๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 04 Temmuz 2011, 18:25:03



Konu Başlığı: Hatib in haber vermeye kalkışması
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 04 Temmuz 2011, 18:25:03
5— Hâtib'in Kureyşlilere Haber Vermeye Kalkışması:

 

Bu sırada Hâtıb b. Ebî Beltea, Rasûluîlah'm (s.a.) kendilerinin Üzerine yürüdüğünü haber vermek için Kureyşlilere bir mektup yazdı. Mektubu bir kadına verdi. Bunu Kureyşlilere ulaştırması için ona bir ücret öddedi. Kadın, mektubu başında saç örgüleri arasında gizledi. Sonra böylece yola koyuldu. Rasûlullah'a (s.a.) Hâtıb'ın yaptığı şey hakkında gökten haber ulaştı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.), Hz. Ali ile Zübeyr'i gönderdi. îbn İshak'ın dışın­dakiler: Ali, Mikdad ve Zübeyr'i gönderdi, diyorlar. Rasûlullah (s.a.) onlara dedi ki: "Hemen gidin! Hâh bahçesine vardığınızda, yanında Kureyşlilere bir mektup götüren bir kadını hayvanı üzerinde bulacaksınız."

Hz. Ali ile Zübeyr hemen atlarını koşturup gittiler. Sözü geçen yerde ka­dını tnldular ve hayvanından indirdiler. Dediler ki: "Yanındaki mektup ne­rede?" Kadın: "Yanımda mektup yok benim." dedi. Eşyasını aradılar fakat bir şey bulamadılar. O zaman Hz. Ali -Allah ondan razı olsun- kadına dedi ki: "Allah'a yemin ederim ki Rasûlullah (s.a.) hiçbir zaman yalan söyleme­miştir, biz de yalan söylemiyoruz! Vallahi, ya mektubu çıkarırsın, ya da seni soyacağız!" Kadın onun ciddi olduğunu görünce: "Yüzünü çevir." dedi. O da yüzünü çevirdi. Kadın, saç örgülerini açıp arasından mektubu çıkarttı ve onlara verdi. Onlar da mektubu Rasûlullah'a (s.a.) getirdiler. Baktılar ki mek­tup Hâtıb b. Ebî Beltea tarafından Kureyşlilere yazılmış ve Rasûlullah'ın (s.a.) onlar üzerine yürümekte olduğunu haber veriyor.

Rasûlullah (s.a.) hemen Hâtıb'ı çağırttı ve sordu: "Bu nedir ey Hâtıb?" Hâtıb dedi ki: "Hakkımda hüküm vermekte acele etme ya Rasûlallah! Val­lahi ben, Allah'a ve Rasûlüne iman etmiş bir kimseyim. Ben dinimden dönmedim ve dinimi değiştirmedim. Ben Kureyşliler arasında yanaşma bi şeydim, onlardan değildim. Benim onlar arasında ailem, akrabalarım ve çocuklarım var. Bunları himaye edecekleri bir akrabalık da yok aramızda. Senin yanında bulunanların ise orada kendilerini koruyacak akrabaları var. İste­dim ki, bundan böyle onların yanında taraftarım olsun da akrabalarımı hi­maye etsinler."

Ömer b. Hattâb dedi ki: "İzin ver bana ya Rasûlallah, şunun boynunu vurayım! Bu adam Allah'a ve Rasûlü'ne hiyanet etmiştir, münafıklık yap­mıştır!" Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurdu: "O, Bedir savaşında bulunmuştur. Ne biliyorsun ey Ömer; belki de Allah, Bedir savaşma katılmış olanlara ba­kıp: 'İstediğinizi yapın. Ben sizi bağışlamışımdır.' buyurmuştur." Hz. Qmer'in gözleri doldu ve: "Allah ve Rasûlü en iyi bilendir." dedi.[872]


[872] Îbn   Hişâm,   (2/398-399),   senedsiz   olarak   rivayet   etmiştir. 65/Mümtahine/60), Müslim (2494), Ebu Davud (2650), Tirmizî (3302)  bel (1/80) Hz. Ali'den rivayet etmişlerdir.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/450-451.