๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 19 Haziran 2011, 21:14:37



Konu Başlığı: Ordudaki münafıklar
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 19 Haziran 2011, 21:14:37
7— Ordudaki Münafıklar:                                         

 

Tekrar Tebük kıssasına dönelim.                             

Münafıkların grubunda Amr b. A'vf oğullarının kardeşi Vedîa b. Sabit ve Selemeoğuüarımn müttefiki Eşca' kabilesinden Mahşiy b, Humeyyir adında bir adam vardı. Birbirlerine şöyle diyorlardı: "Rumlarla savaşmayı Araplar­la savaşmak gibi mi sanıyorsunuz? Vallahi biz sizi yarın mü'minleri korkut­mak ve paniğe kaptırmak için iplere bağlanmış olarak görüyoruz." Mahşi; b. Humeyyir de dedi ki: "Vallahi şu sözlerinizden ötürü hakkımızda Kur'ar âyeti inmesindense, her birimize yüzer sopa vurulmasına hükmedilmesini da ha çok yeğlerdim." Rasûlullah (s.a.) Ammâr b. Yâsir'e dedi ki: "Şu kavmi yetiş, mahvoldular. Sor bakalım ne söylediler? Şayet inkâr ederlerse onlari de ki: İnkârınızın aksine şöyle şöyle sözler söylediniz." Ammâr yanlarına gitti kendisinden isteneni yerine getirdi. Onlar da gelip Rasûlullah'tan (s.a.özür dilediler. Vedîa b. Sabit dedi ki: "Biz lâfa dalmış eğleniyorduk." Bu­nun üzerine Allah haklarında: "Eğer onlara soracak olursan 'Andolsun ki biz, sadece lâfa dalmış, şakalaşıyorduk!' derler."[111] âyetini indirdi. Mahşiy b. Humeyyir dedi ki: "Ya Rasûlallah! Beni adım ve babamın adı geriletti." Mahşiy, yukardaki âyette affolunduğu bildirilenlerdendi. Daha sonra Abdur-rahman adını aldı ve Allah'a, şehid olarak ölmek ve yerinin bilinmemesi için dua etti. Yemâme savaşında şehid oldu ve izine rastlanmadı.

İbn Âiz, Megazîadh eserinde şöyle bir hâdise nakleder: Rasûlullah (s.a.) Tebük'te su kaynağının azaldığı bir sırada oraya varmıştı. Kaynak suyundan bir avuç ağzına aldıktan sonra tekrar geri boşaltır boşaltmaz su kaynadı. Şu ana kadar da kaynamaya devam etmektedir.

Ben derim ki: Sahih-i Müslim'de, Rasûlullah'ın (s.a.) kaynağa gelme­den önce şöyle dediği nakledilmektedir: "İnşaallah siz, yarın Tebük suyu kay­nağına varacaksınız. Kuşluk vaktine kadar oraya yanaşmayınız. Kim oraya varırsa, ben gelinceye kadar suyuna el sürmeyiniz." Dediler ki: "Kaynağa geldik, iki kişi daha önceden oraya gelmişti. Su, ayakkabı bağcığı gibi ince­cik akıyordu." Hz. Peygamber (s.a.) o iki kişiye: "Suya el sürdünüz mü?** diye sordu. Onlar da: **Evet," dediler. Rasûlullah (s.a.) onlara, biraz ağır konuştu. Sonra suyu avuçlarıyla bir yere topladılar. Allah Rasûlü (s.a.), o suyla yüzünü ve ellerini yıkadı, tekrar kaynağına boşalttı ve kaynaktan bol bir şekilde su akmaya başladı. Sonra Hz. Peygamber (s.a.) buyurdu ki: "Ey Muaz, sana uzun bir hayat nasip olsaydı çok geçmeden buraların bahçelerle dolduğunu görürdün." [112]


[111] Tevbe, 9/65.

[112] Müslim 1784, Muvatta, 1/143. Rasûlullah (s.a.) öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı cem' etti.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/93-94.