Konu Başlığı: Yemek yeyişi Gönderen: Safiye Gül üzerinde 11 Ağustos 2011, 16:53:23 2— Yemek Yeyişî:
Yemek konusundaki tutum ve davranışları da böyleydi. Var olanı reddetmez, bulunmayanı araştırmazdı. Önüne hoş yiyeceklerden ne konursa yerdi. Ancak tiksindiği birşey olursa kendisi yemez, başkalarına da hararn kılmazdı. Hiçbir zaman bir yemeğe kusur bulmamıştır. İştahı olursa yer, olmazsa yemezdi. Nitekim alışık olmadığı için keler yememişti. Ama üni-metin yemesini de haram kılmadı. Hatta sofrasında gözü önünde keler yediler. : Helva ve bal yedi; bunları severdi. Deve, koyun ve tavuk eti, toy ku£iı eti, yaban eşeği ve tavşan eti, deniz hayvanları yedi, kebap yedi. Yaş ve kuru hurma yedi. Hem halis hem de (su ile) karışık süt içti. Kavut (urı çorbası) içti. Bah suyla karıştırarak (şerbet yapıp) içti. Hurma şırası içti. Hazîre —süt ile undan yapılan çorba— içti. Hıyarı yaş hurma ile yedi. Ekit[244] (denen bir tür çökelek) yedi. Kuru hurmayı ekmekle yedi. Ekmeği sirke İle yedi. Serid —etli ekmek— yedi. Eritilmiş iç yağı yedi. Ciğer kebabından yedi. Pastırma yedi. Kabak yemeği yedi; bu yemeği severdi. Haşlama yedi. Etli ekmeği eritilmiş sade yağa banıp yedi. Peynir yedi. Ekmdği zeytin yağına banıp yedi. Kavunu yaş hurma ile birlikte yedi. Kuru hurrrtâ-yı tereyağıyla yedi; bunu severdi. Lezzetli ve has olanı geri çevirmez, onu elde etmek için de çabalamaz-dı. Hazır bulduğunu yemek O'nun tutumuydu. Şayet yemek bulamazsa sabrederdi. Hatta açlıktan karnına taş bağladığı olurdu. Hilal görülür, hilal görülür, hilal görülürdü (yani aylar geçerdi) de evinde ateş yandığı ölmazdı. Çoğunlukla yemeğini yere serdiği meşin bir sofra üzerine kordu. Üç parmağıyla yemek yer, yemeğini bitirince parmaklarını yalardı. Bu tutum, yemek yiyenlerin yapabilecekleri en mükemmel bir tutumdur. Çünkü kibirli kimse bir tek parmağı ile yer, açgözlü ve hırslı kimse ise beş parmağı ile yer, avucuyla da (ağzına) basar. Dayanarak yemek yemezdi. Dayanmaksa türlüdür: 1- Yana dayanmak, 2- Bağdaş kurup oturmak, 3- Bir eline dayanıp diğeriyle yemek. Her üç türü de kötülenmiştir. Yemeğin başlangıcında besmele çeker, sonunda da hamdederdi. Yemeği bitirince şu duayı okurdu: "Ey Rabbimiz! Hoş, mübarek, kifayet olunmamış, talebinden vazgeçilmemiş ve müstağni kahnamayan bir hamd ile sana çokça hamde-deriz."[245] Bazan şu duayı okurdu: "Yediren, fakat yedirilemeyen; lütfedip bizi doğru yola eriştiren, bizi yediren-içiren, her türlü güzel imtihanlarla bizi imtihan eden Allah'a ham-dolsun. Bize yemekten yediren, sudan içiren, bizi çıplakken giydiren, şaşkınlık ve sapıklıktan kurtarıp doğru yola ileten, görmeyen gözümüzü görür yapan ve bizi yarattığı varlıkların pek çoğundan üstün kılan Allah'a hamdoisun. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a."[246] Bazan da şu duayı okurdu: "Yediren, içiren, kolaylıkla boğazdan geçiren (ve bir çıkış yolu ya tan) Allah'a hamdoisun."[247] Yemeğini bitirince parmaklarını yalardı. (Hz. Peygamber (s.a.) ile| ashabının) ellerini silecekleri (ayrıca) elbezleri yoktu. Her yemek yediklerinde ellerini yıkama alışkanlıkları da yoktu. Çoğunlukla oturarak su içerdi. Hatta ayakta içmekten menetmişti.[248] Bir keresinde kendisi ayakta içti.[249] (O'nun bu tutumunu yorumlayanlardan) bir kısmı bu davranışı, yasağı yürürlükten kaldırmak içindi; bir kısmı da: Hayır. Her iki şekil içmenin de caiz olduğunu göstermek için böyle yapmıştı, diyorlar. Allah daha iyi bilir ya, görülen o ki, bu özeJ bir hâdise idi, bir özürden dolayı ayakta içmişti. Anlatılan hikâyenin akışı da bunu göstermektedir. Zira Hz. Peygamber (s.a.) zemzem kuyusuna geldiğinde, oradan su çekiyorlardı. Kovayı aldı ve ayakta içti. Bu konuda doğru olan şudur: Ayakta içmek yasaklanmış, oturmaya engel bir özür bulunursa caiz sayılmıştır. Böylece bu konudaki hadislerin arası uzlaştınlmış olur.[250] En iyi bilen Allah'tır. Kendisi içtiğinde, solunda daha büyük birisi bulunsa da, bardağı sa-amdakine uzatırdı.[251] [244] Ekıt: Yağı alınmış koyun ve keçi sütünden yapılır. Türkçe'de keş denen yoğurt kurusu olacaktır. Ayran kaynatılıp katılaştıktan sonra süzülüp kurutulur. Bk. Âsim Efendi, Kamus-ı Okyanus, 3/21, İstanbul, 1305. [245] Buharı, 70/54; Tirmiri, 3452; Ebu Davud, 3849; tbn Mâce 3284; Hâkim, Müstedrek, 4/İ36. [246] İbn Hibbân, 1352. Senedi kuvvetlidir. [247] Ebu Davud, 3851; îbn Hibbân, 1351. Parentez içindeki cümle metinde yok,"akna adı geçen kaynaklarda var olduğu için almayı uygun bulduk. [248] Müslim, 2034; Tirmizî, 1880; Ebu Davud, 3717; İbn Mâce, 3424; Ahmed, 3/199, 250, 291. [249] Buharı, 74/16; Ebu Davud, 3718; Tirmizî, 48; Nesâî, 1/87. Buharî'deki metin: Hz. Ali (r.a.), (Küfe Mescidİ'nin) Babu'r-Rahabe denilen kapısını geldi, ayakta su içti ve sonra: "Bazı insanlar ayakta İçmeyi hoş karşılamıyorlar. Oysa Allah Rasûlü'nün (s.a.), benim yaptığımı gördüğünüz şekilde yaptığını gördüm." dedi. [250] Hafız İbn Hacer, Fethu'l-BârPde (10/73,74) diyor ki: Bu konuda âlimler çeşitli yolları tuttular: 1) Tercih. Ayakta içmenin caizliğini gösteren hadisler yasaklayıcı hadislerden daha sağlamdır. 2) Yasaklayıcı hadislerin yürürlükten kaldırıldığı (= neshedildiği) iddiası. 3) Bir tür yorum getirerek iki zıt haber arasını uzlaştırma. Diğerleri ise hadisler arasını, yasaklayıcı hadisleri tenzihen mekruhluğa, cevaz ifade edenleri ise (haram olmadığını) açıklamaya bağlayarak uzlaştırma yolunu tutmuşlardır. Hattâbî ile İbn Battal bu yolu benimsemişlerdir. Bu yol, en güzel, en salim ve itirazdan en uzak olan yoldur. Esrem, son zamanlarında buna işaret ederek: "Kerahet sabit olsa bile irşad ve eğitime bağlanır; haram kabul edilmez." demiştir. Taberî kesinlikle böyle olduğunu söyleyerek fikrini şöyle desteklemiştir: Şayet caiz olsa sonra haram kılınsaydı yahut haram olsaydı da sonra caiz kılmsaydı, Hz. Peygamber (s.a.) bunu açıkça beyan ederdi. Bu konuda haberler çelişince aralarını bu şekilde bulduk. [251] Buharî, 74/13. Enes b. Mâlik gördüğü şu olayı anlatıyor: Allah Rasûlü (s.a.), süt içti ve evine geldi. Bir koyunun sütü sağıldı. Ben de Allah Rasûlü (s.a.) için kuyudan su çektim (sütü su ile) karıştırdım. Allah Rasûlü (s.a.) bardağı eline aldı, içti. Solunda Hz. Ebu Bekir, sağında ise bir bedevi arap vardı. Artığını bedevî araba verdi, sonra: "Sağı takip edin, sağı" buyurdu. İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/135-138. Konu Başlığı: Ynt: Yemek yeyişi Gönderen: Ramazan. üzerinde 15 Ocak 2016, 01:18:53 Es Selamün Aleyküm . Vediğiniz bilgilerle Efendimizin (s.a.v) yemek yiyiş şeklini öğrendik elhamdülillah . İnşALLAH Efendimiz (s.a.v)' in yemek yeme adabını bizlerde uygulaayalım.
ALLAH cc razı olsun Konu Başlığı: Ynt: Yemek yeyişi Gönderen: Sevgi. üzerinde 15 Ocak 2016, 01:41:35 Aleyna Ve Aleykümüsselăm. Peygamberimiz (S.A.V ) her yönüyle bizlere güzel örnektir. Oyüzden bizlerde Peygamberimiz'in sünnetlerini güzelce öğrenip hakkıyla uyguluyanlardan olalım inşaAllah... Paylaşım için Rabbim Razı olsun kardeşim.
Konu Başlığı: Ynt: Yemek yeyişi Gönderen: Pelinay üzerinde 15 Ocak 2016, 07:46:58 Ve aleykumusselam ve rahmetullah..Dayanarak yemek yemezdi. Dayanmaksa türlüdür: 1- Yana dayanmak, 2- Bağdaş kurup oturmak, 3- Bir eline dayanıp diğeriyle yemek. Her üç türü de kötülenmiştir.
Burda bagdas kurarak yemenin yasaklanan sekli arkada her hangi bir seye yaslanmak midir?yoksa normal sekliyle de uygun degil mi? Konu Başlığı: Ynt: Yemek yeyişi Gönderen: Mustafa/Samed üzerinde 15 Ocak 2016, 15:09:56 Ve Aleykümüsselam. Rabbim böyle yemek yememizi nasip eylesin. Paylaşım için Rabbim razı olsun.
Konu Başlığı: Ynt: Yemek yeyişi Gönderen: Yağmur Gmş üzerinde 15 Ocak 2016, 15:45:58 Bismillah...
Bizler Peygamber Efendimizin uygulamadığı bağdaş kurarak yemek yememeliyiz. Bunu Efendimiz yapmazdı. Ve yemek yerken ağzımızı kapatarak yemeliyiz. Allah cc. razı olsun. Konu Başlığı: Ynt: Yemek yeyişi Gönderen: Damla üzerinde 15 Ocak 2016, 19:02:04 Esselamu aleyküm..Aç olduğu zaman alışık olduğu şeyleri yer aç olmadığı zaman yemezmiş.Biz yemek seçmemeliyiz.Beğenmemezlik yapmamalıyız..Bazı kimseler o bir ekmek ufağını bile bulamıyorlar..Allah c.c. razı olsun..
Konu Başlığı: Ynt: Yemek yeyişi Gönderen: Mehmed. üzerinde 15 Ocak 2016, 19:40:18 Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Efendimiz yaslanarak yemek yemezdi. Rabbim bizleri bu sünnetlere uymayı nasip eylesin.
|