๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 03 Haziran 2011, 16:19:47



Konu Başlığı: İçki içen hakkındaki hükmü
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 03 Haziran 2011, 16:19:47
b)  İçki İçen Hakkındaki Hükmü:

 

îçki {hamr) içen hakkında dal, pabuç (gibi şeylerle) döğmelerine hük-.,A metmişti ve kırk adet vur(dur)muştu. Hz. Ebu Bekir de Peygamberimizi ta- I kip etmiş ve içki içenlere 40 sopa vurmuştu[432]

Abdürrezzak'ın, Musannef'mde Hz. Peygamber'in (s.a.), içki içenlere 80 sopa vurduğu rivayet edilmiştir[433]

İbn Abbas (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.) içki hakkında belli bir ceza koy­mamıştır." demiştir.[434]

Hz. Ali (r.a.) ise: "Hz. Peygamber (s.a.) içki cezası olarak kırk sopa vur­du. Hz. Ebu Bekir de kırk vurdu. Hz. Ömer ise seksene iblağ etti. Hepsi de sünnettir." der.[435]

Hz. Peygamber'in (s.a.) dördüncü veya beşinci defa tekrar içen kimse­nin öldürülmesini emrettiği de sahih olarak bilinmektedir.[436] İlim adamları, bu hususta ihtilâf etmişlerdir. Mensuhtur diyenler olmuştur ve nâsih (neshe-dici delil) olarak da: "Bir müslümanın kanı ancak şu üç şeyden biri sebebiy­ledir. "[437] hadisi gösterilmiştir. Muhkem olduğunu, —özellikle de âmmın son­ra vârid olduğu bilinmiyorsa— hâs ile âmm (özel ve genel) nasslar arasında tearuzun bulunmadığını söyleyenler de olmuştur.

Bazılarınca da neshedici delil, Abdullah Himar hadisidir. Çünkü bu zat, içki içtiği için defalarca Hz. Peygamber'e (s.a.) getirilmiş, Hz. Peygamber de ona celd (dayak) tatbik etmiş ve öldürmemiştir[438]

Bir yorum da şöyledir: Eğer pek sık içer, had onu engellemez ve cezayı küçümserse, maslahat gereği olarak öldürülmesi ta'zir kabilinden olmuş olur. Devlet başkanının, böyle birisini had olarak değil de ta'zir yoluyla (siyase-ten) öldürme yetkisi vardır. Abdullah b. Ömer'den (r.a.) şöyle dediği sahih olarak bilinir: "Dördüncüde siz onu bana getirin. Sîzin adınıza onu öldür­mek bana ait." Bu sözlerin sahibi İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (içki içenin dördüncü defada) öldürülmesini isteyen emrini rivayet eden râvilerden biri­dir. Bu râviler: Muâviye, Ebu Hureyre, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Amr ve Kabîsa b. Züeyb'dir (r. anhum).[439]

Kabîsa hadisi: Bu hadiste öldürmenin "had" olmadığına veya mensuh bulunduğuna dair delâlet vardır. Çünkü hadiste şöyle denmektedir: "îçki iç­miş bir adam Rasûlullah'a (s.a.) getirilmişti. Hz. Peygamber ona celd uygu­ladı. Sonra yine getirildi, yine celd uyguladı. Sonra yine getirildi, yine celd tatbik etti. (Sonra yine getirildi yine celd tatbik etti) ve öldürmeyi kaldırdı. Daha önce ruhsattı." Bunu Ebu Davud rivayet etmiştir.[440]

Hz. Ali'den rivayet edilen ve sıhhatinde ittifak edilen şu hadis hakkında itirazda bulunulabilir. Hadis şöyle: Hz. Ali: "Üzerine had uygulanıp da ölen kimse için asla diyet ödeyecek değilim. Ancak içki içenfin durumu) bundan müstesna. Çünkü Rasûlullah (s.a.) bu konuda bir hüküm koymadı. Uygula­dığımız bu ceza bizzat bizim kendi görüşümüz." demiştir. Ebu Davud'un lafzı böyledir. Buharı ve Müslim'in lafzı ise: "Çünkü Rasûlullah (s.a.) öldü ve onu .bir hükme bağlamadı." şeklindedir[441]

Deniliyor ki: Bu ifadeden maksat, Hz. Peygamber'in (s.a.) içki hakkın­da diğer hadlerde olduğu gibi artırılamaz-eksiltilemez bir ceza miktarı belir­lemesine gitmediğini ifade olmalıdır. Yoksa nasıl olur, bizzat Hz. Ali'nin kendisi Hz. Peygamberin (s.a.) içki için kırk (sopa) vurduğuna şahitlik etmiştir.

Hz. Ali: "Bu bizzat bizim kendi görüşümüz" sözü ile içki cezasının sek­sen sopa ile takdir edilmesini kasdetmektedir. Zira Hz. Ömer ashabı topla­mış ve onlarla istişare etmiş, onlar da seksen olarak belirlenmesini işaret etmişler, Hz. Ömer de öylece yürürlüğe koymuştur. Sonra Hz. Ali kendi hi­lâfeti döneminde 40 sopa olarak uygulamış ve: "Bu bana göre daha iyi." de­miştir.

Hadisler üzerinde dikkatlice düşünen kimse görür ki, içki cezasında kırk sopa vurulması haddir. Ziyade edilen diğer kırk sopa ise üzerinde ashabın ittifak ettikleri tavır nevindendir. Öldürme cezası ise ya mensuhtur ya da deviet başkanının görüşüne bırakılmış maslahat gereği bir tasarruftur. Devlet baş­kanı insanların içki cezasını önemsemeyerek içkiye düşkünlük gösterdiklerini görür ve diğerlerinin ibret almaları ve içkiden vazgeçmeleri için birini öldür­meyi uygun görürse, böyle bir yetkisi mevcuttur. Nitekim Hz. Ömer, içki yü­zünden başı kazıtma ve sürgün gibi cezalar da uygulamıştır. Bu devlet baş­kanlığı tasarrufları ile ilgili hükümlerden biri olmaktadır. Tevfik Allah'­tandır.[442]
 

[432] Buharî, 86/2; Müslim, 1706; Tirmizî, 1443; Ebu Davud, 4479.

[433] Musannef, 13548. İbn Uyeyne—Amr b. Ubeyd—Hasan silsilesiyle şu rivayete yer verile mistir: "Ömer b. el-Hattâb, Mushaf'a, Rasûlullah'ın içki için 80 değnek vurduğunu yaz-* mayı düşündü..." Bu sened munkatı'dır.

[434] Ebu Davud, 4476. Râvileri sikadır. Ancak İbn Cüreyc'den an'ane yollu rivayet vardır.

[435] Müslim, 1707; Ebu Davud, 4480, 4481.

[436] Kaynaklan birazdan gelecek. Bk. dipnot: 97.

[437] Buharı, 87/6; Müslim, 1676. Hadisin devamı; "Zina eden evli, cana cari, dininden dönüp cemaattan ayrılan." şeklindendir.

[438] Buharı, 86/5. Ömer b. el-Hattâb'dan: Hz. Peygamber zamanında eşek (hımar) lâkaplı Ab­dullah İsminde birisi vardı. Hz. Peygamber'İ güldürürdü- Hz. Peygamber ona şarap içtiği için celd vurmuştu. Bir gün (yine) getirildi ve Hz. Peygamber emretti ve celd vurdular. İçlerinden biri: "Allah'ım, ona lanet et; ne çok içiyor ve bu yüzden Peygamber'e getirili­yor." dedi. Hz. Peygamber: "Ona lânel etmeyiniz. Allah'a yemin ederim kî, onun hak­kında bildiğim şey onun Allah ve Rasûlü'nü sevmesidir." buyurdu.

[439] Muâviye hadisini şunlar tahriç etmiştir: Ebu Davud, 4482; İbn Mâce, 2573; Tirmizî, 1444; Tahâvî, 2/91; Hâkim, 4/372; İbn Hibbân, 1519. İsnadı sahihtir.

Ebu Hureyre hadisi: Ebu Davud, 4484; İbn Mâce, 2572; Nesâî, 8/314; Tahâvî, 2/91; Ahmed, 7898; Beyhakî, 8/313; Tayâlisî, 2337; îbn Hibbân (sahih olduğunu da söylemiş­tir) 1517; Hâkim, 4/371; Zehebî de ona katılmıştır.

Abdullah b. Ömer hadisi: Ahmed, 6197; Ebu Davud, 4483; Nesâî, 8/313; Beyhakî, 8/313; Hâkim, 4/371; sahih olduğunu da söylemiştir. Zehebî de kendisine katılmıştır.

Abdullah b. Amr hadisi: Ahmed, 6553, 7003, 6791, 6974; Tahâvî, 2/91; Hâkim, 4/372. Senedi hasendir.

Kabîsa b. Züeyb hadisi: Ebu Davud, 4485; Beyhakî, 8/314; Tahâvî, 2/92. Râvileri si­kadır. Kabîsa b. Züeyb, sahabî evladındandır. Hz. Peygamber zamanında doğmuş fakat ondan işitmemiştir. Anlaşılan, hadisi bir sahabîden almıştır. Bu takdirde hadis sahihlik şartlarına uygun düşmektedir. Zira hadis senedinde şahabının bilinmemesi sıhhate zarar vermemektedir.

[440] Bir önceki notta kaynaklan gösterilmişti.

[441] Ebu Davud, 4486, Buharı, 86/4; Müslim, 1707.

[442] Îbnü'l-Kayyim, Tehzîbu's-Sünen'de (6/238) şöyle demektedir: "Deliller şunu ortaya koy­maktadır ki, öldürülmesi emri kesinkes olmayıp, maslahat gereği ta'zir nevİndendir. İn­sanlar içki içmeyi çoğaltırlar ve hadle de içkiden kaçınmazlarsa, bu durumda devlet baş­kanı öldürmeyi uygun görüyorsa bunu yapabilir. Bu yüzdendir ki, Hz. Ömer içki suçun­dan dolayı kâh sürgün cezası vermiş, kâh başı tıraş etmiş, bazan da seksen dağnek vur­muştur. Hz. Peygamber (s.a.) ve Ebu Bekir, kırkar sopa vurmuşlardı. Bütün bunlar, dör­düncü seferinde öldürmenin had olmadığını, maslahat gereği ta'zir olduğunu göstermek­tedir."

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 5/161-164.