๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 12 Haziran 2011, 18:09:16



Konu Başlığı: Haram birleşmeler
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 12 Haziran 2011, 18:09:16
3__ Haram Birleşmeler:

 

Zararlı cinsî birleşme iki tanedir: 1) Şer'an zararlı, 2) Tab'an zararlı.

Şer'an zararlı olan, haramdır. Bunun da dereceleri vardır. Geçici haram olan, sürekli haram olandan daha hafiftir, thramlıya, oruçluya, i'tikâf yapa­na, keffâret ödemezden önce zihar yapana, âdet görme vb. dolayısıyla ha­ram olan birleşmeler böyledir. Bu yüzden bunlarda had cezası yoktur.

Sürekli haram oian iki çeşittir:

a) Helâl olmasına asla imkân bulunmayan. Nâmahremle birleşmek gibi. Bu, cinsî birleşmeden de zararlıdır. Ahmed b. Hanbel ve başka bazı bilginle­re göre bu hadden idamı gerektirir. Bu konuda merfû bir hadis de vardır.[842]

b) Helâl olması mümkün bulunan. Yabancı bir kadınla birleşmek gibi. Şayet bu kadın bir başka biriyle evliyse., onunla birleşmekte iki hak vardır: Allah'ın hakkı ve kocanın hakkı. Şayet kadın tehdid altında idiyse, üç hak vardır. Eğer kadının bu fiilden haya duyacaklan ailesi ve yakınlan varsa dört hak sözkonusudur. Şayet erkek nâmahremi ise, beş hak vardır. Bu çeşidin zararı, haramlıktaki derecesine göredir.

Tab'an zararlı olan da iki çeşittir:

a)  Şekli dolayısıyla zararlı olan, ki bu az önce geçti.

b) Sayısı dolayısıyla zararlı olan. Çok birleşme yapmak gibi. Çünkü çok birleşme yapmak, kuvveti azaltır, sinirlere zarar verir, titreme, felç ve adale buruşması ortaya çıkarır, görme ve diğer kuvvetleri zayıflatır, sıcaklığı söndü­rür, boşaltım organlarım genişletir ve sıkıntı veren fazlalıklara hazır duruma getirir.

Birleşmenin en yararlı vakti, gıdanın midede sindirilmesinden sonrası ve sıcaklığı zayıflattığından aç değil, şiddetli hastalıklara sebep olduğundan tok değil, banyodan sonra, boşaltımdan sonra, gam, üzüntü, keder ve aşın se­vinç gibi psikolojik bir infialden sonra değil, normal durumda yapılanıdır.

En tercih edilen vakti, yemeğin sindirilmesine rastladığı takdirde gece­nin ilk üçte veya dörtte birinden sonrasıdır. Sonra gusül yapar veya abdest alır, bundan hemen sonra da uyur, böylece kuvvetleri geri gelir. Birleşmeden sonra hareket ve spordan kaçınmalıdır, çünkü çok zararlıdır. [843]


[842] Ahmed, 2/295; Ebu Davud, 4457; Tirmizî, 1362, Nesâî, 6/109; İbn Mâce, 2607. Berâ b. Âzib'den: Elinde bir sancak olduğu halde dayımı gördüm. "Nereye gidiyorsun?" diye sor­dum. "Rasûlullah (s.a.) beni babasının karısıyla evlenen birine gönderdi. Boynunu vur­mamı ve malına el koymamı emretti." cevabım verdi. Senedi hasendir. Ebu Davud (4456), Müsedded—Hâlid b. Abdillah—Mutarrif—Ebi'1-Cehm—Berâ b Âzib senediyle şunu riva­yet eder: "Kaybolan bir devemi aramak için dolaşırken, karşıma yanlarında sancak olan bir kervan veya atlılar çıktı. Peygambere (s.a.) yakınlığım dolayısıyla bedeviler beni dolaş­tırmaya başladı. Bir çadıra geldiklerinde, bir adamı çıkarıp adamın boynunu vurdular. Se­bebini sordum. Babasının karısıyla evlendiğini söylediler." İsnadı sahihtir. Müsned'ds (4/295), Esbât—Mutarrif—Ebu'1-Cehm—Ebu'1-Berâ senediyle yer alır. Sözleri arasındaki "evlendi" (a'res) ifadesi konusunda el-Hattabî şöyle diyor: "Bu, nikâh için kullanılır. Ger­çekte düğünle ilgilenmek demektir." Bunda, nâmahremle evlenmenin zina hükmünde ol­duğu, akdin yapılmasının haddi düşürmediği açıklanmıştır. İbn Mâce (2608), Muâviye b. Kurra—babası şeklindeki sah:1! senediyle şunu rivayet eder: "Rasûlullah (s.a.) beni, baba­sının hanımıyla evlenen bir adamın boynunu vurmaya ve malına el koymaya gönderdi."

[843] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/468-469.