derim ki: Bu rivayetler, Hz. Peygamber'in (s.a,) cumartesi çıkmış olmasıyla birbirleriyle uyuşur, uzlaşırlar; aralarında bir çelişki de kalmaz. Hem böylece İbn Hazm'm aktardığımız yorumlarındaki çirkinlik de ortadan kalkmış olur. Ebu Muhammed İbn Hazm'm "Şayet Medine'den Zilkade ayının bitimine beş gün kala çıkmış olsaydı, o vakit yola çıkışı cuma gününe rastlamış olurdu." sözü bağlayıcı değildir. Aksine beş gün kala yola çıkıp da çıkışının cumartesine rastlaması doğrudur. Râvînin, ancak sayısı belirtilen şey dişi olduğunda hazf edilebilen "tâ" harfini sayıdan hazfetmiş olduğunu (yani Arapça aslında hams diye geçen beş rakamının ham-setün şeklinde olmadığını) gören Ebu Muhammed'i bu durum yanıltmış ve beş gece kala diye anlamasına sebep olmuştur.[269] Dolayısıyla ona göre, böyle bir şey ise ancak yola çıkış cuma günü olursa olur, cumartesi günü olsa o zaman dört gece kala yola çıkılmış olur. İbn Hazm'ın bu görüşü aynen aleyhine^çevrilir. Çünkü perşembe günü yola çıkmış olsa o vakit yola çıkış beş gece kala olmaz, altı gece kala olur. Bu yüzden adı geçen beş tarihiyle kayıt düşülmüş ve yola çıkışı, Zülhuleyfe'den ayrılışa yorumlamak zorunda kalmıştır. Oysa buna hiç gerek yoktu. Zira mümkündür ki, Zilkade ayı (normal süreden) eksik (yani 30 çekeceğine 29) çekmiştir. Bu yüzden de yola çıkış tarihi, ayın mutad süresine dayanılarak bitimine beş gün kala diye verilmiştir. Arapların ve diğer milletlerin tarih verecekleri zaman, ayın tam süresini gözönüne alarak ayın geri kalan süresine göre tarih vermeleri, sonra ay bitip noksanlığı anlaşıldıktan sonra da tarihte ihtilâfa düşmemeleri için aynı şekilde tarih belirtmeleri onların âdet-lericjir. Herhangi bir kimsenin yirmi dokuz çeken bir ayın yirmi beşinci günü yazılmış bir şey hakkında "Ayın bitimine beş gün kala yazdı." si doğrudur. Hem çıkış günüyle birlikte geri kalan gün sayısı kuşkusuz beştir. Araplar, tarih verilirken geceler ve gündüzler bir arada bulunduğu zaman geceler kelimesini (tağlîb metoduyla) üstün sayarlar. Çünkü gece, ayın başlangıcıdır, günden daha öncedir. Onlar geceleri söyleyip günleri kastederler. Şu halde günleri gözönüne alarak "beş kala" demek ve geceleri gözönüne alarak da sayıyı ifade eden kelimeyi erkekler için kullanılan tarzda (müzek-ker) getirmek doğrudur. İşte o zaman Hz. Peygamber'in (s.a.) yola çıkışı ayın bitimine beş kalaya rastladığı halde cuma gününe rastlamış olmaz, Kâ'b hadisinde Hz. Peygamber'in (s.a.) perşembe günü dışında asla yola çıkmadığı ifade edilmemekte, yalnızca çoğunlukla o gün yola çıktığı belirtilmektedir. Kuşkusuz Hz. Peygamber (s.a.) gazalara çıkışlarında perşembe günü ile sınırlı ve bağımlı kalmamıştır. İbn Hazm'm "Cumartesi günü çıkmış olsaydı, dört gün kala çıkmış olurdu." sözüne gelince ne geceler, ne de günler gözönüne alındığında böyle bir durumun ortaya çıkmayacağı artık anlaşılmıştır. "Hz. Peygamber (s.a.) Medine'den çıktığı günün gecesini Zülhuleyfe'-de geçirdi..." sözüne gelince; cumartesi günü yola çıkmış olmasında yolculuk müddetinin yedi gün olması lâzım gelmez. Tuhaf doğrusu! Çünkü Hz. Peygamber (s.a.) ayın bitimine beş gün kala yola çıksa ve Zilhicce'nin dördünde Mekke'ye girse Medine'den yola çıkışıyla Mekke'ye girişi arasında dokuz gün geçmiş olur. Bu hiçbir yönden problem değildir. Zira Mekke'ye gitmek için takip ettiği Medine-Mekke arasındaki yol o kadardır. Devamlı seyahat yapan Arabın yol alışı seyahat edemeyen şehir sakinlerinin yol alışlarından genellikle çok daha hızlıdır. Özellikle tahterevanlar, develerin yanlarına yüklenmiş sandıklar ve ağır yükler bulunmadığında. En iyi bilen Allah'tır. [270] [266] Buharı, 25/23. [267] Buharî, 25/24. [268] Buharî, 56/103; Ebu Davud, 2605. [269] Bizim yukarıdanberi, beş gün, altı gün kala diye tercüme ettiğimiz metnin Arapça asıllarında "gün" kelimesi geçmeden doğrudan doğruya beş kala, altı kala denilmektedir. Konu okunurken yanlış anlamaya fırsat verilmemesi için bu durumun göz önünde bulundurulması gerekir. [270] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/125-128. |