๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 16 Haziran 2011, 11:27:58



Konu Başlığı: Fezâreoğullarının gelişi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 16 Haziran 2011, 11:27:58
19— Fezâreoğullarının Gelişi:

 

Ebu Rabî b. Sâlim,[298] el-îktifâ adlı eserinde der ki: Rasûlullah (s.a.) Te-bük'ten dönünce on küsur kişilik Fezâreoğullan heyeti yanma geldi. İçlerin­de Hârice b. Hısn ve Uyeyne b. Hısn'ın kardeşinin oğlu Hurr b. Kays vardı; heyettekilerin en küçükleri bu idi. Ramle bt. Hâris'in evinde konakladılar, îs'âm'ı kabul ederek Rasûlullah'a (s.a.) geldiler. Beldelerinde kuraklık var­dı, bu yüzden çok zayıf bineklerle gelmişlerdi. Rasûlullah (s.a.) beldelerinin halini sordu. İçlerinden birisi: "Ya Rasûlallah! Beldemize kuraklık çöktü, hay­vanlarımız helak oldu, bostanlarımız kurudu; evlatlarımız aç kaldı. Rabbına duâ et bize yağmur yağdırsın. Bizim için Rabbın katında şefaatta bulun. Rabbın da bizim için sana şefaatta bulunsun." dedi. Bu söz üzerine Rasûİullah (s.a.)

buyurdu ki: "Sübhanaüah, yazıklar olsun sana! Ben, ancak Rabbım katında tevessülde bulunurum, Rabbımız kime tevessülde bulunacak? O azamet sa­hibinden başka ilâh yoktur. O'nun kürsîsi, yeri ve gökleri kuşatmıştır. Gök^ ler ve yer o kürsînin celâlinden ve azametinden yeni yapılmış bir semer gibi gıcırdar." Sonra Hz. Peygamber (s.a.) buyurdu ki: "Allah Teâlâ sizin sevgi­nize, sıkıntınıza ve sıkıntınızın geçmesinin yaklaşmasına gülmektedir." Be-devî: "Ya Rasûlallah! Rabbımız azze ve celle güler mi?" diye sordu. Rasû­lullah (s.a.): "Evet." dedi. Bu söz üzerine bedevî: "Gülen Rabbın hayrından mahrum kalmayacağız!" dedi. Rasûlullah (s.a.), onun bu sözüne güldü ve minbere çıktı, bir konuşma yaptı. Yağmur duasından başka hiçbir duada el­lerini kaldırmazdı. Ellerini koltuk altları gözükecek kadar kaldırdı. O'nun yaptığı duadan bir kısmı şöyle mahfuzdur: "Allah'ım! Beldelerini ve hayvan­larını suya kavuştur. Rahmetini yay, ölmüş olan beldeni canlandır! Allah'ım; bizi bolluğa, berekete, afiyete sebep olacak, bütün beldeleri içine alacak, ge­ciktirilmeyen, âcil olan, zarara sebep olmayıp faydalı olan bir yağmurla suya kavuştur! Allah'ım; Senden rahmet yağmurları istiyoruz; azaba, helake, boğ­maya ve felâkete sebep olacak tufan değil. Allah'ım! Bizi suya kavuştur ,ye düşmanlarımıza karşı bize yardım et!"[299]


[298] Hadis imamı ve hafızı, edîb, tarihçi, fıkıhçi ve Endülüs'ün hadisçisidîr. Adı Ebu'r-Rabî' Süleyman b. Musa el-Himyerî, el-Kelâî, el-Belensî'dir. Hicrî 565'de doğmuş, 634'de şehit olmuştur, el-îktifâ, onun eserlerinden biridir ve dört cilttir. Kitabın tam adı: el-İktifâjî Mağâzi'l-Mustafâ ve's-Selâseti'l-Hulefö'dıv.

[299] İbn Seyyiddinnâs, 2/249-250; Şerhu'l-Mevâhib-i Ledüniyye, 4/52-54; îbn Sa'd, 1/297. Ebu Davud (1176), Amr b. Şuayb hadisinden, babası ve dedesi yoluyla şu rivayeti zikreder:  Rasûlulah (s.a.) yağmur duasında şöyle derdi: "Allah'ım! kullarım ve hayvanlarım suya n* kavuştur, rahmetini yay ve ölü beldeni canlandır." Senedi hasendir. Ebu Davud (U69), iti Hâkim (1/327) ve Beyhakî (3/353), Câbir b. Abdillah'tan şu rivayeti yapmaktadırlar: Rasûlulah'ı (s.a.), ellerini iyice kaldırmış ve kendinden geçmiş bir vaziyette şöyle söylerken "<\î- gördüm: "Allah'ım; bizi bolluğa, berekete, afiyete sebep olacak, faydalı olan, zararlı ol­mayan, geciktirilmeyen, âcil olan suya kavuştur." Senedi sahihtir. Hâkim bu hadisin sa­hih olduğunu söylemiş, Zehebî de buna katılmıştır.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/198-199.