๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 16 Haziran 2011, 11:25:59



Konu Başlığı: Behrâ heyetinin gelişi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 16 Haziran 2011, 11:25:59
21— Behrâ Heyetinin Gelişi:

 

Vâkidî, Kerime bt. Mikdâd'ın şöyle söylediğini rivayet eder: Annem Du-bâa bt. Zübeyr b. Abdilmuttalib der ki: Behrâ heyeti, Yemen'den Rasûlul­lah'a (s.a.) geldi. On üç kişi idiler. Bineklerini yederek Mikdâd'm kapısın^ kadar geldiler. Biz, Hudeyleoğulları yurdundaki evimizdeydik. Mikdâd on­ları karşılamaya çıktı. "Hoş geldiniz!" deyip eve aldı. Kendimiz için daha önceden hazırlamış olduğumuz hays yemeğini getirdi. Yemek hususunda çok cömertti. Susayıncaya kadar o yemekten yediler. Sonra yemek kabı bize gön­derildi. İçinde biraz yemek vardı. Dibinde artan bu yiyecekleri topladık, kü­çük bir tabağa koyup azadh cariyem Sidre ile Rasülullah'a (s.a.) gönderdik. O'nu Ümmü Seleme'nin evinde buldu. Rasûlulîah (s.a.) buyurdu ki: "Bunu Dubâa mı gönderdi?" Sidre: "Evet ya Rasûlallah." dedi. Hz. Peygamber (s.a.): "Bırak" dedi. Sonra: "Ebu-Ma-bed'in misafirleri ne yaptı?" diye sordu. (Sidre diyor ki): "Yanmıızdalar." dedim. Mikdâd'ın kızı diyor ki: Rasûlullah (s.a".) ve yanmda bulunanların hepsi bu yemekten susuzluk hissedinceye kadar yediler. Sidre de onlarla beraber yedi. Rasûlullah (s.a.) Sidre'ye: "Ka­lan yemeği misafirinize götür." dedi. Sidre diyor ki: Çanakta kalan yemeği hanımefendime getirdim. Bizde kaldıkları müddetçe misafirler bu yemekten doyup susayıncaya kadar yediler. Biz aynı yemeği götürüp getirdiğimiz halde hiç ekşitmiyordu. Bunun üzerine misafirler: "Ey Ebu Ma'bed! Sen bizi en çok sevdiğimiz yemekle doyurup duruyorsun. Biz böyle bir şeyi şu ana kadar hiç görmedik. Bize sizin yemeğinizin pıhtılaşmış kan ve benzeri azıcık şeyler olduğu söylenmişti. Halbuki biz senin yanında doyuyoruz." dediler. Bunun üzerine Ebu Ma'bed, Rasûlullah'ın (s.a.) bu yemekten yeyip geri gönderdiği­ni ve bu durumun O'nun parmaklarının bereketi olduğunu haber verdi. Mi­safirler bunu duyunca: "O'nun Allah ve Rasûlü olduğuna şehadet ederiz." dediler ve imanları kuvvetlendi. Rasûlullah'ın (s.a.) istediği de bu idi. Gün­lerce orada kalıp İslâm'ın şartlarını öğrendiler. Sonra Rasûlullah'a (s.a.) ge­lip veda ettiler. Rasûlullah (s.a.) da onlara hediyelerini verdi, dönüp kabilelerine gittiler[302] 

[302] îbn Seyyiddinnâs, 2/251; Şerhu'l-Mevâhib~i Ledüniyye, 4/56; İbn Sa'd, 1/331

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/200-201.