๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 17 Haziran 2011, 14:19:01



Konu Başlığı: Yemen heyetlerinin gelişi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 17 Haziran 2011, 14:19:01
7— Yemen Heyetlerinin Gelişi:

 

Yezîd b. Harun'un, Humeyd—Enes (r.a.) yoluyla gelen rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.) buyurdu ki: "Kalbleri sizden daha ince olan bir kavim geliyor." Bu söz üzerine Eş'arîler geldiler ve şöyle demeye başladılar:

"Yarın dostlarla karşılaşırız. Muhammed ve ashabıyla. "[246]

Sahih-i Müslim'de Ebu Hureyre'nin şöyle dediği rivayet edilmektedir: Rasûlullah'ı (s.a.) şöyle söylerken işittim: ''Yemenliler geldi. Onlar yumuşak kalpli ve nâzik gönüllü zevattır. İman yemenli, hikmet de yemenlidir. Vakar koyun sahiplerinde; kendini beğenme ve büyüklenme yaygaracı bedeviler­de, güneşin doğduğu taraftadır."[247]

Yezîd b. Harun—İbn Ebî Zi'b—Haris b. Abdurrahman—Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im—Mut'im'in babası yoluyla şu rivayette bulunur: Rasû-lullah (s.a.) ile beraber bir seferde idik. Buyurdu ki: "Size Yemenliler geldi; sanki onlar bulut gibidir, yeryüzündeki insanların en hayırlıları onlardır." Ensar'dan bir kişi bu söz üzerine: "Ancak biz müstesna ey Allah'ın Rasû-lü!" dedi. Hz. Peygamber sustu, cevap vermedi. Adam sonra tekrar: "Biz müstesna ey Allah'ın Rasûlü!" dedi. Hz. Peygamber (s.a.) yine sustu ve son­ra: "Ancak siz" dedi, ama çok hafif bir şekilde söyledi.[248]

Sahih-iBuharı'de şu rivayet vardır: Temîmoğullanndan bir grup Rasûlul-lah'â (s.a.) geldi. Rasûlullah (s.a.): "Ey Temîmoğulları! Müjdeyi kabul edip sevinin." dedi. Onlar da: "Sen bize müjde verdin, biraz da dünyalık (atıyye) ver." dediler. Rasûlullah'ın (s.a.) yüzünün rengi değişti. Sonra Yemenliler geldiler. Hz. Peygamber (s.a.): "Ey Yemenliler! Müjdeyi sizler kabul edin. Çünkü onu Temîmoğuİlan kabul etmedi." buyurdu. Yemenliler: "Kabul ettik." dediler. Sonra: "Sana bu dini anlamak ve âlemin başlangıcı hakkında bir şeyler sormak için geldik." dediler. Rasûlullah (s.a.): "Ezelde Allah var­dı ve Allah'tan başka hiç bir şey yoktu. Arş'i su üzerinde bulunuyordu. Al­lah, her şeyi (kainatın tamamını) Zikir'de (mahfuz Levh'te) takdir ve tesbit edip yazdı." buyurdu[249]


[246] Ahmet Müsned 3/105, 223, 262. İsnadı sahihtir. Bk. İbn Sa'd, 1/348.

[247] Müslim, 52.

[248] Ahmed b. Hanbel, 4/84. İsnadı sahihtir.

[249] Buharı, 59/1. Buharî'den gelen bir başka rivayette (Kitâbu't-Tevhîd): "O'ndan önce hiç­bir şey yoktu." denilmektedir. Buharî'nin dışındakiler: "O'nunla beraber hiçbir şey yok­tu." şeklinde rivayet etmektedirler. îbn Hacer der ki: Bütün rivayetlerde zikredilen kıssa birdir. Bu demektir ki râviler bu kıssayı, mânası ile rivayet etmişlerdir. Herhalde bu râvi-ler rivayetlerini Rasûlullah'ın (s.a.) İbn Abbas hadisinde geçtiği gibi, gece namazı (tehec-cüd)ndaki şu duasından almışlardır: "Sen ilksin, senden önce hiçbir şey yoktur." Bu bab-daki rivayet yokluk hususunda daha açıktır. Bu hadisten anlaşıldığına göre ne su, ne arş, ne de başka bir şey vardır. Çünkü bunların hepsi Allah'tan başka şeylerdir. Buna göre,

"Arşı su üzerinde idi." sözünün mânası: "O Allah önce suyu yarattı, sonra da o suyun üzerinde arşı yarattı.v' demektir.