Konu Başlığı: Hz Peygamber in Necranlıları lanetleşmeye daveti Gönderen: Safiye Gül üzerinde 17 Haziran 2011, 13:14:13 d) Hz. Peygamber'in (s.a.) Necranlıları Lânetleşmeye Daveti:
Karşılıklı olarak birbirlerine bazı sorular sordular. Onlar Rasûlullah'a (s.a.), "İsa aleyhisselâm hakkında ne dersin? Biz hıristiyanız, kavimimize döneceğiz. Şayet peygamber isen O'nun hakkkındaki düşünceni bilmek bizi memnun eder." diye soruncaya kadar ortaya hiçbir mesele çıkmadı. Bu soru üzerine Rasülullah (s.a.) buyurdu ki: "Bugün bu konuda söyleyecek bir şeyim yok. Burada kalınız. İsa aleyhisselâm hakkında bana söylenecek şeyleri size bildireyim." Ertesi gün oldu ve Allah Teâlâ onun hakkında şu âyetleri inzal buyurdu: "Allah katında İsa'nın durumu Âdem'in durumu gibidir. Allah onu topraktan yarattı. Sonra ona 'Ol!' dedi ve oluverdi. (Bu) Rabbinden gelen bir gerçektir, öyle ise şüphecilerden olma. Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda tartışanlara: 'Geliniz sizler ve bizler de dahil olmak üzere karşılıklı olarak çocuklarımızı ve kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lanet dileyelim.' de."[277] Bu âyetlerde zikrolunan hususları heyettekiler kabul etmediler. Bu haberin Rasûlullah'a (s.a.) ulaşmasının ertesi sabahı, Rasülullah (s.a.) Hz. Hasan ve Hüseyin yanında, Hz. Fâtıma. arkasında ve bazı hanımları da beraberinde olduğu halde lânetleşme için yola çıktı. Şurahbiİ arkadaşlarına dedi ki: "Ey Abdullah b. Şurahbil ve ey Cebbar b. Feyz! Bilirsiniz ki bizim vadinin aşağısındakiler ve yukansındakiler bir arada toplansalar benim fikrimden dışarı çıkmazlar. Vallahi ben üzerimize gelen bir durumu görmekteyim. Vallahi görüyorum ki bu adam bir kral olsaydı teklifi reddedildiği zaman, gözleri oyulan Arapların ilki biz olurduk. Biz onların himayesine hak kazanmak bakımından Arapların en yakını olduğumuz halde, ne O'nun ne de ashabının önünden helâk edilmedikçe geçirilmezdik. Şayet bu adam Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberse, biz de buna rağmen O'nunla lânetleşirsek bizden bir saç ve tırnak tanesi bile kalmaksızın helâk oluruz." Bunun üzerine arkadaşları şöyle dediler: "İşler seni böyle bir sonuca ulaştırmış. O halde görüşün nedir? Fikrini ortaya koy!'* Dedi ki: "Görüşüm, O'nun hakemliğini kabul etmemizdir. Ben O'nu haksız yere hükmetmeyecek bir adam olarak görüyorum." Arkadaşları da: "Bu iş sana ait.'* dediler. Şurahbil, Rasülullah (s.a.) ile karşılaştı ve: "Benim, seninle lânetleşmekten daha hayırlı bir görüşüm var." dedi. Rasülullah (s.a.): "O nedir?" diye sorunca Şurahbil: "Bugün akşama ve bu akşam sabaha kadar kararını ver, hakkımızda neye hükmedersen bizce geçerlidir." dedi. Rasülullah (s.a.): "Belki arkandakilerden biri seni kınamak, bu teklifinden dolayı yermek isteyebilir." dedi. Şurahbil ise: "Arkadaşlarıma sorabilirsin." dedi. Rasülullah (s.a.) sordu. Onlar da: "Bütün bir vadiden hiç kimse Şu-rahbii'in sözünden dışarı çıkmaz." dediler. Bunun üzerine Rasülullah (s.a.) onun hakkında "Kâfir" veya "-Kavmi içinde- başarılı bir münkir." dedi. [278] [277] Âl-i İmrân, 3/59-61. [278] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/181-182. |