Konu Başlığı: Necran heyetinin dönüşü Gönderen: Safiye Gül üzerinde 17 Haziran 2011, 13:07:02 f) Necran Heyetinin Dönüşü:
Yazıyı alır almaz Necran'a döndüler. Piskopos ve Necran'ın ileri gelenleri bir günlük mesafede karşılamaya çıkmışlardı. Piskoposun yanında ana bir kardeşi vardı. Soy bakımından da amcasının oğluydu. Adı Bişr b. Muâvi-ye, künyesi Ebu Alkame idi. Heyettekiler ellerindeki yazıyı piskoposa vermişlerdi. O da yazıyı okurken yanında yürüyen Bişr'in devesi tökezledi. Bunun üzerine Bişr, Rasûlullah'ı (s.a.) zikretmeden lanette bulundu. Fakat Piskopos o anda dedi ki: "Vallahi sen Allah tarafından gönderilmiş peygambere lanet ettin." Bunun üzerine Bişr: "O halde ben O'na varıncaya kadar hiçbir yerde konaklamayacağım." dedi ve devesini Medine'ye doğru çevirdi. Piskopos devesini tutarak ona dedi ki: "Beni anlaşana, ben bu sözü Arapları, onların en kalabalığı ve kuvvetlisi olduğumuz halde hakkımızda aldatıldığımız ve ahmaklığımız sonucu başka Arapların kabul etmedikleri şartları kabul ettiğimiz gibi sözler söylemelerinden korktuğum için sana böyle söyledim." Fakat Bişr: "Hayır vallahi! Senin kafanda olan şeyden caymana izin vermeyeceğim." diyerek sırtını piskoposa döndü ve şöyle diyerek devesini sürdü: "Süratle sana koşuyor, Karnında cenini, Ve dini hıristiyanlığa muhalif." Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve şehid oluncaya kadar O'ndan ayrılmadı. Heyet Necran'a girdi. Rahip İbn Ebî Şemr ez-Zebîdî'ye geldi. O da bu esnada mabedinin tepesinde idi. Dediler ki: "Tihâme bölgesinde bir peygamber çıktı, piskoposa mektup yazdı. Vadi halkı Şurahbil b. Vedâa, Abdullah b. Şurahbil ve Cebbar b. Feyz'i O'na göndermeye ve O'ndan haber getirmelerine karar verdiler. Belirlenen heyet gitti. Peygamber onları lânetleşmeye davet etti. O da heyete hükmünü bildirip, bu konuda bir de yazı yazdı. Heyet bu yazıyla geldi ve onu piskoposa verdi. Piskopos yazıyı okurken yanında Bişr vardı ve o esnada devesi tökezlediği için Peygamber'e lanet etti. Bunun üzerine Piskopos O'nun Allah tarafından gönderilen peygamber olduğuna şehadet edince Ebu Alkame müslümanlığı kabul etmek arzusuyla O'na doğru yola çıktı." Bu haberleri dinleyen rahip: "Beni buradan indiriniz, yoksa kendimi aşağıya atacağım." dedi. Onlar da tutup indirdiler. Rahip, hemen halifelerin de giymekte olduğu cübbe, gömlek ve asâ gibi bazı hediyeler alarak Rasûlullah'a (s.a.) gelmek için yola çıktı. Bir müddet Rasûlullah'm (s.a.) yanında kaldı. Vahyin nasıl geldiğini, sünnetleri, farzları, hadleri (suçlulara uygulanan şer'î cezaları) gördü ve dinledi. Fakat İslâm'ı kabul etmesi kısmet olmadı. Daha sonra Rasûlullah'tan (s.a.) kavmine dönmek üzere izin istedi ve: "Inşaallahu teâlâ tekrar döneceğim." dedi. Fakat, Rasûİullah (s.a.) vefat edinceye kadar dönmek nasip olmadı. Piskopos Ebu Haris, Rasûlullah'a (s.a.) geldi. Yanında Seyyid, Âkıb ve kavminin önde gelen zatları vardı. Bir müddet orada kalıp Allah'ın inzal buyurduğu âyetleri dinlediler. Rasûİullah (s.a.), piskopos ve ondan sonra gelecek piskoposlar için şu yazıyı yazdı: "Bismülahirrahmanirrahîm. Peygamber Muhammed'den piskopos Ebu Hâris'e ve Necrân'ın diğer piskoposları, kâhinleri, ruhbanları, mabedlerinde bulunanları, köleleri, dinleri ve halkı ve ellerinin altında bulunan az-çok bütün mallan Allah ve Rasûlü'nün himaye-sindedir. Ne bir piskopos piskoposluğundan, ne bir rahip rahipliğinden, ne bir kâhin kâhinliğinden alınmayacak; haklarından herhangi bir hak, yetki ve şu anda üzerinde bulundukları hiçbir şey değiştirilmeyecektir. Bu hususta ebedî olarak Allah ve Rasûlü'nün himayesi vardır. İyi davrandıkları, hayırhahhk gösterdikleri, zulme meyletmedikleri müddetçe bu himaye geçerlidir." Bu yazıyı Muğîre b. Şu'be yazdı. Piskopos yazıyı alınca, yanındakilerle beraber kavmine dönmek üzere izin istedi, izin verilince de yola koyuldular.[280] [280] Seleme b.'Yesû ve onun üstündekilerin meçhul olması sebebiyle bu hadisin senedi sayıf-tır. Bu şahısların tercüme-i hallerini bulamadık. İbn Kesir, es-Sfre'de (4/101-106) ve 7e/-s/r'de (1/369-370) hadisi zikretmiş ve Delâlü'n-Nübüvve'de Beyhakî'ye nisbet etmiştir. Ha-disde gariblik olduğunu da söylemiştir. İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/183-185. |