Konu Başlığı: İçki alım satımı Gönderen: Safiye Gül üzerinde 21 Mayıs 2011, 10:00:15 2 — İçki Alım-Satımı:
Şarabın satılmasının haram kılınmasına ait hükme; sıvı, katı, sıkma veya pişirme ile elde edüen bütün sarhoşluk verici maddelerin satışı girer. Üzüm suyundan, kuru üzümden, hurma, mısır, arpa, bal ve buğdaydar! elde edilen bütün sarhoş edici içkiler ile sakin bir kalbi düşüncelerin en çirkinine doğru harekete geçiren lânetli bir lokma, bunların hepsi Rasûlullah'm (s.a.) senedinin sağlamlığında hiçbir şüphe bulunmayan sahih hadisinin nassı gereğince şarap hükmündedir. Bu hadisin metninde de herhangi bir kapalılık sözkonusu değildir. O hadiste Hz. Peygamber (s.a.): "Her sarhoşluk veren şey şaraptır."[457] buyurmuştur. O'nun hitabını ve maksadını en iyi bilen ashabı kiramdan (r.a.) sahih bir yolla şu rivayet gelmiştir: "Şarap aklı örten şeydir."[458]' Yukarıda sayılan bütün çeşitlerin şarap adı altına girmesi; altın, gümüş, buğday, arpa, hurma ve kuru üzüm çeşitlerinin hepsinin Hz. Peygamberin (s.a.) şu hadisi içine girmesi gibidir: "Altını altın, gümüşü gümüş, buğdayı buğday, arpayı arpa, hurmayı hurma ve tuzu tuz karşılığında satmayınız, ancak misli misline satılması müstesna... "[459] Bu çeşitlerden herhangi birini, o ismin dışında tutmak nasıl caiz olmazsa, sarhoşluk veren nesneleri de şarap ismininin dışında tutmak caiz değildir. Şayet böyle yapılmazsa ortaya iki mahzur çıkar: Birincisi: Hz. Peygamber'in (s.a.) sözünden, kasdettiği mânanın kapsamı dışına çıkılmış olur. İkincisi: Dışarıda tutulan grup için O'nun koyduğu hükümden başka bir hüküm İcâd edilmiş olur ki, bu Şâri'e (kanun koyucuya) ait olan lâfızların ve o lâfızların taşıdığı mânaların değiştirilmesi demektir. Bir kimse bir grup eşyaya Şâri'in koyduğu isimden başka bir isim koyarsa onun hükmünü de izâle etmiş ve dolayısıyla ona başka bir hüküm vermiş olur. Hz. Peygamber (s.a.): "Ümmetimden bir kısım insanlar şarap içecek, fakat ona başka isimler verecekler."[460] hadisinde de görüldüğü üzere.ümmetinden bazılarının böyle bir fitneyle imtihan olacaklarını bilince, bu konuda külli, umûmî ve her türlü yoruma kapalı apaçık bir hüküm koydu ki, bu hüküm her yönüyle tam ve mükemmeldir: "Her sarhoşluk veren şey şaraptır." Şayet Ebu Ubeyde, Halil ve onlar gibi Arap dilinde otorite olan lisan âlimleri bu sözü dil açısından ele alsalardı, şöyle derlerdi: Lisan otoriteleri her sarhoşluk veren şeyin şarap olduğuna hükmetmişlerdir. Onların sözü bu konuda delil teşkil eder. İnşallah yiyecekler ve içecekler konusunda Hz. Peygamber'in (s.a.) sünnetinden bahsedilirken bu konuda daha çok açıklama yapılacaktır[461] Şayet şarap kelimesi lâfız olarak her sarhoşluk veren şeyi ifade etmeseydi bile, asıl ile fer'in her yönden birbirine denk olduğu sarih bir kıyas, içilmesinin ve satılmasının haram olması hususunda, sarhoşluk veren bütün içki çeşitlerinin eşit olduğuna hükmederdi. İM aynı çeşidin arasım ayırmak, her yönden birbirinin benzeri olan iki şeyin arasım ayırmak demektir. [462] [457] Müslim, 2003 ; Ebu Davud, 3679 ; Tirmizİ, 1862 ; Nesâî, 8/297 ; İbn Mâce, 3390 ; Ahmed, 2/16, 29, 31, 105, 134, 137. Hadis ibn Ömer'den rivayet edilmiştir. [458] Buhârî, 74/2. İbn Ömer'den gelen rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.) minberde ayağa kalkmış ve şöyle demiştir: "Şarabın haram kılındığını bildiren (âyet) indi. Şarap beş şeyden yappüıyor: Üzüm, hurma, bal, buğday, arpa. Şarap aklı ve şuuru Örten içkidir." [459] Şafiî tahric etmiştir: 2/177, 178 ; Müslim, 1587 ; Ebu Davud, 3349 ; Tirmizİ, 1240 ;Nesâî, 7/274, 275. Hadis Ubâde b. Sâmit'ten rivayet edilmiştir. [460] Hadis sahihtir. Ahmed, 5/342 ; Ebu Davud, 3688 ; ibn Mâce, 4020 ; ibn Hibbân, 1384. Hadis Ebu Mâlik el-Eş'ari yoluyla rivayet edilmiştir. Senedinde ibn Hibbân'dan başkasının sika kabul etmediği Mâlik b. Ebu Meryem el-Hakemî bulunmaktadır. Bunun dışındaki râvileri sikadır. Ahmed b. Hanbel'in Mûsned'inde (5/318) ve İbn Mâce'nin Sûnen'inde (3385) ibn Muhaynz, Sabit b. es-Semt ve Ubâde b. es-Sâmit yoluyla gelen bir şâhld bulunmaktadır. Müsned'in lâfzı şöyledir: "Ümmetimden bir grup, şarabı başka isimlerle adlandırmaları sebebiyle helâl göreceklerdir." ibn Hacer'in Ferhu'I-Börfde ifade ettiği gibi senedi ceyyiddir (10/44). Fakat Nesâî (8/312) ve Ahmed b. Hanbel (4/237) yine İbn Muhayriz'den başka bir vecihten aynı hadisi tahric etmişlerdir. Orada "Sahâbi olan birinden" ifadesi bulunmaktadır ve senedi sahihtir, ibn Mâce "de (3384) ve Ebu Nuaym'm el-HiIye'sinde (6/97) aynı hadisin Ebu Ümâme hadisinden bir şahidi daha bulunmaktadır. Şâhidlerdeki senedi hasendir. Üçüncü şâhid de Jbn Abbas yoluyla gelmekte ve Taberânînin el-Kebir'inde (3/114/2) yer almaktadır ve hasendir. [461] Müellif bu konuda herhangi bir şey zikretmemiştir ve kitabın orjinal nüshalarında böyle bir ilâveye rastlanmamıştır. Büyük bir ihtimalle bu konuda daha çok bilgi vermeye riâyet etmiş ise de, daha sonra bazı engeller sebebiyle buna imkân bulamayıp yazdığı kadarıyla yetinmiştir. [462] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 6/320-322. |