๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 26 Mayıs 2011, 14:03:22



Konu Başlığı: Çocuğun liân ile reddi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 26 Mayıs 2011, 14:03:22
6— Çocuğun Liân İle Reddi:

 

Kadın hamile iken Hânda bulunduğunda, çocuğu da reddedilmişse, bunun­la çocuk reddedilmiş olur. Doğumdan sonra Hânda bulunmaya hacet yoktur. Nitekim sarih ve sahih sünnetin delâleti bu şekildedir.

Bu konuda da ihtilâf vardır: İmam Ebu Hanife (r.h.) "çocuğu reddet­mek için Hân yapacaksa, doğuruncaya kadar yapamaz. Çünkü karnındaki bir şişlik olabilir ve dağılabilir. O takdirde de Hânın bir mânası kalmaz." demiş­tir. el-Hırakî'nin Muhtasarında, zikrettiği de işte budur. Şöyle der: "Adam kadının doğurması sırasında (sonra) çocuğu reddedip liânda bulunmadıkça, daha önceden yapacağı liânda çocuğu reddetse bile çocuğun nesebi ondan ke­silmez." Hanbelî âlimleri bu konuda ona tâbi olmuşlar, Ebu Muhammed el-Makdisî ise muhalefet etmiştir. Sözü ilerde gelecektir. İHm ehlinin büyük ço­ğunluğu şöyle demektedirler: Hilâl b. Ümeyye olayıyla ilgili hadise istinaden, kocanın hamile iken Hânda bulunması hakkı vardır. Çünkü bu hadis, hamile iken liânın yapılabileceğini ve o halde iken çocuğun reddedilebileceği hakkında gayet açıktır ve sahihtir. Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştu: "Eğer şöy­le şöyle bir çocuk doğurursa, sanırım o, kadın aleyhinde mutlaka doğru söy­lemiştir...*' (Bu İfade liân sırasında kadının hamile olduğunu açıkça göstermektedir.)

eş-Şeyh (îbn Kudâme) el-MuğnVde şöyle der: İmam Şafiî, Mâlik ve Hicaz âlimlerinden bir grup, "Karnındaki çocuğun reddi sahihtir ve bununla çocuk reddolunmuş durumdadır." derler ve buna Hilâl hadisini delil getirerek, onun karnındaki çocuğunu reddettiğini, Hz. Peygamber'in de bunu kabul ederek çocuğu anasına kattığını söylerler. Liân sırasında çocuğun henüz cenin (anası­nın karnında) olduğunda herhangi bir şüphe yoktur. Bu yüzdendir ki Hz. Peygamber: "Bakınız, eğer şöyle şöyle bir çocuk doğurursa..." buyurmuş­tur. Hem de cenin, mevcut delilleriyle zan dahilinde bilinir. Bu yüzden de hamile olmayan kadından farklı olarak hamile kadın için, nafaka, oruç tutmama ruhsatı, üzerine had vurulmaması, kısasın ertelenmesi gibi zikri uzayacak birçok farklı hüküm getirilmiştir. Cenin istilhakı (yani kendi nesebine katma isteği) sahihtir. Bu itibarla cenin doğumdan sonraki çocuk gibi olur. Muğnî sahibi devamla der ki: Sahih olan görüş işte budur. Çünkü hadislerin zahirlerine uygunluk arzetmektedir. Hadise ters düşen görüşe, ne olursa olsun aldırış edil­mez. Ebu Bekir: "Çocuk yatağın zevaliyle reddolunmuş durumdadır. Liân-da çocuktan söz etmeye de gerek yoktur." demiş, hadislerin zahiri ile ihti-cacta bulunarak, onlarda ceninin reddinden söz edilmediğini, bu konuya deği-nilmediğini ifade etmiştir.

Ebu Hanife'nin (r.h.) mezhebine gelince; kocanın çocuğu redle birlikte liân yapması sahih olmaz. Eğer kadın hamile İken Hânda bulunur, sonra kadın doğurursa Ebu Hanife'ye göre çocuğu kabul zorundadır ve onu red imkânı da asla yoktur. Çünkü Üan ancak eşler arasında cari olur. Bu kadın ise, hamile iken yapılan Hanla artık bâin (ayrı) olmuştur.

Ebu Hanife'ye karşı olanlar şöyle diyorlar: Bu görüşünüzde, erkeğin kendisinden olmayan çocuğu kabule ilzam edilmesi, zinadan olan çocukların reddi kapısının kapatılması durumu vardır. Halbuki Yüce Allah koca için bu imkânı tanımıştır. Allah'ın açtığı bu kapıyı, kapamak caiz değildir. Sonra kadı­nın sadece zina isnadında bulunduğu andaki zevceliğine itibar edilir. Çünkü kadının doğuracağı çocuk, koca tarafından reddedilmediği zaman kendisine katılır. Dolayısıyla reddine ihtiyacı vardır. Bu kadın da o sırada zevcesi olmak­tadır. Netice itibariyle kadının çocuğunu reddetme hakkına sahip olur. Ebu Yusuf ile Muhammed: " Doğum sonrası kırk gün içerisinde çocuğu red hakkı vardır." demişlerdir. Abdülmelik b. Mâcişûn ise: "Doğumdan sonra ikinci defa redde bulunmadıkça, çocuğun (hamlin) reddi için liânda bulunamaz." demiştir. İmam Şafiî de şöyle der: "Koca, kadının hamile olduğunu bilir, hâkim ona liânda bulunması için imkân verir, buna rağmen liânda bulun­mazsa, bir daha çocuğu reddetme hakkı olmaz."

Soru: Koca, kadının karnındaki çocuğu kendi nesebine katsa (istilhak) ve kadına zina isnadında bulunarak: "Çocuk bendendir ve kadın zina etmiş­tir." dese hükmü ne olur?

Cevap: Ulemanın bu konuda üç görüşü bulunmaktadır:

Birincisi: Adama had vurulur, çocuk kendisine katılır ve Hânda bulun­ma imkânı verilmez.

İkincisi: Liânda bulunur ve çocuk reddolunur.

Üçüncüsü: Zina isnadında bulunduğu için liânda bulunur ve çocuk kendi­sine katılır.

Bu üç görüş de (rivayet olarak) İmam Mâlİk'ten nakledilmiştir. İmam Ahmed'in beyanı ise: "Çocuğun reddi sahih olmadığı gibi, kendisine katma­sı (istilhak) da sahih değildir." şeklindedir.

Ebu Muhammed (İbn Hazm) şöyle der: Kocanın cenini istilhakı (kendi nesebine katması) durumunda; "Reddi sahih değildir." diyenler, istilhakı da sahih olmaz demektedirler ki, İmam Ahmed'in beyanı bu şekildedir. Reddi­ni caiz görenler, "İstilhakı caizdir." demişlerdir. Şafiî'nin mezhebi de böyle­dir. Çünkü, nafakanın vacip olması, mirasın bekletilmesi, onunla ikrarda bulunmanın sahih olması gibi hükümlerle ceninin çocuk gibi mevcudiyetine hükmolunmuştur. Onu istilhakı durumunda, bir daha onu reddedemez. Aynen doğumdan sonra istilhakinde olduğu gibi olur.

"İstilhakı sahih değildir" görüşünde olanlar şöyle diyorlar: Şayet istil­hakı sahih olsaydı, doğan çocuk gibi, reddetmeme durumunda onu (kocayı) bağlardı. Halbuki bu icma ile bağlayıcı değildir. Mülâane (Hân) hadisinin delâ­leti üzere ilhak konusunda benzerliğin bir etkisi yoktur. Bu sadece doğum­dan sonrasına hastır. Dolayısıyla ilhakın sahih olması için doğum sonrasında olması şarttır. Buna göre: Şayet doğum öncesinde kendi nesebine katacak olsa (istilhakta bulunsa), sonra doğum akabinde onu reddetse, bu onun yetkisi dahilindedir. Ama sussa, reddetmese ve istilhakta da bulunmasa, görüşlerini bildiğimiz âlimlerden hiçbirisine göre çocuk kocayı bağlamaz. Çünkü terkin­de çeşitli ihtimaller vardır. Zira ceninin varlığı ancak Hân ile tahakkuk eder. Ebu Hanife daha önce de belirttiğimiz üzere, çocuğu kocaya vermektedir. [1039]


[1039] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 5/471-473.