> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Birinci ve ikinci hicret
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Birinci ve ikinci hicret  (Okunma Sayısı 3721 defa)
12 Ağustos 2011, 17:15:42
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 12 Ağustos 2011, 17:15:42 »



8— Birinci ve İkinci Hicret:

 

Müslümanlar çoğalıp kâfirler onlardan korkmaya başlayınca Hz. Pey-gamber'e (s.a.) yaptıkları ezâ ve müslümanlara verdikleri işkence şiddetini artırdı. Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.) müslümanların Habeşistan'a hicret etmelerine izin verdi ve: "Orada bir hükümdar vardır. Onun yanında in­sanlara zulüm yapılmaz," buyurdu. Müslümanlardan 12 erkek, 4 kadın oraya hicret etti. Aralarında Hz. Osman b. Affân da vardı. Yola ilk çıkan Hz. Osman idi, Allah Rasûlü'nün (s.a.) kızı olan hanımı Rukiyye de bera­berinde idi. Müslümanlar Habeşistan'da en iyi şartları içeren bir yerde yer­leştiler. Kureyş'in müslüman olduğu haberi kendilerine gelince —ki bu ha­ber yalandı— Mekke'ye geri döndüler. (Yolda) durumun olduğundan daha şiddetli bir hal aldığı haberi kendilerine ulaşınca bir kısmı geri döndü. Bir grup ise Mekke'ye girdi; Kureyş'in pek şiddetli bir eziyeti ile karşılaştılar. Şehre girenler arasında Abdullah b. Mes'ûd da vardı..

Sonra Hz. Peygamber (s.a.) ikinci kez müslümanlara Habeşistan'a hicret izni verdi. Bunun üzerine —şayet, şüpheli olmakla birlikte aralarında Am-mâr var ise— 83 erkek ve 18 kadın oraya hicret ettiler ve Necâşî'nin yanın­da iyi bir şekilde yerleştiler. Bu durum Kureyş'e ulaşınca derhal harekete geçip Necâşî'nin yanında onları tuzağa düşürmek amacıyla Amr İbnü'1-Âs ve Abdullah b. Rabîa başkanlığında bir heyet gönderdiler. Allah, onlar tuzaklarını kursaklarında bıraktı. Bunun üzerine Allah Rasûlü'ne (s.a,) vdlr dikleri eziyet şiddetlendi; onu ve ailesini Ebu Tâlib'in vadisinde (yahut mî hailesinde) üç sene —bir görüşe göre iki sene— kuşatma altına aldıla'". Hz. Peygamber (s.a.) kuşatmadan çıktığında 49 —bir görüşe göre de 48-^-yaşında idi. Bundan birkaç ay sonra Amcası Ebu Tâlib 87 yaşında öld Vadide iken Abdullah b. Abbas dünyaya geldi. (Ebu Tâlib'in ölümü üzefl ne) kâfirler ona şiddetli eziyet verdiler. Bundan kısa bir süre sonra da ha­nımı Hz. Hatice vefat etti. Kâfirlerin ona verdikleri eziyet şiddetini artırdı. Bunun üzerine Allah Teâlâ yoluna davet için Taife gitti. Günlerce (on gün) orada kaldı. Hiç kimse davetini kabullenmedi. O'na eziyet ettiler, memleketlerinden kovdular ve yol kenarlarına iki sıra olup onu taşladılar. Öyle ki topukları kana bulandı. Allah Rasûlü (s.a.) onlardan ayrılıp Mek­ke'ye döndü. Yolda hristiyan Addâs ile karşılaştı. Addâs ona inanıp tasdik etti. Yine yolda iken, Nahle denilen yerde kendisine Nasîbîn halkından yedi kişilik bir cin grubu gönderildi ve bu cinler Kur'an'i dinleyip müslü­man oldular'[146]'. İşte bu yolculuğu esnasında Allah, "dağların meleğini" gönderip ona uymasını ve şayet isterse Mekke'nin iki büyük dağını (Ebu Kubeys ve Ahmer dağlarını) kavminin üzerine geçirmesini emretmiş, o ise: "Hayır. Onlara yumuşak davranılmasını, mühlet tanınmasını istiyorum. Belki Allah, onların sulblerinden kendisine ibadet edecek ve O'na hiçbir şeyi ortak tutmayacak kimseler çıkaracaktır[147]demişti. Yolda iken şu Sonra Mut'im b. Adiy'in emanında Mekke'ye girdi. Daha sonra da ruhu ve bedeniyle Mescid-i Aksâ'ya gece götürüldü (İsrâ hâdisesi). Oradan göklerin ötesine bedeni ve ruhu ile Allah Teâlâ'ya çıkarıldı (Mi'râc hâdise­si). Allah, onunla konuştu ve ona namazları (beş vakit namazı) farz kıldı. Bu yalnız bir kere oldu. Görüşlerin en doğrusu budur. Kimisi: "Bu hâdise uykuda olmuştu.", kimisi: "Hz Peygamber (s.a.) gece götürüldü, denir; uykuda yahut uyanıkken oldu, denilmez." kimisi: "İsrâ hâdisesi Beyt-i Mak-dis'e kadar uyanıkken, oradan göğe ise uykada gerçekleşti.", kimisi: "İsrâ hâdisesi biri uyanıkken, biri uykuda olmak üzere iki kere oldu." ve kimisi de: "Hz. Peygamber (s.a.) İsrâ hâdisesini üç kere yaşadı." diyor. Bu hâdi­senin peygamberlikten sonra olduğunda görüşbirliği vardır.

Şerîk'in rivayetinde[148]bu olayın Hz. Peygamber'e (s.a.) vahiy gelme­den önce gerçekleştiği yer almaktadır ki, bu, Şerîk'in İsrâ olayım aktarır­ken yaptığı sekiz hatadan biri ve onun yanlış anlaması olarak değerlendiril­miştir'[149]Bu rivayeti kimileri: "Uykuda olan İsrâ vahiy gelmeden önce, uyanıkken olan İsrâ ise peygamberlikten sonra idi." diye yorumlamaya kalkışırken, kimileri de: "Buradaki vahiy, mukayyeddir, (yani belli özel ve sınırlı anlamı vardır -Ş.Ö.) yoksa peygamberliğin başlangıcı olan mutlak vahiy değildir. Maksat, Hz. Peygamber'e (s.a.) İsrâ olayı hakkınaa vahiy gelmeden, daha önceden haber vermeksizin, ansızın Hz. Peygamber'in (s.a.) isrâ buyurulduğudur." demektedirler. En doğrusunu Allah bilir.

Mekke'de kaldığı sürece kabileleri Allah Teâlâ'ya davet ediyor ve ken­disini her hac mevsiminde onlara arzediyor, Rabbinin elçiliğini yapabilmesi için kendisini barındırmalarını istiyor, dileğini yerine getirirlerse cennete gideceklerini söylüyordu. Hiçbir kabile çağrısını kabul etmedi. Bu işi Al­lah, Ensâr'a bir şeref olarak sakladı. Allah Teâlâ dinini açığa çıkarmak, va'dini yerine getirmek, Peygamberine yardım etmek, Allah sözünü yücelt­mek ve düşmanlarından intikam almak isteyince —kendilerine bir şeref bah­şetmek dileğiyle— Ensâr'ı, O'na gönderdi. Hz. Peygamber (s.a.) hac mev­siminde onlardan altı —bir görüşe göre sekiz— kişilik bir grubun yanına yaklaştı. Mİna'da Akabe denilen yerde başlarını tıraş ediyorlardı. Yanları­na oturdu. Onları Allah'a davet etti ve onlara Kur'an okudu. Onlar da Allah ve Rasûlünün davetini kabul edip Medine'ye döndüler. Kavimlerini İslâm'a davet ettiler. Aralarında İslâm yayıldı. Allah Rasûlünün (s.a.) adı geçmeyen hiçbir Ensâr evi kalmadı. Medine'de ilk defa içinde Kur'an oku­nan mescid Züraykoğuiları Mescidi'dir.

Sonra ertesi sene aralarında ilk altıdan beş kişinin de bulunduğu 112 erkekten oluşan bir Ensâr grubu geldi. Allah Rasûlüne (s.a.) Akabe'de' gelecek sene buluşmak üzere bîat ettiler; sonra Medine'ye döndüler. Ertesi yıl 73 erkek, 2 kadın Hz. Peygamber'e (s.a.) geldiler. —bunlar son Akabe grubu oluyorlar— Allah Rasülü'ne (s.a.) kadınlarını, çocuklarını ve kendi­lerini korudukları şeylerden O'nu da korumak üzere bîat ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.) ile arkadaşları onların yanlarına göçtüler. Allah Rasûlü (s.a.) bu son Akabe grubu arasından 12 nakîb ( = temsilci) seçti.

Allah Rasûlü (s.a.) arkadaşlarının Medine'ye hicret etmelerine izin verdi. Bunun üzerine birbirini takiben, bölük bölük yola çıktılar. Bir görüşe göre ilk çıkan Ebu Seleme b. Abdülesed el-Mahzûmî, bir görüşe göre de Mus'ab b. Umeyr'dir'[150]Gelenler Ensâr evlerinde konuk oldular. (Ensâr adını alan! bu Medineli müslümanlar) hicret edenleri yanlarında barındırdılar, onlara yardım ettiler. Böylece İslâm Medine'de yayıldı.

Sonra Allah, Rasûlünün (s.a.) hicret etmesine izin verdi. Hz. Peygamber (s.a.) Rebîülevvel —bir görüşe göre Safer— ayında pazartesi günü Mek­ke'den yola çıkti[151]O zaman 53 yaşında idi. Beraberinde Ebu Bekir es-Sıddîk ve Ebu Bekir'in kölesi Âmir b. Füheyre vardı. Kılavuzları Abdullah b. Uraykıt el-Leysî idi. Hz. Peygamber (s.a.) İle Hz. Ebu Bekir, Sevr ma­ğarasına girip orada üç gün kaldılar. Sonra sahil yolunu tuttular. Rabîü-levvel ayının 12. gecesi pazartesi günü —bu konuda farklı görüşler ileri sürenler de vardır— Medine'ye ulaşınca, Medine'nin üst taraflarında Kubâ denilen yerde Arnr b. Avf oğullarının konuğu oldu. —bir görüşe göre Gül­süm b. el-Hidm'in, diğer bir görüşe göre de Sa'd b. Hayseme'nin konuğu olduğu ileri sürülmüşse de birincisi daha meşhurdur—. Hz. Peygamber (s.a.) onların yanında 14 gün kaldı ve Kubâ Mescidini tesis etti. Sonra cuma günü yola koyuldu. Salim oğullarına vardığında cuma vakti girdi. Yanın­daki yüz müslümanla birlikte onlara cuma namazını kıldırdı. Sonra da de­vesine binip yola koyuldu. İnsanlar, kendilerinin yanında konuk olması için onunla konuşmaya ve devesinin yularını tutmaya başladılar. Bunun üzerine: "Yolunu açın. Zira o, nerede duracağı hakkında gerekli emri al­mıştır." buyurdu[152]. Deve bugünkü Mescid-i Nebevî'nin bulunduğu yerin yakınına çöktü. Burası Neccâr oğullarından Sehl ve Süheyl adında iki ço­cuğun hurma kuruttukları bir yerdi. Devesinden inip Ebu Eyyûb el-Ensârî'nin evine konuk oldu. Sonra hurma kurutulan bu yerde arkadaşlarıyla beraber kendi eliyle hurma dalları ve kerpiçten kendi mescidini yaptı[153]. Sonra da mescidin yanına kendisinin ve hanımlarının odalarını yaptı. O'nun odasına en yakın olanı Hz.Âişe'nin odasıydı. Yedi ay kaldıktan sonra Ebu Eyyûb'-un evinden kendi evine taşındı.

Habeşistan'daki arkadaşlarına Medme'ye hicret ettiği haberi ulaşınca onlardan otuz üçü geri döndü. Bunlardan yedisi Mekke'de hapsedildi. Geri kalanlar Medine'ye varıp Allah Rasûİü'ne (s.a.) katıldılar. Sonra (Habeşis­tan'daki müslümanlardan) orada kalanlar Hayber savaşının olduğu hicre­tin yedinci senesi bir gemi ile hicret ettiler.[154].


[146] İbn Cerîr, Tefsir'inde (26/30) "Hani Kur'an'/ dinleyecek bir grup cinni sana yönelt­miştik..." (Ahkâf: 46/29) âyetinin açıklaması sadedinde İbn Abbas'ın şöyle dediğini aktarır: "Bu cinler, Nasîbîn halkından yedi nefer idi. Allah Rasûlü (s.a.) onları, kendi kavimlerine elçi olarak gönderdi." Rivayetin senedi hasendir.

[147][147] Buharî, 59/6, 97/9; Müslim, 1795. Bu hadis, uzunca bir hadisin bir bölümüdür. Met­nin tamamı şöyledir: Hz. Âişe —Allah ondan razı ofsun— Hz. Peygamber'e (s.a.): "Ey Allah'ın Rasûlü! Uhud savaşının yapıldığı günden daha zor bir gün geçirdin mi?" diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.) de anlattı: Evet, senin kavminden başıma böylesi bir şey geldi. Onlardan karşılaştığım şeylerin en zoru Akabe günü idi. Kendimi İbn Abdi Yâleyl b. Abdikülâl'e arzetmiştim. İsteğimi kabul etmedi. Düşünceli, dalgın ora­dan ayrıldım. Ancak ta Karnu's-Seâlib'te kendime geldim. Başımı kaldırdım. Bir de ne göreyim! Beni bir bulut gölgelemekte değil mi? Baktım, Cebrail orada. Bana ses­lendi: "Allah (c.c.)...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Birinci ve ikinci hicret
« Posted on: 26 Nisan 2024, 06:55:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Birinci ve ikinci hicret rüya tabiri,Birinci ve ikinci hicret mekke canlı, Birinci ve ikinci hicret kabe canlı yayın, Birinci ve ikinci hicret Üç boyutlu kuran oku Birinci ve ikinci hicret kuran ı kerim, Birinci ve ikinci hicret peygamber kıssaları,Birinci ve ikinci hicret ilitam ders soruları, Birinci ve ikinci hicretönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes