Konu Başlığı: Meleklerin yardımı Gönderen: Safiye Gül üzerinde 08 Temmuz 2011, 17:23:44 10— Meleklerin Yardımı:
Rasûlullah (s.a.) avuç dolusu kum alıp düşmanların yüzüne attı; (kum) gözlerini doldurmadık tek bir adam bırakmadı. Onlar gözlerindeki toprakla uğraşırken, müslümanlar da onları öldürmekle uğraştılar[481]' Allah Teâlâ, Ra-sûlü'ne bu atış hakkında şu âyeti indirdi: "...Attığın zaman sen atmamıştın, Allah atmıştı."[482] Bir grup âlim bu âyetin; fiilin failinin kul olmadığı Allah olduğunun is-batına ve gerçekten fiilin failinin Allah olduğuna delâlet ettiğini zannetmişlerdir. Bu görüş başka bir yerde değindiğimiz gibi çeşitli yönlerden kendileri adına bir yanlıştır. Âyetin anlamı şudur: Allah Teâlâ, Rasûlü'nün atışa başladığım isbat etmiş ve kumun düşmanların gözüne ulaşmasının ise onun atı-şıyla hâsıl olmadığını belirtmiştir. Burada, atmaktan kasdolunan, atış ve atılanı yerine ulaştırmaktır. Allah Teâlâ atışı Peygamberine isnad etmiş, fakat ulaştırmanın ona ait olmadığını ifade etmiştir. O gün melekler, düşmanlarım öldürme konusunda mü'minlere yardım ediyorlardı. İbn Abbas anlatıyor: O gün müslümanlardan biri müşriklerden önündeki bir adamın peşinden koşarken ansızın tepesinden bir kamçı şakırtısı ve "Hay-zum, ileri!'* diyen bir atlı sesi işitti. Önündeki müşriği sut üstü düşmüş ona baktı; burnu kırılmış ve kamçı vurulmuş gibi yüzü yarılmış ve tamamı mosmor olmuştu. Ensârî gelerek, durumu Rasûlullah'a (s.a.) anlattı. Allah Rasûlü (s.a.): "Doğru söyledin, haklısın. O, üçüncü kat semâdan yardıma gelen (melek)Ierdendir." buyurdu.[483] Ebu Davud el-Mâzinî anlatıyor: "Ben müşriklerden birini vurmak için takip ediyorken, daha kılıcım ona değmeden başı düşüverdi. Onu benden başkasının öldürdüğünü anladım."'[484] Ensardan bir sahâbî, Abbas b. Abdülmuttalib'i esir almış getirmişti. Abbas dedi ki: "Vallahi, beni bu adam esir almadı; alacalı bir at üzerinde insanların en güzel yüzlülerinden olup şu anda topluluk arasında göremediğim kel bir adam esir aldı" dedi. Ensârî: "Ey Allah'ın Rasûİü, onu ben esir aldım." deyince, Rasûlullah (s.a.): "Sus, Allah Teâlâ seni kerîm bir melekle desteklemiş." buyurdu. Abdülmuttaliboğullarmdan üç kişi esir alınmıştı: Abbas, Akîl ve Nevfel b. Haris.[485] Taberânî, Mu'cemül-Kebîrindc Rifâ'a b. Râfi'in şöyle dediğini naklediyor: îblis, Bedir savaşında meleklerin müşriklere ne yaptığını görünce, kendisinin de öldürülmesinden korktu. Haris b. Hişâm, onu Sürâka b. Mâlik zannederek öldürmek isteyince, Hâris'in göğsüne vurup onu düşürdü ve kaçarak savaş alanından çıkıp kendisini denize attı. Ellerini kaldırıp: "Allah'ım; bana verdiğin mühleti istiyorum." diye dua etti. Çünkü kendisinin de Öldürülmesinden korkmuştu. Bunun üzerine Ebu Cehil b. Hişâm ilerledi ve şöyle konuştu: Ey insanlar! Sürâka'nın yalnız bırakması sizi hezimete uğratmasın; zira o Muhammed'le sözleşmişti. Sizi Utbe, Şeybe ve Velid'in öldürülmesi de korkutmasın; çünkü onlar acele ettiler. Lâfa ve Uzzâ'ya yemin ederim ki, onları iplerle bağlamadan (esir almadan) dönmeyeceğiz. Aranızdan birinin onlardan birini öldürdüğünü görmeyeyim. Fakat onları esir alı-ıız ki yaptıklarının kötülüğünü onlara bildireyim[486] Ebu Cehil o gün Allah'tan zafer isteyerek diyordu ki: "Allah'ım! Akranlık bağlarını koparan ve bilmediğimiz şeyleri getireni sabaha çıkarma! Allah'ım; en çok hangimizi seviyor ve en çok hangimizden razı oluyorsan, bugün zafere onu ulaştır." Buna karşılık Allah Teâlâ şu âyeti indirdi: "Eğer zafer istiyorsanız, işte zafer geldi size. Eğer (yaptıklarınızdan) vazgeçerseniz sizin iyiliğinize olur. Ama tekrar dönerseniz biz de döneriz. Topluluğunuz çok da olsa sîze hiçbir fayda vermez. Allah inananlarla beraberdir."[487] Müslümanlar, düşmanlarına el attıklarında ya Öldürüyorlar ya da esir alıyorlardı. Sa'd b. Muaz, Rasûlullah'ın (s.a.) içinde bulunduğu çadırın kapısında -ki çardak şeklindeydi- Ensar'dan bir topluluğun başında kılıcım çekmiş vaziyette duruyordu. Rasûlullah (s.a.) Sa'd b. Muaz'm yüzünden, onun ashabın bu yaptığından hoşlanmadığını anlayınca: "Sen galiba halkın yaptığından pek hoşlanmıyorsun?" buyurdu. Sa'd da: "Evet. Vallahi bu, Allah'ın bizi müşriklerle karşılaştırdığı ilk savaştı. Bana göre onları öldürüp ağır bir yenilgiye uğratmak, bu adamların sağ bırakılmasından daha sevimlidir." dedi.[488] [481] Taberânî, senedini vererek îbn Abbas'tan rivayet etmiştir. Bu sened hakkında Heysemî (6/84) şöyle demiştir: "Râviieri sikadır." Bu rivayet şöyledir: "Peygamber (s.a.) Hz. Ali'ye: Bana bir avuç kum ver, buyurdu; o da verdi. Rasûlullah (s.a.) da onu Kureyştilerin yüzüne attı. öyleki Kureyşlilerden gözleri kura dolmayan hiçbir kimse kalmadı." Daha önce geçen Abdullah b. Saîr hadisinin lafzı ise şöyledir: "Rasûlullah (s.a.) emredip, eliyle bir avuç kum aldı, sonra çıktı. Kureyşlileri karşısına aldı: Yüzleri buruşsun, buyurdu ve o kumu onlara doğru üfledi. Sonra ashabına: Yükleniniz! Hezimetten başka bir şey olmayacaktır. Allah Teâlâ onlardan öldüreceğini öldürecek, esir alacağını esir alacaktır, buyurdu." Hakîm b. Hizâm'ın rivayeti ise şöyledir: "Bedir savaşında Rasûlullah (s.a.) emir buyurup bir avuç kum aldı, onu karşımıza almıştık, o bir avuç kumu attı ve, yüzleri buruşsun, buyurdu. Hezimete uğradık. îşte bunun için Allah azze ve celle: "...Attığında da sen atmadın, fakat Allah attı..." (8/17) âyetini indirdi." Heysemî, Mecmau'z-ZevâicTde (6/84) şöyle der: "Taberânî rivayet etmiştir. Senedi hasendir." Bk. tbn Kesîr, 2/295. [482] Enfâl, 8/17. [483] Müslim, 1763; Hz. Ömer hadisinden. [484] Ibn Hişâm, es-Stre, 1/633; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/450: İbn İshak yoluyla, senedi hasendir. [485]Ahmed b. Hanbel, 1 /İ17: Hz. Ali hadisinden. Senedi sahihtir. [486] Heysemî, Mecmau'z-Zevaid'de (6/77) şöyle der: Taberânî rivayet etmiştir. Senedindeki Abdülaziz b. tmrân adlı râvi zayıftır. Hafız İbn Hacer, Takrîb'de: "Metruktür. Kitapları yakılmış ve hadisleri ezberinden rivayet ettiği için çok yanılmıştır." diyerek Abdüla-ziz'i tenkid etmiştir. * [487] Enfâl, 8/19. [488] İbn Hişâm, 1/628. İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/226-228 |