Konu Başlığı: Namazdan çıkış selamı Gönderen: Safiye Gül üzerinde 10 Ağustos 2011, 14:28:27 11— Namazdan Çıkış Selâmı:
Sonra Hz. Peygamber (s.a) sağına: "Esselâmü aleyküm ve rahmetullah" diye selâm verirdi. Aynı şekilde soluna da selâm verirdi. Bu O'nun râtib ( = düzenli, devamlı, müekked) sünnetiydi. Böyle olduğunu on beş sahabî rivayet etmiştir. Adları şöyledir: 1- Abdullah b. Mes'ûd, 2- Sa'd b. Ebî Vakkâs, 3- Sehl b. Sa'd es-Sâidî, 4- Vâil b. Hucr, 5- Ebu Musa ei-Eş'arî, 6- Huzeyfe b. el-Yemân, 7- Ammar b. Yâsir, 8-Abdullah b. Ömer, 9- Câbir b. Semûre, 10- Berâ b. Âzib, 11- Ebu Mâlik el-Eş'arî, 12- Talk b. Ali, 13- Evs b. Evs, 14- Ebu Ramse, 15- Adiyy b. Umeyre, Allah onlardan razı olsun. Hz. Peygamber'in (s.a.) yüzü istikametinde bir kere selâm verdiği[567] rivayet edilmişse de, ancak bu rivayet ondan sahih bir senedle sabit olmamıştır. Bu konudaki en ceyyid senedli hadis Hz. Âişe'nin (r.anha) rivayet ettiği şu hadistir: "Hz. Peygamber (s.a.) "es-selâmu aleykûm" diyerek bir kere selâm verir, sesini bizi uyandıracak kadar yükseltirdi. "[568] Bu hadis Sünen'de (Sünen-i Ebu Davud'da) nakledilmiş olup ma'lûl bir hadistir. Ancak bu hadis gece (teheccüd) namazı hakkındadır. Hz. Peygamber'in (s.a.) iki kere selâm verdiğini nakledenler, farz ve nafilede gördüklerini naklet-mekteler. Hem de Hz. Âişe'nin hadisi bir tek selâmla yetinme konusunda açık değildir. Aksine Hz. Âişe, Hz. Peygamber'in (s.a.) kendilerini uyandıracak şekilde bir tek selâm verdiğini haber vermiş, diğer selâmı inkâr etmemiş, hatta ondan söz etmeyip susmuştur. Onun bu sükutu ikinci selâmı iyice belleyen, zihinlerine kaydeden insanların rivayetlerinden öne alınamaz. Çünkü bunların sayısı daha çok ve hadisleri daha sahih olup hadislerinden pek çoğu sahih, geri kalanları ise hasen hadislerdir. Ebu Ömer İbn Abdilber diyor ki: Sa'd b. Ebî Vakkâs, Hz. Aişe ve Enes'ten gelen hadislerde rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.) bir tek selâm verirdi. Ancak, bu hadislerin hepsi ma'lûldür; bunları hadis bilim adamları sahih bulmuyorlar. Sonra (İbn Abdilber) Sa'd'ın rivayet ettiği: "Hz. Peygamber (s.a.) namazda bir tek selâm verirdi." hadisinin illetini belirterek diyor ki: Bu bir vehim ve bir yanılgıdır. Hadis: "Allah Rasûlü (s.a.) sağına ve soluna selâm verirdi" şeklindedir. İbn Abdilber sonra İbnü'l-Mübârek-Mus'ab b. Sâbit-îsmail b. Muhammed b. Sa'd-Âmir b. Sa'd-Babası Sa'd yoluyla hadisi şu şekilde aktarıyor: "Allah Rasûlü'nün (s.a.) sağına ve soluna selâm verdiğini gördüm. Hatta şimdi yüzünün yan tarafını görür gibiyim. [569] Bu hadisi işiten Zührî: "Bu hadisin Allah Rasûlü'nün (s.a.) hadisi olduğunu işitmedik?" diyerek (inkâra kalkıştı). Bunun üzerine orada bulunan İsmail b. Muhammed ile Zührî, arasında şu konuşma geçti. İsmail: — Allah Rasûlü'nün her hadisini işittin mi? — Hayır. — Peki yansım? — Hayır. — Öyleyse bunu da işitmediğin yarı arasında say/[570] İbn Abdilber devamla diyor ki: Hz. Âişe'nin (r.anha) rivayet ettiği: "Hz. Peygamber (s.a.) bir tek selâm verirdi" hadisine gelince; Hişâm b. Urve-Babası Urve (b.ez-Zübeyr)-Hz.Âişe yoluyla bu hadisi yalnızca Zü-heyr b. Muhammed merfû olarak rivayet etmiştir. Ondan da Amr b. Ebî Seleme ve diğerleri rivayet etmiştir. Züheyr b. Muhammed, bütün muhad-disler katında zayıf bir râvi olup çok hata eden bir kimse olduğu için rivayet ettiği hadis delil olarak kullanılmaz. Yahya b. Maîn'e bu hadis anılınca: "Amr b. Ebî Seleme ve Züheyr'in hadisleri zayıftır, hüccet olmazlar." dedi.[571] İbn Abdilber diyor ki: Enes hadisi ise Enes'ten Eyyub es-Sahtiyânî yolundan başka bir yolla gelmemiştir. Eyyub ise muhaddislere göre Enes'-ten hiçbir şey işitmemiştir. Hasan (Basrî)'dan mürsel olarak rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.), Ebu Bekir ve Ömer (Allah onlardan razı olsun) bir tek selâm veriyorlardı. Bir selâm verileceğini söyleyenlerin, Medine halkının uygulamasından (amelu ehli Medine)[572]' başka tutunacak dalları yoktur. Diyorlar ki: "Bu, Medinelilerin nesilden nesile büyüklerinden alıp uyguladıkları bir gelenektir. Böylesi bir şeyi delil olarak ele almak doğrudur. Çünkü her gün defalarca uygulandığı için gizli kalmaz." Bu metodda diğer fakîhler bunlara muhalefet etmekteler. Doğrusu da onların görüşüdür. Allah Rasûlü'nden (s.a.) geldikleri sabit olan sünnetler kim olurlarsa olsunlar hiçbir şehir halkının uygulaması ile geri itilemez, reddoluna-maz. Komutanlar, Medine ve diğer şehirlerde namaz konusunda uygulamanın süregeldiği pekçok şey icat etmişlerdir. Onların süregelmelerine iltifat edilmemiştir. Medine halkının delil olabilecek uygulaması Râşid Halifeler devrinde bulunandır. Medineliler'in onların ölümünden ve orada bulunan sahabenin devri tamamlandıktan sonraki uygulamaları ile diğerlerinin uygulamaları arasında bir fark yoktur. İnsanlar arasında sünnet hüküm verir; Allah Rasülü (s.a.) ve onun halifelerinden sonraki herhangi bir kimsenin uygulaması değil. Başarı yalnız Allah'tandır. [573] [567] Hadis sahihtir. Tirmizî, 296; İbn Mâce, 919; tbn Huzeyme, 729; Hâkim, 1/230. Bu kaynaklardaki rivayet sağlam değilse de îbn Hibbân (669) başka bir yoldan Müslim'in şartlarına uygun bir yolla rivayet etmiştir. Ayrıca bu konuda İbn Mâce'de (918, 920) Sehl b. Sa'd es-Sâidî ve Seleme b. Ekva'dan; Taberânî'de (Kebîr ve Evsafta, 2/32) Enes'den rivayet edilmiş hadisler vardır. Heysemî, Mecntau'z-Zevâitfde "Râ-vileri, Sahih râvileridir" diyor. [568] Ahmed, 6/236; Ebu Davud, 1346; tbn Hibbân, 669; tsnâdı Müslim'in şartlarına göre sahihtir. [569] Müslim, 582; Nesâî, 3/61; tbn Mâce, 915. Bu konuda pek çok hadis vardır. Müslim (581), Tirmizî (295), Ebu Davud (996), Nesâî ve ibn Mâce'nin (914) Abdullah b. Mes'ûd'dan rivayetlerine göre Allah Rasûlü (sa..) "esselâmu aleykum ve rahmetullah" diye sağına ve soluna selam verince (arkadan) yanağının beyazlığı görünürdü. [570] Beyhakî, Sünen, 2/178. Hadis zayıftır. [571] Aksine Züheyr b. Muhammed yoluyla yukarıda geçen Hz. Âİşe hadisinin —geçtiği üzere— takviye aldığı şâhid hadisler vardır. Hâkim, Müstedrek'te (1/231) senediyle Hz. Âişe'nin bir tek selâm verdiğini rivayet ettikten sonra: "Bu sened sahihtir" diyor. Bu rivayeti, Bakî b. Mahled, zayıf senedle Müs/iccTinde nakletmiştir. İbn Hib bân Sahih'inde, Ebu'l-Abbas es-Serrâc ise Müsned'inde bir başka senedle Hz. Âişe'-den rivayet ederler ki; Hz. Peygamber (s.a.) dokuz rekâthk vitir kıldığında ancak sekizinci rekâtta oturur. Allah'a hamdeder, O'nu zikreder, sonra dua edip selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rekâtı kılar, oturur. Allah'ı zikreder, dua eder; sonra bir selâm verirdi. Sonra da oturduğu halde iki rekât namaz kılardı... Hadisin isnadı Müslim'in şartlarını taşımaktadır. Şevkânî, NeylÜ'l-Evtâr'da (2/333) diyor ki: Bir tek selâm vermenin meşru olduğu görüşünü savunan; sahabeden îbn Ömer, Enes, Seleme b. Ekva', Hz.Âişe; tabiînden Hasan (el-Basrî), İbn Şîrîn, Ömer b. Abdülaziz; Mâlik, Evzâî, İmâmiyye, iki görüşünden birine göre Şafiî... îki selâm vermenin meşruluğunu savunanlar ise ikincisinin vâcib olup olmadığında görüş ayrılığına düşmüşlerdir. Cumhur, müstehab olduğu görüşündedir. Nevevî, Müslim şerhinde "önemli âlimler yalnız bir kere selâm vermenin vâcib olduğunda icmâ etmişlerdir." diyor. Tahâvî ve diğerleri, Hasan b. Salih'in her iki selâmı vâcib gördüğünü aktarıyorlar ki, bir rivayete göre Ahmed, Mâlik'in arkadaşlarından bazıları ve —İbn Abdüberr'in nakline göre— bazı Zahirîler de bu görüşü benimsemişlerdir. [572] Amelü ehli'l-Medîne: Medinelilerin tatbikatı. İmam Mâlik ve taraftarlarmca şer'î delillerden biri olarak kabul edilmiştir. Şu mantıkla yola çıkarlar: Medine'de yerleşik bir âdet önceki nesilden aktarılmış, onlara da daha öncekilerden... aktarılmış demektir. Sonuçta Hz. Peygamber (s.a.) devrine kadar çıkar. O devirden beri değişmeden,ayrılık çıkmadan devam edegelen bu âdetten Hz. Peygamber'İn (s.a.) haberdar olması lâzımdır. O halde H2. Peygamber (s.a.) bu âdeti kaldırmadığına göre takrir buyurmuşlar demektir. Bu ise takriri sünnet anlamını taşır. Sayıları mütevâtir haddine ulaşan bir halk kitlesi tarafından uygulana geldiği İçin de bu âdete aykırı bir haber-i vâhid kabul edilmez, reddedilir. Ancak sonraki devirlerde ortaya çıkan örf ve âdetlere itibar edilmez. [573] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/238-240. |