๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 16 Haziran 2011, 11:31:20



Konu Başlığı: Târık b. Abdullah ve arkadaşlarının gelişi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 16 Haziran 2011, 11:31:20
16— Târik b. Abdülah ve Arkadaşlarının Gelişi:

 

Ebu Bekir el-Beyhakî, Cami' b. Şeddâd yoluyla yaptığı rivayette Târik b. Abdillah denilen bir adamın şöyle söylediğini nakleder: Mecaz panayırında bulunuyordum. O sırada üzerinde cübbesi olan ve: "Ey insanlar! Lâ ilahe illallah deyiniz, kurtuluşa eriniz." diyen bir adam geldi. Arkasında da birisi O'nu takip ediyor, O'nu taşlıyor ve: "Ejj insanlar! O'na inanmayınız, O ya­lancıdır!" diyordu. Dedim ki: "Bu kimdir?" Dediler ki: "Hâşimoğullann-dan, Allah'ın elçisi olduğunu iddia eden bir adam." "Peki arkasında onu taşlayan kim?" dedim. "Amcası Abdüluzzâ." dediler. Herkes müslüman olun­ca hicret etti. Biz de Rabeze'den, çıktık, hurma almak için Medine'ye gitmek istiyorduk. Medine'nin hurmalıklarına yaklaştığımızda: "Burada mola verip elbiselerimizi değişelim." dedik. Karşımıza bir adam çıkıverdi, elbiseleri es­kimişti. Bize selâm verip: "Nereden geliyorsunuz?" diye sordu. "Rabeze'­den." dedik. "Pekiyi, nereye gidiyorsunuz?" dedi. "Bu şehre." dedik. "Orada ne yapacaksınız?" dedi. "Hurma alacağız." dedik. Yanımızda, hevdeete (deve çadırında) bulunan bir kadın ve boynunda yuları olan kırmızı bir devemiz vardı. "Devenizi satar mısınız?" dedi. "Şu kadar ölçek hurma karşılığında satarız.'* dedik. Söylediğimiz miktardan hiçbir indirim teklif etmedi. Deve­nin yulannı tuttu ve çekip gitti. Medine hurmalıkları arasında gözden kaybo­lunca kendi kendimize dedik ki: "Biz ne yaptık, vallahi ne tanıdığımız bir adama sattık deveyi ne de ücretini aldık." Yanımızda bulunan kadın dedi ki: "Vallahi ben o adamın yüzünü dolunay halindeki bir ay parçası gibi gördüm, devenizin bedeline ben kefilim."

İbn îsUâk'ın rivayetine göre kadın dedi ki: "Dövünüp durmayın. Onda size haksızlık yapmayacak bir adamın çehresini gördüm. Onun yüzünden daha çok dolunaya benzeyen başka bir şey görmedim." Onlar bu haldeyken bir adam geldi ve: "Rasûlullah'ın (s.a.) size gönderdiği elçisiyim. İşte hurmanız, yeyiniz, doyunuz ve tartıp, hakkınızı da alınız." dedi.

Doyuncaya kadar yedik. Sonra tartarak hakkımızı aldık ve daha sonra şehre girdik, mescide geldik.

O da minberde ashaba hitap ediyordu. Hutbesinden şu sözleri duyabil­dik: "Sadaka veriniz, sadaka sizin için hayırlıdır. Veren el alan elden üstün­dür. (Vermeye de) anneniz, babanız, bacınız, kardeşiniz, daha sonraki ya­kınlarınız (dan başlayınız).'' Bu sırada Yerbu' oğullarından veya Ensar'dan bir adam karşısına geldi ve dedi ki: "Ya Rasûlallah! Bizim bunlarla cahiliye döneminde bir kan davamız vardı." Rasûlullah (s.a.): "Ana evladına karşı cinayet işlemez." buyurdu ve bu sözü üç kere tekrarladı.[293]


[293] Hâkim, Müstedrek, 2/611. Senedinin hasen kabul edilmesi mümkündür. Hâkim sahih ol­duğunu söylemiş, Zehebî de bunu desteklemiştir.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/194-195.