Konu Başlığı: Sözlerin seçilmesi Gönderen: Safiye Gül üzerinde 22 Temmuz 2011, 10:40:27 İKİNCİ BÖLÜM DİLİ KORUMA DİLİ KORUMA VE SÖZLERİ SEÇMEDEKİ TUTUMLARI 1- Sözlerin Seçmesi: Hz. Peygamber (s.a.), konuşmasında ümmeti için sözlerin en iyisini, en güzelim ve en incesini seçerdi. Çirkin, kaba ve yüz kızartıcı biçimde konuşanların sözlerine hiç benzemeyen sözler kullanırdı. Çirkin ve yüz kızartıcı tarzda, bağırarak ve sert bir şekilde konuşmazdı. Koruma altına alınmış değerli bir sözün lâyık olmayan kimseler hakkında kullanılmasından hoşlanmazdı. Yine lâyık olmayanlar hakkında çirkin ve yerici sözler kullanılmasını sevmezdi. Sözkonusu birinci kışıma dair örnekler: Bir münafığa "Efendimiz" denilmesini yasaklayarak "O sizin efendiniz olursa, aziz ve celil olan Rab-binizi kızdırmış olursunuz."[791] buyurmuştur. Üzümün, "kerrn"; Ebu Ce-hil'in Ebu'l-Hakem diye adlandırılmasını da yasaklamıştır. Aynı şekilde Ebu'l-Hakem adlı sahabînin ismini Ebu Şurayh diye değiştirmiş ve "Şüphesiz ki hakem Allah'tır ve hâkimiyet O'na aittir."[792] demiştir. Ayrıca kölenin efendisine veya hanımefendisine "Rabbim", efendinin kölesine "Kulum" demesini yasaklamıştır. Ancak efendi "Oğlum, kızım",köle de "Efendim, hanımefendim" diyebilir[793]' Tabip olduğunu! söyleyen birisine "Sen refiksin, o kadının tabibi yaratanıdır." demiştir[794]' Cahil kimseler, tabiata dair az bir ilme sahip olan kâfiri, halkın en sefihi (cahili) olduğu halde, hakîm (hikmet sahibi, filozof) diye adlandırırlar. Yine, "Kim Allah'a ve Rasûlü'ne itaat ederse hidayete ermiştir; kim de onlara isyan ederse sapıtmıştır." diyen hatibe "Sen ne kötü hatipsin!" demiştir.'[795] "Allah ve falan kişi dilerse, demeyin; ama Allah dilerse, sonra falan kişi dilerse, deyin."[796] sözü de bunlardandır. Adamın birisi kendisine: "Allah ve sen dilersen" dediğinde, Hz. Peygamber (s.a.): "Sen beni Allah'a denk mi tutuyorsun?! Sadece Allah dilerse, desene!'[797] buyurmuştur. Şirkten sakınmayan kimsenin şu sözleri de yine yukarıdaki gibi yasaklanan şirk koşma anlamına gelir: "Ben Allah'la ve seninleyim. Bana Allah ve sen yetersin; Allah'tan ve senden başka kimsem yok; Allah'a ve sana güveniyorum; Bu Allah'tan ve sendendir; Gökde Allah benim için, yeryüzünde sen; Allah'a ve senin hayatına yemin olsun..." gibi söyleyenin yaratılanı, Yaratan'a ortak koştuğu benzer sözler. Bütün bunlar "Allah ve sen dilersen" sözünden çok daha çirkin ve yasak sözlerdir. "Önce Allah'la, sonra seninleyim; Allah diler, sonra da sen dilersen" denilmesine gelince, bunda bir sakınca yoktur. Nitekim üç kişinin başından geçenlerin anlatıldığı hadiste geçen şu söz gibi: "Bugün evvel Allah, sonra senden başka beni (evime) ulaştıracak yoktur."[798] Yine: "Allah dilerse sonra falan dilerse" denilmesine izin verilen yukarıda geçen hadis gibi. [799] [791] Ebu Davud, 4977; Ahmed, Müsned, 5/346, 347; Buharî, Edebu'I-Müfred, 760; Bürey-de el-Eslemî'den. Senedi sahihtir. [792] Ebu Davud, 4955; Nesâî, 8/226, 227. Senedi sahihtir. [793] Müslim, 2249; Ebu Davud, 4975; Ahmed, Müsned, 2/444, 496; Ebu Hureyre'den. Buharı, (49/17) yine Ebu Hureyre'den şu hadisi rivayet etmektedir: "Sizden birisi (kölesine): Rabbini doyur, rabbine abdest aldır, rabbine su ver! diye hitap etmesin. Köle de: Efendim, velinimetim, desin. Yine sizin biriniz (kölesine): Kulum, cariyemi diye hitap etmesin. Fakat, yiğitim, kızım, oğlum! diye seslensin." < [794] Ebu Davud, 4207; Ahmed, Müsned, 4/163; Ebu Remse'den. Senedi sahihtir. | [795] Müslim, 870; Ebu Davud, 1099, Ahmed, Müsned, 4/256, 379; Adiy b. Hâtim'den. Hadisin devamı şöyledir: "Kim de Allah'a ve Rasûlü'ne isyan ederse, de!" Aralarında bir eşitlik" ifade ettiğinden dolayı bu iki ismin bir zamirde bir araya getirilmesinden hoşlanmamıştı. [796] Ebu Davud, 4980; Ahmed, Müsned, 5/384, 394, 398; Huzeyfe'den (r.a.). Senedi sahihtir. [797] Ahmed, Müsned, 1/214, 224, 283, 347; İbn Abbas'tan: "Beni Allah'a denk mi tutuyorsun?" şeklinde, sahih senedle rivayet edilmiştir. [798] Buharî, 83/8; Müslim, 2964; Bu kısım, İsrailoğullarından olan, biri abraş, biri kel, biri de kör üç kişinin Allah Teâlâ tarafından imtihan edilmelerini anlatan uzun bir hadisten alınmıştır. Bk. Tecrid Tercemesî, 9/195-198. [799] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/361-363. |