Konu Başlığı: Peygamberimiz senede bir umre yapmıştır Gönderen: Safiye Gül üzerinde 27 Temmuz 2011, 12:38:50 3— Hz. Peygamber (s.a.) Senede Bir Kere Umre Yapmıştır:
Hz. Peygamber'in (s.a.) bir sene içinde yalnız bir kere umre yaptığı bilinmektedir. Bir sene içinde iki defa umre yapmamıştır. Bazıları ise onun bir sene içinde iki defa umre yapmış olduğunu sanmışlar; delil olarak da Ebu Davud'un Sünen'inde Hz. Âişe'den "Allah Rasûlü (s.a.) iki umre yaptı: Zilkade ayında bir umre, Şevval ayında bir umre." şeklinde rivayet ettiği hadisi[251] göstermişler ve demişler ki: "Bu hadiste anlatılmak istenen Hz. Peygamber'in (s.a.) yaptığı umrelerin toplamım ifade etmek değildir. Zira Enes, Âişe ve İbn Abbas gibi sahabîler Hz. Peygamber'in (s.a.) dört umre yaptığını söylemişlerdir. Böylece anlaşılmıştır ki, Hz. Âişe, Hz. Peygamber'in (s.a.) bir sene içinde biri Zilkade, diğeri Şevval ayında olmak üzere iki umre yaptığını ifade etmek istemiştir." Şayet Hz. Âişe'den rivayeti sağ-lamsa bu hadis bir yanılgıdır. Zira böyle bir şey katiyyen olmamıştır. Çünkü Hz. Peygamber'in (s.a.) dört umre yaptığında şüphe yoktur: Birinci umre, Zilkade ayındaki Hudeybiye umresidir. Ertesi seneye kadar bir daha umre yapmamıştır. Kaza umresini (umretü'l-kadıyye) yine Zilkade ayında yapmış, sonra Medine'ye dönmüş ve sekizinci senenin Ramazan ayında Mekke'yi fethedinceye kadar bir daha oraya gitmemiştir. Bu Fetih senesinde de umre yapmamıştır. Sonra Şevval ayının altısında Huneyn'e sefer düzenlemiş ve Allah, düşmanlarını bozguna uğratmış, ardından Hz. Peygamber (s.a.) Mekke'ye dönüp umre yapmak üzere ihrama girmiştir. Bu da Enes ve İbn Abbas'm dediği gibi Zilkade ayında olmuştur. O halde Hz. Peygamber (sa..) Şevval'de düşmanla karşılaşmış, bu ayda Mekke'den dışarı çıkmış ve umresini düşmanın işini bitirdikten sonra Zilkade ayında geceleyin kaza etmiştir. Ne o sene ve ne ondan önceki ne de sonraki senelerde bir sene içinde iki umre yapmamıştır. Hz. Peygamber'in (s.a.) günlerine, sîretine ve hallerine özel ilgisi bulunan kimse bunda şüphe etmez, kuşku duymaz. Soru: Şayet bunun Hz. Peygamberden (s.a.) rivayetini sabit görmüyorlarsa bir sene içinde defalarca umre yapılmasını neye dayanarak müste-hap sayıyorlar? Cevap: Bu meselede ihtilâf edilmiştir. İmam Mâlik: "bir sene içinde birden fazla umre yapılmasını mekruh görürüm." demiş, talebelerinden Mutarrif ile İbnü'l-Mevvâz (v.269/882) ona muhalefet etmişler, Mutarrif: "Bir sene içinde defalarca umre yapmakta bir sakınca yoktur." derken, İbnü'l-Mevvâz: "Bunda bir sakınca olmamasını umarım. Hz. Âişe, bir ay içinde iki defa umre yapmıştır. Herhangi bir ibadetle Allah'a yakınlaşmaktan ve bir konuda fazlaca hayır işlemekten hiç kimsenin m en edilmesini uygun görmem. Bu konuda engelleyici bir nas da yoktur." demiştir. Bu, cumhurun görüşüdür. Ancak Ebu Hanife (r.h.), arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri olmak üzere beş günü istisna etmiş ve o günlerde umre yapılamayacağını söylemiştir. Ebu Yusuf (r.h.) ise hassaten kurban gününü ve teşrik günlerini istisna etmiştir. Şâfiîler de teşrik günlerinde şeytan taşlamak üzere geceyi Mina'da geçiren kimseyi istisna etmişlerdir. Hz. Âişe, bir sene içinde iki defa umre yapmıştı. (Hz. Âişe'nin yeğeni) Kâsım'a: "Hiç kimse ona karşı gelmedi mi?" diye sordular. O da: "Müminlerin annesine mi?!" cevabını verdi. Enes, (hacda tıraş ettiği) başındaki saçlar kabarınca çıkar, umre yapardı.[252] Hz. Ali'nin (r.a.) bir sene içinde defalarca umre yaptığı rivayet edilmektedir,. Hz. Peygamber (s.a.) ise: "Yapılan bir umre, yapılacak diğer umreye kadar arada işlenen günahlara keffârettir." buyurmuştur.[253] Bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) Hz. Âişe'ye, niyetlenip ihrama girerek tel-biyeye başladığı umresi dışında ayrıca Ten'îm'den umre yaptırması ve bunun bir sene içinde olması yeterli bir delildir. "Hz. Âişe umreyi bozmuştu. İşte Ten'îm'de, niyetlenip ihrama girdiği umre bunun kazasıdır." denemez. Zira umrenin bozulması sahih olmaz. Hz. Peygamber (s.a.) ona: "Yaptığın tavaf hem haccın ve hem de umren için geçerli olur."[254] rivayetin bir başka metnine göre ise: "Her ikisinin de ihramından çıkmış oldun."[255] buyurmuştu. Soru: Sahih-i Buharı'de Hz. Peygamber'in (s.a.) Hz. Âişe'ye: "Umreni boz, başını çöz ve saçlarını tara.", bir diğer metinde ise "Başım çöz ve saçlarını tara." ve bir başka metinde de "Hacca niyetlenip telbiye et, umreyi bırak." buyurduğu rivayet edilmektedir.[256] İşte bu iki yönden Hz. Âişe'nin umreyi bozduğunu açıkça ifade etmektedir: 1- Hz. Peygamber'in (s.a.) "Umreyi boz" ve "umreyi bırak" buyurması, 2- Hz. Âişe'ye saçlarını taramasını emretmesi. Cevap: "Umreyi boz" sözü, umre fiillerini ve yalnız onu yapmayı bırak, onun yanında bir de hac yap anlamındadır. Hac amellerini bitirdiğinde Hz. Peygamber'in (s.a.) ona: "Her ikisinin de ihramından çıkmış oldun." buyurması, ayrıca "Yaptığın tavaf hem haccm ve hem de umren için geçerli olur." buyurması da burada ifade edilmek istenenin bu olduğunu ortaya koyar. İşte bu umre ihramının bozulmadığı, sadece umre amellerinin ve yalnız umre yapmanın bozulduğu, Hz. Âişe'nin haccının bitimiyle hem haccının hem de umresinin bittiği konusunda açık bir ifadedir. Sonra Hz. Peygamber (s.a.) onun gönlünü hoş etmek için ona Ten'îm'den umre yaptırdı. Böylece o da kumaları gibi müstakil bir umre yapmış oldu. Bunu Müslim'in, Sahih'inde Zührî yoluyla Urve'den rivayet ettiği şu hadis açık bir şekilde ortaya koyar. Hz. Âişe anlatıyor: "Veda haccı için Allah Rasû-lü (s.a.) ile birlikte çıktık. Ben hayız oldum. Arefe gününe değin aybaşı halim devam etti. Yalnızca umreye niyetlenip ihram giymiştim. Allah Ra-sûlü (s.a.) bana başımı çözmemi, saçlarımı taramamı, hacca niyet edip ihram giymemi ve umreyi bırakmamı emretti. Ben de denileni yaptım. Haccı-mı bitirince Allah Rasûlü (s.a.) beraberimde (kardeşim) Abdurrahman b. Ebu Bekr'i gönderdi ve bana, haccı yapmaya başlayınca ihramından çıkmadığım halde tamamlamadan bıraktığım umrem yerine Ten'îm'den (ihrama girip) bir umre yapmamı emretti. "[257] Bu hadis son derece sahih ve açık bir hadis olup Hz. Âişe'nin umresinin ihramından çıkmadığım ve ih-ramlı iken umreye haccı da kattığını ifade etmektedir. İşte Hz. Âişe'nin bizzat kendi başından geçenleri anlatımı, işte Allah Rasûlü'nün (s.a.) ona söylediği söz! Her ikisi de birbirine uygun düşmektedir. Başarı Allah'tandır. Hz. Peygamber'in (s.a.): "Yapılan bir umre, yapılacak diğer umreye kadar arada işlenen günahlara keffâreîtir. Kabul edilen haccın karşılığı ise ancak cennettir." hadisi, hac ile umrenin tekrar bakımından ayırt edildiğinin bir delili olup aynı zamanda bu konuda bir uyarı niteliği taşımaktadır. Zira umre, hac gibi senede bir kere yapılan bir ibadet olsaydı, ikisi arasında eşitlik yapar bir ayrımda bulunmazdı. Şafiî (r.h.), Hz. Ali'nin (r.a.): "Her ay bir umre yap." dediğini rivayet etmiştir.[258] Vekî ise İsrail — Süveyd b. Ebu Naciye — Ebu Ca'fer yoluyla Hz. Ali'nin (r.a.): "Gücün yeterse bir ay içinde defalarca umre yap." dediğini nakleder. Saîd b. Mansûr da Süfyân b. Ebu Hüseyn yoluyla Enes'in çocuklarından birinin şöyle dediğini kaydeder: Enes, Mekke'de bulunduğunda başındaki saçlar kabarınca Ten'îm'e çıkar (orada ihrama girerek) umre yapardı.[259] [251] Ebu Davud, 1991. Yukarıda geçti. [252] Yani tıraşlan sonra saçının bitimiyle başının kabarması. tbnü'I-Esîr diyor ki: Anlamı şudur: Umreyi, Muharrem, ayma kadar tehir etmezdi. Mîkata çıkar, Zilhicce'de umre yapardı. Bu eseri Şafiî (Müsned'de-, 1/292, 293) ve Beyhakî (4/344) rivayet etmiştir. [253] Buharı, 26/1; Müslim, 1349; Tirmizî, 933; Mâlik, Muvatta, 1/346. [254] Müslim, 1211 (132), Ahmed, 6/124. [255] Müslim, 1213. [256] Mâlik, Muvatta, 1/410, 411; Buharı, 6/15, 25/31, 26/5; Müslim, 1211. [257] Müslim, 1211. "...ihramdan çıkmadığım halde..." diye tercüme ettiğimiz kısım kitabın Arapçasmda "...niyetlenip ihrama girmediğim, telbiye getirmediğim halde..." şeklinde ise de Müslim'in orijanal metnini esas aldık. [258] Şafiî, 1/292; Beyhakî, 4/344. Râvileri sikadır. [259] Şafiî, 1/292; Beyhakî, 4/344. Senedinde meçhul bir râvi vardır. İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/117-121. |