> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Mernuzzahrân da konaklama
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mernuzzahrân da konaklama  (Okunma Sayısı 772 defa)
04 Temmuz 2011, 18:20:48
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 04 Temmuz 2011, 18:20:48 »



8— Mernuzzahrân'da Konaklama:

 

Rasûlullah (s.a.) Merruzzahrân'a varıp konakladığı zaman yatsı vakti gelmişti. Orduda bulunanlara ateş yakmalarım emretti ve on bin ateş yakıl­dı. Hz. Peygamber (s.a.) gece nöbetçilerinin başına Ömer b. Hattâb'ı -Allah ondan razı olsun- görevlendirdi.

Abbas, Rasûlullah'ın (s.a.) boz katın Beyzâ'ya binip çıktı. Rasûlullah (s.a.) savaşarak zorla Mekke'ye girmeden önce, Kureyşliler gelip O'ndan emân istesinler diye haber vermek için Kureyşliîere göndermek üzere bir oduncu veya herhangi bir kimse arıyordu.

Abbas anlatıyor: Vallahi, ben bu maksatla dolaşıyorken Ebu Süfyan (b. Harb) ile Büdeyl b. Verkâ'nın sesini işittim. Aralarında konuşuyorlardı. Ebu Süfyan diyordu ki: "Bu geceki kadar çok ateşi ve askeri hiçbir zaman gör­medim ben." Büdeyl ise şöyle diyordu: "Bunlar vallahi Huzâahlar! Onları harp ateşi biraraya getirmiş." Ebu Süfyan: "Huzâalıların ateşleri ve askerle­ri bunlardan daha az ve daha önemsizdir." dedi. Ebu Süfyan'ın sesini tam­dım ve: "Ey Ebu Hanzala!" dedim. O da benim sesimi tamdı; "Ebu Fadl, sen misin?" dedi. "Evet" dedim. "Babam anam sana feda olsun, ne haber var?" diye sordu. Ben: "Bunlar Rasûlullah (s.a.) ve arkadaşlarıdır. Vallahi, Kureyş'in sabahı pek yaman olacak!" diye cevapladım. Ebu Süfyan: "Peki, çare nedir, babam anam sana feda olsun?" diye sordu. Şöyle dedim: "Valla­hi, eğer sana karşı zafer elde ederse muhakkak boynunu vuracaktır. Şu katı­rın arkasına bin de seni Rasûlullah'a (s.a.) götüreyim ve senin için emân dileyeyim." Terkime bindi. İki arkadaşı dönüp gitti. Ebu Süfyan'ı alıp gö­türdüm. Müslümanların yaktığı ateşlerden her birinin yanma geldiğimizde "Kim bu?" diye soruyorlardı. Rasûiullah'm katırını ve benim de üzerinde olduğumu gördüklerinde "Rasûlullah'ın (s.a.) amcası, O'nun katırına bin-:miş." diyorlardı. Ömer b. Hattâb'm ateşinin yanından geçerken "Kim ö?" ıdedj ve ayağa kalktı. Hayvanın terkisinde Ebu Süfyan'ı görünce şöyle d^di:

"Allah düşmanı Ebu Süfyan! Seni anlaşmasız ve sözleşmesiz olarak ele ge­çirmeye imkan veren Allah'a hamdolsun." Sonra süratle Rasûlullah'm (s.a.) yanına doğru yürüdü. Katırı topukladım da onu geçiverdi. Hemen katırdan inip Rasûlullah'm (s.a.) yanına girdim. Ömer de bu sırada yanına gelip dedi ki: "Ya Rasûlallah! İşte Ebu Süfyan! Bana izin ver de boynunu vurayım!" Ben: "Ya Rasûlalîah! Ben onu himayeme aldım" dedim ve Rasûlullah'm (s.a.) yanına geçip oturdum. Ebu Süfyan'ın başını tutup "Vallahi, bu gece benden başka hiç kimse onunla başbaşa kalmayacak" dedim. Ömer, onun hakkın­daki isteğinde ileri gidince dedim ki: "Yavaş ol ey Ömer! Vallahi, eğer Adi-yoğullarından bir adam olsaydı o zaman böyle demezdin." Hz. Ömer: "Yavaş ol ey Abbas! Vallahi, babam Hattâb eğer müslüman olsaydı ona senin müs­lüman oluşuna sevindiğim kadar sevinmezdim. Çünkü biliyorum ki, Rasû-lullah (s.a.) da senin müslüman oluşuna sevindiği kadar Hattâb'ın müslüman oluşuna sevinmezdi." dedi. RasûluUah (s.a.): "Ey Abbas, onu senin çadırı­na götür de sabah olunca bana getir." buyurdu. Ebu Süfyan'ı alıp götürdüm. Sabah olunca tekrar Rasûlullah'a (s.a.) getirdim. Rasûlullah (s.a.) onu gö­rünce şöyle dedi: "Yazıklar olsun sana ey Ebu Süfyan! Allah'tan başka tanrı olmadığını anlama zamanın daha gelmedi mi?" Ebu Süfyan: "Babam, anam sana feda olsun! Ne yumuşak huylu, ne asil ve ne iyiliksever insansın! Yemin olsun ki Allah ile birlikte O'ndan başka bir tanrı olsaydı eğer, şimdiye kadar bir faydası olurdu zannediyorum." dedi. Rasûlullah (s.a.) dedi ki: "Yazık­lar olsun sana ey Ebu Süfyan! Benim Allah Rasûlü olduğumu anlayacağın vakit daha gelmedi mi?" Ebu Süfyan dedi ki: "Babam anam sana feda olsun! Ne yumuşak huylu, ne asîl ve ne iyilik sever insansın! Bu konuya gelince, şimdi bile hâlâ içimde bazı kuşkular var."

Bunun üzerine Abbas ona şöyle dedi: "Yazıklar olsun sana! Müslüman ol! Boynun vurulmadan önce Allah'tan başka tanrı olmadığım ve Muham-med'in, Allah'ın Rasûlü olduğunu kabul et." Nihayet Ebu Süfyan, hakkı kabul edip şehadet getirdi ve müslüman oldu.

Abbas dedi ki: "Ya Rasûlallah! Ebu Süfyan, övünmeyi çok seven bir adamdır. Ona bir lütufta bulunsan olmaz mı?" Hz. Peygamber (s.a.) buyur­du ki: "Olur. Kim Ebu Süfyan'ın evine girerse güven içerisinde olur. Kim kapısını kapayıp evinde oturursa o güven içerisindedir. Kim Mescid-i Haram'a girerse o da güven içerisindedir. "

Hz. Peygamber (s.a.) Abbas'a, Allah'ın ordusu geçerken görsün diye Ebu Süfyan'ı vadinin en dar yerinde, boğazın yakınında dağın başlangıç yerinde tutmasını emretti. O da böyle yaptı. Kabileler, bayraklarıyla geçiyordu. Her bir kabile oradan geçerken, "Ey Abbas, bu kim?" diye soruyordu. (Abbaf jder ki): Ben de; Süleymliler, diyordum. O zaman: "Süleymlilerle aramda bir ! kavga yok." diyordu. Sonra başka bir kabile geçiyordu, yine soruyordu: "Ey I Abbas, bunlar kim?" Ben: Müzeyneliler, diyordum. "Müzeynelilerle aram-!da bir kavga yok" diyordu. Nihayet kabileler bitti. Geçen kabilelerden bana ! sormadığı hiçbiri kalmadı. Ben, kabileyi kendisine söylediğimde, benimle bun-jlar arasında bir kavga yok, diyordu. Nihayet Rasûlullah (s.a.), Muhacirler [ile Ensar'dan meydana gelen kalabalık bir alay içerisinde geçmeye başladı. ' Birliktekilerin her biri zırhlara bürünmüş, gözlerinden başka bir yerleri gö-! Tünmüyordu. Ebu Süfyan dedi ki: "Sübhanallah, ya Abbas! Bunlar kim?" | Ben: "Bunlar Muhacirler veEnsar'la birlikte Rasûlullah'tır" dedim. Dedi ki: ! "Bunlara hiç kimse dayanamaz, hiç kimse güç yetiremez." Sonra şöyle dedi: , "Vallahi ey Ebu Fadl! Kardeşinin oğlunun saltanatı bugün pek büyük olmuş!" | Abbas diyor ki: "Ey Ebu Süfyan, dedim; bu peygamberliktir!" Ebu Süfyan: "Evet, anladım." dedi. Ben de: "Git, kavmini uyar" dedim.               

Ensar'm bayrağı Sa'd b. Ubâde'de idi. Ebu Süfyan'ın önünden geder­ken ona dedi ki: "Bugün en büyük savaş günüdür. Bugün (Kabe'de savaşın) helâl kılınacağı gündür. Bugün Allah, Kureyşlileri hor ve hakir kılacaktır!"

Rasûlullah (s.a.) Ebu Süfyan'ın hizasına geldiği zaman Ebu Süfyan dedi ki: "Ya Rasûlalîah! Sa'd'in ne söylediğini işitmedin mi?" Hz. Peygamber (s.a.) "Ne söyledi?" diye sordu. Ebu Süfyan, şöyle şöyle söyledi, diye anlat­tı. Bunun üzerine Hz. Osman ile Abdurrahman b. Avf dediler ki: "Ya Rasû­lallah! Biz onun Kureyşlilere saldırıp saldırmayacağından emin değiliz." RasûluUah (s.a.) buyurdu ki: "Hayır. Bugün Kabe'nin sânının yüceltileceği bir gündür. Bugün Allah'ın Kureyşlileri (İslâmiyetle) yücelteceği bir gündür." Sonra Rasûlullah (s.a.) Sa'd'a haber göndererek sancağı ondan aldı ve oğlu Kays'a verdi. Sancak, oğlu Kays'ta olunca, Sa'd'ın elinden çıkmamış sayıla­cağını düşündü. Ebu Ömer (İbn Abdilber) diyor ki: Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.) sancağı Sa'd'dan alınca Zübeyr'e vermiştir.

Ebu Süfyan, yürüyüp Kureyşlilerin yanına vardı. En yüksek sesiyle şöy­le bağırdı: "Ey Kureyş topluluğu! İşte Muhammed, karşısında dayanamaya­cağınız kadar büyük bir kuvvetle yanı başınıza gelmiş bulunuyor. Kim, Ebu Süfyan'ın evine girerse; güvencededir." Hind bt. Utbe kalkıp geldi, bıyığın­dan yakalayıp: "Şu yağ tulumunu, ince bacaklıyı öldürün! Kavminin ne kö­tü bir öncüsüdür bu!" dedi. Ebu Süfyan dedi ki: "Yazıklar olsun size! Siz bu tutumunuzla kendinizi aldatmayın. O, sizin karşı koyamayacağınız bir or­duyla başucunuza gelmiş bulunuyor. Kim Ebu Süfyan'ın evine girerse güven­cededir. Kim Mescid-i Haram'a girerse güvencededir." Kureyşliler dediler ki: "Allah seni kahretsin! Senin evinin bize ne kadar faydası olabilir?" Dedi ki:

"Kim evine girip kapısını kapatırsa güvencededir. Kim Mescid-i Haram'a gi­rerse o da güvencededir." Bunun üzerine insanlar, evlerine ve Mescid-i Ha­ram'a gitmek üzere dağıldılar.[880]


[880] Buharı, 64/47. Hİşâm b. Urve'nin, babasından mürsel rivayetidir. Bk. Şerhu'l-Mevâhib-i

Ledüniyye, 2/305-306.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/453-456.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mernuzzahrân da konaklama
« Posted on: 19 Mart 2024, 10:06:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mernuzzahrân da konaklama rüya tabiri,Mernuzzahrân da konaklama mekke canlı, Mernuzzahrân da konaklama kabe canlı yayın, Mernuzzahrân da konaklama Üç boyutlu kuran oku Mernuzzahrân da konaklama kuran ı kerim, Mernuzzahrân da konaklama peygamber kıssaları,Mernuzzahrân da konaklama ilitam ders soruları, Mernuzzahrân da konaklamaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes