Konu Başlığı: Reyhan Gönderen: Safiye Gül üzerinde 10 Haziran 2011, 15:06:49 33— Reyhan
Yüce Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de reyhandan söz etmiş ve şöyle buyurmuştur: "Eğer ölen o kişi gözdelerden ise, rahatlık, reyhan ve nimet cenneti onundur."[87] "Orada meyveler, salkımh hurma ağaçları, kabuklu taneler, güzel kokulu otlar (reyhan) vardır."[88] Sahih-iMüslim'de ise Hz. Peygamber (s.a.): "Kendisine reyhan ikramında bulunulan kimse onu çevirmesin; çünkü o, hem taşıması hafiftir hemjde güzel kokuludur."[89] buyurmuşlardır. Ibn Mâce'nin Sünen'inde Usâme hadisinde Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurmaktadır: "Cennet için kollarım sıvayan yok mu? Çünkü cennetin bir benzeri yoktur. O —Kabe'nin Rabbine yemin ederim ki— parıldayan bir nur, titreşen bir reyhan, görkemli bir saray, devamlı akan bir. nehir, olgun meyve, güzel alımlı zevce, pek çok güzellik demektir. Sonsuza dek, her türlü nimet içinde, neşe dolu, çok değerli kusursuz konaklar içerisinde bir hayattır o." Bunun üzerine ashab: — Evet ya Rasûlallah! Onun için kollarını sıvayanlar bizlerizı tiediier. Hz. Peygamber (a.s.): — İnşaallahu teala! deyiniz, buyurdu. Onlar da: — İnşaallah! dediler.[90] Her çeşit güzel kokan bitkiye "reyhan" denilir. Her ülke bu kelimeyi güzel kokan bitkilerden biri hakkında özel olarak kullanır. Batıda yaşayanlar bunu mersin ağacı (m. communis) için kullanırlar. Arabm, reyhan deyince aklına gelen de budur. Irak ve Suriye ahalisi ise yarpuza (m. pulegium) reyhan derler. Mersin ağacının özelliği birinci derecede soğukluk ikinci derecede kuruluktur. Buna rağmen o zıt kuvvetlerden mürekkeptir; İçerisinde en çok olanı soğuk arazî cevherdir. Onda sıcak latif bir şey de vardır ve çok güçlü bir kurutucudur. Terkibini meydana getiren eczası kuvvetçe birbirlerine yakındırlar. O aynı anda, hem içerden hem dışardan tutucu ve hapsedici bir güce sahıptır. Safralı ishalleri keser, koklandığı zaman yaş ve rutubetli buharı def eder, kalbi fevkalade ferahlatır. Koklanmasi vebaya engeldir. Eve.serilmesi de Öyledir. Üzerine konduğunda sidik yollarındaki şişmeleri iyileştirir. Taze iken yaprakları inceltilir ve sirke ile döğülür başa konulursa, burun kanamasını keser. Kuru yapraklan ufalanır ve rutubetli yaralara ekildiğinde fayda verir. Lapası sargı yapıldığı zaman zayıf organları güçlendirir. Tırnak iltihabına (dolama) iyi geiir. Sivilce, kabarcık ile el ve ayaklardaki yaralara ekildiği zaman faydalı olur. Beden onunla oğulduğunda teri keser, fazla rutubetleri emer, koltuk altı kokusunu giderir. Su ile kaynatılır ve içerisine oturulursa makat ve rahim çıkmalarına, mafsallardaki gevşemelere iyi gelir. Kaynamayan kemik kırıkları üzerine döküldüğünde fayda verir. Kafadaki kepekleri, rutubetli yaralan, kabarcıkları arındırır, temizler, dökülen saçları tutar ve siy anlaştırır. Yaprağı inceltilip üzerine az bir su dökülür ve birazcık zeytinyağı veya gülyağı karıştırılır ve sargı yapılırsa; rutubetli yaralara, karıncalanmaya (ısırgı), kızıla, akut şişliklere, kurdeşene, basurlara elverişli gelir. Tohumu, göğüs ve akciğerde meydana gelen kanamalara fayda verir. Mideyi tabaklar. Temizleyici olduğu için göğüse ve akciğerlere zararlı değildir. Öksürükle beraber olan karın gitmelerine fayda verici bir özelliği vardır. Bu durum ilaçlarda nadirdir. Sidiği söktürür, mesane yanmalarına, haşerat ısırmalarına, akrep sokmalarına iyi gelir. Kökü ile diş kurcalamak zararlıdır, sa-kmılmalıdır. İranlıların reyhan tabir ettikleri yarpuza gelince o, iki görüşten birisine göre sıcak özellikler taşır. Üzerine su serpilir, serinletir ve arızî olarak rutu-betlendirildiğinde ateşli baş ağrısına iyi gelir. Diğer görüşe göre ise soğuk özel-likiidir. Rutubetli mi, kuru mu olduğu konusunda iki görüş vardır. Doğrusu onda dört özellik de bulunmaktadır. Yarpuz uykuyu getirir. Tohumu safralı ishali durdurur, bağırsak ağrılarını teskin eder, kalbi güçlendirir, kara safralı hastalıklara iyi gelir. [91] [87] Vakıa, 56/88. [88] Rahman, 55/11-12. [89] Müslim, 2253; Ebu Davud, 4172; Nesâî, 8/189. [90] tbn Mâce 4332; Ibn Hibbân, 2620. Senedinde İbn Hibban'dan başkaları tarafından sık< bulunmayan Dahhâk el-Muafirî vardır. Onun şeyhi Süleyman h. Musa hakkında da ıhtı lâf vardır. [91] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 5/41-42. |