> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Müseyleme nin elçileri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Müseyleme nin elçileri  (Okunma Sayısı 2243 defa)
18 Haziran 2011, 10:43:05
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 18 Haziran 2011, 10:43:05 »



 
b)Müseyleme'nin Elçileri:

 

İbn İshak der ki: Sa'd b. Târik, Seleme b. Nuaym b. Mes'ûd—babası yoluyla bana şu rivayette bulundu: Hz. Peygamber'in (s.a.) Müseylemetü'l-Kezzâb'ın yazdığı mektubu getiren iki elçiye şöyle dediğini duydum: "Siz de mi onun dediğini diyorsunuz?" Onlar da: "Evet." dediler. Bunun üzerine buyurdu ki: "Allah'a yemin olsun ki, elçiler öldürülmez olmasaydı, ikinizin de boynunu vururdum."[232]

Ebu Davud et-Tayâlisî'nin Müsned'mde, Ebu Vâil ve Abdullah yoluyla şu rivayeti görmekteyiz: İbn Nevvâha ve İbn Üsâl, Müseylemetü'l-Kezzâb'in elçileri olarak Rasûluilah'a (s.a.) geldiler. Hz. Peygamber (s.a.) onlara: "Be­nim Allah'ın elçisi olduğuma şehadet ediyor musunuz?" dedi. Onlar da: "Mü-seyleme'nin Allah'ın elçisi olduğuna şehadet ederiz." dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.): "Allah'a ve Rasûlü'ne iman ettim. Şayet elçi öldüre­cek olsaydım, sizin ikinizi öldürürdüm." buyurdu. Abdullah diyor ki: "Bundan, sonra elçilerin öldürülmemesi sünnet oldu."[233]

Sahih-i BuharVdç Ebu Recâ el-Utâridî'den şöyle bir rivayet bulunmak-dadır: Ebu Recâ der ki: "Rasûlullah (s.a.), (peygamber olarak) gönderilince haberini işitmiştik. Biz de Müseylemetü'l-Kezzâb'a iltihak ettik, yani ateşe sığınmış olduk. Cahiliye döneminde taşa tapardık. Daha güzel bir taş buldu­ğumuz zaman taptığımız taşı atar, o güzel taşı alırdık. Taş bulamadığımız zaman bir miktar toprak yığar, sonra davarı getirir, o toprak yığınının üzeri­ne bir miktar süt sağar ve o yığını tavaf ederdik. Recep ayı geldiği zaman: 'Okların demirini çıkaralım.' derdik. Artık kendisinde demir bulunan hiçbir vetmızrak ve demir bulunan hiçbir ok bırakmaz, hepsini çıkarır bir tarafa atardık."[234]

Ben derim ki: Buharı ve Müslim'in SaA/A'lerinde, Nâfi' b. Cübeyr hadi­sinde İbn Abbas'ın, şöyle dediği rivayet edilmektedir: Müseylemetü'l-Kezzâb, Rasûlullah'ın (s.a.) huzuruna geldiği zaman: "Eğer Muhammed, kendisin­den sonra beni bu işe halef kılarsa, O'na uyarım." demeye başladı. Kendisi Medine'ye, kabilesi HanîfeoğuHarından kalabalık bir heyet içinde gelmişti. Rasülullah (s.a.) Müseyleme'nin yanına yöneldi. Beraberinde (Ensar'ın hati­bi) Sabit b. Kays b. Şemmâs da vardı. Hz. Peygamber'in (s.a.) elinde hurma dalından bir değnek bulunuyordu. Nihayet Rasülullah (s.a.), kabilesi içinde bulunan Müseyleme'nin karşısında durdu ve: "Eğer sen benden (peygamber­likten bir pay değil) elimdeki şu dal parçasını istesen, sana onu bile vermem. Sen, Allah'ın senin hakkındaki hüküm ve takdirinden öteye asla geçemezsin. Eğer sen hakka sırt çevirirsen, Allah seni helak eder. Ayrıca ben senin, rü­yamda bana gösterilen o kişi olduğunu görmekteyim. îşte bu zat (hatibim) Sâbit'tir. Benim tarafımdan sana cevap verecektir." buyurdu. Sonra Müsey­leme'nin yanından ayrıldı. İbn Abbas der ki: Ben Ebu Hureyre'ye, Rasûlul­lah'ın (s.a.) Müseyleme'ye söylediği "Sen, rüyamda bana gösterilen o kişi­sin." sözünün mahiyetini sordum. Ebu Hureyre bana şöyle haber verdi: Ra­sülullah (s.a.) buyurdu ki: "Ben uyurken iki kolumda iki altın bilezik gör­düm. (Bunlar kadın zîneti olduğu için) bunların hali beni kederlendirdi. Son­ra rüyamda bana, bu bileziklere üflemem vahyedildi. Ben de bunlara üfle-dim, ikisi de uçtu. Ben de bu bilezikleri, benden sonra çıkacak iki yalancı peygamber ile te'vil ettim. Bunlardan birisi Esved el-Ansî'dir, öbürü de Mü-seyleme'dir."[235]

Bu rivayet, İbn İshak'ın rivayet ettiği hadisten daha sahihtir.,

Buharı ve Müslim'in Sahihlerinde Ebu Hureyre'den şu rivayet vardır: Rasülullah (s.a.) buyurmuştur ki: "Ben uyurken rüyamda bana, yerin hazi­neleri getirildi ve avucumun içine iki altın bilezik konuldu. Bu durum bana ağır geldi ve beni kederlendirdi. Sonra Allah bana, bunlara üflememi vah-yetti, ben de üfledim, hemen ikisi de gitti. Akabinde ben bu iki bileziği, çok yalancı iki adam ile te'vil ettim ki onlar, aralarında bulunduğum San'alı (Es­ved el- Ansı) ile Yemâme'nin sahibi (Müseyleme)dir."[236]

 
c) Bu Olaydaki Fıkhı Hükümler:

 

1—  Devlet başkanının, irtidad eden kavim güçlü ise onlarla yazışması ve hem onlara hem de diğer kâfirlere mektup yazarken: "Selâm, hidayete tâ­bi olanlara olsun!" diye hitap etmesi caizdir.

2—  Elçi, mürted olsa bile öldürülmez. Bu sünnettir.

3— Devlet başkanı, kâfirlerden kendisiyle görüşmek üzere gelenlerin ya­nına bizzat kendisi çıkar.                                                                       

4__ Devlet başkanı ihtiyaç halinde inatçı ve itirazcı kimselere gerekli ce­vabın verilmesi için âlimlerden istifade edebilir.

5— Bir âlimin, başkasını yerine vekil tayin etmesi, vekilin o âlimin y iri­ne konuşması ve sorulan cevaplandırması caizdir.

6— Bu hadis, Ebu Bekir Sıddîk'İn faziletlerinin en büyüğüne işaret mektedir. Hz. Peygamber (s.a.) bileziklere ruhuyla üfledi ve uçtular.^ leme'ye üfleyen ve onu uçuran ruh ise Hz. Ebu Bekir Sıddîk idi.

Şair der ki:

'Ona dedim ki: Ateşi yükselt ve hafif hafif üfleyerek onu tekrar canlandır."

Bu beyitte de ateşi canlandırmak için üflemek, "ruh" kelimesiyle ifade edilmiştir.[237]

7— Bu hadis, zînet eşyası giymenin, erkeğe sıkıntı ve keder vereceğine delâlet etmektedir. Bana, eş-Şihâb el-Âbir diye tanınan, Ebu'l-Abbâs Ahmed "b. Abdurrahman b. Abdülmün'im b. Ni'me b. Sürür el Makdisî[238] şöyle anlattı: Bir adam bana geldi ve: "Rüyamda, ayağımda halhal gördüm." dedi. Ona: "Ayağın hastalanacak." dedim. Nitekim öyle de oldu.

Bir başkası: "Burnumda altından bir halka gördüm, üzerinde kırmızı, güzel bir (taş) vardı." dedi. Ona da: "Şiddetli burun kanamasına maruz ka­lacaksın." dedim. Söylediğim, aynen oldu.

Bir diğeri: "Rüyamda, dudağıma mahmuz asılı olduğunu gördüm." de­di. "Bir hastalığa yakalanacaksın, tedavisi için dudağının yanlması gereke­cek." dedim. Söylediğim aynen gerçekleşti.

Bir başkası bana: "Rüyamda, elimde bir bilezik gördüm, herkes ona ba­kıyordu." dedi. Ona: "İnsanların, elindekine bakması kötü bir şey." dedim. Çok kısa bir müddet sonra elinde (çıban gibi) bir şey çıktı. Diğer bir şahıs' aynı rüyayı gördü, ama oriun rüyasında elindeki bilezikleri kimse-görmemiş­ti. Ona da: "Güzel bir kadınla evleneceksin, bu kadın zayıf, ince biri olacak" dedim.

Ben derim ki: Bileziği kadınla tabir etti, çünkü ikisi de başkalarından korunur, gizlenir. Altının görünüşündeki güzellikten dolayı kadını da güzel olarak vasıflandırdı. Bileziğin şeklinden dolayı da ince olacağım söyledi.

Süs eşyasını rüyasında gören erkeğin bu rüyası çeşitli şekillerde yorum­lanır. Evlenme esnasında kullanılan âletlerden olduğu için bekârların evlene­ceğine delâlet edebilir. Cariyelere, kölelere, zenginliğe, kızlara, hizmetçilere ve çeyiz v.s. sahip olunacağına da delâlet edebilir. Bütün bu farklı yorumlar, rüyayı görenin durumu ve haline en uygun olan tabirin seçiminden kaynak­lanmaktadır.

Ebj'l-Abbas el-Âbir dedi ki: Bana bir adam: "Rüyamda sanki elimde şişirilmiş bir bilezik vardı ve başkaları da bunu görmüyordu." dedi. Ona de­dim ki: "Senin bir hanımın var, onda istiskâ (vücudun su toplaması) hastalı­ğı var." Düşününüz, bileziği nasıl kadınla tabir etti. Sonra bileziğin sarı ol­masından dolayı kadının hastalığına hükmetti. Bu hastalık istiskâ hastalığı idi ki, o hastalığa yakalanan kimsenin karnı şişerdi.

Bir başka şahıs şöyle dedi: "Rüyamda, elimde bir halhal olduğunu gör­düm. Ben onu tutarken bir başkası da ona yapışmış. Ona : Halhalimi bırak! diye bağırdım, o da bıraktı." Bunu anlatan o şahsa: "Halhali elinde tutuşun gevşek mi idi?" dedim. "Çok sıkıydı; birkaç kere onu tutabilmek için acı çek­tim, etrafında da küçük halkacıklar vardı." dedi. Ona: "Annen ve dayın şe­refli kimseler, ama sen şerefli bir insan değilsin. Adın Abdülkâhir. Dayının ağzı çok pis, senin namus ve haysiyetine dil uzatıyor ve elindekini alıyor."dedim. Adam: "Evet" dedi. Sonra ona: "O, zalim birinin eline düşecek ve senden, kendisini himaye etmeni isteyecek, sen de onu çekecek ve: 'Dayımı bırak!' diyeceksin." dedim. Çok kısa bir süre sonra bunlar aynen gerçekleşti.

Ben derim ki: Halhal kelimesinden dayı (hâl) mânasını çıkarmasını bir düşün. Sonra tekrar kelimenin tamamına döndü ve ondan, "dayımı bırak" (halli hâli) mânasını çıkardı. Dayısının şerefli bir adam olduğu sonucunu, hal­hahn etrafındaki halkacıklardan (şerârif) anladı. Dayısının şerefli olması, an­nesinin de şerefli bir kadın olduğunu gösterir, çünkü onun bacısıdır. Rüyayı gören adamın şerefli bir insan olmadığına hükmetti. Çünkü halhalin etrafın­da bulunan parçacıklar (şerefât) türeme yoluyla şerefe delâlet etmekte, ama bu parçacıklar halhalin bizzat kendinden değil, ona sonradan ilâve edilmiş ve onun dışında bulunan şeylerdir. Dayısının ağzının pis olduğuna, namus ve haysiyetine dil uzattığına, halhali elinden çekerken duyduğu acı işaret et­mektedir. Elindeki malın dayısı tarafından alındığına; yeğenine eziyet vermesi ve rüyasında elindekini kuvvetlice alması dolayısıyla hükmediyor. Yabancı bir adamın halhali tutması verüyayı gören kimsenin de onu çekmesi; dayının mütecaviz bir zalimin eline düşeceğine, ondan kendisine ait olmayan şeyleri isteyeceğine delâlet ediyor. Halhalim çekene bağırmasını ve "halhalimi bırak" demesini; zalime karşı dayısına yardımcı olacağına yorumluyor. Halhalini çe­ken kimseye üstün gelmesi ve elinin, halhalin üzerinde olması sebebiyle adı­nın Abdülkâhir olduğunu söylüyor.

İşte bu, bizim üstadımızın hali ve rüya tâbiri iîmindeki derin bilgisi idi. Böyle bazı parçalar dinledim, ama bu ilmi ondan okumak bana kısmet olma­dı, çünkü yaşım küçüktü. Daha sonra da onun ömrü yetmedi. Allah Teâlâ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Müseyleme nin elçileri
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:54:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Müseyleme nin elçileri rüya tabiri,Müseyleme nin elçileri mekke canlı, Müseyleme nin elçileri kabe canlı yayın, Müseyleme nin elçileri Üç boyutlu kuran oku Müseyleme nin elçileri kuran ı kerim, Müseyleme nin elçileri peygamber kıssaları,Müseyleme nin elçileri ilitam ders soruları, Müseyleme nin elçileriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes