๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 06 Temmuz 2011, 17:04:22



Konu Başlığı: Îs seferi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 06 Temmuz 2011, 17:04:22
c) îs Seferi:

Peygamberimiz (s.a.) yine aynı yılın Cemazîyelûlâ ayında Zeyd b. Hâ­rise'yi (bu sefer) îs'e[667] gönderdi. Bu sefer esnasında, Peygamberimiz'in (s.a.) kızı Hz. Zeyneb'in kocası olup, Şam'dan gelmekte olan Ebu'l-Âs b. Rebî'in yanındaki Kureyş mallarına el konuldu.

îbn îshak der ki: Abdullah b. Muhammed b. Hazm bana şöyle anlattı: Ebu'l-Âs b. Rebî' ticaret yapmak üzere Şam'a gitti. Ebu'l-Âs güvenilir bir kimseydi. Yanında Kureyş'e ait ticaret mallan da bulunuyordu. Seferden mem­leketine dönerken, Allah Rasûîü'nün (s.a.) seriyyesiyle karşılaştı. Mücahid-ler Ebu'l-Âs'ın kervanını alıp götürdüler. Kendisi kaçıp kurtuldu. İslâm mücahidleri, ele geçirdikleri ticaret mallarıyla (Medine'ye) Allah Rasûîü'nün (s.a.) yanma gelince, Peygamberimiz (s.a.) bu malları mücahidler arasında paylaştırdı.

Ebu'l-Âs Medine'ye gelerek, Allah Rasûîü'nün (s.a.) kızı Hz. Zeynep'­in yanına varıp himayesini istedi ve Hz. Zeynep'ten, kendisine ve yanında bulunup ta diğer insanlara ait olan malları, Allah Rasûîü'nün (s.a.) tekrar kendisine iade etmesini O'ndan istemesini talep etti.

Allah Rasûlü (s.a.) mücahidleri çağırarak: "Bu adamın bize olan yakın­lığını bilirsiniz. Siz onun ve ondan başka kimselerin mallarını ele geçirmiş bu­lunuyorsunuz. O mallar, Allah'ın size nasib ettiği ganimet mallandır. O mallan kendisine geri vermeyi uygun görürseniz, geri veriniz. Şayet geri vermek iste­mezseniz, onlar zaten sizin hakkınızdır." dedi.

Mücahidler: "Hayır! Ey Allah'ın Rasûlü! Biz, o malları ona geri veriyoruz" diyerek, ele geçirdikleri mallan tekrar iade ettiler. Öyle ki, her biri ele geçirdikleri mallardan az çok demeden ne varsa, küçük ve eski tulum­dan abdest ibriğine hatta ipe varıncaya kadar herşeyi Ebu'1-Âs'a geri verdiler.

Ebu'l-Âs çıkıp Mekke'ye vardı. İnsanlara mallarını teslim edip işini bitirdikten sonra: "Ey Kureyşlüer! Herhangi birinizin yanımda vermediğim bir malı kaldı mı?" diye sordu. Kureyşlüer: "Hayır kalmadı. Allah seni hayırla mükâfatlandırsın. Biz, seni vefalı ve şerefli bulduk." dediler.

Bunun üzerine Ebu'l-Âs: "Allah'a yemin ederim ki, size gelmeden önce müslüman olmamı engelleyen şey, mallarınızı kaçırmak için müslüman oldu­ğumu zannetmeniz korkusundan başka bir şey değildir. Şimdi, şehâdet ede­rim ki, Aîlahtan başka tanrı yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed Allah'ın kulu ve elçisidir." dedi.

Vâkıdî ve İbn îshâk'ın bu sözleri Ebu'l-Âs olayının Hudeybiye'den ön­ce meydana geldiğim gösterir. Çünkü anlaşmadan (Hudeybiye anlaşması) sonra Allah Rasûîü'nün (s.a.) keşif birlikleri Kureyş müşriklerinin peşine düşme­miştir. Fakat, Musa b. Ukbe, Ebu'l-Âs olayının müterekeden sonra vuku bul­duğunu iddia etmiştir. [668]


[667] Medine'ye dört günlük mesafede olan bir yerdir. İbn Sa'd, 2/87; Şerhu'1-Mevahib-i Le­düniye, 2/155-158.

[668] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/321-323.