> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurunda
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurunda  (Okunma Sayısı 708 defa)
26 Haziran 2011, 09:06:56
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 26 Haziran 2011, 09:06:56 »



B) KÂ'B b. ZÜHEYR, RASÛLULLAH'IN (S.A.) HUZURUNDA

 

Bu hâdise Hz. Peygamber'in (s.a.) Tâif ten dönüşüyle Tebük gazvesi ara­sında cereyan etmiştir.

İbn İshak der ki:[81]Rasûlullah (s.a.) Tâif ten geldiğinde Büceyr b. Zü-heyr kardeşi Kâ'b'a mektup yazarak, Rasühıllah'ın (s.a.) Mekke'de kendisi­ni hicveden ve bu yolla kendisine eziyet eden birkaç kişiyi öldürttüğünü, geri kalan Kureyş şairlerinden İbn Ziba'râ ve Hübeyre b. Ebî Vehb'in de sağa-sola kaçtıklarını haber verdi. "Hayatına ihtiyacın varsa koş gel Allah Rasû-Iü'ne. (s.a.) O, tevbe edip müslüman olarak kendisine gelen hiç kimseyi öl­dürmüyor. Eğer bunu yapmazsan başının çaresine bak!" Kâ'b şöyle demişti:

Benden Büceyr'e bir mektup iletiniz, (ve orda deyiniz ki) Dediğin şeye senin ihtiyacın yok mudur?

Eğer bunu yapacak değilsen bize bildir. Seni bundan başkasına yönelten nedir?

Babanın ve annenin sahip olmadığı bir ahlâka (seni iten nedir?) O hususta kendine bir kardeş de bulamazsın. Şayet sen dediğimi yap­mazsan hiç üzülmem,

Ve de ayağın sürçerse, geçmiş olsun demem.

O Me'mun (Peygamberimizin Kureyş kabilesi içindeki lâkabı) sana ka­na kana bir kâse içirdi.

Sonra ikinci defa yine içirdi."

Bu mektubu kardeşi Büceyr'e gönderdi. Mektup kendisine ulaşınca onu Rasûlulİah'tan (s.a.) gizlemeyi hoş bulmadı ve mektuptaki bu şiiri O'na oku­du. Rasûlullah (s.a.): "Me'mun sana içirdi" mısraını duyunca: "O, her ne kadar çok büyük bir yalancıysa da bunu doğru söylemiş." buyurdu. "Baba­nın ve annenin sahip olmadığı bir ahlâk" sözünü duyunca da: "Evet, ne anası ne de babasını o ahlâk üzere buldu." dedi. Sonra Büceyr Kâ'b'a şu mısraları gönderdi:

"Kâ'b'a kim iletecek (ve soracaktır) ki, Kınadığın şeyde bir bâtıl olan bir durum mu vardır, diye. .

Senin o kınadığın şey sadece sımsıkı Allah'a bağlar. Lâfa, Uzza'ya değil! Kurtuluş istiyorsan müslüman olur ve kurtulursun.

insanlardan hiç kimsenin kaçıp kurtulamayacağı bir günde Yalnızca kalbi temiz olan müslüman kurtulacaktır.

Züheyr'in dini benim için hiçbir şey değildir. Ebu Sülmâ'nın dini ise bana haram kılınmıştır."

Bu mektup Kâ'b'a ulaşınca, dünya kendisine dar gelmeye başladı. Ha­yatından endişe ediyordu. Kabilesindeki bazı düşmanları da onu korkuttular ve: "Kâ'b öldürülecektir." dediler. Başka çıkar yol kalmadığını görünce Allah Rasûlü'nü (s.a.) öven kasidesini söyledi. Bu kasîdede, korkusunu ve ifti­racı düşmanlarından duyduğu endişeyi dile getirdi. Sonra yola çıktı ve Medi­ne'ye geldi. Bana anlatıldığına göre, aralarında Cüheyne'den tanışıklık bulu­nan bir adamın yanına misafir oldu. O adam da Kâ'b'ı sabah namazını kıl­mak üzereyken alıp Rasülullah'a (s.a.) götürdü. Adam Hz, Peygamber (s.a.) ile birlikte namazını kıldı. Sonra Kâ'b'a Allah Rasûlü'nü (s.a.) göstererek: "İşte bu Rasülullah'tır (s.a.), kalk ve emân dile!" tavsiyesinde bulundu. Ba­na anlatıldığına göre Kâ'b kalktı, Hz. Peygamber'in (s.a.) yanına oturdu, elini eline aldı. Rasûlullah (s.a.) kendisini tanıyordu. Sonra dedi ki: "Ey Allah'ın Rasûlü! Kâ'b b. Züheyr tevbe edip müslüman olarak senden eman diliyor, ben onu size getirirsem kabul eder misiniz?" Allah Rasûlü (s.a.): "Evet." dedi. Bunun üzerine: "Ben, Kâ'b b. Züheyr'im yâ Rasûlallah!" dedi.

İbn İshak der ki: Âsim b. Ömer b. Katâde'nin bana anlattığına göre En-sar'dan bir kişi, o anda Kâ'b'in üzerine atılmış ve: "Bırak şu Allah düşmanı­nın boynunu vurayım!" demiş, fakat Hz. Peygamber (s.a.): "Bırak onu, tevbe etmiş ve eski halini terkederek gelmiştir." dedi. Kâ'b, bu davranış sebebiyle o adamın mensup olduğu Ensar kabilesine kızdı. Muhacirlerden hiç kimse Kâ'b hakkında hayırdan başka bir şey söylememiştir. Daha sonra devesini ve sevgilisini övdüğü Kasîde-i Lâmiyye'sini söylemiştir ki başlangıcı şöyledir:

"Suat benden uzaklaştı, bugün kalbim yaralıdır. O'nun peşinde esaret­ten kurtulamamış, zillete düşmüştür.

Fesatçılar etrafında koşuşturuyor ve: 'Ey Ebu Sülma'nın oğlu, sen öleceksin' diyorlar.

Böyle zamanlarda desteğini umduğum bütün dostlar: Seninle meşgul ola­cak vaktimiz yok, dediler.

Onlara: Yoluma durmayın, sizi önemsemiyorum. Rahman'ın takdir et­tiği şey mutlaka gerçekleşecektir.

Sağlıklı ve huzuru demleri ister uzun, ister kısa olsun. Herkes birgün tabuta konulup taşınacaktır.

Bana haber verildiğine göre Rasûlullah (s.a.) beni tehdid etmiş, -buna rağmen- afvetmesi her zaman umulabilir.

Biraz mühlet ver. İçinde öğütler ve hak-batıl arasını ayıran (âyetler) bu­lunan Kur'ân'ı sana veren, hidayetini arttırmıştır.

Jurnalcilerin iftirasına bakarak beni cezalandırma, hakkımda çok şeyler söylendiyse de hakikatte günahsızım.

Öyle bir makamda bulunuyorum ki, bu makamda benim görüp işittikle­rimi bir fil duysa,

Rasûlullah'tan (s.a.) bir teminat yoksa, korkar, titrerdi.

Sözü dinlenen, emri geçerli olan bir zatın eline elimi koydum ve hiçbir konuda onunla tartışmayı düşünmüyorum.

Kendi kendime konuştuğum zaman söylemediğim bir çok şeylerin bana nisbet edilmesi ve o sözlerden benim sorumlu tutulmam...

Sık ağaçlardan meydana gelmiş ve içinde yartıcı hayvanların bulunduğu bir ormandaki heybetli bir arslandan daha çok korku vericidir.

O arslan, sabah vakti avlanmaya çıkar ve parçalanmış insan etleriyle başka iki arslanın da karnım doyurur.

Dayanıklı bir arsîana saldırdığı zaman onu yere sermeden bırakmaz.

Cev denilen bölgenin yırtıcı hayvanları ondan uzak durur ve onun vadi­sinde erkek cemaatler barınamazlar.

Onun vadisinde güvenilir kişiler eksik değildir. (Görülen), parçalanmış silahlar ve elbiseler o aslanın azığından arta kalanlardır.

Peygamber (s.a.) kendisiyle aydınlanılan bir nur, Allah'ın yalın kılıçla­rından bir hint kılıcıdır.

Kureyş'ten bir cemaat sözcüsü, onlar müslüman olduğu zaman -Mekke'den Medine'ye- intikal ediniz dedi.

Onlar intikal ettiler ancak zayıflar, savaşta kalkanı olmayanlar, silah­sızlar ve ata binemeyenler kaldılar.

Beyaz erkek develer gibi yürürler, kısa siyah adamlar firar ettikleri za­man bir darbe onlan korur.

Onlar yüksek burunlu kahramanlardır, harpteki elbiseleri zırh ve zırh gibi gömleklerdir.

O zırhlar beyaz, parlak, halkaları diken gibi birbirine geçmiş vaziyette sağlam yapılıdırlar.

Süngüleri düşmanlarının göğsüne saplansa sevinmezler, kendileri de ay­nı duruma düşseler üzülmezler.

Onlar ancak boğazlarından yaralanabilirler ve de hiçbir zaman savaş mey­danlarından uzak kalmazlar."

İbn İshak, Âsim b. Ömer b. Katâde'den şu rivayette bulunur: Kâ'b: "Kısa siyah adamlar firar ettikleri zaman" deyince, bu sözüyle Ensar topluluğunu kasdetti, çünkü onlar, Kâ'b'a ilk gelişinde hakaret etmişlerdi ve övgüsünü yalnızca Muhacirlere yöneltmişti. Bunun üzerine Ensar gazaplandı. Kâ'b, Müs­lüman olduktan sonra (bu hatasını telâfi için) Ensâr'ı medheden bir kaside­sinde şöyle demişti:

"Kim şerefli bir hayat sürmek isterse, Ensar'ın salihlerinin oluşturduğu bir toplulukta yaşasın.

Onlar üstün ahlâkı atadan ve ecdattan miras aldılar ve onlar, hayırlı kim­selerin evlatları olan hayırlı insanlardır.

Savaş günü saldırılar yapılırken canlarını Peygamberleri uğrunda feda edenlerdir.

Titreyen süngüler ve Meşârif kılıçlarıyla insanları dinlerinden tardeden-lerdir.

Boğaz boğaza gelindiği gün ölmek için canlarını Peygamberlerine satan kimselerdir.

Kâfirlerin kanlarından bulaşan pislikleri temizler ve bunu da kendileri için bir ibadet sayarlar.

Seni korumaları için yanlarına gittiğin zaman kendini dağ keçisinin (ula­şılması, imkânsız) yerinde gibi (emin olarak) sabahlarsın.

Onlar, yıldızların düştükleri gecede kendilerine gelenler için aşe$|jfazi-fesi gören bir kavimdir."

Kâ'b b. Züheyr, en büyük şairlerdendir. Kâ'b, babası, oğlu Ukbe, oğlu­nun oğlu Avvâm b. Ukbe, bunların hepsi büyük şairlerdir. Kâ'b'ın beğenilen bir şiiri şöyledir:

"Eğer bir şeye hayret edecek olsaydım, kaderi kendisine kapalı (geleceği hakkında hiçbir şey bilmeyen) bir gencin koşuşturmasına hayret ederdim.

O genç ulaşamadığı şeylerin peşinde koşup duruyor, kendisi tek bir fert ama her yana dağılmış bir yığın işi var.

Yaşadığı sürece insanın uzun boylu emelleri vardır. Ecel dolmadan göz­ün (herşeyde hevesi olması) bitmez."

Yine Kâ'b'ın, Hz. Peygamber (s.a.) hakkında söylediği, beğenilen be­yitlerinden biri de şöyledir:

"O, cübbeîere bürünülmüş olarak esmer develerin ışığı altında sürüldü­ğü bir ay gibidir.

Hırkasının ve cübbesinin altındaki takva ve cömertliğin ölçüsünü Allah bilir. [82]


[81] İbn Hişâm, 2/501, 515.

[82] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/77-83.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurunda
« Posted on: 19 Nisan 2024, 20:14:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurunda rüya tabiri,Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurunda mekke canlı, Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurunda kabe canlı yayın, Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurunda Üç boyutlu kuran oku Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurunda kuran ı kerim, Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurunda peygamber kıssaları,Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurunda ilitam ders soruları, Kab b. Züheyr Rasulullah ın huzurundaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes