> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Allahu Teala nın seçmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allahu Teala nın seçmesi  (Okunma Sayısı 2050 defa)
14 Ağustos 2011, 17:24:10
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 14 Ağustos 2011, 17:24:10 »



BİRİNCİ KİTAP GİRİŞ
BİRİNCİ BÖLÜM                 
HZ. PEYGAMBERİN (S.A.) SEÇİLMESİ
 
A) ALLAH TEÂLÂ'NIN SEÇMESİ

 

Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a.... Sonuç inananların. Düşmanlık, yalnız zalimlere... Allah'tan başka tapılacak yoktur. O, öncekilerin ve sonrakile­rin tanrısı, göklerin ve yerlerin idarecisi, din gününün sahibidir. Kurtuluş, O'na itaattedir. Üstünlük O'nun azametine boyun eğmek; zenginlik, O'-nun rahmetine ihtiyaç duymaktır. Doğru yol, ancak O'nun nuruyla aranır­sa bulunur. Hayat, O'nun hoşnutluğunu elde etmekle mümkündür. Cennet nimetleri ancak O'na yakınlıkla sağlanır. Kalbin olgunlaşması ve kurtuluşa ermesi yalnızca O'na karşı ihlaslı olmak ve O'nu sevgide birlemekle elde edilir. O, kendisine itaat edildiğinde karşılığını verir; isyan edildiğinde tev-bekârın tevbesini kabul eder, bağışlar; dua edildiğinde duaları kabul kendisi için bir davranışta bulunulduğunda mükâfatlandırır.

Hamd, Allah'a... Bütün yaratıkları O'nun'Rab olduğuna tanıklık et? miş, bütün sanatsal yapıtları tanrılığını kabullenmiş onlara nakşettiği hay­ranlık uyandıran sanatları ve harika eserleriyle O'nun, kendisinden başka tanrı bulunmayan Allah olduğuna tanıklık etmişlerdir. Allah her türlü ek­sik ve noksandan münezzehtir. Yaratıkları sayısınca, kendi hoşnutluğunca, -Arş* inin ağırlığınca ve kelimelerinin mürekkebi çokiuğunca O'na hamd... Tanrı yalnızca Allah'tır. Rabliğinde ortağı bulunmadığı gibi tanrılığında da ortağı yoktur. O'nun ne zatında (öz varlığında) ne fiillerinde, ne de sıfatlarında bir benzeri vardır. Allah yüceler yücesidir. Allah'a çokça hamd ü senalar... Sabah-akşam Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih ederim. Gökg ler ile gökteki melekler; yıldızlar ile yörüngeleri; yeryüzü ve sakinleri; di nizler ile içindeki balıklar; yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar, tepelei ovalar; her yaş ve kuru; her ölü ve diri O'nu teşbih eder. "Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar O'nu teşbih eder. O'na hamdederek tesbin etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların teşbihlerini anlamazsınız. Doğrusu o halimdir, bağışlayandır.'[8]

''Tanıklık ederim ki, tanrı yalnız Allah'tır. O'nun ortağı yoktur. " sö­züyle yer ve gökler ayakta durmaktadır. Bütün yaratıklar bunun için yara­tılmışlardır. Bunun için Allah Teâlâ peygamberlerini gönderdi, kitaplarını indirdi ve kanunlarını koydu. Bundan dolayı mizanlar kurulur, divanlar tertiplenir; cennet ve cehennem pazarı kurulur. Bu söz ile insanlar mü'min-kâfir, iyi-kötü ayrımına tâbi tutulur, bu söz, yaratma ve emrin, sevap ve azabın kaynağıdır. İnsanların yaratılma sebebi olan hak işte budur. Sorgu ve hesap ondan ve onun hukukundan olacaktır. Sevap ve azap ona göre verilecektir. Kıble, onun üzerine kurulmuş, dinin temeli yine onun üzerine atılmıştır. Allah'ın bütün kullar üzerindeki hukuku olan cihadın kılıçları bu söz için kınından sıyrılmıştır. İslâm sözü ve kurtuluş yurdunun anahtarı işte bu sözdür; öncekiler ve sonrakiler ondan sorguya çekilecektir. Şu iki soru sorulmadan kulun ayakları Allah'ın huzurundan ayrılmayacak: 1) Ne­ye kulluk ediyordunuz? 2) Peygamberlere ne cevap verdiniz?

Birincinin cevabı; bilgi, kabullenme ve davranış açısından "Allah'tan başka tanrı yoktur" gerçeğini tasdik etmek,

İkincinin cevabı; bilgi, kabullenme, boyun eğme ve itaat açısından "Hz. Muhammed şüphesiz Allah'ın rasûlüdür" gerçeğini tasdik etmektir.

Tanıklık ederim ki, Hz. Muhammed şüphesiz O'nun kulu ve rasûlü­dür; vahyini güvenip teslim ettiği, yaratıkları arasından seçtiği, kendisi ile kullan arasında elçisidir; sağlam bir din ve dosdoğru bir yol ile gönderil­miştir. Allah onu âlemlere bir rahmet, Allah'tan korkanlara bir lider ve bütün insanlara bir hüccet olarak göndermiştir. Peygamberlerin ardı arkası kesildiği bir vakitte (fetret devrinde) onu peygamber olarak göndermiş ve en doğru yolu, en aydınlık caddeyi ona göstermiş; insanlara ona itaat ve yardım etmelerini, saygı göstermelerini, onu sevmelerini, onun haklarını gözetmelerini farz kılmış; cennetinin önündeki yolları kapamış ve artık onun yolundan gelmeyen hiç kimseye yolların açılmayacağını belirtmiştir. Allah, onun gönlünü açmış, şanını yükseltmiş ve (belini büken) yükünü üzerinden indirmiş, küçülme ve alçalmayı onun emrine karşı gelenlere yüklemiştir.

Müsned'de Ebu Münîb el-Curaşî yoluyla Abdullah b. Ömer'den (r.a.) ri­vayet edilen bir hadise göre Allah Rasûlü (s.a.) şöyle buyurmaktadır: "Kı­yamet öncesinde yalnızca ortağı bulunmayan tek Allah'a ibadet edilinceye kadar kılıçla (mücadele vermek için) gönderildim. Rızkım mızrağımın göl­gesi altına konulmuştur. Küçülme ve alçalma ise benim emrime karşı ge­lenlere yüklenmiştir. Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.[9]. Alçal­ma onun emrine karşı gelenlere yüklenmişse de şeref ve üstünlük ona itaat edip uyanlarındır. Allah Teâlâ buyuruyor ki:

"Gevşemeyin, üzülmeyin; inanmışsamz mutlaka en üstün olan sizler-siniz.[10]

"Şeref ve üstünlük Allah'ın, Peygamberinin ve inananlarındır."[11]

"Sizler daha üstün olduğunuz halde (düşman karşısında) gevşeyip de barış istemek durumunda kalmayın. Allah sizinle beraberdir.[12]

"Ey Peygamber! Allah sana ve sana uyan mü'minlere yeter. "[13] Yani Allah tek başına hem sana hern de sana uyanlara yeter. Artık P'nun yanın­da başka hiç kimseye ihtiyaç duymazsınız.                         

Bu son âyette iki olasılık vardır:                                   

1-  bağlacının kelimesini mecrûr kef harfine bağlamış ol­ması. Tercih edilen görüşe göre mecrur zamire, harf-i cer iade edilmeksizin atıf yapılması caizdir. Bunun örnekleri çoktur. Olamayacağı yolundaki şüp­heler çürüktür.

2-  bağlacının "yanında" anlamına gelen olması ve kelimesinin, mahal üzerine atfedilerek nasb mahallinde bulunması da mümkündür. Çünsana kâfidir" anlamındadır. Ya­ni Allah sana yeter ve sana uyanlara yeter. Nitekim Araplar der ki: "Sana ve Zeyd'e bir dirhem yeter." Şâir diyor ki:j"Harb çıkıp birlik bozulduğunda artık sana ve Dahhâk'e bir keskin Hind kılıcı yeter."

Bu ikisi, en doğru olasılıklardır.

3-  Üçüncü bir olasılık daha vardır: kelimesinin mübteda ol­mak üzere merfû bulunması. O zaman mana şöyle olur: "Sana uyan mü'-minlere de Allah yeter."

4-  Dördüncü bir olasılık daha vardır ki, anlam yönünden hatalıdır: kelimesinin merfû mahalde olup "Allah" ismine atfedilmiş olma­sı. O zaman ise mana şöyle olur: "Sana, Allah ile sana uyanlar yeter." Her ne kadar bazı insanlar âyetin bu anlamda olduğunu söylemişlerse de bu,  apaçık bir hatadır;  âyeti bu  anlama almak  caiz değildir.  Çünkü "yeterlilik" ve "kifayet" tevekkül, takva ve ibadette olduğu gibi yalnızca Allah'a ait kavramlardır. Allah Teâlâ buyuruyor ki: "Seni aldatmak ister­lerse bil ki, şüphesiz Allah sana yeter. Seni yardımıyla ve inananlarla des­tekleyen O*dur.[14]

Görüldüğü gibi Allah, yeterlilik ile destekleme arasını ayırmakta; ye-terii olmayı yalnız kendisine ait bir husus, desteklemeyi ise hem kendi yar­dımına, hem de kullarına ait bir husus olarak kullanmaktadır.

Allah Teâlâ, yalnız kendisinin yeterli olduğunu söyleyen tevhid ve te­vekkül sahibi kullarını öğmektedir. Buyuruyor ki: "insanlar onlara: '(Düş­manınız olan) İnsanlar size karşı bir ordu topladılar; onlardan korkun' dediklerinde bu onların imanını artırdı da: 'Allah bize yeter; O ne güzel vekildir' dediler.'[15] "Allah ve Rasûlü bize yeter" demediler. Öyleyse on­lar bu sözü söylemişler ve Rab Teâlâ bu sözlerinden dolayı onları öğmüşse Allah nasıl peygamberine: "Sana, Allah ve sana uyanlar yeter" demiş ola­bilir? Hz. Peygamber'e uyanlar, yalnız Rab Teâlâ'nın yeterli olduğunu söylemis ve bu konuda O'nunla Peygamberini ortak tutmamışlarsa nasıl olur da Allah onlarla kendisini Peygamberine yeterli olmada ortak tutmuş oia-bilir? Bu en imkânsız ve en olmaz şeydir.

Bu konuda bir başka örnek de şu âyettir:                       

"Şayet onlar, Allah ve Peygamberinin kendilerine verdiği şeylere razı olsalar ve: 'Allah bize yeter. O ve Peygamberi bol nimetinden bize verecek­tir. Biz gerçekten Allah'a gönül bağlayanlardanız' deselerdi...[16]

"Peygamber size ne verirse onu alın."[17] âyetinde de görüldüğü gibi Allah (örnek olarak aldığımız bu âyette) nasıl verme işini Allah ve Rasûlü-ne, yeterli olmayı ise yalnızca kendisine ait saymış, düşünün. "Allah ve Rasûlü bize yeter, deselerdi..." demeyip bunu yalnızca kendi hakkı say­mıştır. Nitekim "Biz gerçekten Allah'a gönül bağlayanlardanız." demiş, "Ve peygamberine" dememiş; gönül bağlamayı yalnızca kendine ait bir hak saymıştır. Nitekim bir âyette: "Öyleyse bir işi bitirdiğinde diğerine giriş. Ve yalnızca Rabbine gönül bağla.[18] Şu halde gönül bağlama, te­vekkül, inâbe (tövbe), yeterlilik kavramları tıpkı ibadet, takva ve secde gibi yalnız Allah'a ait kavramlardır. Adak ve yemin yalnız Allah Teâlâ adına yapılır.

Bir diğer örnek olarak da şu âyeti verebiliriz: "Allah, kuluna yeterli değil mi?'[19] kâfi, yeterli anlamındadır. Allah Teâlâ, tek bası­na kendisinin kuluna yeterli olduğunu haber vermektedir. Şu halde bu ye­terlilik işinde "Ona uyanlar" nasıl Allah'la beraber sayılabilir!? Bu sakat yorumun asılsızlığını gösteren deliller burada anlatılamayacak kadar çoktur.

Sözün özü; hidayet, felah ve kurtuluş nasıl ki Peygambere uyma dere­cesine göre elde edilir; tıpkı bunun gibi izzet ve şeref, kifayet (imdada ye­tişmek) ve zafer de ona uyma derecesine göre kazanılır. Allah Teâlâ iki cihan saadetini ona uymaya ve iki cihan bedbahtlığını da ona karşı gelme­ye bağladı. Artık hidayet-emniyet, felah ve izzet; kifayet ve zafer, yakınlık ve destek, dünya ve ahirette iyi yaşam onun yolundan gidenlerin; zillet ve alçaklık, korku ve sapıklık, hem dünyada hem ahire...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allahu Teala nın seçmesi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 00:40:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allahu Teala nın seçmesi rüya tabiri,Allahu Teala nın seçmesi mekke canlı, Allahu Teala nın seçmesi kabe canlı yayın, Allahu Teala nın seçmesi Üç boyutlu kuran oku Allahu Teala nın seçmesi kuran ı kerim, Allahu Teala nın seçmesi peygamber kıssaları,Allahu Teala nın seçmesi ilitam ders soruları, Allahu Teala nın seçmesiönlisans arapça,
Logged
21 Kasım 2016, 21:13:12
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 21 Kasım 2016, 21:13:12 »

Esselamu aleykum.Herseyi yaratan ve yoneten rabbime binler kez subhanallah.Peygamber efendimizide hz.Ademden peygamber efendimize kadar gelen tum peygamberleri  yaratmistir.Rabbim razi olsun paylasimdan...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Kasım 2016, 21:19:02
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #2 : 21 Kasım 2016, 21:19:02 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimizin yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes