Konu Başlığı: Mukuvkıs a gönderdiği mektup Gönderen: Safiye Gül üzerinde 16 Haziran 2011, 11:01:33 4—Mukuvkıs'a Gönderdiği Mektup:
Mısır ve İskenderiye kralı Mukavkıs'a yazdığı mektupta şöyle delLahman ye Rahîm olan Allah'ın adıyla. Allah'ın kulu ve Rasûlü Mu-hammed'den Kıbt kavminin büyüğü Mukavkıs'a. Selâm hidayete tâbi olanlara olsun. Bundan sonra (bilesin ki); ben seni îslâm davetiyle davet ediyorum. Müslüman ol, selâmete er. Müslüman olursan Allah sana iki kat mükâfat verir. Şayet yüz çevirirsen bütün Kıptîlerin gühahı sana aittir. Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda anlamı eşit olan kelimeye gelin: Yalnız Allah'a tapalım, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun, biz müslümanlarız! deyin.[342] ! Hz. Peygamber (s.a.) mektubu Hâtıb b. Ebî Beltea ile gönderdi. Hâtıb, Mukavkıs'in yanma girince dedi ki: "Senden önce, en yüce Rabb olduğunu iddia eden bir adam vardı. Allah onu dünya ve âhiret azabıyla cezalandırarak ondan intikam aldı. Sen başkalarından ibret al ki, başkalarına ibretlik oimayasın." Mukavkıs dedi ki: "Bizim bir dinimiz var, daha hayhrhsı olmadıkça dinimizi terketmeyiz." Bunun üzerine Hâtıb: "Seni,Allah'ın dinine davet ediyoruz. O bütün dinlerin ortadan kalkmasına kâfi gelecek olan İslâm'dır. Bu peygamber herkesi (bu dine) davet etti. Kendisine en büyük bir şiddetle karşı çıkanlar Kureyşliler, en çok düşman olanlar da yahudiler; en yakın olanlar ise hıristiyanlardı. Yemin olsun ki Musa Peygamber'in İsa Peygamber'ı müjdelemesi, İsa PeygamberMn Muhammed Peygamber'i müjdelemesi gibidir. Bizim seni Kur'an-ı Kerim'e davet etmemiz, senin Tevrat'a inananları İncil'e davet etmen gibidir. Her peygamberin yetiştiği kavim o peygamberin ümmetidir; O'na itaat etmeleri o peygamberin hakkıdır. Sen bu Peygamberin yetiştiği kimselerdensin. Biz seni îsa Mesîh'İn dininden alıkoymuyor, bilâkis onu emrediyoruz." Mukavkıs dedi ki: "Ben bu Peygamberin durumuna baktım, gördüm ki ne işe yaramaz şeyleri emrediyor, ne makbul olan şeyleri yasaklıyor. O'nu ne sapık bir sihirbaz, ne de yalancı bir kâhin olarak görmedim. O'nda gizli şeyleri açığa vurma, kapalı şeyleri haber verme gibi peygamberlik alâmetleri gördüm. Bu konuyu biraz düşüneceğim." Sonra Mukavkis, Hz. Peygamber'in (s.a.) mektubunu aldı, fildişinden yapılmış bir kutuya koyup, kutuyu mühürledi ve bir cariyeye verdi. Sonra kâtiplerden Arapça yazabilen birini çağırtıp Rasûhıllah'a (s.a.) cevaben şu mektubu yazdı: "Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. Kıpt kavminin büyüğü Mu-kavkıs'dan Muhammed b. Abdillah'a. Selâm senin üzerine olsun. Bundan sonra (bilesin ki): Mektubunu okudum. Orada zikrettiğin konulan ve davet ettiğin hususu anladım. Ben, gelecek bir nebî'yi bekliyordum; fakat O'nun Şam'da ortaya çıkacağını zannediyordum. Elçine ikramda bulundum. Sana Kiptiler arasında büyük değeri olan iki cariye ve bir elbise gönderiyorum. Binmen için de bir katır gönderiyorum. Sana selâm olsun." Mektup bu kadardı, müslüman olmamıştı. Cariyelerin adı: Mâriye ve Şîrîn idi. Katırın adı Düldül idi. Muâviye (r.a.) zamanına kadar yaşamıştır. [343] [343] îbn Seyyiddinnâs, 2/265-266; Şerhu'l-Mevâhib-i Ledüniyye, 3/348-350- Nasbu'r-Râye 4/421-422. mecûsî ve yahudiler de var. Bu konuda bana emirlerini S'az." Bunun üzerine!! Rasûlullah (s.a.) şu mektubu gönderdi: İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/233-234. |