Konu Başlığı: Kuşluk namazı konusundaki tutumu Gönderen: Safiye Gül üzerinde 08 Ağustos 2011, 13:01:52 H) KUŞLUK NAMAZI KONUSUNDAKİ TUTUMU Buharî, Sahih'inde Hz. Aişe'nin (r.anha): "Aüah Rasulü'nün (s.a.) kuşluk vakti nâfile'namaz kıldığını görmedim. Ancak ben bu nafile namazı kılarım" dediğini nakleder.'[808] Yine Buharı, Müverrik el-Iclî ile İbn Ömer arasındaki şu konuşmayı aktarır. Müverrik diyor ki: İbn Ömer'e: — Kuşluk namazını kılar mısın? diye sordum. — Hayır, dedi. — Ömer kılar mıydı? — Hayır. — Ebu Bekir kılar mıydı? — Hayır. — Hz. Peygamber (s.a.) kılar mıydı? — Hayır. Zannettem.[809] Yine Buharı, İbn Ebî Leylî'nin şöyle dediğini zikreder: (Hz. Ali'nin kızkardeşi) Ümm-i Hânî'den başka hiç kimse bize Hz. Peygamber'i (s.a.) kuşluk namazı kılarken gördüğünü haber vermemiştir. O da diyor ki: "Hz. Peygamber (s.a.) Mekke fethedildiği gün evime girdi, gusül abdesti aldı. Sekiz rekât namaz kıldı. Bu namazdan daha hafif bir namaz kıldığını asla görmedim. Ancak rükû ve secdeleri tam olarak yaptı."[810] Müslim'in Sahihinde naklettiğine göre, Abdullah b.Şakîk diyor ki: Hz. Âişe'ye: "Allah Rasulü (s.a.) kuşluk namazı kilar mıydı?" diye sordum. "Hayır, sadece seferden döndüğünde kılardı" cevabını verdi. "Namazda sûreleri Allah Rasûlü'nün (s.a.) bir arada okuduğu olur muydu" diye sordum. "Mufassai sûrelerden bir arada okurdu" karşılığını verdi.[811] Müslim, Sahih'inde Hz. Âişe'nin şöyle dediğini nakleder: Allah Rasû-lü (s.a.) kuşluk namazını dört rekât ve daha fazla -Allah'ın dilediği kadar-kılardı.[812] Buharı ve Müslim'in Sahih lerinde Ümm-i Hânı'den naklettiklerine göre Allah Rasulü (s.a.), Fetih günü sekiz rekât namaz kıldı; o vakit kuşluk-tu.[813] Hâkim, Müstedrek'te, el-Esam -es-Sağanî- İbn Ebî Meryem - Bekir b. Mudar - Amr. b. el-Hâris - Bekir b.el-Eşec - Dahhâk b. Abdullah yoluyla Enes'in (r.a.) şöyle dediğini nakleder: Allah Rasûlü'nün (s.a.) bir sefer esnasında sekiz rekât kuşluk namazı kıldığını gördüm. Namazı bitirince şöyie dedi: "Ben ümit ve korku namazı kıldım. Rabbimden üç şey istedim; ikisini verdi, birini vermedi. Ümmetimi kıtlıklarla zelil etmemesini istedim, dileğimi yerine getirdi. Hiçbir düşmanı onlara galip getirmemesini istedim; dileğimi yerine getirdi. Onları gruplara ayırmamasını istedim; bu isteğimi kabul etmedi." Hâkim bu hadis sahihtir, diyor.[814] Ben derim ki: Seneddeki şu el-Dahhâk b. Abdullah araştırılmalı. Kimdir, hali nedir? Fazlu'd-Duhâ kitabında Hâkim; Fakîh Ebu Bekir -Bişr b. Yahya- Muhammed b. Salih ed-Dûlâbî - Halid b.Abdullah b. el-Husayn - Hilâl b. Ye-sâf - Zâdân yoluyla Hz. Âişe'den (r.anha) nakleder ki: Allah Rasulü (s.a.) kuşluk namazını kıldı, sonra yüz kere şu duayı okudu: "Allah'ım! Beni bağışla, bana acı, tevbemi kabul et. Şüphesiz tevbell ri kabu! eden, acıyan, bağışlayan yalnız Sen'sin."[815] Ebu'l-Abbas el-Esam - Esed b. Âsim - el-Husayn b. Hafs - Süfyârf Ömer b. Zer - Mücâhid senediyle naklettiğine göre: Allah Rasulü (s.a.) kuşluk namazını iki, dört, altı ve sekiz rekli kıldı.[816] İmam Ahmed, Hâşimoğuüannm (mevlâsı) azâdh kölesi Ebu Sâi Osman b. Abdülmelik el-Amrî - Âişe bt. Sa'd yoluyla Ümmü Zerr'in şöfl le dediğini nakleder: Hz. Âişe'nin (r.anha) kuşluk namazı kıldığını gördüm ve onun: "Allah Rasûlü'nün (s.a.) dört rekâttan başka kıldığım görmedim." dediğini işittim.[817] Yine Hâkim'in, Ebu Ahmed Bekir b. Muhammed el-Mervezî - Ebu Kılâbe - Ebu'l - Velîd - Ebu Avâne - Husayn b. Abdurrahman - Amr b. Mürre - İmâre b. Umeyr - Cübeyr b. Mut'im'in oğlu (Nâfî) yoluyla naklettiğine göre Cübeyr b. Mut'im Allah Rasûlü'nün (s.a.) kuşluk namazı kıldığını gördü.[818] Yine Hâkim, İsmail b. Muhammed - Muhammed b. Adiyy b. Kâmil -Vehb b. Bakıyye el-Vâsıtî - Hâlid b. Abdullah - Muhammed b. Kays - Câbir b. Abdullah yoluyla nakleder ki: Hz. Peygamber (s.a.) kuşluk namazını altı rekât kıldı.[819] Sonra Hâkim, îshak b. Beşîr el-Mehâmilî - İsa b.Musa - Câbir - Ömer b. Subh - Mukâtil b. Hayyân - Müslim b. Sabîh - Mesrûk yoluyla Hz. Âişe (r.anha) ve Ümm-i Seleme'nin (r.anha) "Allah Rasulü (s.a.) kuşluk namazını on iki rekât kılardı." dediklerini nakledip uzunca bir hadis zikrediyor.[820] Hâkim'in, Ebu Ahmed b. Muhammed es-Sayrafî - Ebu Kılâbe er-Rakkâsî - Ebu'l-Velîd - Şu'be - Ebu îshak - Âsim b. Dumra - Hz. Ali (r.a.) senediyle rivayetine göre Hz.Peygamber (s.a.) kuşluk namazı kılardı.[821] Yine Ebu'l-Velîd'e kadar aynı senedle rivayetine başlayıp Ebu'l-Velîd -Ebu Avâne - Husayn b. Abdurrahman - Amr b.Mürre - İmâre b.Umeyr el-Abedî - Cübeyr b. Mut'îm'in oğlu (Nâfi') senediyle Cübeyr b. Mut'im'-in, Allah RasûTü'nü (s.a.) kuşluk namazı kılarken gördüğünü nakleder.[822] Hâkim der ki: Bu konuda şu sahabîlerden de hadis nakledilmiştir: 1- Ebu Sâid el-Hudrî, 2- Ebu Zer el-Gıfârî, 3- Zeyd b.Erkam, 4- Ebu Hu-reyre, 5- Büreyde el-Eslemî, 6- Ebu'd-Derdâ, 7- Abdullah b.Ebî Evfâ, 8-İtbân b. Mâlik, 9- Enes b. Mâlik, 10- Utbe b. Abdullah es-Sülemî, 11-Nuaym b. Hemmâr el-Gatafânî, 12- Ebu Umâme el-Bâhilî - Allah hepsinden razı olsun - , kadınlardan 13- Ebu Bekir'in kızı Hz. Âişe, 14- Ümm-i Hânı ve 15- Ümm-i Seleme- Allah onlardan razı olsun-. Bu sahabîlerin hepsinin şahitliklerine göre Hz. Peygamber (s.a.) bu (kuşluk) namazını kılardı. Taberânî'nin Hz. Ali, Enes, Hz. Âişe ve Câbir'den nakline göre Hz. Peygamber (s.a.) kuşluk namazım altı rekât kılardı.[823] 1— Alimlerin İhtilâfı: Âlimler bu hadisler hakkında farklı görüşler ileri sürmüşlerdir: 1- Birinci grup: Hz. Peygamber'in (s.a.) bu namazı kıldığı rivayetini, -kılmadığını söyleyenlere gizli kalmış fazla bir bilgi içerdiği için- kılmadığı rivayetine tercih etmişlerdir. Diyorlar ki; Böyle birşey hakkında bilgi pek-çok insana gizli kalıp azınlık tarafından bilinebilir. Hz. Âişe, Enes, Câbir, Ümm-i Hânî ve Ali b. Ebî Tâlib Hz. Peygamber'in (s.a.) bu namazı kıldığını haber vermişlerdir. Bu namazı tavsiye, ona devam, kılana da övgü ve medih içerikli sahih hadisler bunu kuvvetlendirir. Buharı ve Müslim'in Sahih 'lerinde rivayetlerine göre Ebu Hureyre (r.a.): "Dostum Muhammed (s.a.) bana, her ay üç gün oruç tutmamı, iki rekât kuşluk namazı kılmamı ve uyumadan önce vitir namazını kılmamı tavsiye etti" demiştir.[824] Buna benzer bir hadis de Müslim'in Sahih'indt Ebu'd-Derdâ'dan nakledilmektedir.[825] Müslim, Sahih'inde Ebu Zer'den naklen Hz. Peygamber'in (s.a.) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Sizlerin herbirinin vücudunun herbir eklem ve organına (faydaları, sıhhat ve selâmetine karşılık) her sabah bir sadaka gereklidir. Her teşbih (Sübhanallah demek) bir sadakadır. Her tahmîd (elhamdülillah demek) bir sadakadır. Her tehlîl (Lâ ilahe illallah demek) bir sadakadır. Her tekbîr (Allâhu ekber demek) bir sadakadır. İyiliği emretmek bir sadakadır. Kötülükten nehyetmek bir sadakadır. Kişinin kılacağı iki rekât kuşluk namazı bunlardan (bir kısmına) bedel olur."[826] İmam Ahmed'in, Müsned'inde Muaz b. Enes el-Cühenî'den naklettiğine göre Allah Rasûlü (s.a.) şöyle buyurdular: "Kim sabah namazını kılınca, iki rekât kuşluk namazı kılıncaya kadar namazgahında oturur, hayırdan başka birşey söylemezse Allah onun günahlarım affeder. İsterse denizin köpüğü kadar (çok) olsun, "[827] Tirmizî ve İbn Mâce'nin Sünen lerinde Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre Allah Rasulü (s.a.): "Kim nafile kuşluk namazına devam ederse günahları affolunur. İsterse denizin köpüğü kadar çok olsun.>[828] Müsned ve Sünen'de rivayete göre Nuaym b. Hemmâr, Allah Rasulü'-nün (s.a) şöyle dediğini işittim demiştir: "Allah (c.c) buyuruyor ki: "Ey Âdemoğlu! Gündüzün evvelinde dört rekât namaz kılmaktan geri durma, sonunda sana gelecek zararlardan seni koruyayım.'[829] Bu hadisi Tirmizî Ebu'd-Derdâ ve Ebu Zer'den rivayet etmiştir.[830] Tirmizî'nin Câmi'inde ve İbn Mâce'nin Sünenlnde Enes'ten Hz. Peygamber'in (s.a.) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Kim kuşluk namazını on iki rekât kılarsa Allah, onun için cennette altından bir köşk bina eder. "[831] Müslim'in Sahih'inde naklettiğine göre, Zeyd b. Erkam Kubâ Mesctf dinde kuşluk vakti namaz kılan bir bölük insan gördü. Bunun üzerine şöy le dedi: "Bunlar bu saatin dışında namaz kılmanın daha faziletli olduğunu elbet bilmişlerdir. Çünkü Allah Rasûlü (s.a.) "Evvâbtn namazı, deve yavrularının ayakları kavrulduğu vakittedir." buyurdu.[832] "Deve yavrularının ayaklarının kavrulması" sözü "Günün harareti şid; detlenir. Bu sırada deve yavruları (ayaklarının derileri ince olduğundan,) güneşten ısınan yerin yakıcı hararetini hissederler." anlamındadır. Sahih'âe nakledildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.) Itbân b. Mâlik'ir evinde kuşluk namazını iki rekât kıldı.[833] Hâkim'in Müstedrek'inde Halid b, Abdullah el-Vâsıtî -Muhammed b. Amr -Ebu Seleme- Ebu Hureyre senediyle nakledildiğine göre Allah Rasûlü (s.a.) şöyle buyurdu: "Kuşluk namazına ancak evvâb (- kendini Allah'a adayan) devam eder.'[834] Hâkim diyor ki: Bu hadis Müslim b. el-Haccâc'ın benzeriyle istidlal ettiği bir senedle rivayet olunmuştur. Çünkü Müslim, üstadlarından, Muhammed b. Amr-Ebu Seleme-Ebu Hureyre (r.a) yoluyla Hz. Peygamber'in (s.a.): "Allah herhangi bir peygambere Kur'an'ı tegannî etmesine izin verdiği kadar hiçbir şeye izin vermemiştir." buyurduğunu'[835] nakletmektedir. Biri çıkıp da: "Hammâd b. Seleme ve Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî bu hadisi Muhammed b. Amr'dan mürsel olarak rivayet etmişlerdir." diyecek olursa, ona cevaben: "Halid b. Abdullah sikadır; sikanın ilâvesi makbuldür" denilir. Hâkim, sonra Abdan b. Yezid - Muhammed b. Muğîre es-Sükkerî - Kasım b. Hakem el-Uranî - Süleyman b. Davud el-Yemâmî - Yahya b. Ebî Kesir - Ebu Seleme - Ebu Hureyre senediyle Allah Rasulü'nün (s.a.) şöyle buyurduğunu nakleder: "Cennetin, Kuşluk Kapısı adında bir kapısı vardır. Kıyamet günü olunca bir münâdi şöyle bağırır: Nerede kuşluk namazına devam edenler? İşte kapınız! Allah'ın rahmetiyle girin o kapıdan. "[836] Tirmizî, el-Câmi' adlı eserinde Ebu Kürayb Muhammed b. Alâ - Yunus b. Bükeyr - Muhammed b. İshak - Musa b. Fülân - Amcası Sümâme b. Enes b. Mâlik - Enes b. Mâlik senediyle Allah Rasulü'nün (s.a.) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kim kuşluk namazını on iki rekât kılarsa, Allah onun için cennette altından bir köşk bina eder." Tirmizî diyor ki: Bu hadis garîb bir hadistir. Yalnız bu yoldan biliyoruz. [837] İmam Ahmed, bu konudaki en sahih hadis olarak Ümm-i Hânî hadisini görürdü. Derim ki: Senedde geçen Musa b. Fülân, Musa b. Abdullah b. el-Müsennâ b. Enes b. Mâlik'tir. (Enes b. Mâlik'in oğlu el-Müsennâ'nın oğlu Abdullah'ın oğlu Musa'dır.) Yine e/-Câmi'de Atıyye el-Avfî'den Ebu Saîd el-Hudrî'nin şöyle dediğini nakleder: Allah Rasulü (s.a.) kuşluk namazına o kadar devam ederdi ki; '"Arlık bırakmaz" derdik. O kadar da terkederdi ki: "Artık kılmaz" derdik.[838] lirmizî: "Bu hadis, hasen garîbtir'' diyor. İmam Ahmed, Müsned'inde Ebu'l-Yemân - İsmail b. Ayyaş - Yahya b. el-Hâris ez-Zimârî - el-Kâsım - Ebu Ümâme yoluyla Hz. Peygamber'in (s.a.) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kim temizlenmiş olarak farz bir namaza giderse, ona ihramh hacı sevabı verilir. Kim de kuşluk nafilesine yürürse, umre yapmış sevabım alır. Aralarında bâtıl ve boş şey yapılmayan bir namazın ardındaki bir namaz İlliyyîn'de yazılır." Ebu Ümâme diyor ki: "Şu mescidlere sabah akşam gidip gelme Allah (c.c.) yolunda cihaddır."[839]Hâkim'in Ebu'l-Abbas -Muhammed b. İshak es-Sağânî - Ebu'l-Müverri' Muhâdır b. el-Muverri' -el-Ahvas b. Hakîm - Abdullah b. Âmir el-Elhânî - Münîb b. Uyeyne b. Abdullah es-Sülemî - Ebu Ümâme senediyle naklettiğine göre Allah Rasûlü (s.a.) şöyle buyururdu: "Kim sabah namazını cemaatle bir mescidde kılar; sonra kuşluk vaktine kadar orada bekler; sonra da ku$luk nafilesini kılarsa, o kimseye tam bir hac yahut umre yapmış kimsenin hac ve umresi kendisine aittir. "[840] sevabı gibi sevap verilir. Yine onun İbn Ebî Şeybe, Hatim b. İsmail - Humeyd b. Sahr el-Makburî -el-A'rac- Ebu Hureyre (r.a.) senediyle i nakleder ki: Hz. Peygamber (s.a.) bir ordu gönderdi. Bu ordu büyük ganimet elde etti ve hızlı hamle yaptı. Bir adam: "Ey Allah'ın Rasûlü (s.a.)! Bu ordudan daha hızlı hamle yapan daha çok ganimet elde eden bir ordu hiç görmedik." dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.), "Size daha hızlı hamle yapan ve daha çok ganimet elde edeni haber vereyim mi? Evinde güzelce abdest alıp sonra mescide yönelen ve orada sabah namazını kılıp sonra bekleyip kuşluk namazını kılan kişi gerçekten hızlı hamle yapmış ve çok ganimet elde etmiştir." buyurdu[841] Bu konuda bunlardan başka hadisler de vardır. Ancak bunlar en iyileri. Hâkim diyor ki: Güçlü hadis otoriteleri ve hafızlardan bir grupla arkadaşlık ettim. Hepsinin de bu sayıyı -yani dört rekâtı- tercih ettiklerini ve bu konudaki sahih haberlerin mütevâtirliklerinden dolayı bu namazı dört rekât kıldıklarım gördüm. Nakledilen haberlere uymak, hadis üstadlarınm yolundan gitmek için ben de bu görüşü savunuyor ve ona çağırıyorum. İbn Cerîr et-Taberî, kuşluk namazı ve sayısının farklılığı konusunda Hz. Peygamber'e (s.a.) isnâd olunan haberleri sıraladıktan sonra diyor ki: Bu hadisler içinde karşı tarafı susturacak bir hadis yoktur. Çünkü mümkündür ki, dört rekât kıldığını nakleden O'nu dört rekât kılarken görmüştür; başka birisi başka bir vakitte onun iki rekât kıldığını görmüştür; bir başkası başka bir vakitte sekiz rekât kıldığını görmüştür; daha başka biri altı rekât kılınmasına teşvik ettiğini işitmiştir; diğer biri iki rekât, bir başkası on rekât, daha başka biri de on iki rekât kılınmasına teşvik ettiğini işitmiştir. Böylece herbiri gördüğünü, işittiğini haber vermiştir. Sözümüzün doğruluğuna Zeyd b. Eslem'den naklolunan şu hadisi delil gösterebiliriz: Zeyd b. Eşlem diyor ki: Abdullah b. Ömer'in Ebu Zerr'e "Amca, bana tavsiyede bulun" dediğini, Ebu Zerr'in de ona: "Senin benden istediğini ben de Allah Rasulünden (s.a.) istemiştim de bana şunları söyledi." deyip şu hadisi naklettiğini işittim: "Kim iki rekât kuşluk namazı kılarsa, gafiller içine yazılmaz. Dört kılan âbidler içine yazılır. Altı kılana o gün hiçbir günah ilişmez- Sekiz kılan, halis kullar içine yazılır. On kılana Allah cennette onun için bir ev bina[842] Mücahid der ki: "Allah Rasûlü (s.a.) kuşluk namazını bir gün iki rekât, bir gün dört rekât, bir gün altı rekât, bir gün sekiz rekât kıldı, sonra terketti." Bu haber de, yukarıda adı geçen herbir habercinin, kuşluk namazı konusunda görüp gözettiği kadarıyla haber vermiş olması ihtimalinden sözetmemizin doğruluğunu ortaya koymuştur. İş böyle olunca doğrusu, dileyen dilediği sayıda kılabilir. Bu görüş seleften bir grup âlimden de nakledilmiştir. İbn Humeyd bize, ona Cerîr, ona da İbrahim (en-Nehaî) haber vermiştir ki, bir adam el-Esved'e: "Kuşluk namazını kaç rekât kılayım?" diye sordu, o da: "Ne kadar istersen" cevabını verdi. 2- İkinci grup: Bunlar kuşluk namazının kılınmamasi hadislerine bağlanmışlar ve bu görüşü, hadislerin senedlerinin sıhhati ve de sahabenin bu hadislerin gereğince amel etmiş olmaları yönünden tercih etmişlerdir. Bu-harî'nin İbn Ömer'den naklettiğine göre bu namazı ne İbn Ömer'in kendisi, ne Ebu Bekir, ne de Ömer kılardı. "Hz. Peygamber (s.a.) kılar mıydı?" sorusuna İbn Ömer: "Hayır, zannettem" cevabını verdi.[843] Vekî, Süfyân es-Sevrî - Âsim b. Küleyb - babası Küleyb yoluyla Ebu Hureyre'nin: "Allah Rasulünün (s.a.) kuşluk namazını yalnız bir gün kıldığını gördüm." dediğini nakleder.[844] Ali b. el-Medinî'nin, Muaz b. Muaz - Şu'be - Fudayl b. Fedâle -Abdurrahman b. Ebî Bekre yoluyla nakline göre, Ebu Bekre, kuşluk namazını kılan bir grup insan gördü ve dedi ki: "Siz ne Allah Rasulü (s.a.), ne de ashabının umumu tarafından kılman bir namaz kılıyorsunuz!"'[845] Muvatta'da. Mâlik - İbn Şihâb (ez-Zührî) - Urve yoluyla Hz. Âişe'nin şöyle dediği nakledilir: Allah Rasulü (s.a.) asla kuşluk nafilesi kırmamıştır. Ancak ben bu nafile namazı kılarım. Allah Rasulü (s.a.) birtakım hayırlı işleri yapmak istediği halde halk, onlarla amel ederse üzerlerine farz kılınır korkusuyla o hayır işlerini bırakırdı.[846] Ebu'l-Hasan Ali b. Battal diyor ki: Seleften bir grup âlim Hz. Âişe hadisini kabul edip kuşluk namazını caiz görmemekteler. Bir grup ise: "Bid'attir" diyor. Şa'bî, Kays b. Ubeyd'in şöyle dediğini naklediyor: "Bütün sene boyunca İbn Mes'ud'a gidip gelirdim. Ama kuşluk namazı kıldığını görmedim." Şu'be'nin, Sa'd b. İbrahim yoluyla Sa'd'm babası İbrahim'den naklettiğine göre, Abdurrahman b. Avf kuşluk namazını kılmazdı. Mücâhid anlatıyor: Ben ve Urve b. Zübeyr mescide girdik. Baktık, İbn Ömer, Hz. Âişe'nin odası yanıbaşmda oturuyor. Halk ise mescidde kuşluk namazı kılıyor. İbn Ömer'e onların namazını sorduk: "Bid'attir." dedi. Bir keresinde de "Ne güzel bid'at!" dedi.[847] Şa'bî diyor ki: İbn Ömer'in "Müslümanların ortaya çıkardıkları bid'at namazlar içinde kuşluk namazından daha faziletlisi yoktur." Enes b. Mâlik'e kuşluk namazını sordular "Namazlar beştir" cevabını verdi.[848] 3- Üçüncü grup: Kuşluk namazının ara sıra kılınmasının müstehab olduğunu, dolayısıyla bazı günlerde kılınabileceği görüşünü ileri sürmüşlerdir. Bu görüş Ahmed'den nakledilen iki görüşten biridir. Taberî, bu görüşte olan bir grup âlimin ismini sıralamış ve demiştir ki: Delil olarak Cürey-rî'nin Abdullah b. Şakîk'ten naklettiği hadisi ileri sürmüşlerdir. Abdullah b. Şakîk diyor ki: Hz. Âişe'ye: "Allah Rasulü (s.a.) kuşluk namazı kılar Taberî sonra Ebu Sâid'in şu sözünü veriyor: Allah Rasulü (s.a.) kuşluk namazına o kadar devam ederdi ki; "Artık bırakmaz." derdik. O kadar da terkederdi ki; "Artık (bir daha) kılmaz." derdik. Bu hadis yukarıda geçti. Sonra Taberî diyor ki: Seleften bu namazı kılanların bu şekil kıldıkları nakledilmektedir. Şu'be, Habîb b. Şehid'ten naklen İkrime'nin: "İbn Abbas, kuşluk namazını bir gün kılar, on gün terkederdi." dediğini rivayet etmektedir. Yine Şu'be'nin Abdullah b. Dinar'dan naklettiğine göre İbn Ömer kuşluk namazı kılmazdı. Kubâ mescidine gelince kılardı. Kubâ mescidine ise her cumartesi gelirdi. Süfyân, Mansûr'un: "Kuşluk namazına farz namaz gibi devam etmeyi (sahabîler) mekruh görürlerdi. Onlar hem kılar, hem terk ederlerdi." dediğini nakleder. Saîd b. Cübeyr diyor ki: "Üzerime farz olduğunu zannedebileceğim korkusuyla çok arzu ettiğim halde kuşluk namazını terkederim," Mesrûk anlatıyor: "Biz mescidde okurduk. İbn Mes'ûd .kalkıp gittikten sonra mescidde kalır, sonra ayağa kalkar kuşluk namazı kılardık. Bu durum İbn Mes'ûd'un kulağına gitti. Bunun üzerine: Allah'ın kullarına, Allah'ın yüklemediği şeyleri neden yüklüyorsunuz?! Eğer ille de kılacaksamz evlerinizde kılın, dedi." Ebu Miclez, kuşluk namazını evinde kılardı. Bunlar diyorlar ki: Böyle olması herhangi bir kimsenin, ona devam suretiyle farz yahut devamlı (müekked) sünnet olduğu kuruntusuna kapıl-maması için daha uygundur. Bu yüzden Hz. Âişe "Benim için anam ve babam kabirlerinden çıkarılsalar yine de bu namazı terketmem." demiştir.[849] Çünkü Hz. Âişe bu namazı halkın göremeyeceği bir yerde, evinde kılardı. 4- Dördüncü grup: Bunlar, bir sebebe bağlı olarak kılınır; Hz. Peygamber (s.a.) de bu namazı bir sebebe dayalı olarak kılmıştır, görüşünü ileri sürüyorlar. Diyorlar ki: Hz. Peygamber'in (s.a.) Fetih günü sekiz rekât kuşlukta namaz kılması yalnız Fetih sebebiyledir. Fetih vaktinde sekiz rekât namaz kılmak Fethin sünnetidir. Komutanlar bu namaza "Fetih Namazı" derler. Taberî, Tarih'inde Şa'bî'nin şöyle dediğini nakleder: Ha-lid b. Velîd, Hîre'yi fethedince selâm vermeden sekiz rekât Fetih namazı kıldı. Sonra yerinden ayrıldı. Diyorlar ki: Ümm-i Hânî: "O vakit kuşluktu" sözüyle bu namazın kılınışının kuşluk vakti olduğunu kastediyor; kuşluk bu namazın ismidir anlamını kasdetmiyor. Hz. Peygamber'in (s.a.) Itbân b. Mâlik'in evinde kıldığı namaz da yine ancak bir sebebe bağlıydı. Çünkü Itbân, ona: "Gözlerimde hayır kalmadı. Benimle kabilemin mescidi arasına seller giriyor. Gönlüm isterdi ki, gelip evimde namaz kıldırsan da, senin namaz kıldırdığın yeri mescid edineyim." demiş, Hz.Peygamber (s.a.) de: "înşaallah isteğini yaparım." demişti. Itbân der ki; Ertesi sabah Allah Rasulü (s.a.) yanında Ebu Bekir ile gün ilerlediği bir vakitte bana geldi. Hz. Peygamber (s.a.) eve girmek için izin istedi, ben-de ona izin verdim. Oturmadan: "Evinin neresinde namaz kılmamı istersin?" diye sordu. Kılmasını istediğim yeri ona gösterdim. Bunun üzerine namaza durdu. Biz de arkasında saf olduk. Namaz kılıp selâm verdi. O selâm verince biz de selâm verdik. Hadis, Buharı ve Müslim tarafından rivayet edilmiştir[850] Bu namazın aslı, hikâyesi ve Buharı' nin rivâyetindeki lafzı işte böyle. Itbân'dan nakledenlerden biri bu lafzı kısaltıp: "Allah Rasulü (s.a.) evimde kuşluk nafilesini kıldı. Arkasına bir cemaat durdu, onlar da namaz kıldılar" şekline çevirdi. Hz. Âişe'nin: "Allah Rasulü (s.a.) seferden dönmesi dışında kuşluk namazı kılmazdı." sözü, Hz. Peygamber'in (s.a.) bu namazı ancak bir sebebe bağlı olarak kıldığını gösteren en açık delillerdendir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.) seferden dönünce ilk önce mescidden başlar, orada iki rekât namaz kılardı[851] Hz. Peygamber'in (s.a.) tutumu işte böyleydi. Hz. Âişe hem onu, hem bunu haber vermiştir. Aynı zamanda: "Allah Rasulü (s.a.) asla kuşluk namazı kılmamıştır." diyen de odur. Hz. Âişe'nin müsbet (olumlu) rivayeti, sefer ve fetihten dönüş, bir kabileyi ziyaret gibi-bir sebeple Hz. Peygamber'in (s.a.) bu namazı kıldığını göstermektedir. (İbn Ömer'in) Kubâ mescidine gelmesi de, aynı şekilde orada namaz kılmak içindir. Şu rivayet de böyledir: Yusuf b. Ya'kûb'un Muhammed b. Ebu Bekir - Seleme b. Recâ yoluyla rivayetine göre eş-Şa'sâ: "Ebu CehlMn başının kesildiği müjdesi verildiği gün İbn Ebî Evfâ'nm iki rekât kuşluk namazı kıldığını gördüm" demiştir. Şayet bu olay sahih ise bu namaz fetih için kılınan şükür namazı gibi kuşluk vaktine rastlayan bir şükür namazıdır. Hz. Âişe'nin menfî rivayeti ise halkın yaptığı şekildir ki, bir sebebe bağlı olmaksızın bu namazı kılıyorlar. O: "Bu mekruhtur. Hz. Peygamber'in (s.a.) sünnetine aykırıdır." dememiştir. Fakat bu namazın sebepsiz kılınması Hz. Peygamber'in (s.a.) tavrı değildir. Ama kılınmasını tavsiyeJ teşvik ve arzu etmiştir. Kendisi ise gece namazı kıldığı için bu namazdan] müstağni kalırdı. Çünkü gece kıldığı (teheccüd) namazı buna gerek bırak-f mazdı. Kuşluk namazı teheccüd namazına bedel gibidir. Allah (c.c.) buyuı ruyor ki: "Gece ile gündüzü tefekkür etmek yahut şükretmek isteyen içil (birbirine) bedel kılan O'dur."[852] İbn Abbas, el-Hasan ve Katâde bu âyeİ tin tefsirinde diyorlar ki: Birini diğerinin yerine geçecek şekilde bedel ve" halef yaptı. İkisinden birisinde yapacağı bir ameli yapmayıp kaçıran kimse diğerinde kaza eder. Katâde der ki: Şu gece ile gündüzde hayır işlerinizden Allah için yapacaklarınızı yapın. Çünkü gece ile gündüz, insanları ecellerine ulaştıran, her uzağı yakın eden, her yeniyi eskiten, her va'dolunam kıyamet gününe getiren bineklerdir. Şakîk anlatıyor: Bir adam Ömer İbnü'l-Hattâb'a (r.a.) gelip: "Bu gece namazı kaçırdım." dedi. Hz. Ömer (r.a.) ona şöyle dedi: "Gecende kaçırdığına gündüzünde ulaş. Çünkü Allah (c.c.) gece ile gündüzü tefekkür etmek yahut şükretmek isteyen için birbirine bedel kılmıştır." Diyorlar ki: Sahabenin -Allah onlardan razı olsun- davranışı da bunu göstermektedir. Çünkü îbn Abbas bir gün kılar, on gün terkederdi. İbn Ömer kılmazdı. Kubâ mescidine gelince kılardı; oraya ise her cumartesi gelirdi. Süfyân, Mansûr'un "Kuşluk namazına farz namaz gibi devam etmeyi (sahabîler) mekruh görürlerdi. Onlar hem kılar, hem terkederlerdi." dediğini nakleder. Diyorlar ki: Enes'ten nakledilen şu sahih hadis de bu kabildendir: En-sâr*dan bir adam şişmandı. Hz. Peygamber'e (s.a.) "Ben seninle namaz kılmaya gelemiyorum." dedi. Bu zât Hz. Peygamber (s.a.) için yemek yapıp evine davet etti. Hz. Peygamber'in (s.a.) namaz kılması için bir hasırın kenarına su serpip (yere yaydı). Hz. Peygamber (s.a.) o hasır üzerinde iki rekât namaz kıldı. Enes diyor ki: "O günden başka Hz. Peygamber'in (s.a.) kuşluk kıldığını görmedim." Hadisi Buharı rivayet etmiştir.[853] Bu merfû' hadisler ve sahabe âsârı üzerinde düşünen kimse, bunların yalnızca bu görüşe delil olduklarını görür. Teşvik ve tavsiye hadislerine telince, bunların —Ebu Hureyre ve Ebu Zer hadisleri gibi— sahih olanları bu namazın herkes için müekked (devamlı) sünnet olduğuna delil olmazlar. Ebu Hureyre'ye bu namazı tavsiye etmiştir. Çünkü nakledildiğine göre Ebu Hureyre, gece hadis çalışmayı namaza tercih ederdi. Bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.) ona gece namazına bedel kuşluk namazını emretmiştir. Bundan dolayı ona vitir namazını kılmcaya kadar uyumamasını emretmiş, ama Ebu Bekir, Ömer ve sahabîlere emretmemiştir. [854] 2— Bu Konudaki Uydurma Hadisler: Konunun hadislerinin isnâdları hakkında söz edilmiştir. Kiminin isnadı munkatı' kimininki ise uydurmadır, kendisiyle istidlal helâl değildir. Meselâ, Enes'ten merfû' olarak rivayet edilen şu hadis gibi: "Kim kuşluk namazına devam eder, özürsüz kesmezse, o kimse nurdan bir denizde, nurdan bir kayık içinde benimle birlikte olur." Bu sözü, Zekeriyya b. Düveyd el-Kindî, Humeyd'e isnâd ederek hadis diye uydurmuştur. Ya'lâ b. Eşdak'ın Abdullah b. Cerrâd'dan naklettiği: "Sizden kim kuşluk namazını kıîacaksa mütezellil bir vaziyette kılsın. Çünkü kişi bu namazı bir sene boyunca kılar, sonra unutur, terkeder. Artık o namaza dişi devenin kaybettiği yavrusuna duyduğu özlem gibi bir özlem duyar."hadise gelince; hayret doğrusu! Hâkim nasıl oluyor da bu ve emsali hadislerle istidlal edebiliyor?! Zira bu hadisi kuşluk namazına ayırdığı bir kitapta rivayet ediyor. Oysa Ya'lâ b. Eşdak'ın bu nüshası, Hz. Peygamber (s.a.) adına uydurulmuş düzmece bir nüshadır. İbn Adiyy diyor ki: Ya'lâ b. el-Eşdak, amcası Abdullah b. Cerrâd yoluyla Hz. Peygamber'den (s.a.) pek çok münker hadis rivayet etmiştir. O ve amcası bilinen kimseler değillerdir. Kulağıma kadar geldiğine göre Ebu Müshir demiş ki: Ya'lâ b. Eşdak'a: "Amcan Allah Rasulünün (s.a.) hadislerinden neler işitti?" diye sordum; "Süfyân'm Cami'ini, Mâlik'in Muvatta'ım ve Fevâid'den bir bölüm." cevabını verdi. Ebu Hatim b. Hibbân der ki: Ya'lâ, Abdullah b. Cerrâd ile buluştu. Yaşlanınca dinsizler etrafında toplandı, onun adına iki yüz kadar hadis uydurdular. O da bilmeden bu hadisleri rivayet etmeye başladı. Ona arkadaşlarımızın ileri gelenlerinden biri: "Abdullah b. Cerrâd'dan ne işittin?" diye sorduğunda "Bu nüshayı ve Süfyân'ın Câmi'mi" cevabını verdi. Herhalükârda ondan rivayet helâl olmaz. Ömer b. Subh'un Mukâtil b. Hayyân'dan naklettiği Hz. Âişe'nin yukanda geçen: "Allah Rasulü (s.a.) kuşluk namazını on İki rekât kıldı." hadisi, Hâkim tarafından Salâtu'd-Duhâ adlı kitapta zikredilen uzun bir hadis olup uydurmadır. Uydurmakla itham edilen kişi, Ömer b. Subh'dur. Buharı diyorki: Yahya bana AH b. Cerîr'in şöyle dediğini haber verdi: Ömer b. Subh'un: "Hz. Peygamber'in (s.a.) hutbesini ben uydurdum" dediğini işittim. Önün hakkında İbn Adiyy: "münkeruM-hadis", İbn Hibbân "Sika râvîlere nisbet -'derek hadis uydururdu. Onun hadislerini yazmak, taaccüb ederek yazma dışında helâl olmaz.", Dârakutnî: "metruk" ve el-Ezdî: "Yalancı = kezzâb" demiştir. Yine Hâkiirfin, Abdülaziz b. Ebân -es-Sevrî- Haccâc b. Furâfisa-Mekhül- Ebu Hureyre senediyle Hz. Peygamber'e (s.a.) nisbet ederek naklettiği: "Kim kuşluk nafilesine devam ederse günahları affolunur; çekirge sayısınca ve deniz köpüğünden daha çok olsa bile" hadisi de böyledir. Seneddeki Abdülazîz hakkında İbn Nümeyr: "O yalancıdır", Yahya; "Hiçtir. Pis bir yalancıdır, hadis uydurur."; Buharî, Nesâî ve Dârakutnî: "Metrüku'l-hadîs - Rivayet ettiği hadis bırakılır." demişlerdir. en-Nehhâs b. Kahm —-Şeddâd— Ebu Hureyre yoluyla Hz. Peygamber'e (s.a.) nisbet edilerek rivayet edilen: "kim çift rekât kuşluk namazına devam ederse, günahları affolunur; denizin köpüğünden çok olsa bile" hadisi[855] de böyledir. en-Nehhâs hakkında Yahya: "Bir hiçtir, zayıftır. Atâ yoluyla İbn Abbas'tan pek çok münker şey rivayet ederdi.", Nesâî: "Zayıftır", İbn Adiyy: "Hiçbir şeyin dengi değildir", İbn Hibbân: "Meşhurlardan münker rivayetlerde bulunur, sika râvilere aykırı düşerdi. Onu delil almak caiz değildir" ve Dârakutnî: "Muztaribu'l-hadis = Naklettiği hadisler muztaribtir. Yahya el-Kattân onu bırakmıştır." diyor. Humeyd b. Sahr -el-Makburî- Ebu Hureyre senediyle yukarıda geçen: "Allah Rasûlü (s.a.) bir ordu gönderdi..." hadisine gelince; buradaki se-nedde geçen Humeyd'i, Nesâî ile Yahya b. Maîn zayıf saymış, diğerler ise sika kabul etmişlerdir. Humeyd'in bazı hadisleri münker bulunmuştur. Bu şahıs, tek kaldığında kendisiyle istidlal edilmeyecek biridir. En iyi bilen Allah'tır. Muhammed b. İshak -Musa- Abdullah el-Müsennâ -Enes- Enes'in amcası Sümâme senediyle rivayet edilen: "Kim kuşluk namazını kılarsa, Allah onun için cennette altından bir köşk bina eder." hadisi ise garîb hadislerdendir. Tirmizî bu hadis hakkında: "Bu hadis garîbdir. Yalnız bu yoldan biliyoruz." diyor. Nuaym b. Hemmâr'ın rivayet ettiği: "Ey Âdemoğlu! Gündüzün evvelinde benim için dört rekât namaz kılmaktan geri durma, sonunda sana gelecek zararlardan seni koruyayım." hadisi ile yine aynı şekilde Ebu'd-Derdâ ve Ebu Zer hadisleri hakkında Şeyhülislâm İbn Teymiye'nin: "Hadiste geçen bu dört rekât bence sabah namazının farzı ve sünnetidir." dediğini işittim. [856] [808] Buharı, 19/32; Müslim, 718; Ebu Davud, 1293; Ahmed, Mtisned, 6/86, 177, 215, 223, 237. Hadisin devamında Hz. Âişe şöyle diyor: "Allah Rasûlü (s.aj yapmak istediği bir ameli, insanlar onu yapar da onlara farz kılınır korkusuyla yapmazdı." [809] Buharı, 19/31 [810] Buharî, 19/31, 18/12, 64/50; Müslim, 336(80); Tirmizî, 474; Ebu Davud, 1291. [811] Müslim, 717; Ebu Davud, 1292; Nesâî, 4/152; Ahmed, Müsned, 6/171, 204, 218. [812] Müslim, 719; tbn Mâce, 1381. [813] Az yukarıda geçti. Bk. dipnot:2 [814] Hâkim, 1/314; İbn Huzeyme, 1228; Ahmed, Müsned, 3/146. Dahhâk b. Abdullah dışındaki râviler sika, o ise meçhuldür. Buna rağmen Hâkim sahih saymış, Zehebî de ona muvafakat etmiştir. [815] Senedinde meçhul râvi vardır. [816] Mürseldir. Senedinde meçhul râvi vardır. [817] Ahmed, Müsned, 6/106. [818] Râvileri sikadır." Heysemî bu hadisi Afecmau'z-ZevâUPdc (2/238) vermiş ve Taberanı -nin Kebir'de rivayet ettiğini belirterek hadisin hasen olduğunu söylemiştir. [819] Senedde geçen Muhammed b. KaysM İbn Hibbân'dan başka sika kabul eden yoktur. [820] Müellif az aşağıda haberin uydurma olduğunu söyleyecektir. [821] Râvileri sikadır. [822] Râvileri sikadır. Az yukarıda geçti. [823] Enes'ten gelen rivayeti Heysemî, Mecmau'z-ZevâicTde (2/237) zikretmiş ve Taberânî'nin Evsafla, rivayet ettiğini söylemiştir. Rivayet zayıftır. Câbir'den gelen rivayeti ise yine Taberânî, Evsafta rivayet etmiştir. Muhammed b. Kays nakletmiştir. Hz. Âişe'-den gelen rivayeti ise Heysemî, adı geçen eserinde (2/235) zikrediyor ve diyor ki: Hz. Âişe: "Hz. Peygamber (s.a.) Mekke Fethi günü dışında kuşluk kılmamıştır." demiştir. Bunu Bezzâr rivayet etmiştir. Râvileri sikadır. Bazıları hakkında söz varsa da zarar vermez. Hz. Ali'nin: "Allah Rasülü (s.a.) kuşluk vakti namaz kılardı." şeklindeki hadisini Ahmed ve Ebu Ya'lâ rivayet etmişlerdir; ancak Hz. Ali: "Kuşluk kılardı" demiştir. Ahmed'in râvileri sikadır. İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/317-320. [824] Buharı, 19/33, 30/60, Müslim, 721; Ebu Davud, 1432; Nesaî, 3/229. [825] Müslim, 722; Ebu Davud, 1433. [826] Müslim, 720; Ebu Davud, 1285. [827] Ahmed, Müsned, 3/439; Beyhakf, 3/49. Hadis zayıftır. [828] Tirmizî, 476; İbn Mâce, 1382; Ahmed, Müsned, 2/443, 497, 499. Senedi za^if [829] Ahmed, Müsned, 5/286, 287; Ebu Davud, 1289. İsnadı sahihtir. [830] Tirmizî, 475. İsnadı kuvvetlidir. [831] Tirmizî, 473; İbn Mâce, 1380. Senedinde meçhul râvi vardır. [832] Müslim, 748; Dârimî, 1/340; Ahmed, Müsned, 4/366, 367, 372, 375. [833] Az aşağıda gelecektir. [834] Hâkim, Müstedrek, 1/314; tbn Huzeyme, İ224. Senedi hasendir. Hâkim, hadisin Müslim'in şartlarına göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de ona muvafakat etmiştir. Oysa Müslim, senedde geçen Muhammed b. Amr'dan yalnızca mütâbaat İçin rivayette bulunmuştur. [835] Buharı, 97/32, 97/52, 66/19; Müslim, 792; Ebu Davud, 1473; Nesaî, 2/180; Ahmed, Müsned, 2/271, 285, 450. [836] Taberânî, Evsat, 1/59-1. Hadis zayıftır. [837] Tirmizî, 473; İbn Mâce, 1380. Hadis zayıftır. [838] Tirmizî, 477; Ahmed, Müsned, 3/21, 35. Hadis zayıftır. [839] Ahmed, Müsned, 5/268; Ebu Davud, 1288. İsnadı hasendir. [840] İsnadı zayıftır. [841] Senedini hasen. saymak mümkündür, ibn Hibbân (629), İbn Ebî Şeybe yoluyla rivayet etmiştir. Münzirî et-Terğtb ve't-Terhîb (1/427, 428) adlı eserinde kaydetmiş ve "Ebu Ya'lâ rivayet etmiştir. Râvileri sahih râvilerdir. Ayrıca Bezzâr da rivayet etmiştir." demektedir. [842] Bezzâr, Münzirî, et-Terğîb (l/430)'de Ebu'd-Derdâ'dan rivayet etmiş ve: "Taberânî, Kebîr'de rivayet etti. Râvileri sikadır. Musa b. Yâkub ez-Zemeî'de ihtilaf vardır. Bir grup sahabîden değişik yollarla rivayet edilmiştir. Senedlerin en haseni budur." demiştir. Bk. Mecmau'Z'Zevâid, 2/237. [843] Yukarıda geçti. Bk. dipnot: 2. [844] tsnâdı sahihtir. [845] İsnadı sahihtir. [846] Yukarıda geçti. Bk. dipnot: 2. [847] Hafız İbn Hacer'in (Fethu'l-Bâri, 3/43) yazdığına göre îbn Ebî Şeybe sahih bir isnâd-la rivayet etmiştir. Abdürrezzak {Musannef, 4868) ise Abdullah b. Ömer'in: "Osman öldürülünceye kadar hiç kimse bu (kuşluk) namazını kılmamıştir. İnsanlar bence ondan daha iyi birşey ihdas etmemişlerdir." dediğini sahih senedle rivayet ediyor. [848] Yukarıda geçti. Bk. dipnot: 4. [849] Mâlik, Muvatta, 1/153. İsnadı sahihtir. [850] Buharı, 8/45, 8/46, 10/40, 10/50, 10/153, 10/154, 19/36, 64/11, 70/15, 81/6, 88/9; Müslim, 33 (263); Nesaî, 2/105; tbn Mâce, 754; Ahmed, Müsned, 5/449, 450. [851] Buha" 8/59, Müslim, 716; Ebu Davud, 2781; Nesaî 2/54; Ahmed, Müsned, 6/31. [852] Furkân 25/62. [853] Buharı, 10/41, 19/33, 78/65; Ahmed, Müsned, 3/130, 184, 291. [854] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/320-330. [855] Tirmizî, 476; İbn Mâce, 1382. [856] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/330-332. Konu Başlığı: Ynt: Kuşluk namazı konusundaki tutumu Gönderen: Sevgi. üzerinde 15 Eylül 2023, 05:28:29 Esselâmu Aleyküm Rabbim bilgiler için razı olsun
Rabbim bizleri hakkıyla namaz kılan kullarından eylesin inşaAllah Konu Başlığı: Ynt: Kuşluk namazı konusundaki tutumu Gönderen: Mehmed. üzerinde 17 Eylül 2023, 13:09:26 Rabbim bizleri güzel ve huşulu ibadet edenlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsıun
|