> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Beldelerden seçmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Beldelerden seçmesi  (Okunma Sayısı 851 defa)
14 Ağustos 2011, 17:10:33
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 14 Ağustos 2011, 17:10:33 »



8— Beldelerden Seçmesi:

 

Mekânların, beldelerin en hayırlısı ve en şereflisi Haram ke)'yi tercih edip seçmesi de bu cümledendir.

a) Zira Allah Teâlâ, bu şehri Peygamber'i (s.a.) için seçmiş ve kullan için ibadet yeri yapmış, uzak-yakın her yandan oraya gelmelerini farz kıl­mış ve oraya ancak mütevazı alçak gönüllü, niyaz ederek, yalvarıp yakara-rak, başlarını açarak ve dünya ehlinin elbiselerinden soyunarak (kefeni an­dıran ihrama bürünerek-Ş.Ö.) girebilirler. Allah bu beldeyi güvenli ve kut­lu (=Harem) bir bölge kılmıştır. Orada kan dökülmez, ağaç kesilmez, av kovalanmaz, yeşil ot kopanlmaz ve bulunan bir mal mülk edinmek için alınmaz; alınırsa yalnız ve yalnız ilan etmek için alınır.

b)  Oraya gitmeye niyetlenmek, geçmiş günahları örtbas eden, suçlan silen ve hataları gideren bir sebep kılınmıştır. Nitekim Sahihayn'da. Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir hadiste Allah Rasûlü (s.a.): "Bir kimse Bey-tullah 'a gelir ve hac esnasında fena sözler söylemez, günah işlemezse gü­nahlarından arınarak annesinden doğduğu gibi hacdan döner." buyurmuş­tur.[50] Allah oraya niyetlenen kimse için cennetten öte bir şeye razı olma­mıştır. Sünen'de Abdullah b. Mes'ûd'dan (r.a.) rivayet edilen bir hadiste Allah Rasûlü {s.a.): "Hac ve umreyi ardarda yapın (yani haccettiğinizde umre yapın; umre yaptığınızda hac da yapın). Çünkü hac ve umre fakirliği ve günahları tıpkı körüğün demir, altın ve gümüşün cürufunu temizlediği gibi temizler. Kusursuz ifâ edilen makbul (=mebrûr) bir haccın cennetten öte bir sevabı yoktur." buyurmuştur.[51] Sahihayn'âa Ebu Hureyre'den nakledilen bir hadiste ise Allah Rasûlü (s.a.) buyuruyor ki: "Bir umreden diğer umreye kadar bu arada işlenen günahlara (son umre) keffarettir. Ku­sursuz ifâ edilen makbul bir haccın mükâfatı ise ancak cennettir.)[52]

Şayet Emin Belde (Mekke), Allah'ın en hayırlı beldesi onun en sevdiği şehri ve beldeler arasından seçtiği belde olmasaydı oranın arazisini kulları için ibadetgâh yapmazdı. Oysa oraya niyetlenmeyi kullarına farz kılmış, bu ibadeti İslâm'ın en güçlü farzlarından saymış ve yüce Kitabının iki ye­rinde bu belde adına yemin etmiştir: 1- "Ve şu Emin Belde'ye yemin olsun ki..."[53] 2- "Hayır, hayır. Şu beldeye yemin ederim ki...'[54] Yeryüzün­de, her gücü yetenin kendisinde bulunan bir eve koşması ve orasını tavaf etmesi farz olan bir mıntıka daha yoktur. Yine yeryüzünde, Hacer-i Esved ve Rükn-i Yemani dışında öpülmesi ve selâmlanması meşru olan, günahla­rın ve hataların silindiği başka bir yer yoktur.

c)   Hz.Peygamber'den (s.a.) gelen sağlam bir rivayete göre Mescid-i Haram'da kılınan bir namaz, diğer yerlerde kılman yüz bin namaza bedel­dir. Sünen-i Nesâî i!e Müsned'de sahih isnâdla Abdullah b. Zübeyr'den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.): "Şu mescidimde kılman bir namaz, —Mescid-i Haram dışında— diğer mescidlerde kılınan bin namaz­dan daha faziletlidir. Mescid-i Haram'da kılınan bir namaz ise şu mesci­dimde kılınan namazdan yüz kat daha faziletlidir. " buyurmuştur[55]. Ha­disi İbn Hibbân da Sahihimde rivayet etmiştir. Bu hadis de açıkça gösteri­yor ki, Mescid-i Haram genel olarak bütün yeryüzünün en üstün bölgesi­dir. Bu yüzden hazırlık yapıp ona doğru yola çıkmak farz olduğu haide, diğerleri için yola çıkmak müstehabtır, farz değildir. Müsned, Tirmizî ve Nesâî'de rivayet edildiğine göre Abdullah b. Adiy b. el-Hamra, Allah Ra-sûlü'nün (s.a.) Mekke'nin Hazvera semtinde devesi üzerinde: "Vallahi, şüp­hesiz sen (ey Mekke), Allah'ın arzının en hayırlısısın ve Allah'ın arzının, Allah katında en sevimlisisin. Senden çıkartılmasaydım gerçekten çıkmaz­dım." dediğini işitmiştir. Tirmizî: "Bu hadis, hasen, sahihtir." diyor.[56]

d)  Hatta bütün yeryüzü halkının kıblesi olması da onun hususiyetle-rindendir. Yeryüzünde ondan başka bir kıble yoktur.

e)  Yine tuvalet yaparken oraya doğru arkayı ve önü çevirmenin haram olması da onun özelliklerinden biridir; yeryüzünün diğer bölgeleri için böy­le bir şey sözkonusu değildir. Bu meseledeki en doğru görüşe göre, başka yerde zikredilen on küsur delilden dolayı açık olanla bina içinde olma ara­sında bu konuda bir fark yoktur.

0 Mescid-i Haram'm yeryüzünde ilk inşa edilen mescid olması da Mek­ke'nin bir diğer hususiyetidir. Nitekim Sahihayn (Buharî ve Müslim'in Sa­hih adlı hadis kitapların)'da rivayet edildiğine göre Ebu Zer diyor ki: "Al­lah Rasûlü'ne (s.a.) yeryüzünde ilk inşa edilen mescidi sordum: 'Mescid-i Haram'dır', cevabım verdi. 'Sonra hangisi?'diye sordum; 'Mescid-i Aksa'dır' karşılığını verdi. 'Aralarında ne kadar vardır?' şeklindeki sorumu da: 'Kırk sene' diye cevapladı.[57]

Ne kastedildiğini anlamayanlara bu hadis bir mesele oldu. Dediler ki: 

"Malum, Mescid-i Aksâ'yı yapan Hz. Davud'un oğlu Hz. Süleyman'ındır. Onunla Hz. İbrahim arasında ise bin seneden daha fazla zaman farkı var­dır." Bu sözler, söyleyenin cehaletini gösteriyor. Zira Hz. Süleyman, Mescid-i Aksa'yı yalnızca yenilemiştir, baştan kurmuş değildir. Hz. İbrahim'in Ka­be'yi yapmasından bu kadar zaman geçtikten sonra onu kuran, tesis eden Hz. İshak'ın oğlu Hz. Yakub'tur. Allah her ikisine ve ailelerine salât ü selâm eylesin.

g) Mekke'nin üstünlüğünü gösteren delillerden birisi de şudur: Allah bu şehrin, ümmü'l-kurâ- şehirlerin anası olduğunu haber vermiştir[58]. Bü­tün şehirler ona tâbi ve onun bir uzantısıdır. O, şehirlerin kökenidir. Bu yüzden şehirler içinde ona denk bulunmaması gerekir. Nasıl ki Hz. Pey­gamber (s.a.), Fatiha'nm Ümtnü'l-Kur'an^Kur'an'ın anası olduğunu ha­ber vermiştir' [59]bu yüzden diğer ilâhî kitaplarda ona denk olacak bir sû­re yoktur.

h) İhtiyaçları sürekli yenilenenler dışındaki kimselerin oraya ihramsız girmelerinin caiz olmaması da bir diğer hususiyetidir. Hiçbir şehir bu mezi­yette ona ortak olamaz. Bu meseleyi insanlar İbn Abbas'tan (r.a.) almış­lardır. Merfû hadis olmaya elverişli olmayan bir senedle İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre: "Hiç kimse Mekke'ye —ister ora halkından olsun, isler olmasın— ihramsız giremez." Bu rivayeti Ebu Ahmed b. Adiy kay­detmiştir. Ancak seneddeki Haccac b. Ertât ve ondan önceki diğer bir râvi zayıf râvilerdendir.

Bu konuda fakihlerin üç görüşü vardır:

1.  Olumsuz (hiç kimse ihramsız Mekke'ye giremez),

2.   Olumlu (İhramsız Mekke'ye girilebilir),

3.   Mîkatlar[60] içinde olanlarla, mîkatlar gerisinde kalanlar arasında

fark gözetilir: Mîkatlar ötesinde kalanlar oraları ihramsız geçemezler; taraflarda olanlar ise, Mekke halkı hükmündedirler. Bu görüş Ebu Hanî-J fe'nindir.  İlk iki görüş ise Şafiî ve Ahmed'e aittir.

i) Mekke'de günah işlemeyi kafada tasarlayıp kuran kimse, tasarladı-! ğını yapmasa da cezalandırılır. Allah Teâlâ buyuruyor ki:

"Kim orada (Mescid-i Haram'da) hak yoldan saparak zulmetmek -l terse (yani tasarlarsa) can yakan bir azabdan ona tattırırız.[61] Burada! isteme (irade) fiili nasıl bâ edatı ile geçişli yapıldı, bir düşün. 1 "Şöyle yapmak istedim." dendiğinde bu cümle mutlaka  "tasarlajj di, kafasında kurdu' fiilinin anlamını taşıdığından "şöyle yapj mayı tasarladım" denilir. Görüldüğü gibi Allah Teâlâ, orada zulmetmeyi tasarlayan kimseyi, can yakan azabı tattırmakla tehdit etmektedir.       

Orada işlenen günahların niceliklerinin değil de miktarlarının kat kal artırılması da bundandır. Zira işlenen bir kötülüğün karşılığı bir günahi ancak büyük bir günahtır. Cezası da ona denktir. Küçük günahın cezasjj da kendisine denktir. O halde Allah'ın Harem'inde, beldesinde ve arzı üzejjj rinde işlenen bir günah, yeryüzünün diğer taraflarından birinde işlenen güj nahtan daha kuvvetli ve daha büyüktür. Bu yüzdendir ki, hükümdara, hat] kim olduğu ülkede isyan eden kimse, ona yurdundan ve ülkesinden uzak; bir yerde isyan eden kimse gibi değildir. İşte günahların katlanması konu| sundaki tartışmanın çözümü budur. En iyi bilen Allah'tır.

Bu üstün kılma ve seçimin sırrı, gönüllerin bu Emin Belde'nin cazib sine kapılmasında, kalblerin onu arzulamasında, ona meyletmesinde ve mu| habbet göstermesinde ortaya çıkmaktadır. Bu beldenin kalbleri çekimi, mık| natısın demiri çekiminden daha muazzamdır. Şairin şu beytine en uygui düşen odur:

"Onun güzellikleri, her türlü güzelliğin ilk maddesi ve erkeklerin gö nüllerinin mıknatısıdır."

Bundan dolayı Allah Teâlâ onun insanlar için bir toplanma yeri o ğunu haber vermiştir. Yani ardı arkası kesilmeksizin her sene her ülkeden gelen insan, orada toplanır, ama bir daha arzulamayacak şekilde gönülleri­nin susuzluğunu gidermiş olmazlar. Aksine ne kadar çok ziyaret etseler, o kadar çok iştiyakları artar.

"Görünce göz onu, bakmaktan vazgeçmez. Yeniden döner ona müştak olarak göz."

Onun yolunda öldürülen, çılgına dönen, yaralanan niceleri vardır. Onun sevgisi uğrunda nice mallar, nice canlar feda edilmiştir. Âşık, önündeki türlü türlü korkulu yerleri, tehlikeleri, sarp engelleri ve zorlukları karşısına alarak ciğerparelerinden, ailesinden, dostlarından, vatanından ayrılmaya razı olmuş; bunların hepsinden zevk alıyor; lezzet duyuyor; kalblerinde muhab­bet sultanı taht kursa bütün bunları tatlı, lüks ve lezzetli nimetlerden daha hoş buluyor.

"Sevgilisi hoşnut olduğu halde, onun verdiği sıkıntıyı azap sayan âşık değildir."

İşte bütün bunlar, "evimi temiz tut" âyetinde[62] Allah Teâlâ'nın onu kendisine izafe etmesinin sırrıdır. Bu özel izafet, şu tazim, saygı ve muhab­betten icap ettiği kadarını icap ettirmiştir. Nitekim kulunu ve Rasülünü de kendisine izafe etmesi de bunlardan icap ettirdiği kadarını icap ettirmiş­tir. Yine aynı şekilde mü'min kullarını kendisine nisbet etmesi de onlara haşmet, muhabbet ve ağırbaşlılıktan giydireceğini giydirmiştir. Rab Teâlâ'­nın kendisine izafe ettiği ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Beldelerden seçmesi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 12:35:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Beldelerden seçmesi rüya tabiri,Beldelerden seçmesi mekke canlı, Beldelerden seçmesi kabe canlı yayın, Beldelerden seçmesi Üç boyutlu kuran oku Beldelerden seçmesi kuran ı kerim, Beldelerden seçmesi peygamber kıssaları,Beldelerden seçmesi ilitam ders soruları, Beldelerden seçmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes