> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Musibet ve üzüntünün tedavisi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Musibet ve üzüntünün tedavisi  (Okunma Sayısı 5957 defa)
13 Haziran 2011, 11:40:31
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 13 Haziran 2011, 11:40:31 »



8— Musibet ve Üzüntünün Tedavisi:

 

Hz. Peygamber'in (s.a.) musibet ateşi ve üzüntüsünü tedavisindeki t tumu şöyledir:

Yüce Allah şöyle buyurur: "Sabredenleri müjdele. Onlara bir musib* geldiğinde 'Biz Allah'ınız ve elbette O'na döneceğiz.' derler. Rablerinin rah­meti ve mağfireti onlaradır. O'nun yolunda olanlar da onlardır. "[696] Müs-ned'de, Hz. Peygamber'in (s:a.) şöyle buyurduğu nakledilir: "Bir musibete uğrayıp, 'Biz Allah'ınız ve O'na döneceğiz. Allah'ım; musibetim konusunda bana ecir ver ve ondan daha iyilisini ver.' derse, Allah da ona musibetinde ecir verir ve daha iyisini bedel kılar. "[697]

Bu sözler, musibete uğrayan için en Özlü, dünya ve âhireti konusunda en yararlı ilaçtır. Çünkü iki önemli esası içermektedir ki kul bunları gerçek­ten tanırsa musibetinden kurtulur:

Birincisi: Kulun kendisi, ailesi ve malı gerçekte yüce Allah'a aittir. Al­lah bunu kendisine emanet olarak vermiştir. Çekip aldığı takdirde, malı emanet edilenden geri alan emanet verici gibidir. Ayrıca kul iki yokluk arasındadır: Kendinden önceki yokluk, kendinden sonraki yokluk. Kulun mülkü, kısa bir süre için emanet bir maldır. Bunun yanisıra, kul bu malı yoktan var etmiş değildir ki mülkü gerçekten ona ait olsun. Var olduktan sonra onu âfetler­den koruyacak da, varlığım ilelebet sürdürecek de değildir. Malında hiçbir rolü yoktur, gerçek bir mülkü de yoktur. Ayrıca kul, malında mülkünde, gerçek mal sahibi gibi değil, verilen emir ve yasaklar çerçevesinde hareket eden biri­dir. Bu yüzden malında, ancak gerçek sahibinin onayladığı tasarruflarına İzin verilir.

İkincisi: Kulun dönüşü gerçek mevlâsı olan Allah'adır. Dünyayı hiç şüp­hesiz ardında bırakacak ve ilk yaratılışta olduğu gibi âilesiz, malsız ve akra-basiz bir şekilde Rabbine gelecektir. Kulun başlangıcı, hayatı ve sonu böyle

olduğuna göre, bir varlık dolayısıyla nasıl sevinebilir veya bir kayıp dolayı­sıyla nasıl üzülebilir. Başlangıcı ve sonu hakkında düşünmesi, bu hastalığın en Önemli üaçlarındandır. İlaçlarından başka biri de, basma gelecek musibe­tin ondan şaşmayacağım, başına gelmeyenin de gelmeyeceğini yakînen bil-mesidir. Yüce Allah şöyle buyurur: "Yüryüzüne ve sizin başınıza gelen her­hangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce o, Kitap'ta bulunma­sın. Doğrusu bu Allah'a kolaydır. Bu, kaybettiğinize üzülmemeniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmamanız içindir. Allah kendini beğenip öğünen, hiç kimseyi sevmez. "[698]

Musibetin ilaçlarından birisi de, kulun başına gelen musibete bakması­dır. Bu takdirde Rabbi'nin, benzerini veya daha üstününü kaldırdığını, — şayet sabreder ve razı olursa— bu musibetin kaldırılmasından kat kat büyü­ğünü rezerv ettiğini şayet dilerse, musibetinden daha büyüğünü yaratacağını görebilir.

Başjca bir ilacı ise, musibetinin ateşini, başka musibete uğrayanların du­rumuna bakarak gönlünü soğutmasıdır. Bilsin ki beterin beteri vardır[699] sa­ğına baksın sıkıntıdan başkasını görebilir mi? Soluna baksın, pişmanlıktan başkasını görebilir mi?[700] Dünyaya şöyle bir baktığında, bir sevdiğini kay­betmekten veya kötü bir şey olmasından dolayı belâya uğrayanları, dünya­daki kötülüklerin birer rüya ve kaybolan gölge olduğunu, biraz güldürürse çokça ağlattığım, bir gün sevindirirse sürekli üzdüğünü, pek az faydalandı-rırsa uzun süre engellediğini, iyilik doldurduğu evi gözyaşına boğduğunu, bir gün sevindirdiyse bir üzüntü gününü sakladığını görür. Abdullah b. Mes'ûd (r.a.) şöyle diyor: "Her gülüşten sonra bir ağlayış vardır."

Hind bt. en-Nu'man ise şöyle demiştir: "Kendimizi insanların, en üstü­nü ve zengini görmüştüm. Sonra güneş batar batmaz bizi en fakir olarak gör­düm. Gerçekten de, iyilik doldurduğu evi gözyaşına boğması Allah'a aittir."

Adamın biri, durumun açıklamasını isteyince şöyle cevaplamış: "Bir sa­bah, Arapların her biri bizim durumumuzu arzuluyordu. Akşamleyin ise, Araplar bize sadece acıyordu."

Bir gün kızkardeşi Hurka bt. en-Nu'man, en iyi durumdayken ağladı. "Seni ağlatan nedir? Belki biri sana acı veriyor." denilince şunu söyledi: "Hayır. Ailemde, rahat bir hayat gördüm, her sevinç dolan ev, üzüntü dolan"[701]'                                                                                                                 

İshak b. Talha şöyle anlatıyor: Bir gün onun yanına girdim ve şöyle de­dim: "Hükümdarların gözyaşları için ne dersin?" Şu cevabi verdi: "Bugün­kü durumumuz, dünkünden daha iyi. Kitaplarda okuduğumuz kadarıyla, her iyilik içinde yaşayan aile, daha sonra gözyaşı da görecektir. Zaman bir top­luluğa sevecekleri bir gün gösterirse, hoşlanmayacakları bir gün de gösterir." Sonra şu şiiri söyledi:

"Bir zaman insanları yönetiyor, iktidarı elimizde tutuyoruz, Bir de ne görelim ki günün birinde saray hizmetkârı olmuşuz,

Nimetleri devam etmeyen şu dünyaya yuh olsun,    ,. Bazan bize gülüyor, bazan da bizden kaçıyor."[702].

Musibetin bir başka ilacı, sabırsızlığın onu kaldırmayıp kat kat arttırdı ğını bilmektir. Gerçekte sabırsızlık, hastalığı arttırıcı bir unsurdur.

Başka bir ilaç ise, sabrın, teslimiyetin —ki bu namaz, rahmet ve Allah'­ın sabrın garantisi kıldığı hidayettir —ve Allah'a ait olup, O'na dönüşü ka­bullenme sevabının yok edilmesinin, gerçekte musibetten daha önemli oldu­ğunu bilmektir.

Musibetin başka bir ilacı, sabırsızlığın düşmanı sevindirip dostu üzdü­ğünü, Rabbini kızdırıp şeytanı sevindirdiğini, ecrini boşa çıkardığını ve ken­disini zayıflattığım bilmektir. Sabreder ve ölçülü giderse şeytanı çatlatır, onu eli boş döndürür. Rabbini hoşnut eder, dostunu sevindirir, düşmanını üzer, dostlarının yükünü azaltır ve kendisini teselli etmelerinden önce onları teselli eder. Sebat ve büyük olgunluk işte böylesidir; yoksa yanakları yolmak, elbi­seleri parçalamak, beddua ve ağıtlar, kadere öfkelenmek değil.

Başka bir ilaç, sabrın ve işi Allah'a havale etmenin ortaya çıkardığı tat ve sevincin, şayet devam ederse, başına gelen musibetin devam etmesiyle or­taya çıkandan kat kat fazla olduğunu bilmektir. Bu konuda kendisine, Rab-

mtaâ   bine hamdetmesi ve işi O'na havale etmesi dolayısıyla cennetde inşa edilecek hamd köşkü yeter. Şimdi dönüp düşünsün: Hangi musibet daha büyük? Dünya musibeti mi, yoksa ebedî cennetteki hamd köşkünün kaybedilmesi musibeti mi? Tirmizî'de merfû olarak şu hadis vardır: "Kıyamet gününde insanlar, musibet ehlinin gördükleri karşılık için derilerinin dünyada önünç verilmiş olmasını ister. "[703]

Seleften biri şöyle diyor: "Dünya musibetleri olmasaydı, kıyamete müf­lis olarak gelirdik."

Musibetin bir çaresi de, Allah'dan daha iyisinin geleceğini umarak kal­bini rahatlatmaktır. Allah dışında herşeyin bir bedeli vardır, ama Allah'ın bedeli yoktur. Nitekim bir beyitte şöyle denir:

"Kaybettiğin taktirde, herşeyin yerini tutacak biri vardır, Ama Allah'ı kaybedersen onun yerini tutacak asla yoktur.'*

Musibetin başka bir çaresi, musibetten payının sadece bu kadar olduğu­nu bilmektir. Kim hoşnutluk gösterirse hoşnutluk kazanır, kim hoşnutsuz­luk gösterirse hoşnutsuzluk kazanır. Musibetten payın senin kabullendiğin kadardır. Payının ister iyisini, istersen kötüsünü seç. Şayet musibet kişide öfke ve küfür doğurursa helak olanlar güruhuna, bir vacibi yapmayarak veya bir haramı işleyerek sabırsızlık ve aşırılık doğurursa aşırılar güruhuna yazılır. Şi­kâyet ve sabır göstermeme doğurursa aldanmışlar güruhuna yazılır. Şayet Al­lah'a itiraz ve hikmetini tenkit etme durumu doğurursa, zındıklık kapısını çal­mış veya oraya girmiş olur. Allah için sabır ve sebat gösterirse sabredenler bölümüne, Allah'ın rızasını kazanırsa rıza kazananlar kısmına, hamd ve şük­rederse şükredenler arasına yazılır ve hamdedenlerle birlikte hamd sancağı­nın altında olur. Şayet Rabbine sevgi ve kavuşma sevinci doğurursa, halis âşık­lar arasına yazılır.

İmam Ahmed'in MüsnecT'mde ve Tirmizî'de, Mahmud b. Lebîd'den mer­fû olarak şu hadis rivayet edilir: "Allah bir topluluğu sevdiğinde onlara belâ ve sıkıntı verir. Rıza gösteren O'nun rızasını, öfkelenen de hoşnutsuzluğunu kazanır." Ahmed b. Hanbel, şunu da ilâve eder: "Sabırsızlık gösteren de sahırsızlık görür."[704]

Musibetin çarelerinden biri, ne kadar sabırsızlık gösterilirse gösterilsin, işin sonunda mecburî bir sabır (sabru'l-ıztırâr) olduğunu bilmektir. Böylesi de övgüye ve müıtâfata değer değildir. Bilgelerden biri şöyle diyor: "Akıllı kişi, bilgisizin günler sonra yaptığını, musibetin daha ilk gününde yapar. Bü­yükler gibi sabır göstermeyen, hayvanlar gibi teselli bulup avunur." Buharî'-de merfû olarak şu hadis vardır: "Sabır, musibetin ilk ânında gösterilen-dir."[705] el-Eş'as b. Kays şöyle diyor: "İnanarak ve karşılığını Allah'tan uma­rak sabret, aksi halde hayvanlar gibi teselli bulursun."

Musibetin bir çaresi de, musibete uğrayanın en yararlı ilacının, sevdiği ve hoşnutluk gösterdiğinde Rabbine ve ilâhına teslimiyet olduğunu, sevginin özellik ve sırrının sevgiliye teslimiyet olduğunu bilmesidir. Birini sevdiğini öne sürüp, sonra onun hoşlandığını reddeden ve hoşlanmadığını seven, kendisi aleyhine tanıklık yapmış ve sevgilisini öfkelendirmiş olur.

Ebu'd-Derdâ şöyle diyor: "Allah bir şeyi yarattığında, onunla hoşnut olmak ister." İmran b. Husayn, hastayken şöyle diyordu: "Bana en sevimli olan, O'na en sevimli olandır." Ebu'I-ÂIiye de böyle derdi.

Bu, yalnızca sevenlerle birlikte kullanılabilen bir çare ve ilaçtır. Herke­sin bu ilacı kullanması mümkün değildir.

Musibetin başka bir çaresi, iki büyük ve sürekli tat ve yarar arasında mu­kayese yapmaktır: Musibetle yararlanma tadı ve Allah'ın verdiği mükâfatla yararlanma tadı. Şayet tercih edebileceği bir durum çıkarsa, üstün olanı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Musibet ve üzüntünün tedavisi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 20:04:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Musibet ve üzüntünün tedavisi rüya tabiri,Musibet ve üzüntünün tedavisi mekke canlı, Musibet ve üzüntünün tedavisi kabe canlı yayın, Musibet ve üzüntünün tedavisi Üç boyutlu kuran oku Musibet ve üzüntünün tedavisi kuran ı kerim, Musibet ve üzüntünün tedavisi peygamber kıssaları,Musibet ve üzüntünün tedavisi ilitam ders soruları, Musibet ve üzüntünün tedavisiönlisans arapça,
Logged
28 Aralık 2014, 01:45:43
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #1 : 28 Aralık 2014, 01:45:43 »

Esselamu Aleykum ve rahmetullah.
Musibetin bir çaresi de, Allah'dan daha iyisinin geleceğini umarak kal­bini rahatlatmaktır. Allah dışında herşeyin bir bedeli vardır, ama Allah'ın bedeli yoktur. Nitekim bir beyitte şöyle denir:
"Kaybettiğin taktirde, herşeyin yerini tutacak biri vardır, Ama Allah'ı kaybedersen onun yerini tutacak asla yoktur.'

Ne güzel açıklanmış.Mevlam musibetlere sabrı cemille mukabele etmeyi nasip eylesin İnşaAllah.Mevlam razı olsun kardeşim.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Aralık 2014, 03:00:05
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 28 Aralık 2014, 03:00:05 »

Ve aleykumusselam ve rahmetullahi;
sıkıntılar,dertler  biliyoruz ki imtihan ..ama başa gelince sabretmek o kadar zor geliyor ki nefse.bir nebze de olsa tedavisini ğrendik,,inşallah sabredip ecrine muvaffak oluruz..
Allah razı olsun..konu çok güzel açıklanmış..özellikle şu beyit her şeyi o kadar güzel anlatıyor ki;


 Kaybettiğin taktirde, herşeyin yerini tutacak biri vardır, Ama Allah'ı kaybedersen onun yerini tutacak asla yoktur.'*


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Aralık 2014, 11:08:31
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #3 : 28 Aralık 2014, 11:08:31 »

Ve aleykumusselam ve rahmetullahi. Musibet olumlu bir şeklilde bakmak kişiyi rahatlatıyor tedavi ediyor. Belalara sabretmek ilaçtır inş. Rabbim razı olsun güzel bir paylaşım.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes