๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 16 Haziran 2011, 11:30:03



Konu Başlığı: Tüceyb heyetinin gelişi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 16 Haziran 2011, 11:30:03
17— Tüceyb Heyetinin Gelişi:

 

Tüceyb[294] heyeti Rasûlullah'a (s.a,) geldi. Sekûnoğullanndan[295] on üç kişi idiler ve Allah'ın üzerlerine farz kıldığı zekâtlarını getiriyorlardı. Rasû-lullah (s.a.) gelişlerine sevindi, onlara izzet ve ikramda bulundu. Dediler ki: "Ya Rasülallah! Allah'ın mallarımız üzerindeki hakkını sana getirdik." Ra-sûlullah (s.a.): "Geri götürüp fakirleriniz arasında paylaştırın." buyurdu. "Ya Rasûlallah! Biz sana fakirlerimizin ihtiyacını karşıladıktan sonra geri kalanı getirdik." dediler. Ebu Bekir (r.a.) buyurdu ki: "Ya Rasûlailah! Hiçbir arap kabilesi Tüceyb kabilesinirfbu kolunun geldiği gibi gelmedi." Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: "Hidayet Allah'ın (c.c.) elindedir. Kim için ha­yır dilerse onun göğsünü imana açar."

Tüceybliler, Rasûlullah'tan (s.a.) bazı şeyler istediler. O da istediklerini bir yazı ile tesbit edip verdi. Kur'an'dan ve sünnetten bazı şeyler sormaya baş­ladılar. Rasûiullah'ın (s.a.) onlara olan muhabbeti daha arttı ve Bilâl'e (r.a.) onları ağırlamakta kusur etmemesini emretti.

Tüceybliler birkaç gün kaldılar, fazla durmadılar. "Niçin acele ediyor-sunuz?",denildiğinde, dediler ki: "Geride bıraktıklarımıza döneceğiz. Onlara Rasûlullah'ı (s.a.) gördüğümüzü, O'nunla konuştuğumuzu ve bize verdiği ce­vaplan haber vereceğiz." Sonra Rasûlullah'a (s.a.) gelerek vedalaştılar Ra­sûlullah (s.a.), Bilâl'ı (r.a.) onlara gönderdi ve daha önce hiçbir heyete ver­mediği mükâfatlar verdi. Sonra: "Başka kimse kaldı mı?" diye sordu. "Evet, bineklerimizin yanında bekleyen bir delikanlı var. O bizim en küçüğümüz-dür." dediler. "Onu bana gönderin." buyurdu. Bineklerinin yanına dönün­ce delikanlıya: "Rasûlullah'a (s.a.) git ve ihtiyacım gider. Biz ihtiyaçlarımızı temin edip vedalaştık." dediler.

Delikanlı Rasûlullah'a (s.a.) geldi ve: "Ya Rasûlallah! Ben Ebzâoğulla-rındanım, biraz önce sana gelen ve ihtiyaçlarını giderdiğin kafiledenim. Be­nim ihtiyacımı da karşıla ey Allah'ın Rasûlü." dedi. Rasûlullah (s.a.): "Se­nin ihtiyacın nedir?" dedi. O da: "Arkadaşlarım her ne kadar İslâm'ı arzu­layarak geldiler ve zekâtlarını da getirdilerse de, benim ihtiyacım onlannkine benzemiyor. Allah'a yemin olsun ki beni beldemden buralara kadar getiren şey sadece, senin Allah'a benim için dua ederek beni bağışlamasını, bana merhamet etmesini ve gönül zenginliği vermesini istemendir." dedi. Hz. Peygamber (s.a.) delikanlıya döndü ve: "Ey Allah'ım! Sen onu bağışla, ona merhamet eyle ve zenginliğini gönlünde kıl!" diye dua etti. Arkadaşlarından her birine ne verilmişse, ona da aynısının verilmesini emretti. Sonra heyettekiler dönüp kavimlerine gittiler.

Daha sonra hicretin 10. yılı hac mevsiminde Mina'da Rasûiullah'ın (s.a.) yanma geldiler ve: "Biz Ebzâoğullanndamz." dediler. Rasûlullah (s.a.); "Si­zinle beraber bana gelen delikanlı ne yapıyor?" diye sordu. "Ya Rasûlallah! Onun gibisini daha önce hiç görmedik. Allah'ın verdiği rızka ondan daha çok kanaat gösteren kimse ile konuşmadık. İnsanlar dünyanın tamamını bölüşe­cek olsalar hiç dönüp bakmaz." dediler. Rasûlullah (s.a.) bunun üzerine: "El­hamdülillah, ben onun toptan, bütün uzuvlarıyla öleceğini umarım." buyur­du. İçlerinden birisi: "Her bir insan toptan ölmez mi ya Rasûlallah?" diye sordu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: "İnsanın arzuları ve elem­leri dünyanın çeşitli vadilerine dağılmıştır. Ölüm onu bu vadilerden birinde yakalayacak, bu esnada arzulan ve emelleri dolayısıyla herşeyiyle toptan ecelin kendisini yakaladığı vadide bulunamayacaktır. Kulun bu vadilerden hangi­sinde öldüğü Allah için önemli değildir."

Sonrasını şöyle anlattılar: Bu delikanlı aramızda en faziletli bir hal ile, en çok zühd üzere ve kendisine ayrılan rızka kanaat göstererek yaşadı. Rasû­lullah (s.a.) vefat edince, Yemen halkından bazıları İslâm'dan çıktı. Bu adam kavmi arasında kalktı ve onlara Allah'ı ve İslâm'ı hatırlattı. Böylece onlar­dan hiç kimse İslâm'dan dönmedi. Hz. Ebu Bekir Sıddîk, onu hatırlar ve so­rardı, sonunda durumunu ve yaptığı hizmetleri haber aldı ve Ziyâd b. Le-bîd'e mektup yazarak onun hakkında tavsiyelerde bulundu.[296]


[294] Kincle'nin bir koludur.

[295] Yemen'de Kinde'nin bir kolu ve Tüceyb kabilesinin boylarından biridir.

[296] Şerhu'l-Mevâhib-i Ledüniyye, 4/50-51; İbn Seyyiddinâs, 2/246, 248; İbn Sa'd,

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/196-197.