๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 07 Temmuz 2011, 17:23:35



Konu Başlığı: Savaşın seyri değişiyor
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 07 Temmuz 2011, 17:23:35
6— Savaşın Seyri Değişiyor:

 

Günün başında üstünlük kâfirlerin aleyhine, müslümanlarm lehine idi. Allah düşmanları bozguna uğrayıp öylesine yüz geri dönüp kaçtılar ki kadın­larının yanma vardılar. Okçular onların hezimetini görünce, Rasûlullah'in (s.a.) korumalarını emir buyurduğu mevzilerini terkettiler ve: "Arkadaşlar! Haydi ganimete!" demeye başladılar. Komutanlarının, Rasûlullah'ın (s.a.) sözünü hatırlatmasına rağmen onu dinlemediler. Müşriklerin geri dönemeyeceğini zan­nederek ganimet toplamaya gittiler ve geçidi boşalttılar. Derken müşrik atlı­ları geri döndüler ve geçidi boş buldular. Okçular yerlerinde değillerdi. Hemen geçitten geçtiler ve müslümanları arkadan çevirmeye imkân bulup kuşattılar. Allah Teâlâ, müslümanlardan ikram edeceğine şehitliği ikram etti, ki bunlar 70 kişiydiler.[518] Sahabe geri çekildi. Müşrikler Rasûlullah'ın (s.a.) yanma ka­dar geldiler. O'nu taşlamaya başladılar; yüzünü yaraladılar, alt çenesinin sağ tarafındaki küçük azı dişini ve başındaki miğferini kırdılar.[519] Nihayet, fâ­sık Ebu Âmir'in müslümanlara tuzak kurmak için kazdığı çukurlardan biri­ne sağ yanı üzerine düştü. Hz. Ali elini tuttu. Talha b. UbeyduIIah kucaklayıp bağrına bastı (vücûdunu ona siper etti) ve Amr b. Kamie ile Utbe b. Ebî Vak-kâs'ın Hz. Peygamber'e zarar vermelerini önledi. Rasûlullah'ı (s.a.) yarala­yan, Muhammed b. Müslim b. Şihâb ez-Zührî'nin amcası Abdullah b. Şihâb ez-Zührî idi de denilmiştir.

Bu sırada Mus'ab b. Umeyr O'nun (s.a.) önünde öldürüldü. Bayrağı Ali b. Ebî Tâlib'e verdi. Miğfer halkalarından iki tanesi yüzüne batmıştı. Bunla­rı Ebu Ubeyde b. Cerrah çıkarttı. Öyle asıldı ki, Rasûlullah'ın (s.a.) yüzün­deki o iki halkayı ısırmasının şiddetinden* alt ve üst çenesinin ikişer ön dişi söküldü. Elmacık kemiğinin üstündeki (yaradan sızan) kanı Ebu Saîd el-Hudrî'nin babası Mâlik b. Sinan yavaşça emdi.

Müşrikler O'nu (s.a.) farketmişlerdi. Allah'ın O'nunla (s.a.) kendileri arasında engel olmamasını istiyorlardı. Müslümanlardan 10 kadarı, öldürülünceye kadar O'na (s.a.) siper oldular. Sonra Talha müşriklere, Rasûlullah'tan (s.a.) uzaklaştırıncaya kadar kılıç salladı, Ebu Dücâne (yüzünü Peygamberi­mize dönerek) sırtını siper etti; oklar sırtına saplanıyor fakat o hiç kıpırda­mıyordu. O gün Katâde b. Numan'ın gözü isabet alıp dışarı çıktı. Onu Rasûiullah'a (s.a.) getirdi. O da (s.a.) gözünü yerine koydu. Gözlerinin en sağlıklısı ve en güzel göreni o gözü oldu,[520] Şeytan, en yüksek sesiyie: "Mu-hammed öldürüldü!" diye bağırdı. Bu haber müslümanlarrjan çoğunun gön­lüne düşünce birçoğu kaçtı. Halbuki Allah'ın emri, şüphesiz gereği gibi yerine gelecektir.

Enes b. Nadr, bir grup müslümana rastladı; elleri yanlarına düşmüştü (silahlarını atmışlardı):

— Ne bekliyorsunuz? dedi.

— Rasûluîlah (s.a.) öldürüldü, dediler.

— O'ndan sonraki hayatta siz ne yapacaksınız? Kalkın ve O'nun (s.a.) öldüğü şey uğruna ölün, dedi. Sonra düşmana doğru yöneldi. Sa'd b Muaz'a rastlayınca; "Ey Sa'd! Uhud dağının yanında cennet kokusunu duyuyorum." dedi; sonra öldürülünceye kadar savaştı. Vücudunda 70 darbe izi bulundu.[521] O. gün Abdurrahman b. Avf da aşağı yukarı 20 yara almıştı. [522]


[518] İbn Hişâm (2/77), ibn Ishak'tan aktarmıştır: Yahya b. Abbâd b. Abdillah b. Zübeyr-babası Abdullah b. Zübeyr-babası Zübeyr'den rivayet etmiştir: "Vallahi, az veya çok hiçbir mal olmaksızın paçalarını sıvamış kaçar durumdaki Hind bt. Utbe ile arkadaşla­rının halhallanna baktığımı görür gibiyim. Biz düşmanı kovalarken okçular askere mey­ledip arka tarafımızı (düşman) atlılara boşalttıklarında onlar arkamızdan geldiler ve birisi şöyle bağırdı: "Haberiniz olsun, Muhammed öldürüldü!" Düşmanın bayraktarlarını öl­dürmüş ve onlardan hiçkİmse bayrağa yaklaşamaz hale gelmişken biz geri çekildik ve düşman dönüp üzerimize saldırdı." İsnadı sahihtir.

[519] Buharî, 64/24; Müslim, 1790: Sehl b.Sa'd hadisinden,

[520] Beyhakî, Delâilü'n-Nübüvve'sindt, îbn Kesîr'in (2/447) Yahya el-Hamânî yoluyla Ab­durrahman b. Süleyman b. Gasîl-Âsim b. Ömer b. Katâde-babası ve dedesi Katâde b. Nu'man'dan şöyle rivayet ettiğini kaydetmiştir: (Katâde'nin) Uhud savaşında gözbebe­ği (yanağına) elmacık kemiğine düşmüştü, koparmak istediler. Durumu Hz. Peygam-ber'e (s.a.) arzettiler: "Hayır!" dedi ve onu yanma çağırarak gözbebeğini eliyle yerine koydu. (Gözü

öylesine iyileşmişti ki daha sonra) hangi gözünün vurulduğunu bilemi­yordu. Ömer b. Katâde dışında râvileri sikadır. Ömer'i İbn Hibbân'dan başkası sika kabul etmemiş ve kendisinden oğlu Âsım'dan başkası rivayette bulunmamıştır. İbn Ha-cer, el-îsâbe'de (7078) şöyle diyor: "Katâde'nin gözünün Uhud savaşında vurulduğu bir başka yoldan da rivayet olunmuştur. Bunu Dârakutni İle İbn Şahin, Abdurrahman b. Yahya el-Uzrî yoluyla Katâde b. Nu'man'dan şu şekilde rivayet ediyorlar: Gözü yanağı­na, elmacık kemiğinin üzerine akmış. Hz. Peygamber (s.a.) de onu yerine koymuş ve (bundan sonra) gözlerinin en iyi göreni (o gözü) olmuştu. Abdurrahman b. Yahya el-Uzrî adlı râvî de tenkid edilmiştir. Ukaylî diyor ki: Meçhul bir râvidir; bu bakımdan hadis delil alınamaz. Yine Dârakutnî ve Beyhakî, (Delâil'inde) Iyâz b. Abdillah b. Ebi Şerh tarîkiyla Ebu Saîd el-Hudrî-Katâde'den; İbn Hişâm'ın Sfre'sinde (2/82) aktardığı­na göre îbn İshâk, Âsim b. Ömer b. Kâtade'den uzun bir mürsel hadis olarak benzer rivayetlerde bulunmuşlardır. İbn Abdilber, el-îsüâb adlı eserinde, ilk rivayetin daha sa­hih olduğunu söylemiştir.

[521] İbn Hişâm, (2/83) İbn İshak'ın, Benî Adiy b. Neccâr'ın kardeşleri Kasım b. Abdurrah­man b. Râfı'den rivayet ettiğini aktarır. Kâsım'ı, Ibn Hatim (7/13) zikretmiş, ancak her­hangi bir cerh ve ta'dîl kaydetmemiştir. Buharî ve Müslim (1903) de Enes b. Mâlik'ten benzer rivayetlerde bulunmuşlardır.

[522] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/243-244.