๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 04 Temmuz 2011, 17:53:32



Konu Başlığı: Hz Peygamber Mekkelilerle
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 04 Temmuz 2011, 17:53:32
12— Hz. Peygamber (s.a.) Mekkelilerle:

 

Hz. Peygamber (s.a.) kapının sövelerine tutundu. Kureyşlüer kapiı tında idiler. Şöyle buyurdu:

"Allah'tan başka ilâh yoktur. O yegânedir, O'nun ortağı yoktur. O, va*-dini yerine getirdi ve kuluna yardım etti. Bütün düşmanları tek başına boz­guna uğrattı. İyi bilin ki, cahiliye çağma ait herşey, mal ve kan davaları, Beytullah'ın perdedarlığı ile hacılara su dağıtma âdetleri dışında hepsi de şu iki ayağımın altındadır, kaldırılmıştır. İyi bilin ki, kamçı ve sopa ile yapılan yarı kasıtlı (şibhu'1-amd) hatâen adam öldürmenin ağır bir diyeti vardır. Bu da, içlerinden kırkının karınlarında yavruları olmak şartıyla yüz devedir.

Ey Kureyş topluluğu! Muhakkak ki Allah, cahiliye gururunu, cahiliye atalarıyla övünüp büyüklenmeyi sizden kaldırmıştır. Bütün insanlar Âdem'­den, Âdem de topraktan yaratılmıştır!"                                                 .

Sonra Hz. Peygamber (s.a.) şu âyeti okudu: "Ey insanlar! Biz sizi| bir erkek ile bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışasmız diye sizi milletlere veika-bilelere ayırdık. Allah katında en üstün olanınız, en çok sakmanımzdir. Şüp­hesiz ki Allah herşeyi bilir, herşeyden haberdardır.[889]

Sonra şöyle buyurdu:                                                                     

— Ey Kureyş topluluğu! Şimdi hakkınızda ne yapacağımı sanıyorsunuz?

Kureyşliler:                                                                                     

— Hayır yapacağını. Sen iyi bir kardeşsin, iyi bir kardeş oğlusun, dediler. Hz. Peygamber (s.a.) buyurdu:

— Ben, size Hz. Yusuf'un kardeşlerine dediğini söyleyeceğim: "Size bu­gün hiçbir başa kakma ve ayıplama yoktur." Gidin, sizler serbestsiniz! [890]


[889] Hucurât, 49/13.

[890] Ibn Hişâm (2/412), İbn İshak'tan, 'ilim adamlarından birinin bana bildirdiğine göre' diyerek rivayet etmiştir.

Ahmed b. Hanbel (6533, 6552), Ebu Davud (4547), İbn Mâce (2627) îbn Ömer'den

şöyle rivayet etmişlerdir: Rasûlullah (s.a.) fetih günü Mekke'de halka hitabetti; üç defa tekbir getirdikten sonra şöyle buyurdu: "Allah'tan başka ilâh yoktur. O yegânedir. Va.'dini yerine getirdi ve kuluna yardım etti. Bütün düşmanları tek başına bozguna uğrattı. İyi bilin ki, cahiliye çağına ait olup kan ve mal davalarını hatırlatan her âdet -Beytullah'ın perdedarhğı ile hacılara su dağıtma âdetleri dışında- ne varsa hepsi de şu iki ayağımın altındadır, kaldırılmıştır." Sonra şöyle buyurdu: "İyi bilin ki, kamçı ve sopa ile yapılan yan kasıtlı hatâen adam öldürmenin diyeti yüz devedir. Bunlardarv kırkının karınların­da yavruları da olmalıdır." İbn Hibbân (1526) ve tbn el-Kattân buhadisi sahih bulmuş­tur. Bu hususta İbn Ömer'den, Şafiî (2/263), Ebu Davud (4549), Nesâî (8/42), îbn Mâce (2628), Dârakutnî (s. 333) ve Ahmed b. Hanbel (4583, 4926)'de senedinde zayıf bir râvi olan Ali b. Zeyd b. Cüd'an'ın bulunduğu bir hadis rivayet edilmiştir. Bu hadis, şahidle-riyle hasen bir hadistir. İbn Kesîr'in naklettiğine göre (4/217) İbn Ebî Hâtİm, tbn Ömer'­den şu hadisi nakletmiştir: Rasûlullah (s.a.) fetih günü Mekke'de, devesi Kasvâ üzerinde tavaf etti. Rükünleri elindeki ucu eğri sopasıyla (bastonuyla) selâmlıyordu. Mescid'de devesini çöktürecek bir yer bulamadı. Nihayet İnsanların elleri üzerine indi ve Mesîl va­disine çıkıp devesini çöktürdü. Sonra Rasûlullah (s.a.), hayvanı üzerinde insanlara hita-bet*;,. Allah'a hamdetti ve O'na lâyık olduğu biçimde senada bulundu, sonra şöyle buyurdu: Ey insanlar! Allah Teâlâ cahiliye kibirlerini ve atalarıyla övünmeyi sizden gi­dermiştir. İnsanlar iki türlüdür: Biri Allah Teâlâ katında iyi, müttakî ve salih adam; di­ğeri de Allah Teâlâ katında günahkâr, isyankâr ve kolayca günah işleyen adamdır. Allah azze ve celle şöyle buyuruyor: 'Ey insanlar! Biz sizi bir erkek İle bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında, sizin en üstününüz en müttakî olanınızdır. Şüphesiz ki Allah herşeyi bilir, ve herşeyden haber­dardır.' Sonra Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurdu: "Size bu sözü söylüyor ve

Allah'tan, kendim için ve sizin için bağışlanma diliyorum." Senedinde Musa b Ubeyde er-Rebezî vardır ki, bilhassa Abdullah b. Dinar'dan yaptığı rivayetlerde zayıf olan bir râvidîr. Bu hadisi de ondan rivayet etmiştir. Fakat Ahmed (2/361) ve Ebu Davud'un (5116) Ebu Hureyre'den rivayet ettikleri bu hadise benzer bir şahid hadis

vardır ki hadis hasendir.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/459.