> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Âmiroğulları heyetinin gelişi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Âmiroğulları heyetinin gelişi  (Okunma Sayısı 885 defa)
18 Haziran 2011, 10:57:01
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 18 Haziran 2011, 10:57:01 »



2— Âmiroğullan Heyetinin Gelişi:

 

Âmiroğulları heyeti, Rasülullah'ın (s.a.) Âmir b. Tufeyl'e bedduası, Al­lah Teâlâ'nın Rasûlü'nü onun ve Erbed b. Kays'ın şerrinden korumasıyla il­gili konular da daha önce zikredilmişti.                   

Beyhakî'nin ed-Deİâil adlı eserinde, Yezîd b. Abdiüah Ebi'l-Ulâ'nın şöyle söylediğini rivayet etmiştir: Babam, Âmiroğulları heyeti içerisinde Hz. Pey­gamber'e (s.a.) geldi ve: "Sen seyyidimizsin; bizden üstünsün ve güçlüsün." dediler. Rasûlullah (s.a.) buyurdu ki: "Tamam tamam! Söyleyin sözünüzü, şeytan sizi âlet etmesin. Seyyid Allah'tır."[219]

İbn İshak, bir rivayetinde şöyle demiştir: Âmiroğulları heyeti Rasüîul-lah'a (s.a.) geldiğinde, aralarında Âmir b. Tufeyl, Erbed b. Kays b. Cez' b. Hâlid b. Cafer ve Cebbar b. Selmâ b. Mâlik b. Cafer de vardı. Bu üç kişi kavimlerinin reisleri ve şeytanlarıydılar. Allah düşmanı Âmir b. Tufeyl, ha­inlik ve hile yapmak düşüncesiyle Rasûlullah'ın (s.a.) yanma geldi. Kavmi ona: "Ey Âmir! Herkes müslüman oldu." demişti O da: "Vallahi bütün Arap­lar benim arkamdan gelinceye kadar durmamaya karar verdim. Ben mi, bu Kureyşli gencin arkasından gideceğim?" dedi. Sonra Erbed'e demişti ki: "Ada­mın yanına (Rasûlullah'i kastediyor) geldiğimiz zaman ben O'nu meşgul ede­rim; O'nu meşgul ettiğim zaman sen de kılıçla işini bitir." Rasûlullah'a (s.a.) geldikleri zaman Âmir: "Ey Muhammed! Gel, başbaşa kalalım." dedi. Ra­sûlullah (s.a.): "Tek olan Allah'a iman etmedikçe olmaz vallahi!" dedi. Âmir tekrar: "Ey Muhammed! Gel başbaşa kalalım." dedi. Rasûlullah (s.a.) da yine: "Tek olan Allah'a iman edip başkasını O'na şirk koşmaktan vazgeç­medikçe olmaz vallahi!" dedi. Hz. Peygamberdin (s.a.) teklifini reddettiğini görünce -tehdit ederek-: "Vallahi, ben de burayı atlılarla ve piyade askerlerle dolduracağım!" dedi. O dönüp gidince Rasûlullah (s.a.): "Allah'ım! Beni, Âmir b. Tufeyl'den koru!" diye dua etti. Rasûlullah'ın (s.a.) yanından çık­tıkları zaman Âmir, Erbed'e dedi ki: "Sana yazıklar olsun Ey Erbed! Nerde kaldı sana emrettiğim şey? Vallahi, yeryüzünde senden daha çok korktuğum kimse yoktu. Allah'a yemin olsun ki, bu günden sonra artık senden hiç kork­muyorum!" Erbed dedi ki: "Sana hiç aldırış etmiyorum. (Hakkımda karar vermek için) acele etme. Vallahi ne zaman bana emrettiğin şeyi yapmak ,iste-diysem sen, onunla benim arama girdin. Kılıçla sana mı vursaydim?'F

Sonra beldelerine doğru yola çıktılar. Yolda Allah Teâlâ, Âmir bl Tu-feyl'in boynuna taun hastalığı musallat etti ve SelûloğuUarından bir kadının evinde canını aidi. Arkadaşları yola çıkıp Âmiroğulları topraklarına kadar geldiler ve: "Ey Erbed, neler oldu?" diye sordular. Erbed dedi ki: "Beni bir şeye ibadet etmeye çağırdı. Keşke şimdi yanımda olsaydı da O'na (Rasûlul­lah'a) şu okumla atış yapıp öldürseydhn!" Bu sözü söyledikten bir veya iki gün sonra devesiyle giderken, Allah (c.c.) onun ve devesinin üzerine yıldırım gönderdi, ikisini de yaktı. Erbed, Lebîd b. Rabîa ile ana bir kardeş idiler. Lebîd, kardeşi için ağladı ve ağıt söyledi.[220]

Sahih-i Buharı'de rivayete göre Âmir b. Tufeyl, Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve dedi ki: "Seni şu üç teklif arasında muhayyer bırakıyorum: 1) Ya şehirliler senin, köylerin ahalisi benim olur, 2) Yahud hepsi senin olur, ama ben sana halife olurum, 3) Yahut bunlardan hiçbirini kabul etmezsen, ben Gatafan ahalisinden bin tane al kısrak süvarisini önüme katarak sana hü­cum ederim." Akabinde bir kadının evinde iken taun hastalığına tutuldu ve: "Deve taununa benzer bir şişlik; hem de Selûl ailesinden bir kadının evinde! İşte bu hiç olmadı." diyerek hayıflandı. "Getirin atımı!" dedi, atının sırtın­da öldü.[221]


[219] Ahmed b. Hanbel, 4/25; Ebu Davud, 4806. Mutarrif b. Abdullah ve babası yoluyla riva­yet etmiştir. Senedi sahihtir. Ebu Davud'daki rivayet şöyledir: Babam dedi ki: Âmiroğul­ları heyetiyle Hz. Peygamber'e (s.a.) gittim. "Sen seyyidimiz (efendimiz)sin." dedik. O da: "Seyyid, Allah tebâreke ve teâlâ'dır." buyurdu. "En faziletlimiz ve en kudretlimiz-sin." dedik. "Sözünüzü söyleyiniz veya bir kısmını söyleyiniz. Şeytan sizi âlet etmesin." buyurdu. Hattabî der ki: "Seyyid, Allah'tır." sözüyle hakiki mânada seyyidliğin (efendi­liğin), Allah'a âit olup bütün mahlûkatm onun kölesi olduğunu kasdetmiştir. Kanaatımı-za göre, onları böyle söylemekten menetmesi yeni müslüman olmaları sebebiyledir. Yoksa Rasûlullah (s.a.): "Ben, âdemoğlunun seyyidiyim." buyurmuş, Hazrecliler'e de: "Seyyİ-diniz (efendiniz) için ayağa kalkınız." demiştir. Bu sözüyle de Sa'd b. Muaz'ı kasdetmiş­tir. Yeni müslüman olmaları sebebiyle peygamberlikteki efendiliği, dünya ölçüleriyle an­ladıkları efendilik gibi

zannedebilirlerdi. Onların tazim ettikleri, emirlerine boyun eğdik­leri reisleri vardı ve onlara "sâdât = efendiler" diye isim veriyorlardı. Hz. Peygamber (s.a.) onlara kendisini nasıl öveceklerini ve bu konudaki edebi Öğretti ve dedi ki: "Dindaşlarını­zın söylediği gibi söyleyiniz ve bana Allah'ın (c.c): 'Ey nebî. Ey rasûl' diye hitap ettiği gibi siz de 'nebî' ve 'rasûF diye hitap ediniz. Kendi reislerinize ve büyüklerinize hiiap etti­ğiniz gibi 'seyyid' diye hitap ederek beni onlara benzetmeyiniz. Ben onlardan herhangi biri gibi değilim. Çünkü onlar size, dünyalık sebeplerle efendi oluyorlar. Halbuki ben ne-bîlik ve rasûlhık sebebiyle efendinizim. O halde beni, 'nebî' ve 'rasül' diye isimlendiri­niz." "Bir kısmını söyleyiniz." sözünde, kısaltma vardır. Bu duruma göre mânası: "Söy­leyecek Içrinizİn bir kısmını terkediniz." demektir. Böyle demekle sözlerini kısa kesmeleri­ni istemiştir. Şair şöyle demiştir:

"Bazı şeyleri söylemek bana yakışmaz, çünkü tecrübelerim ve nesebimi belirtmem beni o sözlerde» müstağni kılar."

İbn Esîr der kî: Rasûlullah (s.a.): "Şeytan sizi âlet etmesin." sözüyle şunu kasdetmiş­tir: İçinizden geldiği gibi konuşunuz. Sanki şeytanın elçisiymişsiniz ve onun dilinden ko-nuşuyormuşsunuz gibi kendinizi zorlamayınız.

[220] İbn Hişâm, 2/568, 56

[221] Buharî, 64/30; Ahmed b. Hanbel, 3/210. Enes b. Mâlik hadisinden rivayetiştır.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/155-157.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Âmiroğulları heyetinin gelişi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 09:17:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Âmiroğulları heyetinin gelişi rüya tabiri,Âmiroğulları heyetinin gelişi mekke canlı, Âmiroğulları heyetinin gelişi kabe canlı yayın, Âmiroğulları heyetinin gelişi Üç boyutlu kuran oku Âmiroğulları heyetinin gelişi kuran ı kerim, Âmiroğulları heyetinin gelişi peygamber kıssaları,Âmiroğulları heyetinin gelişi ilitam ders soruları, Âmiroğulları heyetinin gelişiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes