> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Peygamberin nikahla ilgili uygulamaları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamberin nikahla ilgili uygulamaları  (Okunma Sayısı 1836 defa)
01 Haziran 2011, 16:42:36
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 01 Haziran 2011, 16:42:36 »



A) Hz. PEYGAMBERİN (S.A.) NİKÂHLA İLGİLİ UYGULAMALARI

 
1— Babası Tarafından Zorla Evlendirilen Dul ve Bekârlar Hakkında Verdiği Hükümler:

 

Sahihayn'da rivayet edilir ki, babası, Hansa bt. Hıdam'ı[561] gönülsüz ol­duğu halde, evlendirmişti. Kendisi duldu. Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi (du­rumu anlattı). Allah Rasûlü (s.a.) de nikâhını kabul etmedi[562]

Sünen 'de İbn Abbas'tan nakledilir; Bakire bir kız Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve gönülsüz olduğu halde, babasının kendisini zorla evlendirdiğini ha­ber verdi. Hz. Peygamber (s.a.) onu seçimli bıraktı.[563]

Bu hadisteki şahıs Hansâ'dan başkasıdır. îki.ayrı olay sözkonusudur. Birinde dulun muhayyer ligine, diğerinde ise bakirenin muhayyerliğine hük­metmiştir.                       .                                                                      ;

Sahih(-i Buharî)'de Hz. Peygamber'in (s.a.) şu buyruğu vardır: "İzni alın­madıkça bakire evlendirilmez." "Ya Rasûlallah! Onun izni nasıldır?" dedi­ler. "Susmasıdır." buyurdu[564]

Sahih-iMüslim'de ise: "Bakirenin kendisini ilgilendiren konuda (nikâh) izni alınır. îzni, susmasıdır." buyurmuştur.[565]

Bu hükmün gereği şudur: Bulûğ çağına ermiş bakire bir kız nikâha zor­lanamaz ve rızası olmadan evlendirilemez. Bu, selef ulemasının çoğunluğu­nun, Ebu Hanife'nin, bir rivayette Ahmed (b. Hanbel)'in görüşleridir. Bizim din olarak inandığımız, başka türlüsünü kabul etmediğimiz görüş de budur. Bu görüş, Allah Rasûlü'nün (s.a.) hem hükmüne, hem emrine, hem de neh-yine muvafıktır. Şeriatın genel kaidelerine ve ümmetin umumî menfaatine de uygundur. Allah Rasûlü'nün (s.a.) hükmüne muvafıktır. Çünkü Hz. Peygam­ber (s.a.), zorla evlendirilen bakirenin muhayyerliğine hükmetmiştir. Bu ha­dis muallel-mürsel şeklinde olmayıp, hem müsned hem de mürsel olarak ri­vayet edilmiştir. Fakihierin "İttisal (hadisin muttasıllığı) ziyadedir. Hadisi mev-sûl olara'k rivayet eden râvi, mürsel rivayet edene takdim olunur." şeklinde­ki görüşünü esas aldığımızda, durum açıktır. Bu, hadislerin çoğunda yaptık­ları bir şeydir. Bu hadisin ne ayrıcalığı var ki, diğer emsallerinin hükmünden ayrılsın. Bunda da aynı şey yapılır.

Hadisin mürsel olduğuna hükmetsek bile —muhaddislerin çoğunun gö­rüşü böyledir— onun açık ve sahih haberlerle (eser) kıyas ve şer'î kaidelerle desteklenen güçlü bir mürsel rivayet olduğunu görüyoruz. Bu da onunla amel etmeyi kaçınılmaz kılar.

"Evlendirilecek bakirenin izni alınır" görüşü, Hz. Peygamber'in (s.a.) emrine uygundur, demiştik. Çünkü O şöyle buyuruyor: "Bakirenin kendisi­ni ilgilendiren konuda (nikâh) izni alınır." Bu kuvvetli bir emirdir. Çünkü emir, haber verilen şeyin tahakkuk, sübût ve gerekliliğine delâlet eden ihbârî (hadisteki muzâri kipi) sîğa ile gelmiştir. Hz. Peygamber'in (s.a.) emirlerinde asıl olan, aksine icmâ' bulunmadıkça vücûb (gereklilik) ifade etmesidir.

Nehyine «ygundoır, demiştik. Çünkü, Hz. Peygamber (s.a.): "İzni alın­madıkça bakire, evlendirilmez." buyurmuştur. İzin alınmasını emretmiş, izinsiz nikâh yapılmasını yasaklamış ve böylesi bir nikâh hakkında muhayyerlikle hükmetmiştir» Böylece hüküm, en mübalağalı bir yolJa ortaya konmuştur.

Şeriatın genel kaidelerine uygunluğuna gelince, baba, ergenlik çağma gir­miş, akıllı ve reşid olan kızının rızası olmadan malı üzerinde en küçük bir tasarrufta bulunamaz; onu, rızası dışında malının cüzi bir kısmını bile elin­den çıkarmaya zorlayamaz. Hal böyleyken, babanın kızını köleleştirmesi ve rızası olmadan dilediği biriyle evlendirmesi nasıl caiz olabilir? Çünkü bu ko­ca adayı, onun en sevmediği ve hoşlanmadığı biridir. Buna rağmen bu (veli) kalkıyor, kadını zorla kendi istediği kimseye izinsiz nikahlıyor ve kızı onun yanında esir ediyor. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.): "Kadınlar hakkında Al­lah'tan sakının. Çünkü onlar sizin yanınızda esirlerdir (aniye). .."[566] buyur­muştur. Yine malumdur ki, bir kadının bütün mallarının elinden izinsiz ola­rak çıkartılması, kendi rıza ve isteği olmaksızın biriyle evlendirilmesi yanın­da çok hafif kalır. Durum böyle olunca: "Bir kız, sevdiği bir dengini evlen­mek üzere belirlese, babası da başka bir aday bulsa, —isterse bu aday, kızın nefret ettiği ya da çirkin bulduğu biri olsun— babanın tayinine itibar edilir." diyen kimse yersiz (batıl) bir söz söylemiş olur.

Ümmetin umumî menfaatine de uygundur. Zira bir kızı sevdiği ve kendi seçtiği birisi ile evlendirmedeki maslahat, böylesi bir nikâhtan gözetilen mak­satların gerçekleşmesi açıktır. Nefret ettiği ve sevmediği birisi ile kurulan ev­lilikten ise, beklenen maksatların gerçekleşmeyeceği ortadadır. Eğer evliliğin, kızın rızasına dayanması esasını sarih sünnet ortaya koymasaydı, bunu sahih kıyas ve şer'î kaideler zaten gerektirirdi. Tevfik Allah'tandır.

Soru: Hz. Peygamber (s.a.) dul ile bakire arasını ayırmış ve "Dul, emri alınmadıkça, bakire de izni sorulmadıkça evlendirilmez.", "Dul kendi nefsi hakkında velisinden daha çok hak sahibidir. Bakireye gelince, babası ona iz­nini sorar." buyurmuş ve dul kadının, evlendirme konusunda velisinden da­ha çok hak sahibi olduğunu söylemiştir. Bundan da, bakire velisinin, kızım evlendirme konusunda daha çok hak sahibi olduğu anlaşılır, aksi takdirde bu hakkı dula tahsis etmenin bir manası kalmaz.

Yine Hz. Peygamber (s.a.) iznin vasfı hakkında da bir ayırım yapmış ve dulun iznini; konuşma (açık irade beyanı), bâkireninkini ise; susmadır, diye belirlemiştir. Bütün bunlar bakirenin evlendirilmesinde babası karşısında ken­disinin rızasının aranmayacağına ve kendisinin nikâhta bir hakkı olmadığına delâlet eder.

Cevap: Bu söylediklerinizde, kızın ergen, akıllı ve reşid olması durumunda rızası olmadan babasının onu evlendirebileceğinin caiz olduğuna ve babanın eğer denk ise kızını en çok nefret ettiği birisi ile evlendirebileceğine delâlet eden bir husus yoktur. Sizin delil olarak kullandığınız bu hadisler, bizzat bu sözün bâtıl olduğuna açıkça delâlet eder. Bunların içerisinde sizin işinize en çok yarayan "Dul, kendi nefsi hakkında velisinden daha çok hak sahibidir." hadisidir. Bu da sadece mefhüm-ı muhalefet (zıt kavram) yoluyla delil olabi­lir. Halbuki sizin tartıştığınız kimseler mefhûmun hüccet (delil) oluşunda si­ze katılmamaktadırlar. Mefhumun delil olduğu kabul edilse bile, hiçbir za­man sarih mantûk (açıkça söylenen) varken onun önüne geçirilmesi caiz de­ğildir. Sonra bu, "Mefhûmun umumu vardır." dediğiniz zaman delil olabi­lir. Halbuki mefhûmun umumu yoktur. Zira mefhûmun delâleti, "Mezkû­run tahsisi bir faydadan hali değildir." telakkisine dayanır; bu da "Mezkû­run dışındakilerden, hükmü kaldırmaktır." Malumdur ki, mezkûrun maa­dasını hükmü sabit olan ve olmayan diye ikiye ayırmak faydalıdır. Zikri geç­meyen (meskûtun anh) için başka bir hüküm isbat etmek —eğer mantûkun hükmüne zıt değilse—, bir faydadır. Bir ayırıma gitmek bir faydadır. Sonra bu mefhûm, açık kıyasa, hatta öncelikli kıyasa muhalif bir mefhumdur. Mez­kur nasslara ters düşmektedir.

Hz. Peygamber'in (s.a.), "Dul, kendi nefsi hakkında velisinden daha çok hak sahibidir." sözünün hemen akabinde: "Babası bakireden iznini sorar." buyurması; bakire kız, rızası ve izni olmadan evlendirilebilir, evlendirme ko­nusunda kendisinin herhangi bir hakkı yoktur, şeklindeki bu tür bir yanlış anlamayı ortadan kaldırmak içindir. Sonra bilinen bir husustur ki, dulun ken­disini evlendirme konusunda veliden daha çok hakkının bulunmasından, ba­kirenin kendi evliliğinde hiçbir hakkının bulunmaması manası asla çıkmaz.

Evliliğe zorlamanın dayanağı (menât, illet) konusunda fakihler altı gö­rüş ileri sürmüşlerdir:

1— Bakirelikten dolayı icbar edilir. İmam Şafiî, Mâlik ve bir rivayette İmam Ahmed'in görüşü budur.

2— İcbar illeti küçüklüktür. Ebu Hanife ve bir diğer rivayette İmam Ah­med'in görüşü de budur.

3— Bekâret ve küçüklük her ikisi birden İllettir. İmam Ahmed'den riva­yet edilen üçüncü görüş de budur.

4— Bu iki illetten birisidir. Hangisi bulunursa o icbar illeti olur. İmam Ahmed'in dördüncü görüşü budur.

5— İlâd (babalık ilişkisi). Buna göre ergen olan dul bile icbar edilebilir. Bunu Kadı İsmail, Hasan el-Basrî'den nakletmiş ve bunun icmâa muhalif ol­duğunu söylemiş ve fıkhî güzel bir inceliği olduğunu belirtmiştir. Doğrusu,

bu ipe sapa gelmez görüşün neresi güzelmiş bilmek isterdik.

6— Bakmakla yükümlü olduğu kimselerden olmak. Buna göre veli aile­sinden olan (kadını-kızı) nikâha zorlayabilir. Bu görüşlerden tercihe şayan olanı size gizli kalacak değildir.

Bakirenin izninin susmak, dulun izninin ise konuşmak olduğuna hük­metmiştir.[567] Şayet bakire susma yerine konuşursa, bu daha güçlü bir irade beyanı olur. İbn Hazm: "Bakire, ancak susarsa evlendirilmesi caiz olur." de­miştir ki, zâhirîliğine yakışan da budur.

Hz. Peygamber (s.a.) yetim kızın, evlilik konusunda emrinin alınmasına hükmetmiştir. Bulûğdan sonra ise yetimlik olmaz.[568] Bu hüküm, yetim kızla bulûğdan önce evlenilebileceğine delâlet eder. Bu, Hz. Âişe'nin görüşüdür. Kur'an ve sünnet de buna delâlet eder. İmam Ahmed, Ebu Hanife ve daha başka âlimler de bu görüştedirler. Allah Teâlâ: "Kadınlar hakkında senden -   fetva istiyorlar. De ki: Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor: Kendileri-:  ne yazılmış olan (miras hakların)ı vermeyip kendileriyle evlenmek istediğiniz yetim kadınlar hakkında... adaleti yerine getirmeniz için Kitâb'da size oku­nan âyetler (Allah'ın hükmünü apaçık ortaya koymaktadır)..."[569] buyur­maktadır.

Hz. Âişe şöyle demektedir: Âyette sözkonusu olan yetim kadınlardan!, maksat, velisinin himayesinde olan ye...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamberin nikahla ilgili uygulamaları
« Posted on: 26 Nisan 2024, 08:24:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamberin nikahla ilgili uygulamaları rüya tabiri,Peygamberin nikahla ilgili uygulamaları mekke canlı, Peygamberin nikahla ilgili uygulamaları kabe canlı yayın, Peygamberin nikahla ilgili uygulamaları Üç boyutlu kuran oku Peygamberin nikahla ilgili uygulamaları kuran ı kerim, Peygamberin nikahla ilgili uygulamaları peygamber kıssaları,Peygamberin nikahla ilgili uygulamaları ilitam ders soruları, Peygamberin nikahla ilgili uygulamalarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes