๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 13 Temmuz 2011, 16:46:18



Konu Başlığı: Bedir savaş esirlerinden fidye alınması
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 13 Temmuz 2011, 16:46:18
2— Bedir Savaş» Esirlerinden Fidye Alınması:

 

Bedir esirleri konusunda sahabe ile istişare etti. Hz. Ebu Bekir Sıddîk, düşmanlara karşı bir güç oluşturmak için onlardan fidye almasını ve onları bu şekilde serbest bırakmasını ve böylece belki Allah'ın onları İslâm'a erdi­receğini söyledi. Hz. Ömer: "Hayır, vallahi, olmaz. Ben Ebu Bekir'in görü­şünde değilim. Fikrimce, sen bize müsaade et, onların boyunlarını vuralım. Çünkü bunlar kâfirlerin liderleri ve asilzadeleridir." dedi. Allah Rasûlü'nün gönlü (s.a.) Hz. Ebu Bekir'in dediğine yattı, Hz. Ömer'in dediğini arzu et­medi. Ertesi gün olunca Hz. Ömer geldi, Allah Rasûlü (s.a.) ile Hz. Ebu Be­kir'in ağladığım gördü. Bunun üzerine: "Ey Allah'ın Rasûlü! Sen ve arkada­şın neden ağlıyorsunuz? Sebebini söyleyin, ben de ağlayabil i rsem ağlayayım; ağlayamazsam, siz ağladığınız için ben de ağlar görüneyim!" dedi. Allah Ra­sûlü (s.a.): "Senin arkadaşlarının esirlerden fidye alınmasını bana arzetme-lerinden dolayı ağlıyorum. Onların uğrayacağı azap (yambaşında bulunan bir ağaca işaret ederek) şu ağaçtan daha yakın bir şekilde bana gösterildi. Allah: "Savaşta düşmanı yere sermeden esir almak hiçbir peygambere yaraşmaz..." âyetini[320] indirdi.[321]

Âlimler bu iki görüşten hangisinin daha isabetli olduğu konusunda tar­tışmış ve bir grup bu hadisden dolayı Hz. Ömer'in görüşünü tercih etmiştir. Bir grup da şu sebeblerden ötürü Hz. Ebu Bekir'in görüşünü tercih etmiştir: İş Hz. Ebu Bekir'in görüşünde karar kılmıştır. Onun görüşü fidye karşılığı serbest bırakmanın kendilerine helal kılınması konusunda Allah'ın daha ön­ce indirdiği âyete uygun düşmektedir. Ayrıca gazaba galip gelen rahmete de uygun düşmektedir. Bu olayda Hz. Peygamber (s.a.) Hz. Ebu Bekir'i Hz. İbrahim ile Hz. İsa'ya, Hz. Ömer'i de Hz. Nûh ile Hz. Musa'ya benzetmiş­tir.[322] Bu esirlerin çoğunluğunun müslüman olmasıyla Hz. Ebu Bekir'in gö­rüşü büyük hayırlara vesile olmuştur. Onların sulblerinden de müslüman ne-siller ortaya çıkmıştır. Alınan fidye ile müslümanlar kuvvet elde etmişlerdir. Hz. Ebu Bekir'in görüşüne önce Allah Rasûlü (s.a.), sonra da Allah muvafa­kat göstermiştir. Zira iş onun görüşü üzere karar kılmıştır. Sıddîk'ın bakış açısının derinliği de bir başka sebeptir. Çünkü Allah'ın hükmünün sonuçta, karar kılacağı noktayı kendisine fikir edinmiş ve rahmet tarafını ceza tarafı­na baskın yapmıştır.

Diyorlar ki: Hz. Peygamber'in (s.a.) ağlaması ise bu işten dünyalık ya­rar elde etmek isteyenlere azabın inmesinden dolayı onlara olan merhametin-dendir. Bunu Allah Rasûlü (s.a.) ve Hz. Ebu Bekir istememiş, sahabenin bir kısmı istemişse de fitne (azap) yalnızca bunu isteyenlere isabet etmez, umuma isabet eder. Nitekim Huneyn savaşında içlerinden birinin: "Bugün az bir topluluğa elbette mağlup oimayız." dediği için[323] ve onlardan bir kısmının, çokluklanyla böbürlenmelerinden dolayı asker hezimete uğramıştır. Bir im­tihan, bir sınama olsun dîye bu yüzden ordu mağlup düştü. Sonra işin deva­mında yardım ve zafer yetişti. En iyi bilen Allah'tır.

Ensar, Hz. Peygamber'in (s.a.) amcası Abbas'ın fidyesini kendisine bı­rakmak için izin istediğinde onlara: "Ondan bir tek dirhemi dahj bırakma­yın." buyurdu.[324]

Hz. Peygamber (s.a.) Seleme b. Ekva'dan, Hz. Ebu Bekir'in, gazaların­dan birinde kendisine ganimet payı olarak verdiği bir cariyeyi bağış yapması­nı istedi. O da cariyeyi Hz. Peygamber'e (s.a.) bağışladı. Peygamberimiz ca­riyeyi Mekke'ye gönderip bir grup müslümam esirlikten kurtarmak için onu fidye olarak verdi.[325] İki müslümam, Ukeyl kabilesinden bir adamla değiş-tokuş etti. Ganimet paylaştırıldıktan sonra Hevâzin kabilesinin esirlerini on­lara geri iade etti ve ganimetten payı olanların gönüllerini aldı, onlar da O'-nun hatırına gönüllerini hoş edip paylarını bağışladılar. Bundan hoşnut kal­mayanlara bedel olarak her bir insan karşılığı ganimetten altı hisse verdi.[326] Esirlerden Ukbe b. Ebî Muayt'ı ve Nadr b. Hâris'i Allah'a ve Rasûlü'ne olan şiddetli düşmanlıklarından ötürü öldürttü.[327]

İmam Ahmed'in rivayetine göre İbn Abbas anlatıyor: Esirlerden bir kıs­mının hiç malı yoktu. Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.) Ensar çocuklarına okuma-yazma öğretme karşılığında onları serbest bırakma kararı aldı.[328]Bu da gösterir ki, fidye olarak mal almak nasıl caizse emek karşılığı salıvermek de öylece caizdir.

Esir alınmadan Önce müslüman olanları köle yapmazdı. Arap olmayan ehl-i kitabı köle yaptığı gibi Arap esirleri de köle yapardı. Hz. Âişe'nin on­lardan alınan esirlerden bir kadın kölesi vardı. Hz. Peygamber (s.a.): "Onu azat et. Çünkü o, Hz. İsmail evlâdındandır." buyurdu.[329]

Taberânî'deki bir hadisde buyuruluyor ki: "Kimin, Hz. İsmail evlâdın­dan bir kölesi varsa Belanber'den azat etsin."[330]


[320] Enfâl, 8/67.                                                   

[321] Müslim, 1763; Ahmed, 1/30, 31. Senedi hasendir.

[322] Ahmed, 1/383, 384. Bk. İbn Kesîr, 2/325.       

[323] Bk.Taberî, 10/99-100; ed-Dürrü't-Mensûr, 3/224.

[324] Buharı, 46/11, 56/172, 64/11.

[325] Müslim, 1755. Yukarıda geçti.

[326] Buharı, 64/54; İbn Hişâm, 2/489.

[327] tbn Hişâm, Sîre, 1/644; Ebu Davud, 2686. Senedi hasendir.

[328] Ahmed, İ/247 (2216). Senedi zayıftır.

[329] Buharî, 49/13; Müslim, 2525.

[330] Heysemî, hadisi Mecmau 'z-Zevâid'de (10/47) Zübeyb b. Sa'lebe el-Anberî'den kaydet­tikten sonra diyor ki: Taberânî rivayet etmiştir. Senedinde Abdullah b. Zübeyb vardır. Diğer râvileri sikadır. İbn Ebî Hatim, el-Cerh ve't-Ta'dîl (5/62) adlı eserinde Abdullah b. Zübeyb'i zikretmiş, ama onun hakkında herhangi bir cerh ve ta'dil ifadesi kaydetme­miştir.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/143-146.


Konu Başlığı: Ynt: Bedir savaş esirlerinden fidye alınması
Gönderen: Yunus 8 üzerinde 16 Aralık 2014, 20:56:09
Hz Ebubekir savaştan sonra esir alınanları fidye karşılığı vermek ve gelir elde etmek istiyordu.
Hz Ömer ise savaştan kalan esirlerin boyunlarının vurulmasından yanaydı fakat Hz Muhammed(SAV)
Hz Ebubekirin düşüncesini kabullendi ve Hz Ömerin dediğini arzu etmedi.
Ve bir rivayete göre:Esirlerden bir kıs­mının hiç malı yoktu. Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.) Ensar çocuklarına okuma-yazma öğretme karşılığında onları serbest bırakma kararı aldı