๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 04 Temmuz 2011, 17:39:51



Konu Başlığı: Hassan b. Sabit in şiiri
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 04 Temmuz 2011, 17:39:51
B) HASSAN B. SÂBİT'İN ŞİİRİ

 

Hassan b. Sabit (r.a.) Hudeybıye umresi hakkında şu şiiri söylemiştir

"Zâtu'l-Esâbi' ve ilerisindeki Civâ, Azra'ya kadar silindi; şimdi evleri bomboş, 

 Hashâsoğullannın diyarı bitkisiz, çorak; rüzgârlar ve yağmur izlerini si­ler, örter,

Orada bir dost ve otlu sulu bol arazilerinin arasında ise develer ve da­varlar daimî bulunurdu.

Bırak bunu, fakat yatsı (vakti) geçip gittiğinde, beni uykusuz bırakan hayalin hakkından kim gelir?

Onu kendine köle kılan, Şâ'sa'dır; onun kalbine o kadından bir şif? yoktur.

Sanki Beyt'i Ra's'ten bir yıllanmış mühürlü şarap gibidir ki karışımı bal ile sudur,

Bir gün işte o içkiler anıldıklarında, onlar Râh şarabının güzel j na feda olsunlar.

Eğer savaşmak veya sövüşmek gibi şeyler olduğu zaman kınai gerektiren bir şey yaparsak bunu işte o içkilerin üzerine atanz. Onları içiyorduk ve onlar da bizi krallar ve aslanlar olarak bırakıyorlar­dı, düşmanla karşılaşmak bizi yıldırmıyordu.

Atlarımızı toz kaldırır vaziyette görmezseniz, onları kaybettik demektir. Buluşma yerleri Kedâ'dır.

Yularlar ile yarış içindedirler, omuzlarının üzerinde susamış mızraklar vardır.

Küheylanlanmız diğer atlardan çok önde; kadınlar, onları geri çevirmek için başörtüîeriyle yüzlerine vururlar.

Ya yüzünüzü bizden öteye çevirirsiniz umre yaparız; fetih olur ve perde açılır;

Yoksa bir gün boyunca kılıçla vuruşmaya katlanın, o günde Allah dile­diği kimseleri üstün kılar.

Cebrail içimizde Allah'ın elçisidir. Rûhu'l-Kudüs'ün bir dengi yoktur.

Allah buyurdu ki: "Size bir kul gönderdim, hakkı söyler; sınama yarar sağlarsa.

Onu şahit tuttum, o halde kalkınız ve onu tasdik ediniz." Siz ise, ne kal­karız, ne dileriz dediniz.

Allah buyurdu ki: "Bir ordu yola çıkardım ki onlar Ensar'dır, hedefleri düşmanla karşılaşmaktır."                     -                                 

Bizim herVün alıştığımız: Sövüşmek, vuruşmak yahut atışmaktık.

Bizi hicvedenlere kâfiyelerle hadlerini bildiririz ve kanlar karıştığında bo­yunlarım vururuz.                                                                         

Ebu Süfyan'a benden bir mektup ilet, artık gizlilik kalktı:       

Kılıçlarımız seni bir köle yaptı; Abdüddâroğullannm efendileri cariye­lerdir,                                                                                         

Muhammed'i hicvettin, ben de onun adına cevap verdim; bunun Allah katında karşılığı verilecektir.

Dengi olmadığın halde O'nu hicvettin ha?! Öyleyse şerriniz hayrınıza fedadır.

Mübarek, iyi, hanîf, Allah'ın emîni, tabiatı akdine vefadan ibaret birini hicvettin!

İçinizden O'nu hicveden kimseyle (bizden) O'nu medheden, O'na yar­dım eden kimse hiç denk olur mu?

Benim babam, onun babası ve ırzım, Muhammed'in namusunu sizden korumak için bir sığınaktır.

Lisanım keskindir, bir kusuru yoktur. Denizimi ise kovalar bulandiramaz. [909]


[909] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/469-472.