> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Alışverişi ve bazı muameleleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Alışverişi ve bazı muameleleri  (Okunma Sayısı 798 defa)
11 Ağustos 2011, 16:47:49
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 11 Ağustos 2011, 16:47:49 »



6— Alişverişi ve Bazı Muameleleri:

 

Allah Rasülü (s.a.) ahm-satım işleri yapmıştır. Allah Teâlâ'nın kenM-sine Peygamberlik görevini ihsan etmesinden sonraki satın alımı, satımın­dan daha çoktu. Hicretten sonra da bir kâse ile atın eğeri altına çekilen bir çulu fazla fiyat verene satması[282]Ebu Mezkûr'un müdebber kölesi ( = efendisi ölünce hürriyete kavuşacak olan) Yakub'u satması[283], zenci bir köleyi iki köle karşılığı satması[284]gibi çoğunluğu başkası adına olan bir­kaç olay dışında hemen hemen satım yaptığı bilinmemektedir. Ama satın alımı çoktur.

Hz. Peygamber (s.a.) hem kiraya vermiş, hem kiralamıştır. Kiralama­sı, kiraya vermesine göre daha çok olmuştur. O'ndan bu konuda bize inti­kal eden yalnızca peygamberlikten önce ücretle sürü gütmesi ve bir yolcu­luğu sırasında Hz. Hatice'nin malını Şam'a ücretli götürmesi olaylarıdır. (Bilinen, yalnız bu olaylarda emeğini kiraya verdiğidir).

Şayet akit, mudarebe (emek-sermaye ortaklığı) akdi ise, bu akitte mu-darib olan (emeğini ortaya koyan) kimse hem emin el, hem işçi, hem vekil, hem de ortak durumundadır. Şöyle ki, malı teslim alınca emin el, malda tasarruf edince vekil, doğrudan doğruya kendisinin yaptığı işlerde işçi ve kâr elde edilirse ortak durumuna geçer. Hâkim, Müstedrek'inde Rebî b. Bedr yoluyla Ebu'z-Zübeyr'den Câbir'in şöyle dediğini aktarır: "Allah Ra­sûlü (s.a.), Hatice b. Huveylid adına Ceraş'a her yolculuk genç bir dişi deve karşılığı olmak üzere ücretle iki yolculuk yaptı."[285]Hâkim "Hadisin isnadı sahihtir" diyor.

Nihâye adlı eserde deniyor ki: "Curaş" Yemen'deki konaklama yerle-rindendir. "Ceraş" ise Şam bölgesinde bir beldedir.

Ben derim ki: Hadis sahihse, Şam'da bir belde olan Ceraş olması gere­kir. Ama hadis sahih değildir. Çünkü senedde geçen Rebî b. Bedr, Uleyle adlı kişidir.[286] Onu hadis imamları zayıf saymışlardır. Nesâî, Dârakutnî ve el-Ezdî, onun metruk olduğunu söylemişlerdir. Herhalde Hâkim, onun, Talha b. Ubeydullah'ın âzâdlısı Rebî b. Bedr olduğunu sanmıştır.

Allah Rasûiü (s.a.) ortaklık yapmıştı ve ortağı huzuruna gelince ona: "Beni tanımıyor musun?" diye sormuş, o da: "Sen ortağım değil miydin? Hem de ne hoş ortaktın. Aldatmaz ve münakaşa etmezdin" demişti.[287]

Metinde geçen "aldatmazdın" kelimesinin kökü, hakkı savunma anla­mındaki müdarae de olabilir, en güzel şekilde savuşturma anlamındaki mü-dârâ da olabilir.

Hz. Peygamber (s.a.) hem kendisine vekil tayin etmiş, hem de kendisi başkasına vekil olmuştur. Yalnız vekil tayini, vekil olmasına oranla daha çoktur.

Hediye vermiş, hediye kabul etmiş ve hediyenin karşılığını vermiştir. Bağış yapmış, bağış kabul etmiştir. Seleme b. Ekva'nın payına ganimetten bir cariye düşmüştü. Hz. Peygamber (s.a.), ona: "Bunu bana bağışla" buyurmuş, o da bağışlamıştı. Hz. Peygamber (s.a.) o cariyeyi müslüman esirleri kurtarmak için Mekkeli müşriklere fidye olarak vermişti.[288]

Gerek rehin karşılığı, gerek rehinsiz borç almıştır. Hem ödünç aldığı; olmuş, hem de gerek peşin, gerekse veresiye ahş-verişte bulunmuştur.    ı

Rabbinden bir takım amellere karşı özel bir kefalet (garanti) almış| ve kim o amelleri işlerse, o kişinin cennete gitmesine kefil olacağım bildir-1 mistir. Umumî olarak, vefat edip de geride borcunu karşılayacak mal bı-j rakmayan müslümanların borçlarına kefil olmuş, onları kendisinin Ödeye-1 ceğini söylemiştir[289]Deniliyor ki; bu hüküm, Hz. Peygamber'den (s.a.)i sonra gelen devlet başkanları (imam, halife) için de geçerli umumi bir hü­kümdür. Bundan dolayı sultan, geride borcunu karşılayacak mal bırakma­yan müslümanların borçlarının kefilidir; bu borçları hazineden öder. Di­yorlar ki, bir müslüman öldüğünde vârisi bulunmazsa nasıl ki onun varisi sultan olur (yani mal hazineye kalır), tıpkı bunun gibi müslüman kişi borç­lu ölüp de borcunu karşılayacak mal bırakmazsa onun borcunu sultan öder. Yine böyle hayatta iken kendisinin nafakasını (geçimini) temin edecek kim­sesi bulunmayan kişinin nafakasını sultan temin eder.

Allah Rasûiü (s.a.), sahibi bulunduğu bir arazisini vakfedip Allah luna sadaka olarak bağışladı.

Hem kendisi arabuluculuk yaptı, hem de araya aracılar sokularak ken­disine müracaat edildi. Berire adlı kadın, ayrıldığı kocası Muğîs'e geri dön-j mesi için Hz. Peygamber (s.a.) tarafından yapılan arabulucuk girişimini! reddetti. Peygamberimiz (s.a.) ona ne kızdı, ne de onu azarladı[290]' İşt en güzel örnek, işte önder!

Seksenden fazla yerde yemin etti. Allah Teâlâ, şu üç yerde ona yemin etmesini buyurdu:

1-  "O (sonsuz azap) gerçek midir?" diye senden sorarlar. De ki: "Evet, Rabbime yemin ederim, o şüphesiz gerçektir. "[291]

2-  Kâfirler: "Bize kıyamet gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır öyle değil. Rabbime yemin ederim, muhakkak başınıza gelecektir."[292]

3-  İnkâr edenler, tekrar dirilmeyeceklerini ileri sürerler. De ki: "Ha­yır, dediğiniz gibi değil. Rabbime yemin ederim, şüphesiz diriltileceksiniz ve sonra yaptıklarınız size bildirilecektir. Bu, Allah'a kolaydır."[293]

Kadı İsmail b. İshak, Ebu Bekr Muhammed b. Davud ez-Zâhirî ile müzakerede bulunur, ama ona fakîh demezdi. Bir gün, Ebu Bekr ile hasmı olan bir adam Kadı İsmail'in huzuruna mahkemeye çıkarlar. Ebu Bekr b. Davud'a yemin yöneltilir. Ebu Bekr tam yemin etmeye hazırlanırken Kadı İsmail: "Yemin edecek misin? Senin gibi birisi hiç yemin eder mi, ey Ebu Bekir?" der. O da: "Beni yemin etmekten alıkoyan ne? Allah Teâ-lâ kitabının üç yerinde Peygamberine yemin etmesini emrediyor!" diye kar­şılık verdi. Kadı: "Onlar nerede?" diye sorunca, Ebu Bekir hepsini teker teker sıraladı. Bu Kadı İsmail'in çok hoşuna gitti ve o günden sonra ona fakîh diye hitap eder oldu.

Hz. Peygamber (s.a.) kimi zaman yemin ederken (inşallah diyerek) istisna yapar, kimi zaman (herhangi bir sebeple geri almak istediğinde) ye­minine keffaret[294] öder, kimi zaman da yeminini sürdürürdü. İstisna, ye­minin bir tasarruf olarak gerçekleşmesini engeller; keffaret ise yapılan yemini çözer. Bu yüzden Allah keffâreti, "tehılle = çözüm" diye adlandır­mıştır.[295]

Allah Rasûlü (s.a.) şakalaşır ve şakasında yalnız hakikati söylerdi. Tev-riyeli[296] konuşur, ancak tevriyesinde yine yalnız hakikati söylerdi. Meselâ bir yöne doğru yola çıkmak istediğinde o yönle doğrudan ilişkili olmayan "Yolu nasıldır? Suları, güzergâhı nasıldır?" gibi sorular sorardı.

Hem kişilere danışmanlık yapar yol gösterir, hem de kendisi bir iş yapacağı zaman başkalarına danışırdı. Hastalananı ziyaret eder, cenazeye katılır, davete icabet eder; dul kadınların, düşkün, yoksul kimselerin ihti­yaçlarını gidermek için onlarla birlikte giderdi.

Kendisini öven bir şiir (methiye) dinledi ve onun mükâfatını verdi. Ancak O'nun hakkında söylenen methiyeler, gerçekten O'nun öğülecek yön­lerine oranla çok cüz'î kalmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.) hakikate karşı­lık olmak üzere mükâfaat vermiştir. O'ndan gayrı insanların övgüsü ço­ğunlukla yalanla dolar. Bu yüzden Peygamberimiz (s.a.) meddahların ( = dalkavukların) yüzlerine toprak serpilmesini buyurmuştur.[297]

Allah Rasulü (s.a.) bizzat koşu yarışı yaptı ve güreşti.[298]Kendi eliyle ayakkabısını onardı ve yine kendi eliyle elbisesini yamadı, kovasını tamir etti, koyununun sütünü sağdı, elbisesini temizledi, ailesinin ve kendisinin hizmetini gördü. (Hicretten hemen sonra) mescit yapılırken diğer müslü-manlarla birlikte kerpiç taşıdı. Kimi zaman açlıktan kimi zaman tokluktan karnına taş bağladı. Hem misafirliğe gitti, hem de evinde misafir ağırladı.

Başının ortasından ve ayağının üst tarafından kan aldırdı. Omuzlan arasından ve iki boyun damarından da kan aldırdı. Hastalanınca tedavi oldu. Hastayı dağladı, ama kendisi dağlanmadı. Okuyarak tedavi yaptı, ama kendisini başkasının okumasını istemedi. Hastaya kendisine zarar ve­recek şeyleri yemesini yasakladı (perhiz verdi).

Tıbbın usûlü üçtür: 1- Perhiz, 2- Hıfzussıhha (koruyucu hekimlik), 3- Zarar veren maddeyi boşaltmak. Allah, hem O'nun için, hem de ümme­ti için kitabının üç yerinde bütün bu prensipleri şu şekilde topladı:

1-  Zarar verir korkusuyla hastayı su kullanmaktan men etti:

"Şayet hasta veya yolculukta iseniz ya da tuvaletten gelmişseniz yahut da kadınlara yaklaşmışsanız ve su buîamamışsamz temiz bir toprağa te­yemmüm edin."[299] Görüldüğü üzere bu âyette teyemmümü suyu bıilama-yana mubah kıldığı gibi hasta için de mubah kılmıştır.                  '

2-  Sağlığı korumaya yönelik olarak da şöyle buyuruyor: "Hastalanır yahut yolculukta olursanız, tutamadığınız günler sayısınca diğer günlerde tutarsınız."[300]' Allah Teâla, bu âyette, yolculuk meşakkatine bir de oru­cun meşakkatleri katılarak yolcunun güç ve sağlığını zayıflatmamak ve sağ­lığını korumak amacıyla ona Ramazan'da orucu yemeyi mubah kılmıştır.

3-  Zararlı maddeyi boşaltmaya yönelik olarak ihramlı kişinin başını tıraş ettirmesi konusunda ise şöyle buyuruyor: "İçinizde hasta olan veya başından rahatsız bulunan varsa fidye olarak ya oruç tutsun, ya sadaka versin ya da kurban kessin."[301] Görüldüğü üzere hasta olan veya başında bir rahatsızlık bulunan ihramlı kimsenin başını tıraş etmesini ve Kâ'b b.Ac-ra'nın basma geldiği gibi bitlenmeye yahut hastalığa neden olan pis koku­ları ve zararlı maddeleri gidermesini mubah kılmıştır.

İşte bu üçü tıbbın prensipleri ve usûlüdür. Böylece Allah (c.c), kulla­rına merhamet, ihsan ve şefkat olsun diye perhiz verme, sağlıklarını koruma altına alma ve zarar veren maddelerden arındırma gibi benzeri konular­da, kendisinin kullan üzerindeki nimetine dikkat çekmek için bu prensip ve usûllerin her cinsinden birşey zikretmiştir. O, çok şefkatli ve çok merha­metlidir. [302]
...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Alışverişi ve bazı muameleleri
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:08:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Alışverişi ve bazı muameleleri rüya tabiri,Alışverişi ve bazı muameleleri mekke canlı, Alışverişi ve bazı muameleleri kabe canlı yayın, Alışverişi ve bazı muameleleri Üç boyutlu kuran oku Alışverişi ve bazı muameleleri kuran ı kerim, Alışverişi ve bazı muameleleri peygamber kıssaları,Alışverişi ve bazı muameleleri ilitam ders soruları, Alışverişi ve bazı muameleleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes