๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 03 Haziran 2011, 16:38:08



Konu Başlığı: Karısının cariyesiyle zina eden kimse
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 03 Haziran 2011, 16:38:08
c) Karısının Cariyesiyle Zina Eden Kimse Hakkındaki Hükmü:

 

Müsnedve dört Sünen'âz Habib b. Salim yolu ile rivayet edilen Katâde hadisinde şöyle anlatılır: Abdurrahman b. Huneyn, karısının cariyesi ile cin­sî ilişkide bulunmuştu. Küfe emîri olan Numan b. Beşîr'e şikâyet olundu. Nu-man: "Hakkında mutlaka Hz, Peygamber'in (s.a.) verdiği hükümle hükme­deceğim. Eğer karın cariyeyi sana helâl kılmışsa sana yüz değnek vururum, aksi halde seni recmederim." dedi. Karısının kendisine cariyesini helâl kıldı­ğını öğrendiler ve adama yüz değnek vurdu.[411]

Tirmizî, hadis hakkında şöyle diyor: Bu hadisin senedinde ıztırab vardır (muztarib). Muhammed'i (Buhari'yi) şöyle derken işittim: "Katâde bu hadi­si, Habib b. Sâlim'den işitmemiştir. Aksine Halid b. Urfuta'dan rivayet et­miştir. Ebu Bişr de bu hadisi Habib b. Sâlim'den işitmemiş, Halid b. Urfuta'dan rivayet etmiştir." Muhammed'e (Buharî) bu hadisi sordum. Bana: bu hadisi reddediyorum," dedi, Nesâî de: "O muztariptir." demiştirJ Hatim er-Râzî ise, Halid b. Urfuta'nın meçhul olduğunu söyler.

Müsnedvç Sünen'de ise Kabîsa b. Hureys—Seleme b. el-Muhabbık sene­diyle şöyle rivayet edilir: Hz. Peygamber (s.a.), karısının cariyesi ile ilişkide bulunan birisi hakkında şöyle hüküm vermiştir: "Eğer cariyeyi zorlamışsa, cariye hürdür ve adamın, cariyenin bir benzerini (benzer bir cariye) hanımı­na vermesi gerekir. Eğer cariye gönüllü karşılık vermişse, cariye adamındır; adamın hanımına, benzeri bir cariye vermesi gerekir."[412]

Âlimler, bu hükümle amel hakkında ihtilâf etmişlerdir. Zahir mezhebinde İmam Ahmed bu hükümle amel görüşündedir. Çünkü hadis hasendir. Halid b. Urfuta'dan, iki sika râvi, Katâde[413] ve Ebu Bişr rivayette bulunmuşlar­dır; onun cerh edildiği de bilinmemektedir. Bir râvinin cehaleti, kendisinden iki sika râvinin rivayette bulunmasıyla ortadan kalkar. Kıyas ve şer'î kaide­ler de bu hükmün gereği ile amel etmeyi gerektirir. Şöyle ki, karısının cariye­yi kendisine helâl kılması haddin düşürülmesini gerektiren bir şüphedir. Ta'-ziri ise düşürmez. Vurulan yüz değnek de ta'zir olur. Eğer helâl kılmamış ise, ilişki zina olur ve bir şüphe de yoktur. Bu durumda da recm cezası vardır, Şimdi bu uygulamada kıyasa muhalif ne var?

Seleme b. el-Muhabbık hadisine gelince, eğer sahİhse onunla amel etmet ve ondan yüz çevirmemek gerekir. Ancak Nesâî: "Bu hadis sahih değildir.' der. Ebu Davud ise: "Ahmed b. Hanbel'i işittim, şöyle diyordufSeleme b el-Muhabbık'tan rivayet eden kimse bilinmemektedir. Ondan Hasan —yan Kabîsa b. Hureys—'den başkası da rivayet etmemektedir." der. Buharı ist Tarihinde: "Kabîsa b. Hureys, Seleme b. el-Muhabbık'tan işitmiştir. Hadi si  üzerinde  ise  durmak  lâzım"   diyor.   İbnü'l-Münzir:   "Seleme  o.   El Muhabbık'ın haberi sabit olmaz." derken, Beyhakî: "Kabîsa b. Hureys ma­ruf değildir." der. Hattabî: "Bu münker bir hadistir. Kabîsa maruf değildir, böyle bir hadis hüccet olmaz. Hasan, her duyduğundan hadis rivayetinde bulunmaya aldırmayan bir kimsedir." der.

Başka bir grup, hadisi kabul etmiş, sonra ihtilâfa düşmüşlerdir: Bir kıs­mı; mensuhtur, bu hadlerin nüzulünden önceydi, demiştir.

Bir başka kısmı ise; hayır mensuh değil demişler ve hadisin izahını şöyle yapmışlardır: "Adam cariyeyi zorlayınca, onu artık hanımefendisine karşı ifsad etmiş, yaramaz hale sokmuş olur. Ona uygun biri olmaz. Ayrıca cariye bundan ar duyar ki, bu manevî bir işkence (müsle)dir."[414] Manevî müsle ger­çek (hissî) müsle gibidir, hatta daha büyüktür. Böylece zoraki ilişki iki husu­su içermiş olur: 1) Cariyeyi hanımefendisine yaramaz hale getirme, 2) Cari­yeye karşı manevî müsle. Bu iki durum, cariyenin bedelinin hanımefendisine ödenmesini ve cariyenin de azadını gerektirir.

Eğer cariye gönüllü karşılık vermişse, bu durumda ilişki cariyeyi hanı­mefendisine yaramaz kılar ve adam tarafından cariyenin kıymetinin hanıme­fendiye ödenmesi gerekir. Adam cariyeye de sahip olur. Çünkü cariyenin kıy­meti ödenmek üzere adamın boynuna borç olmuştur. Gönüllü karşılık verip kendi de istediği için ilişki, müsle şüphesinden çıkar. Bu yorumu yapanlar şöyle diyorlar: "Manevî itlafın, maddî (hissî) itlaf şeklinde telakki edilmesi (onun mertebesinde tutulması) haktan uzaklaşma sayılmaz. Çünkü her ikisi de mâlikin, mülkünden faydalanmasına engel olmaktadır. Hiç şüphesiz zev­cenin cariyesi, kocası tarafından iğfal edilmişse, artık daha önceden olduğu gibi kendisine yaramaz.".Bu hüküm en güzel hükümlerden biridir, usulî kı­yasa da uygundur.

Kısaca: Bu hükümle amel, hadisin kabulüne dayalıdır. Muhalifler ne kadar çok olurlarsa olsunlar, onların çokluğu hükme (veya hadise) bir zarar vermez. [415]


[411] Ahmed, 4/272; Tirmizî, 1451; Ebu Davud, 4458, 4459; Nesâî, 6/124; tbn Mâcd, 2SŞ1; Dârimî, 2/181, 182. Yazarın da zikredeceği gibi hadis zayıftır.

[412] Musannef, 13417; Ebu Davud, 4460, 4461; Nesâî, 6/124, 125; İbn Mâce, 2552; Beyhakî 8/240. Kabîsa b. Hureys hakkında Buharı: "Hadisi üzerinde düşünmek lâzım" demiş İbnü'l-Kattân da onun meçhul oiduğunu söylemiştir. Nesâî: "Hadisi sahih olmaz'' der Beyhakî ise: "Tabiûndan sonra bütün şehirlerdeki âlimlerin bu hadisle amelin terki uze rinde icma etmiş olmaları, sahih olduğu farzedilse bile, hadler hakkında varid olan hadis lerle mensuh olduğunu ortaya koyar.'' diyor.

[413] Asıl nüshada Habib b. Sâlim'dir ki müellifin bir hatası olmaktadır. Çünkü Habib b. Sa Hm bu hadiste Halid'in hocasıdır, talebesi değildir. Ebu Bişr—ismi Cafer b. Iyas'tır-sikadır. Ne var ki, Şu'be'nin de dediği gibi Habib b.-Sâlim'den hadis i şitm emiştir— i bunu müellif de Buharî'den nakletmiştir— bu takdirde hadis munkatı olur. Sonra, mue, lifin: "Bir râvinin cehaleti kendisinden iki sikanın rivayette bulunması ile ortadan kalkar sözü su götürür. Çünkü bu durumda —her ne kadar hal cehaleti kalksa bile— vasıf cehs leti baki kalır. Usul kitaplarında belirtildiği üzere cehalet mutlaka tevsikine dair açık ite denin bulunması ile ancak ortadan kalkmış olur.

[414] Müsle; Bir insanın kulak, burun, cinsel uzvu gibi organlarının kesilmesidir. Hz. Peygam­ber, kendisine efendisi tarafından müsle yapılan bir köleyi azad etmişti. Bk. İbn Mâce, 2679.

[415] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 5/154-156.


Konu Başlığı: Ynt: Karısının cariyesiyle zina eden kimse
Gönderen: Ceren üzerinde 21 Kasım 2016, 21:35:35
Esselamu aleykum.Eger kadin cariyesini kocasina helal kilmissa zina olmaz.Ama kadinin rizasi yoksa recm cezasi uygulanır.Rabbim bizleri zinanin her turlu belasından korusun inşallah..