> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Katili bilinmeyen öldürme olayları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Katili bilinmeyen öldürme olayları  (Okunma Sayısı 816 defa)
06 Haziran 2011, 12:51:04
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 06 Haziran 2011, 12:51:04 »



f) Katili Bilinmeyen Öldürme Olaylarında Kasâme İle Hükmü:

 

Sahîhayn'da Hz. Peygamber'in (s.a.) Ensar'a yahudiler arasında me[346] ile hükmettiği sabittir.

(Huveyyısa, Muhayyısa ve Abdurrahrnan, Hayber'de ölü olarak bulduk­ları yakınları Abdullah b. Sehl b. Zeyd için Hz. Peygamber'e davacı olduk­larında) Hz. Peygamber (s.a.) bunlara: "Yemin edebilir misiniz ki, adamını­zın kanına hak sahibi olasınız?" buyurmuştur. Buharî'nin ifadesi: "Katilini­ze ya da adamınıza" şeklindedir. Bunlar da: "Şahid olmadığımız, görmediğimiz bir iş (nasıl yemin ederiz?)" demişler. Hz. Peygamber: "Öyle ise yahu-diler elli kişinin yemini ile sizi aklar." buyurunca onlar: "Kâfir bir kavmin yeminlerini nasıl kabul edebiliriz?" demişler. Bunun üzerine onun diyetim Hz. Peygamber kendisi vermiştir.

Bir rivayette: "Sizden elli erkek, onlardan bir adam aleyhine yemin eder ve adam tamamı ile size verilir."[347] ifadesi vardır.

Sahih hadislerin ifadelerinde diyetin nereden ödendiği hakkında ihtilâf vardır. Bazısında, Hz. Peygamber'in kendisinden ödediği, bazısında da ze­kât develerinden ödediği belirtilir.

Ebu Davud'un Sünen'mde ise; maktul, yahudilerin içerisinde bulundu-ğu için, Hz. Peygamber'in (s.a.) diyeti onlara yüklediği ifade olunur.'[348]

Abdürrezzâk'ın Musannef'mâc: "Hz. Peygamber'in (s.a.), önce yahu-dilere yemin verdirdiği ve onların yeminden kaçındıkları, sonra Ensar'dan ka~ sâmede (yemin) bulunmalarını istediği, onların da yemin etmemeleri üzerine diyeti yahudiler üzerine yüklediği1' zikredilir[349]

Nesâî'de de: "Diyeti, yahudiler üzerine koyduğu ve bir kısmını ödeye­rek onlara yardımcı olduğu" kaydı vardır.[350]

Bu uygulama aşağıdaki hükümleri içerir:

1—  Kasâme ile hükmetmek, Allah'ın dininden ve şeriatındandır.

2—  Kasâme yolu ile kısasın meşruiyeti: Hadislerde geçen: "Adam ta­mamı ile size teslim edilir.", "Adamınızın kanına hak sahibi olursunuz" gi­bi ifadeler buna delildir. Kur'an ve sünnet'in zahiri, mülâanede bulunan ko­canın ve kasâmede kan sahiplerinin yeminleri ile öldürme hükmünü getiri­yor. Bu, Medine âlimlerinin görüşüdür. İrak âlimleri ise, her iki durumda da öldürme olmayacağı görüşündedir. İmam Ahmcd'in mezhebi; kasâmede öldürüleceği, Hânda öldürülmeyeceği şeklindedir. Şafiî ise aksi kanaattedir.

3—  Diğer davaların aksine, kasâmede yemin, önce davacılara {müddet) verdirilir.

4—  Zimmîler, üzerlerine düşen görevi yapmazlarsa, ahdi bozmuş sayı­lırlar. Hz. Peygamber'in; "Ya diyeti ödersiniz ya da harp ilan etmjiş sayılırsı­nız." ifadesinden bu anlaşılır.

5— Davalı {müddea aleyh) hüküm meclisinden uzakta ise, hâkim k sine yazar, hasmın mahkemeye gelişini aramaz.

6—  Kadi'nın yazısına istinaden —onun yazısı olduğuna dair üzer» hit tutulmasa bile— amel ve hükümde bulunmanın cevazı.

7—  Gıyabî hükmün cevazı.

8—  Kasâmede —eğer varsa— elliden daha az kişinin yemini ile yenil­meyeceği.

9— Eğer dava, müslüman ve zimmîler arasında ise, bize baş vurmasalar bile onlara (zimmîlere) İslâm ahkâmının tatbik edileceği.

10— Diyetin zekât develerinden ödenmesi ki, bu durum bir çokları için izahı zor bir problem arzetmektedir. Bazılarınca, gârimîn (borçlular) faslın­dan ödemiştir ki doğru değildir. Zira, zimrrîîlerin borçluların? zekât verilmez. Bazılarınca, ödenen bu diyet, zekât mallarından yerlerine harcandıktan son­ra arta kalan kısımdır ve devlet başkanının bu fazlayı maslahat (yarar) gör­düğü yerlere harcama yetkisi vardır. Bu izah birincisinden daha uygundur. Daha makulü; Hz. Peygamber'in (s.a.), diyeti kendisinden ödemesi ve zekât develerinden ödünç alması şeklindeki yorumdur. Buna hadisteki: "Hz. Pey­gamber (s.a.) diyeti kendi yanından verdi." ifadesi delil olur. Bütün bu yo­rumlardan en uygunu şu olacaktır: Hz. Peygamber, iki unsur arasındaki an­laşmazlığı gidermek için diyeti yüklenince, verdiği hüküm, ara bulmak için borçlanan kimse (ğârim) üzerine verilmiş bir hüküm oldu. "Hz. Peygamber diyeti gârimîn faslından ödedi" diyenler de belki bunu kasdediyorlar. Hz. Peygamber (s.a.), kendisi için zekâttan asla bir şey almamıştır. Çünkü sada­ka kendisine helâl değildir. Şu kadar var ki, bu fasıldan diyeti ödemiş olma­sı, ara bulmak için borçlanan bir kimseye vermesi kabilinden olmuştur. En doğrusunu Allah bilir.

Bir itiraz olarak, hadisteki: "Diyetini yahudiler üzerine kıldı." sözüne ne dersiniz denebilir. Bu ifade mücmeldir ve râvi, diyetin yahudiler üzerine kılınış keyfiyetini zabtedememiştir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.), yahudilere yazıp: "Maktulun diyetini verin ya da harp ilan etmiş sayılırsınız." diye bil­dirince bu tutumuyla Hz. Peygamber, diyetin ödenmesi için onları ilzam et­miş olur. Ancak bilinen şudur ki, onlar öldürdüklerini kabul etmemişler ve buna dair yemin etmişlerdir. Bu durumda da Hz. Peygamber diyeti kendisi ödemiştir. İşte diğer râvilerin zabtettikleri bu fazlalık, bir öncekinden daha tercih edilir durumdadır.

Peki, Nesâî'nin rivayetinde yer alan: "Diyeti yahudiler üzerine dağıttığı ve bir kısmını da ödeyerek onlara yardımcı olduğu" şeklindeki ifadeye ne dersiniz? Bu soruya şöyle cevap verilir: Bu ifade kesinlikle muteber (mahfuz) değildir. Zira diyet, sırf maktulun velilerinin iddia etmiş olmaları ile davalı­lar üzerine gerekmez. Mutlaka ikrar, beyyine (delil), ya da davacıların yemi­ni gibi bir mesned bulunması gerekir. Burada bunlardan hiçbiri yoktur. Hz. Peygamber (s.a.), davacılara kasame yemini teklif etmiş, onlar yeminden ka­çınmışlardır. Bu durumda mücerred dava ile yahudileri diyet ödemeğe nasıl icbar edebilir? [351]


[346] "el-Kasâme" kelimesi masdardır. Bir mıntıkada bir maktulün bulunması durumunda, da­vacı oldukları takdirde kan sahiplerine veya davalılara verilen yeminlere denilir. "Kasâme" lafzı, "kan v .rine edilen yemin" anlamına tahsis edilmiştir. Muhkem 'de şöyle denilmek­ledir: "Kasâme, bir şey üzerine yemin eden veya ona şahitlikte bulunan bir topluluğun adıdır. Ka^âme yemini de bunlara nisbet edilen yemindir. Sonra bizzat yemin hakkında kullanılır olmuştur."                                                             

[347] Buharı, 87/22; Müslim, 1669.

[348] Ebu Davud, 4526. İsnadı sahihiir. Musannef, 18252; Beyhakî, 8/121.

[349] Musannef, 18252.

[350] Nesâî. S/12. Senedi hasendir.

[351] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 5/133-136.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Katili bilinmeyen öldürme olayları
« Posted on: 30 Nisan 2024, 03:41:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Katili bilinmeyen öldürme olayları rüya tabiri,Katili bilinmeyen öldürme olayları mekke canlı, Katili bilinmeyen öldürme olayları kabe canlı yayın, Katili bilinmeyen öldürme olayları Üç boyutlu kuran oku Katili bilinmeyen öldürme olayları kuran ı kerim, Katili bilinmeyen öldürme olayları peygamber kıssaları,Katili bilinmeyen öldürme olayları ilitam ders soruları, Katili bilinmeyen öldürme olaylarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes