๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 27 Temmuz 2011, 12:36:24



Konu Başlığı: Hz Peygamber in haccı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 27 Temmuz 2011, 12:36:24
B) HZ. PEYGAMBER'İN (S.A.) HACCI

 
1— Hz. Peygamber'in (s.a.) Haccı:

 

Hz. Peygamber'in (s.a.) Medine'ye hicretten sonra bir tek Veda haccı dışında hac yapmadığı konusu tartışmasızdır. Yine bu haccını hicretin onuncu senesinde yaptığı da tartışmasızdır.

Hicretten önce hac yapıp yapmadığı konusu ise tartışmalıdır. Tirmizî, Câbir b. Abdullah'ın (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.) üç kere hac yaptı: îkisi hicretten önce, biri de hicretten sonra umre ile birlikte yapmış olduğu hacdır" dediğini rivayet eder[260] ve ekler: "Bu hadisin, Süfyân'dan rivayeti garîb-tir. Muhammed'e yani Buharî'ye bu hadisi sordum, (Süfyân) es-Sevrî'nin hadisi olarak tanımadı." Bir rivayette de: "Bu hadis, sağlam sayılmaz" demiştir.

Hacan farz kılındığım belirten âyet inince Allah Rasûlti (s.a.) geciktir­meden derhal hacca koştu. Haccın farz kılınışı* hicretin dokuzuncu veya onuncu senesine kadar gecikmişti. Her ne kadar "Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın" âyeti[261] hicretin altıncı yılında Hudeybiye senesi inmiş­se de bu âyette haccın farz kılındığı belirtilmemektedir. Bu âyette yalnızca başlanılan hac ve umrenin tamamlanılmasi emredilmektedir. Yoksa bu âyet hac ve umreye başlamanın farz olmasını icab ettirmez.

Soru: Haccın, hicretin dokuzuncu veya onuncu senesine kadar farz kılınmayıp farziyetin geciktirildiğini neye dayanarak söylüyorsunuz?

Cevap: Çünkü Âl-i İmrân sûresinin baş tarafındaki âyetler (civar ülke­lerden ve kabilelerden Medine'ye temsilcilerin geldiği) "âmü7-vüfûd = elçiler senesi"nde inmiştir. O sene, Necran heyeti Allah Rasûlü'ne (s.a.) geldi. Hz, Peygamber (s.a.) onlarla cizye ödemeleri şartıyla anlaşma yaptı. Cizye (âyeti) ise Tebük seferinin yapıldığı hicretin dokuzuncu senesi inmiştir. Bu sene içinde Âl-i İmrân sûresinin ilk kısım âyetleri inmiş ve Allah Rasûlü (s.a.) ehl-i kitapla münazara yapmış, onları tevhide ve karşılıklı lânetleş-meye (yani yalancı ve haksız olanın lanete uğraması için Allah'a dua etme­ye) çağırmıştır. Şu olay buna delildir. "Ey iman edenler! Puta tapanlar pistirler. Bundan dolayı bu yıldan sonra onlar Mescid-i Haram 'a yaklaş­masınlar." âyeti[262] inince Mekkeliler, putperestlerle olan ticaretlerini ka­çırmış olmalarından dolayı içlerinde bir üzüntü duydular. Allah buna be­del onlara cizye verdi. Bu âyetlerin inişi ve ilân edilişi hicretin dokuzuncu senesine rastlamaktadır. Hz. Peygamber (s.a.) Hz. Ebu Bekir es-Sıddîk'ı bunları ilân etmesi için hac mevsiminde Mekke'ye yolladı. [263]Arkasından da Hz. Ali'yi (r.a.) gönderdi. Bizim söylediğimiz bu şeyi seleften pek çok kimse de söylemiştir. En doğrusunu Allah bilir. [264]   


[260] Tirmizî, 815; İbn Mâce, 3076; Dârakutnî, 2/278. Râvileri sikadır.

[261] Bakara, 2/196.

[262] Tevbe, 9/28.

[263] Allah Rasûlü'nün (s.a.), hicretin dokuzuncu senesi hacca kalkışmamasının sebebi, hacda müşriklerle karışmak istememesine!endir. Çünkü müşrikler hac yaptıklarında, Kabe'yi çıplak tavaf ediyorlardı. Allah, Beyt-i Haram'ı onlardan temizleyince Hz. Peygamber (s.a.) hac yaptı.

[264] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/123-124.