๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 04 Temmuz 2011, 18:28:05



Konu Başlığı: Ebu Süfyan ın aracılığı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 04 Temmuz 2011, 18:28:05
3— Ebu Süfyan'ın Aracılığı:

 

Büdeyl b. Verkâ, arkadaşlarıyla yoluna devam ediyordu. Usfan'a gel­diklerinde Ebu Süfyan b. Harb ile karşılaştılar. Kureyşliler onu, yaptıkları şeyin sonucundan korktuklarından ötürü anlaşmayı sağlamlaştırması ve/sü­reyi uzatması için Rasülullah'a (s.a.) göndermişlerdi. Ebu Süfyan, Büdeyl b. Verkâ ile karşılaştığında dedi ki: "Nereden geliyorsun, ey Büdeyl?" Onun Hz. Peygamberin (s.a.) yanına gittiğini sanıyordu. Büdeyl: "Şu sahilde ve vadi içlerinde bulunan Huzâalılara gitmiştim." dedi. Ebu Süfyan: "Peki Mu-hammed'in yanına gittin mi?" diye sordu. Büdeyl: "Hayır." dedi. Büdeyl, Mekke'ye doğru yola koyulduğunda Ebu Süfyan, eğer Medine'den geliyorsa hayvanı muhakkak hurma çekirdeği yeminden yemiş olmalı, diye düşünerek Büdeyl'in devesinin dışkısını alıp ezdi. İçinde hurma çekirdeği bulunduğunu gördü. "Allah'a yemin ederim ki Büdeyl, Muhammed'iri yanından geliyor." dedi.

Sonra Ebu Süfyan yola koyulup Medine'ye geldi. Kızı Ümmü Habîbe*-nin evine gitti. Oturmak için Allah Rasûlü'nün (s.a.) yatağına doğru ilerle­yince Ümmü Habîbe yatağı katlayıp ondan uzaklaştırdı. Bunu görünce: ,"Kızım, yavrum! Beni mi bu yataktan esirgedin, yoksa onu mu benden esir­gedin?" diye sordu. O da: "Hayır, bu Allah Rasûlü'nün (s.a.) yatağıdır. Sen ise pis bir müşriksin." diye cevap verdi. Ebu Süfyan: "Vallahi, benden son­ra sana bir şer isabet etmiş." dedi.

Sonra Ebu Süfyan, çıkıp Rasüîullah'ın yanma geidi ve O'nunla konuş­tu. Fakat Hz. Peygamber (s:a.) ona bir cevap vermedi. Ebu Süfyan, sonra Hz. Ebu Bekir'e gidip kendisi için Rasülulİah ile konuşmasını söyledi. Hz. Ebu Bekir: "Ben bunu yapamam" dedi. Sonra Ömer b. Hattâb'a gidip onunla konuştu. Hz. Ömer: "Ben sizin için Rasûlullah'tan şefaat mı dileyeceğim?! Vallahi, eğer bir karıncadan başkasını bulamasam bile onunla size karşı sa­vaşırım!" dedi. Bunun üzerine Ebu Süfyan, Ali b. Ebî Tâlib'in evine gitti. Hz. Fâtıma da oradaydı. Hz. Hasan henüz bir çocuktu ve önlerinde emekle­yip duruyordu. Ebu Süfyan: "Ey Ali, şu topluluk içinde akrabalık yönün­den bana en yakını sensin. Ben bir iş için gelmiş bulunuyorum. Hiçbir şey elde edemeden, geldiğim gibi geri dönmeyeyim! Benim için Muhammed'e ri ca et!" dedi. Hz. Ali: "Allah senin iyiliğini versin, ey Ebu Süfyan! Vallahi] Rasûlullah (s.a.), hakkında konuşamayacağımız bir şeye karar vermiş durum dadır." dedi. O zaman Ebu Süfyan, Fâtıma'ya dönerek şöyle dedi: "Şu oğ­luna emretsen de iki taraf arasında himayeci olsa, böylece dünyanın sonuna kadar Arapların efendisi olsa, olmaz mı?" Hz. Fâtıma: "Vallahi, benim bu oğlum ne halk arasında himayeci olacak yaşa gelmiştir; ne de herhangi biç kimse Rasülullah'a (s.a.) karşı himayeci olabilir." dedi.

Ebu Süfyan, Hz. Ali'ye dönerek: "Ey Ebu Hasan! Ben, işlerimin çok zorlaştığını görüyorum. Sen bana bir tavsiyede bulun." dedi. Hz. Ali şöyle cevapladı: "Vallahi, ben senin için yararlı olacak bir şey bilmiyorum. Ama sen, Kinâneoğullarımn ulu kîşisisin. Kalk, iki taraf arasında himayeci olduj-ğunu açıkla, sonra yurduna git." Ebu Süfyan: "Bunun bana bir fayda sağla]-yacağını sanıyor musun!" diye sordu. Hz. Ali: "Hayır, vallahi bir faydask olacağını pek sanmıyorum. Fakat senin için bundan başka bir yol da yok.? dedi.                                                                                                 

Bunun üzerine Ebu Süfyan, mescidde ayağa kalkıp: "Ey insanlar! Ha­beriniz olsun ki, ben iki taraf arasında himayeci oluyorum." dedi. Sonra de­vesine bindi, dönüp gitti.                                                                   

Ebu Süfyan, Kureyşlilere geldiğinde; "Ne haber var?" diye sordular. Dedi ki: "Muhammed'in yanına vardım ve onunla konuştum. Vallahi bana hiçbir cevap vermedi. Sonra Ebu Kuhâfe'nin oğluna gittim, ondan da bir hayır bu­lamadım. Sonra Ömer b. Hattâb'a gittim, onu baş düşman buldum. Sonrja Ali'ye gittim. Onu kavmin en yumuşağı buldum. Ali bana bir yo! gösterdi, ben de onu yaptım. Vallahi, bilmiyorum bu yaptığım şeyin bana bir faydası olur mu, yoksa olmaz mı?" Kureyşliler: "O'sana ne tavsiye etmişti?" dtfe sordular. "Bana, iki taraf arasında himayeci olduğumu açıklamamı söyle­mişti. Ben de öyle yaptım." dedi. Kureyşliler: "Muhammed bunu geçerli gördü mü?" dediler. "Hayır." dedi. O zaman Kureyşliler: "Yazıklar olsun san£! Vallahi adam seninle oyun oynamaktan başka bir şey yapmamış!" dediler. Ebu Süfyan da: "Hayır, fakat bundan başka da yapacak bir şey bulamadım " dedi. [870]


[870] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/448-449.