๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 12 Temmuz 2011, 18:47:03



Konu Başlığı: Hayber arazileri mahsulünün paylaşılması
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 12 Temmuz 2011, 18:47:03
13— Hayber Arazileri Mahsulünün Paylaşılması:

 

Allah Rasûlü (s.a.) Hayber halkını arazilerinde bırakınca her sene onla­rın meyvelerinin ne kadar geleceğini tahmin edecek adam[398] gönderir; bun­ların ne kadarının olgunlaşacağına bakar, Hayberlilere müslümanlann payım ödettirir ve öylece artık adamlar meyvelerden tasarrufta bulunurlardı. Bir tek tahminci göndermekle

Bu uygulamadan şu hükümler çıkartılmıştır:

1- Hurma ağacının meyvesi gibi olgunlaştığı iyice belli olan meyvelerin önceden göz kararı ile tahmin edilmesi caizdir.

2- Meyvelerin hurma ağacı üzerinde göz kararı ile tahmin edilerek pay­laştırılması caizdir. Her ne kadar gelişip büyüme yararından dolayı henüz ke­sinkes ayrılıp belirginleşmemiş bile olsa iki ortaktan birinin payı belli olmuş olur.

3- Paylaştırma bir alım satım akdi değil, bir ayrım işlemidir,

4-  Bir tek tahminci ve bir tek paylaştırıcı ile yetinmek caizdir.

5- Meyveler elinde bulunan kimsenin tahmin işleminden sonra onlarda tasarruf yetkisi vardır ve o kimse kendisi için göz kararı ile tahminde bulu­nan ortağının payını tazmin eder.

6- Hz. Ömer devrinde oğlu Abdullah Hayber'deki malına gitti. Hayber-liler ona saldırdılar, onu bir evin damından aşağı attılar ve kolunu kırdılar. Bu olay üzerine Hz. Ömer onları oradan Şam'a süTgün etti ve arazilerini Hu-deybiye anlaşmasında hazır bulunanlardan olup da Hayber savaşma katılan­lar arasında paylaştırdı. [399]


[398] Bu adam ağaç üzerindeki yaş hurmanın, kurutulmuş olarak ne kadar geleceğini göz kararı ile tahmin ederdi. Bu işi yapana "hâns" denir. Tirmizî'nin bazı ilim adamlarından aktar­dığına göre bu iş şöyle olur: Kendilerinden zekât verilmesi farz olan hurma, üzüm gibi meyveler olgunlaşınca devlet başkanı bir hâns gönderir. Hâns, meyvelere bakar bundan şu kadar kuru üzüm, şu kadar kuru hurma çıkar diye hesabım yapar ve ondan alınacak öşrün meblağını hesaplar, sahipleri için tesbit eder ve onlan meyvelerle başbaşa bırakır. Meyveleri devşirme zamanı gelince onlardan öşür alır. Mâlik, Şafiî, Ahmed ve İshak bu görüştedirler. Bu işlemin faydası, meyve sahiplerinin onlardan istifade etmeleri, çiçekleri­ni satmaları ve ailelerine, komşularına ve fakirlere ikram etmeleri için kolaylık sağlamadır. Çünkü bunlardan menetme onları sıkıştırmak demektir. İbn Münzir: "Kendilerinden ilim alınan kimseler, tahminle hesaplanmış olan meyvelere, devşirmeden önce bir âfet isabet etse bunun tazmini gerekmeyeceğinde icmâ etmişlerdir." diyor. Buharı (24/54) ve Müs­lim'in (1392) rivayetlerine göre Ebu Humeyd es-Sâİdî anlatıyor: Allah Rasûlü (s.a.) ile bir­likte Tebük gazasına çıktık. Vâdi'l-Kurâ'ya vardığında bir kadının kendi bahçesinde çalıştığını gördü. Hz. Peygamber (s.a.) ashabına: "Meyvelerin ne kadar geleceğini göz karan ile tahmin edin." buyurdu. Allah Rasûlü (s.a.) on vesk gelir diye tahminde bulundu ve kadına: "Çıkanın ne kadar geldiğini hesap et." dedi. Ebu Davud (1603), Tirmizî (644), İbn Mâce (1819) ve Beyhakî'nin (4/122) Attâb b. Esîd'den rivayetlerine göre Allah Rasû­lü (s.a.) hurma nasıl ağacı üzerinde göz kararı ile tahmin ediliyorsa aynı şekilde üzümün de tahmin edilmesini ve hurmanın zekâtı kuru hurma olarak alındığı gibi üzümün zekâtı­nın da kuru üzüm olarak alınmasını emir buyurdu. Bu rivayetin senedindeki râviler sika­dır. Ancak senedde Saîd b. Müseyyeb ile Attâb arasında kopukluk vardır. Çünkü Saîd, Hz. Ömer'in hilâfeti sırasında doğmuş, Attâb ise Hz. Ebu Bekir vefat ettiği gün vefat et-mİştİr. Ama Nevevî (r.h.): "Bu hadis her ne kadar mürsel ise de imamların görüşleriyle güçlenir." diyor. Ebu Davud (1605), Tirmizî (643) ve Nesâî'nin (5/42) Sehİ b. Ebu Hayse-me'den rivayetlerine göre Allah Rasûlü (s.a.): "Meyveleri ne kadar gelir diye göz karan ile hesapladığınız zaman (o sayıyı esas) alın ve üçte biri çıkarın. Üçte biri çıkarmazsanız dörtte biri çıkarın." buyururdu. İbn Hibbân (768) bu hadisi sahih saymış, Hafız Jbn Ha-cer ise Feîhu 'l-Bârî'de (3/274) hakkında bir şey söylememiştir. Bu göz karan ile tahminde bulunma işlemi ancak hurmalar yenebilecek olgunluğa ulaştığında sünnet olur

[399] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/187-188
.