> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Kaçınılması gereken sözler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kaçınılması gereken sözler  (Okunma Sayısı 3960 defa)
22 Temmuz 2011, 10:37:19
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 22 Temmuz 2011, 10:37:19 »



3- Kaçınılması Gereken Sözler:

 

Hz. Peygamber (s.a.), kişinin "Habuset nefsî= İğrendim" demesini yasaklamış ve "Lekıset nefsî = Midem bulandı" demesini tavsiye etmiştir/[805]

Her ikisinin anlamı da birdir. Yani, midem karıştı ve tabiatı bozuldu, de­mektir. Rasûlullah (s.a.) "iğrenç, pis" sözü çirkinlik ve kötülük taşıdığı için sahabenin bu kelimeyi söylemesinden hoşlanmadı ve güzel olanı kul­lanmayı, çirkin olandan uzaklaşmayı, hoş olmayan sözün ondan daha iyi-siyle değiştirilmesini tavsiye etti.

Birşeyi kaçırdıktan sonra, "Keşke şöyle şöyle yapsaydım" diyen kişi­nin böyle söylemesini yasaklamış; "Keşke sözü, şeytanın ameline yol açar" buyurmuş ve bu sözü söyleyene ondan daha faydalısını götermiştir. Bu da şöyle demesidir: "Allah takdir etti, O dilediğini yapar."[806] Çünkü ki­şinin "Şöyle şöyle yapmış olsaydım fırsatı kaçırmazdım" veya "bu duru­ma düşmezdim" sözü, elbette söyleyene yarar sağlamayacak bir sözdür. Zira kaçırdığını geri getiremez ve "keşke" demekle, tökezlemesini karşıla­yamaz. "Keşke" sözünde iş, kendisinin takdir ettiği gibi olsaydı, Allah'ın hükmettiği, takdir buyurduğu ve dilediği gibi olmazdı, iddiası vardır. Zira vuku bulup (gerçekleşip) da aksini temenni ettiği şey, ancak Allah'ın hük­mü, takdiri ve dilemesi ile vuku bulmuştur. "Keşke şöyle yapsaydım, ger­çekleşenlerin aksi olurdu" dediği ise muhaldir. Çünkü takdir edilmiş, hük­mü verilmiş şeylerin aksinin olması muhaldir. O halde bu kişinin sözü; yalan, cehalet ve imkânsızlık ihtiva eder. Kaderi yalanlamaktan kurtulsa, "Keski şöyle yapsaydım, Allah'ın benim için takdir ettiğini savuştururdum" sözüyle kadere karşı çıkmaktan kurtulamaz.

Denilirse ki: Bu sözde kaderi reddetmek veya inkâr etme yoktur. Çün- i kü temenni ettiği sebepler de aynı şekilde kaderdendir. Yani o kişi: "Bu j kaderden haberim olsaydı bu takdirde bu kaderden ötürü o kader benden j savuşturulmamış olurdu." demiş oluyor. Zira, kaderlerin bazısı bazısıyla \ savuşturulur. Nitekim, hastalığın kaderi ilaçla, günahların kaderi tevbeyle, (saldıran) düşmanın kaderi cihadla savuşturulmaktadır. Her ikisi de kader­dendir.

Buna şöyle cevap verilir: Bu doğrudur. Fakat bu, hoşlanılmayan kaderin gerçekleşmesinden önce fayda verir. Gerçekleştiğinde ise savuşturma­nın yolu yoktur. Bunu bir başka kaderle savuşturmaya ya da hafifletmeye yol olsa, o yol "keşke şöyle yapsaydım" demesinden daha iyidir. Bu du­rumda görevi, fiilini vuku bulanın etkisini savuşturacağı veya hafifleteceği bir yolla karşılaması, vuku bulması ümit edilmeyen şeyi temenni etmemesi­dir. Çünkü bu temenni tam bir acizliktir. Allah Teâlâ acizliği kınar ve keys'i sever ve emreder. Keys, Allah Teâlâ'mn dünya ve ahirette kula ya­rarlı müsebbebleri (sebebin neticesi olan şeyleri) bağladığı sebeplere sarıl­maktır. İşte bu, hayırlı amellere yol açar. Acizlik ise şeytanın amellerine yol açar. Kul, kendisine faydalı şeylerden âciz olduğunda ve "şöyle şöyle olsaydı" ve "keşke şöyle yapsaydım" sözüyle asılsız emellere, hülyalara daldığında kendisini şeytanın ameline götüren bir yol açılır. Bunun kapısı da acizlik ve tembelliktir. Bundan ötürü Hz. Peygamber (s.a.) her ikisin­den de Allah'a sığınmıştır. İşte bu ikisi bütün serlerin anahtarıdır. Endişe, hüzün, korkaklık, cimrilik, borca aldırış etmemek ve adamların (kendisine) baskın gelmesi, onları gözünde büyütmesi gibi kötü huyların tamamının kaynağı acizlik ve tembelliktir. Adresleri de "keşke"dir. Bunun için Hz. Peygamber (s.a.): "Keşke sözü şeytanın ameline yol açar." buyurmuştur. Temenni eden, insanların en âcizlerinden ve iflas etmişlerdendir. Çünkü temenni müflislerin sermayesi, acizlik de her kötülüğün anahtarıdır.

Bütün isyanların, günahların temeli acizliktir. Çünkü kul, hayırlı amel­lere ve ibadetlere götüren sebeblerden ve kendisini günahlardan uzaklaştı­ran, günahlarla kendisi arasına giren sebeplerden âciz olur; bu yüzden gü­naha düşer. Bu hadis-i şerif Hz. Peyamber'in (s.a.) istiâzesinde (Allah'a sığınmasında) şerrin köklerini ve dallarını, başlangıç ve neticelerini, yolları­nı ve kaynaklarını toplamış, bir araya getirmiştir. O, sekiz hasleti kapsa­maktadır. Herbir haslet de birbirinin benzeri ve yakınıdır. Hz. Peygamber (s.a.): "Ya Rabbi, endişe ve hüzünden Sana sığınırım."[807] buyurmuştur. Endişe ve hüzün kardeştirler. Kalbe hoş gelmeyen şey, sebebi itibariyle iki kısma ayrılır: Sebebi ya geçmişte meydana gelmiş bir iştir -ki hüznü doğu­ran budur-, ya da gerçekleşmesi beklenen bir iştir -ki bu da endişe doğurur-; her ikisi de acizliktendir. Çünkü geçmiş olan bir şey hüzünle savuşturula-maz; aksine rıza, hamd, sabır, kadere iman ve kulun "Allah'ın takdiri!

O dilediğini yapar." sözüyle savuşturulabilir. Gelecekte olan şey de aynı şekilde endişeyle savuşturulamaz. Aksine, ya onun savuşturulmasına bir çare vardır ve ondan âciz değildir; ya da savuşturulmasına bir çare yoktur, sabırsızlık göstermez; gereklerini kuşanır, tedbirlerini alır, lâyık olan hazır­lıkları yapar; tevhid, tevekkül, Allah Teâlâ önüne kendini bırakmak, her-şeyde O'na teslim olup Rab olarak O'ndan razı olmak gibi sağlam bir kalkanla savunma durumu alır; sevmedikleri dışında kalan sadece sevdiği konularda Rabbinden razı olursa -böyle yaptığında- Rabbinden mutlak su­rette razı olmamıştır, Rabbi de ondan kul olarak mutlak surette razı ol­maz. Endişe ve hüzün kula elbette fayda vermez. Bilâkis zararları faydala­rından daha çoktur. Her ikisi de azmi zayıflatır, kalbe çöküntü verir, ken­disine faydalı olan hususta kulun çalışmasının önüne geçer, ilerlemesini engeller veya geri döndürür veya ahkor ve durdurur; ya da her gördüğünde kendisine ulaşmak için çabaladığı ve yürümesini hızlandırdığı hedefi kulun gözlerinden perdeler, kapatırlar. Endişe ve hüzün, hayat yolcusunun sırtın­da ağır birer yüktür. Fakat endişe ve hüzün, kişiyi dünya ve ahirette kendi­sine zarar verecek şehvet ve arzularından ahkorsa bu bakımdan da ondan yarar görür. İşte Aziz ve Hakim olan Allah'ın hikmetlerin d endir ki; bu iki askeri, O'ndan yüz çeviren; O'nun muhabbetinden, korkusundan, ümi­dinden, O'na tevbe ve tevekkül etmekten, O'nunla yakınlık ve dostluk kur­maktan, O'na sığınmaktan ve O'nunla hemdem olmaktan uzak gönüllere musallat kılmıştır ki, böylece endişeler, gamlar, hüzünler ve kalbî elemlerle mübtela kılmak suretiyle kalbleri, onlara ait günahlardan ve alçaltıcı şeh­vetlerden uzaklaştırsın. Böyle gönüller, bu dünyada cehennem gibi bir ha­pistedirler. Bunlarla hayır murad olunsa bile bu gönüllerin nasipleri yine anketlerinde cehennem hapishanesidir. Tevhid fezasına çıkmasına, Allah'a yönelmesine, O'nunla hemdem olmasına ve.kalbindeki düşünce ve vesvese­lerin emeklemesi yerine O'nun sevgisini koymasma kadar bu hapishanede kalır. Bu hapishaneden kurtulabilmesi için Allah'ın zikri, sevgisi, korkusu, ümidi, O'nunla sevinme ve O'nunla neşelenme, gönlünü öyle kaplamış ve orada öyle hâkim olmuş olmalı ki, bunları ne zaman kaybederse, kendi bulunmadan son kıvamı ve onsuz devamı mümkün olmayan kuvvetini, gü­cünü kaybetmiş olur. Kalb hastalıklarının en büyüğü ve en zararlısı olan bu elemlerden gönlün kurtuluşuna bundan başka bir yol yoktur ve buna da sadece Allah'ın yardımıyla ulaşabilir, ancak Allah Teâlâ sayesinde vara­bilir. İyilikleri yalnız O verir, kötülükleri de ancak O geri çevirebilir ve bu yola ancak Allah Teâlâ kılavuzluk edebilir. Allah Teâîâ kulu için birşey dilediğinde, onu kuluna kolaylaştırır. Yaratmak O'ndan, hazırlamak O'­ndan, imdat O'ndan. Hangi makam olursa olsun, kulu bir makama oturttuğunda onu oraya hamdiyle ve hikmetiyle oturtmuştur. Kula o makam­dan başkası lâyık değildir ve onun için ondan gayrisi uygun olmaz. Allah'­ın verdiğini engelleyecek, engellediğini verecek yoktur. O (c.c), kulunun hakkı olanı kulundan engellemez. Çünkü engellemesi kuluna zulüm olur. O, kulunu, ancak kendisine kulluk yapması için sevdiği şeyler ile kendisine tevessül etmesi, tazarru ve niyazda bulunması, önünde baş eğmesi ve sevgi gösterisinde bulunması için engeller. Fakirliği kuluna hak ettiği için verir. Böylece gizli açık her bir zerresinin O'na tam bir ihtiyacı bulunduğuna kul her nefesde tanık olsun. Gerçekte de görülen budur. Kul buna tanık olmasa, Rabbi, kulun muhtaç olduğu şeyi ne cimriliğinden ötürü, ne hazi­nelerinden bir şey eksilir diye ve ne de kulun hakkı olanı kendisine seçip almaktan ötürü kulundan meneder. Aksine Allah'ın kulunu engellemesi, onu kendisine yöneltmek, kendisine baş eğmesiyle onu şereflendirmek, ken­disine muhtaç olmasıyla onu zenginleştirmek, önünde kırılmakla onu gö-nüllemek ve engellemenin aeıhğıyla kuluna hıışûun tadım ve O'na ihtiyaç duymanın lezzetini tattırmak, ona kulluk elbisesini giydirmek ve görevden uzaklaştırmakla makamların en şereflisine eriştirmek ve kuluna kudretin­deki hikmetini, izzetindeki rahmetini, kahrmdaki iyiliğini ve lütfunu gös­termek içindir. Engellemesi vermedir, azletmesi tayin etmedir, cezası eğitim ve terbiyedir, imtihanı sevgi ve bağıştır, düşmanlarını kuluna musallat et­mesi kulu kendisine sevkeden bir sâiktir.

Özetle; kul, Allah Teâlâ tarafından oturtulduğu makamdan başkasına lâyık değildir. O'nun hikmeti ve hamdi, kulu öyle yerine oturtmuştur ki, ondan başkası o makama layık olmaz ve onun da o makamı aşması iyi olmaz. Allah Teâlâ, ihsanını ve fazlını vereceği yerleri en iyi bilendir. Yine Allah Teâlâ, elçilik görevini kime vereceğini en iyi bilendir. "Böylece, 'Ara­mızdan Allah bunlara mı iyilikte bulundu?' demeleri için onları birbirleriy­le denedik. Allah şükredenleri en iyi bilen değil midir?"[808] Allah Teâlâ ihsanda bulunacağı yerleri, ayrıcalık vereceği yerleri, mahrum kılacağı yer­leri en iyi bilendir. O, hamdi ve hikmetiyle verir, hamdi ve hikmetiyle mah­rum eder. Engellemenin Allah'a muhtaç olmaya, O'na baş eğmeye ve sevgi gösterisinde bulunmaya yönelttiği kişi hakkında, engelleme ihs...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kaçınılması gereken sözler
« Posted on: 18 Nisan 2024, 03:29:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kaçınılması gereken sözler rüya tabiri,Kaçınılması gereken sözler mekke canlı, Kaçınılması gereken sözler kabe canlı yayın, Kaçınılması gereken sözler Üç boyutlu kuran oku Kaçınılması gereken sözler kuran ı kerim, Kaçınılması gereken sözler peygamber kıssaları,Kaçınılması gereken sözler ilitam ders soruları, Kaçınılması gereken sözlerönlisans arapça,
Logged
22 Ocak 2015, 17:55:19
Bahrişan 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 308


« Yanıtla #1 : 22 Ocak 2015, 17:55:19 »

kurlerden ve kotusozlerden kacinmaliyiz
allah razi olsun paylasimdan
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
22 Ocak 2015, 19:33:39
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 22 Ocak 2015, 19:33:39 »

En cok gaflete düştugumuz de 'keşke' sozu olsa gerek.'keşke bnu yapmasaydim,keske şunu şöyle yapsaydim' vs.

Rabbim her turlu cirkin ve kotu sozden muhafaza eylesin insallah cumlemizi


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Ocak 2015, 20:17:40
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 22 Ocak 2015, 20:17:40 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Rabbim yasak ve bizleri küfüre götüren çirkin sözlerden korusun inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes