๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zadul Mead => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 10 Ağustos 2011, 14:53:06



Konu Başlığı: Abdest alışı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 10 Ağustos 2011, 14:53:06
İKİNCİ KİTAP
HZ. PEYGAMBER'İN (S.A.) İBADETLER
TUTUMLARI
BİRİNCİ BÖLÜM NAMAZ
A) ABDEST ALIŞI

 

I— Abdest Alışı:


 

Hz. Peygamber (s.a.) genellikle her namaz için abdest alırdı. Bazan birden çok namazı bir abdestle kıldığı da olurdu [380] Bazan bir müd [381]ba­zan bir müddün üçte ikisi, bazan da daha fazla oranda su ile abdest alırdı. Bu da Şam ukiyyesine göre dört, üç ya da iki ukiyye demektir. En az abdest suyu harcayan o idi. Ümmetini, abdest alırken çok su kullanıp israf etmekten sakındınrdı. Ümmeti arasında temizlikte aşırılığa kaçacak kimse­lerin çıkacağını haber verdi.[382] Buyurdu ki: "Abdeste musallat olan Velhân adında bir şeytan vardır. Siz, suyun şüphe vereninden kaçının. "[383] Bir keresinde Sa'd'ın yanına uğradı. Sa'd abdest alıyordu. Hz, Peygamber (s.a.): "Suyu israf etme" buyurdu. Sa'd: "Suda israf olur mu?" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.) "Evet, akarsu kenarında olsan da", buyurdu.[384]

Abdest uzuvlarını kâh birer, kâh ikişer, kâh üçer kere yıkayarak; kâh uzuvlarının bir kısmım ikişer, bir kısmını da üçer kere yıkayarak abdest aldığı sahih olarak rivayet edilmiştir.

Bazan bir, bazan iki, bazan da üç avuç su alarak ağzını ve burnunu yıkardı. Ağza ve burna birlikte su alır; bir avuç suyun yarısını ağzına alır, yarısını da burnuna çekerdi. Zaten bir avuç suyla da ancak böyle yapılır. İki-üç avuç alınan suyun ise hem ayrı ayrı ağza ve burna verilmesi, hem de bir arada aynı avuçtan hem ağza, hem burna verilmesi mümkündür. Ancak Hz. Peygamber'in (s.a.) âdeti ağza ve burna birlikte su verme şek­lindeydi. Nitekim Sahîhayn'da Abdullah b. Zeyd'den rivayet edildiğine gö­re "Hz. Peygamber (s.a.) bir tek avuç sudan hem ağzını çalkaladı, hem de burnuna çekti. Bunu üç kere yaptı". Hadis şu ifadeyle de rivayet edil­miştir: "Hz. Peygamber (s.a.) ağzını ve burnunu üç avuç suyla yıkadı'.[385] Abdestte ağzı ve burnu yıkama konusunda rivayet edilen hadislerin en sa­hihi bu hadistir. Hz. Peygamber'in (s.a.)» ağzını ve burnunu ayrı ayrı yıka­dığına dair hiçbir sahih hadis yoktur. Ancak Talha b. Musarrif in babasın­dan onun da dedesinden: "Hz. Peygamber'in (s.a.) ağzım ve burnunu ayrı ayrı yıkadığını gördüm" şeklinde rivayet ettiği bir hadis varsa da, bu hadis sadece Talha-babasi-dedesi senediyle rivayet edilmiş olup dedesinin Hz. Pey-gamber'i (s.a.) gördüğü (yani sahabîliği) bilinmemektedir.[386]

Sağ eliyle burnuna su alır, sol eliyle sümkürürdü.               

Başının tamamını meshederdi. Bazan ellerini öne-arkaya doğru götü­rerek başım meshederdi ki, "Başını iki kere mesnetti" hadisi buna yorum-lanmalıdir. Doğru olan, başını meshetme işlemini yenilemediğidir. Abdest uzuvlarım tekrar tekrar yıkadığında başım bir kere meshederdi. Böyle yap­tığı açık ifadelerle aktarılmıştır. Aksini yaptığına dair sahih hiçbir rivayet yoktur. Bundan başka rivayetler sahabenin: "Hz, Peygamber (s.a.) abdest uzuvlarını üçer kere yıkamak suretiyle abdest aldı" ve "Başını iki kere mesnetti" sözlerinde olduğu gibi ya sahih olup sarih (açık) değildir; ya da şu hadislerde olduğu gibi sarihtir, ama sahih değildir: 1- İbnu'l-Beylemânî, babasından, o da Hz. Ömer'den şu hadisi rivayet ediyor: Hz. Peygamber (s.a.): "Kim abdest alır ellerini üç kere yıkarsa..." buyurup sözünün deva­mında "...ve başını üç kere meshederse" diye ekliyor. Bu hadis delil ola­rak kullanılamaz. Her ne kadar babanın hali daha iyi ise de, İbnü'l-Beyİemânî ve babası hadis rivayetinde zayıf bulunmuşlardır.[387] 2- Ebu Davud, Hz. Osman'ın: "Hz. Peygamber (s.a.) başını üç kere mesnetti." dediğini riva­yet etmiş[388] ve: "Hz. Osman'dan naklolunan sahih hadislerin hepsi, Hz. Peygamberin (s.a.) başını bir kere meshettiğini göstermektedir" demiştir.

Başının sadece bir kısmını meshetmekle yetindiğine dair hiçbir sahih hadis yoktur. Ancak kâkülüne meshettiğinde sarık üzerine (meshederek mes-hi) tamamlardı[389]. Ebu Davud'un rivayetine göre Enes diyor ki: "Allah Rasûlü'nü (s.a.) abdest alırken gördüm. Başında Katar mamulü bir sarık vardı. Elini sarığının altına soktu, başının ön kısmını mesnetti, sarığım çözmedi. "[390] İşte Enes'in bu hadisteki ifadelerle kasdettiği şey, Hz. Pey­gamber'in (s.a.) saçlarının tamamına kaplama mesh yapmak için sarığını çözmemiş olmasıdır. Yoksa sarık üzerine tamamlamadığını söylemek iste­memiştir. Muğîre b, Şu'be ve diğer bazı sahabüer Hz. Peygamber'in (s.a.) sarık üzerine meshederek meshi tamamladığını belirtmişlerdir. Enes'in bu­nu belirtmemesi O'nun yapmadığım göstermez.

Her abdest alışında mutlaka ağzını ve burnunu yıkamıştır. Bu âdetini tek bir kere bile olsa elden bıraktığı bilinmemektedir. Abdestini, uzuvlarını sıra ile peşipeşine yıkayarak alır, yine bunu bir kere bile olsa asla elden bırakmazdı.

Bazan başına, bazan sarığına, bazan da hem kâkülüne hem de sarığı­na birlikte meshederdi. Daha önce de geçtiği üzere sadece kâküle rneshetmekle yetindiği bilinmemektedir.[391]

Mest ve çorap giymediği zamanlarda ayaklarını yıkardı. Mest yahut çorap giydiği zamanlarda ise onlar üzerine meshederdi.[392] Başı ile beraber kulaklarının içini ve dışını da meshederdi. Kulaklarını meshetmek için ye­niden su aldığına dair ondan nakledilmiş sabit bir rivayet yoksa da İbn Ömer'in böyle yaptığına dair sahih bir rivayet mevcuttur.[393] Boynu mes-hetme konusunda hiçbir sahih hadis nakledilmemiştir.

Abdestten önce (ve abdest esnasında) besmeleden başka herhangi bir şey okuduğu bilinmemektedir. Abdestte okunan zikirler hakkında naklolu­nan her hadis yalan ve uydurmadır. Hz. Peygamber (s.a.) onlardan hiçbiri­ni okumamış ve ümmetine öğretmemiştir. Ondan bize kadar ulaşan -rabdestin başında besmele çekmekten başka—[394] sağlam bir rivayet yoktur. Şu duayı abdestin sonunda okurdu:

"Bir tek Allah'tan başka tanrı ve O'nun ortağı bulunmadığına şeha-det ederim. Hz. Muhammed (s.a.), O'nun kulu ve Peygamberidir.

Allah'ım! Beni tevbekârlardan eyle. Beni (her türlü maddî-manevi pis­liklerden) arınmış kimselerden eyle."[395]

Yine abdestten sonra okunan dualardan biri Nesâî'nin Soner'inde bir başka hadiste şu şekilde geçmektedir:

"Allah'ım! Her türlü eksiklikten münezzehsin. Hamd Sana, şükran Sana! Şehadet ederim, Senden başka tanrı yoktur. Affına sığınır, Sana (günahlarımdan) tevbe ederim. "[396]

Abdestin başında ne "Hadesi gidermeye niyet ettim" ne de "Namaz kılma yolunun açılmasına niyet ettim" şeklinde ne O, ne de ashabından herhangi birisi bir şey söylerdi. Bu konuda ondan —ister sahih ister zayıf senedle olsun— bir tek harf bile nakledilmemiştir.[397]

Hiçbir zaman abdest uzuvlarını üçten fazla yıkamazdı. Dirsekleri ve topukları aşacak şekilde (kollarını ve ayaklarını) yıkadığı da sabit değildir. Fakat Ebu Hureyre böyle yapar ve abdest uzuvlarının parlaklığını yaygın­laştırma hadisini[398] bu şekilde yorumlardı. Ebu Hureyre'nin, Hz. P'eygam-ber'in (s.a.) abdest alış şekli konusunda: "Pazularına varıncaya kadar elle­rini, inciklerine varıncaya kadar da ayaklarını yıkadı" diye rivayet ettiği hadis[399] abdestte dirsek ve topukların yıkanacağını gösterir, ama daha fazla yaygınlaştırma konusuna delil teşkil etmez.

Hz. Peygamber'in (s.a.) abdestten sonra uzuvlarını kurulama alışkan­lığı yoktu. Bu konuda, ondan, bir tek sahih hadis bile nakledilmemiştir; ama tersine (kurulamadığına dair) sahih hadis vardır. Hz. Âişe'den rivayet edilen "Hz. Peygamber'in (s.a) abdestten sonra silinip kurulanmak için bir havlusu vardı" hadisi ile Muaz b. Cebel'den naklolunan "Hz.Peygam-ber'i (s.a.) abdest alırken gördüm, (abdestten sonra) elbisesinin kenarıyla yüzünü sildi" hadisi[400] zayıftır. Böyle hadisler delil gösterilemez. Birinci hadisin senedindeki Süleyman b. Erkam metruk, ikincisinin senedindeki Abdurrahman b. Ziyâd b. En'am el-Efrîkî ise zayıftır. Tirmizî diyor ki: "Bu konuda Hz. Peygamberden (s.a.) sahih hiçbir rivayet yoktur."

Her abdest alışında, abdest suyunun başkası tarafından dökülmesi Hz. Peygamber'in (s.a.) âdeti değildi. Fakat bazan abdest suyunu kendisi dö­ker; bazan da bir İhtiyaç gereği başka biri abdest suyunu dökerek ona yardım ederdi. Nitekim Sahihayn'da rivayet edildiğine göre Muğîre b.Şu'-be, bir sefer sırasında Hz. Peygamber'in (s.a.) abdest suyunu dökmüştür.[401]

Zaman zaman sakalının arasını su ile ovalardı. Fakat bunu sürekli olarak yapmazdı. Bu konuda hadis otoriteleri değişik görüşler ileri sürmüş­lerdir. Tirmizî gibi bazı hadisçiler Hz. Peygamber'in (s.a.) sakalının arala­rını su ile ovaladığının sahih olduğunu söylerlerken[402], Ahmed ve Ebu Zür'a: "Sakalı su ile ovalama konusunda sabit hiçbir hadis yoktur" de­mişlerdir.

Yine aynı şekilde parmaklar arasını su ile ovalama işlemini de her abdest alışında sürekli yapmazdı. Sünen kitaplarında Müstevrid b. Şed-dâd'in: "Hz. Peygamber'i (s.a.) abdest alırken gördüm, ayak parmaklarını küçük parmağı ile ovuyordu." dediği naklolunmaktadır.[403] Bu hadis sağ-lamsa bu işlemi ancak Hz. Peygamber'in (s.a.) zaman zaman yaptığını gös­terir. Bu yüzden Hz. Osman, Hz. Ali, Abdullah b. Zeyd, Rubeyyi' gibi Hz. Peygamber'in (s.a.) abdest alış şeklini zihinlerine kaydetmeye özen gös­teren sahabîler nakletmemişlerdir. Oysa yukarıdaki hadisin senedinde bir de (zayıf râvi olan) Abdullah b. Lehîa vardır.

Yüzüğünü oynattığına dair ise Ma'mer b. Muhammed b. Ubeydullah b. Ebu Râfi -babası-dedesi senediyle: "Hz. Peygamber (s.a.) abdest aldığında yüzüğünü oynatırdı." diye bir hadis rivayet edilmekteyse de bu hadis zayıftır.[404] Çünkü Ma'mer ve babası zayıftırlar. Bunu Dârakutnî söylüyor. [405]


[380] Müslim, 277; Ebu Davud, 172; Tirmizî, 61; Nesâî, 1/86. Büreyde b. Husayb anlari yor: Hz. Peygamber (s.a.) Fetih günü namazları bir abdestle kıldı ve mestleri üzerine meshetti. Bunu gören Hz. Ömer, ona: "Bugün şimdiye kadar hiç yapmadığın bİrşey yaptın" dedi. Hz. Peygamber (s.a.) cevaben: "Kasden yaptım, Ömer" dedi.

[381] Müd: Bir hacim ölçüsü birimidir, ülkelere göre değişiklik arzeder. Iraklılara göre 2 rıtıl, Hicâzlılara göre 1 1/3 ntıldır. 1 ntıl = 12 ukiyye; 1 ukiyye = 40 veya 12 dirhem; 1 dirhem = 3,2 gr. Ukiyye, 40 dirhem kabul edilirse Iraklılara göre 1 müd = 3072 gr. Hicazhlara göre 1 müd = 2048 gr; Ukiyye 12 dirhem kabul edilirse Iraklılara göre 1 müd = 921,6 gr., Hicazlılara göre 1 müd = 614,4 gr.

[382] Ebu Davud, 96; Ahmed, 4/86, 87, 5/55. Abdullah b. Mugaffel diyor ki: Allah Rasû-lü'nün (s.a.) şöyle buyurduğunu işittim: "Bu ümmet içinde temizlik ve dua konuların­da aşırılığa kaçacak bir topluluk çıkacaktır." Hadisin senedi kuvvetlidir. Ebu Davud (135), Nesâî (1/88), İbn Mâce (422) ve Ahmed'in (6684) rivayetlerine göre Abdullah b. Amr anlatıyor: Bir bedevi Arap Hz. Peygamber'e (s.a.) abdesti sormak için geldi. Hz. Peygamber (s.a.) uzuvlarını üçer kere yıkıyarak bedeviye abdesti gösterdi, sonra: "İşte abdest böyledir. Kim buna ilâve yaparsa kötülük yapmış, aşırılık etmiş olur." buyurdu. Hadisin isnadı basendir. Ebu Davud'daki "Yahut bundan noksan yaparsa" kısmı, münker yahut şazdır. Çünkü görünüşe göre, üçten noksan yıkamak kötulen-

mıştır. Oysa üçten noksan yıkamak caizdir ve aynı zamanda Hz. Peygamber'in (s.a.) yaptığı birşeydir. Bu konudaki hadisler sahihtir. Hz. Peygamber (s.a.) hakkında nasıl kötülük yaptı yahut zulmetti denilebilir?

[383] Tirmizî, 57; İbn Mâce, 421; Ahmed, 5/136. Hadis zayıftır.         

[384] İbn Mâce, 425; A'hmed, 2/221. tsnâd zayıftır.

[385] Buharî, 4/39, 4!; Müslim, 235.

[386] Ebu Davud,  139.  Senedi zayıftır.

[387] Dârakutnî,  1/93. Senedi zayıftır.

[388] Ebu Davud,  110. Senedi zayıftır.

[389] Müslim, 274 (83).

[390] Ebu Davud, 147. Hadisin senedinde sikalıklan tartışmalı iki râvi vardırj

[391] Buna şüphe ile bakılır. Fethu'l-Bâri'de (1/304) deniliyor ki İmam Şafiî'nin Atâ'dan rivayet ettiğine göre Allah Rasûlü (s.a.) abdest alırken başından sarığını açtı ve başı­nın ön kısmına mesnetti. Bu hadis mürseldir. Ancak Ebu Davud'da (147) bir başka senedle Enes'ten mevsûl olarak gelmesiyle kuvvet kazanmaktadır. Bu rivayetin senedin­de de meçhul bir râvî vardır. Şu halde mürsel ve mevsûl birbirlerine omuz verirler ve böylece toplam suretten bir kuvvet doğar. Yine bu konuda abdestin alınış şeklini anlatırken Hz. Osman'dan Saîd b. Mansûr'un rivayet ettiği: "...Ve başının ön kısmını mesnetti" kısmı vardır; fakat bunun da senedinde ihtilaflı bir râvî vardır. İbn Ömer'in başının bir kısmını meshetmekle yetindiği rivayeti sahihtir. tbnü'l-Münzir ve diğerleri: "Sahabenin buna karşı geldiği sahih değildir. Bunu İbn Hazm söylemektedir." diyor­lar. Bütün bunların hepsi yukarıda geçen mürseli takviye ederler. En İyi bilen Allah'tır.

Mütercim der ki: Tahkikçiler bu sözleri aktarmakla boşuna yorulmuşlardır. Zira İbnü'l-Kayyim: "Sadece kâküle meshetmekle yetindiği mahfuz değildir (bilinmemekte­dir)" diyor. Nitekim görüldüğü üzere rivayetlerin hepsi hadis usûlü ıstılahınca zayıftır. Sahabeden birinin bu işi yaptığı sahih yolla rivayet edilmiştir ki, sahabe söz ve davra­nışına mevkuf rivayet denir. Burada unutulmaması gereken bir husus, müellif hep sözlerini ihtiyatla kullanıp "Sağlam yolla nakledilmemiştir", "Mahfuz değildir", "Sahih değildir." gibi sözler söylüyor. O bu sözleri söylerken zayıf rivayetlerin de olmadığını asla söylemiyor ki, bundan dolayı tenkit edilsin. Böyle söylediği konuların hemen hep­sinde zayıf rivayetler vardır.

[392] Çoraplar üzerine meshetme konusunda sahih, sağlam hadisler vardır. Üstad Cemâled-din el-Kâsımî bu hadisleri bir kitapçıkta toplamış ve kaynaklarını belirtmiştir. Üstad Ahmed Muhammed Şâkir —Allah ona rahmet etsin— de bu eserin kaynaklarına ilâve­ler yapmıştır.

[393] Mâlik, Muvatta, 1/34. Senedi sahihtir, imam Şâfıî (r.h.) bu görüşü benimsemiş ve: "Kulaklar için yeni bir su alır." demiştir. Âlimlerin çoğunluğu ise kulakları başa dahil saydıktan için, başla birlikte meshedileceklerini söylemişlerdir. Bu görüşte olanlar şu âlimlerdir: Saîd b..Müseyyeb, Atâ, Hasan el-Basrî, îbn Şîrîn, Saîd b. Cübeyr, Nehaî, Sevrî tbnü'l-Mübârek, Mâlik, re'yciler (Ebu Hanîfe ve arkadaşları), Ahmed b. Hanbei ve İshak.

[394] Ebu Davud (101), Ahmed (2/418), İbn Mâce (399), Dârakutnî (1/29), Hakim (1/146), ve Beyhakî (1/43) Ebu Hureyre'den Allah Rasûlû'nün (s.a.) şöyle buyurduğunu rivâ-' yet ederler: "Abdest almayanın namazı yoktur. Besmele çekmeyenin abdesti yoktur."f Senedi zayıftır. Dârakutnî (1/26) ve Beyhâkî (1/44), Ebu Hureyre'den şu metinle riva­yet ederler: "Besmele çekmeyen abdest almamış; abdest almayan namaz kılmamış de­mektir." Hadisin senedi zayıftır.

Taberânî, Evsat'ta Ebu Hureyre'den şöyle nakleder: Hz. Peygamber (s.a.) ona: "Ey Ebu Hureyre! Abdest aldığında: Bismillahi velhamdüliilah, de. Zira Hafaza melekleri bu abdestin bozuluncaya kadar senin için sevap yazar dururlar." Bu hadisi Heysemî, Mecmau'z-Zevâid'de (1/220) hasen saymıştır. Hadisin Ahmed, Tirmizî, İbn Mâce, v.s.de Ebu Saîd el-Hudrî'den; Tirmizî, İbn Mâce, Ahmed ve Dârakutnî'de Saîd b.J-Zeyd'den; İbn Mâce ve Taberânî'de Sehl b. Sa'd'dan gelen şâhid hadisleri vardır.1' Bu hadisler sayesinde hasen sayılır ve onlar sayesinde kuvvet kazanır. Hafız İbn Hacer el-Telhîs'de: "Açıkçası bu hadislerin toplamından bu işin bir aslı olduğunu gösteren bir kuvvet doğar" diyor. Hafız Münzirî ise et-Terğîb'de (1/128) diyor ki: Hasan (el- ' Basrî), Ishâk b. Râhüyeh ve Zahirîler, abdestte besmele çekmenin vâcib (farz) olduğu görüşündedirler. Hatta bunlara göre bir kimse kasden çekmese abdesti yeniden alır. ' Bir rivayete göre îmam Ahmed de bu görüştedir. Şüphesiz bu konuda gelen hadislerin hepsi her ne kadar söz edilmekten kurtulamamışlarsa da rivayet yollarının çokluğu" ile birbirlerine destek olur ve bir kuvvet kazanırlar.

[395] Tirmizî (55), bu metinle rivayet etmiştir. Müslim (234) ise, şehadet dışındaki kısmı rivayet etmiştir. Tirmizî'nin ilâvesi basendir; îbn Hacer'in Telhîs'de, Bezzâr ve Tabe-rânî'den (Evsat'ta) aktardığına göre Sevban'dan gelen, "Kim abdest suyu ister, sonra abdestini alır, bitirdiği zaman şu duayı okursa..." diye başlayan rivayette aynı dua geçmektedir ki, bu hadis Tirmizî'nin rivayetine şâhid olur.

[396] İbnü's-Sünni, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle, s. 21. Senedi zayıftır.

[397] Yazarın belirttiği gibi yukarıdaki cümleler hadis olarak rivayet edilmemiştir. Niyet kalp işidir. Ancak amellerin niyetlere göre olduğunu ifade eden sahih hadisler vardır. Hanefîler abdestte niyeti sünnet sayarlar. Bk. Merginânî, el-Hidâye 1/13.

[398] Buharî, 4/3; Müslim, 236. Hadisin metni: "Ümmetim, kıyamet günü abdestin eserin­den dolayı abdest uzuvları pırıl pırıl parlayarak gelir. Parlaklığım yaygınlaştırabilen yaygınlaştıran." Ancak "Parlaklığını yaygınlaştırabilen yaygınlaştırsın" kısmı Münzi-rî, İbn Hacer, v.s. muhakkik âlimlerin belirttikleri üzere Allah Rasûlü'nün (s.a.) sözü değil, Ebu Hureyre'nin (r.a.) sözü olup hadise katılmıştır (MUdrec).

[399] Müslim, 246. Müellif şu iki hadisi birleştirmiştir: 1- Nuaym b. Abdullah el-Mücmir anlatıyor: Ebu Hureyre'yi

abdest alırken İzledim. Yüzünü yıkadı, abdest suyunu iyice yaydı. Sonra sağ elini pazusuna varıncaya kadar yıkadı. Sonra sol elini pazusuna va­rıncaya kadar yıkadı. 2- Yine Nuaym b. Abdullah el-Mücmİr'den aktarıldığına göre Ebu Hureyre'yi abdest alırken İzlemiş. Ebu Hureyre yüzünü ve neredeyse omuzlarına kadar ellerini yıkadı. Sonra inciklerine kadar çıkartarak ayaklarını yıkadı.

[400] Tirmizî, 53 ve 54.

[401] Buharî, 4/48, 4/49, 8/7, 8/25, 56/90, 64/80, 77/10, 77/11; Müslim, 274; Muvatta, 1/36; Tirmizî, 98; Ebu Davud,  149,  150,  151,  152; Nesâı, 1/83; İbn Mâce, 389.

[402] Hadis sahihtir. Tirmizî, 31; tbn Mâce, 430; ibn Hibbân, Mevâridu'z-Zam'ân, 154; Hâkim, Müstedrek, 1/149. Senedinde yalnız bir zayıf râvi vardır. Ebu Davud'da (145) bir şahid hadis vardır. Hâkim, îbn Adiy ve Zühelî tarafından değişik senedlerie riva­yet edilmiştir. Ahmed'İn Müsned'inde Hz. Âişe'den, İbn Ebî Şeybe'de Ebu Ümâme'-den, Tirmizî ve tbn Mâce'de Ammâr'dan, Taberânî'de (Evsat'tB) tbn Ömer'den gelen şâhid hadisler vardır. Bk. İbn Hacer, Telhis, 1/85-87.

[403] Ahmed, 4/229; Ebu Davud,  148; Tirmizî, 40; ibn Mâce, 446. Senedde İbn Lehîa olduğu İçin hadis zayıftır. Ancak Hafız ibn Hacer Telhîs'de diyor ki: "Leys b. Sa'd ve Amr b. Haris ona mutâbaat etmişlerdir. Bunu Beyhakî rivayet etmiştir. Ebu Bişr ed-Dûlâbî ve Dârakutnî Garâibu Mâlik adlı eserde İbn Vehb yoluyla üç râviden nakle­diyorlar. Ibnu'l-Kattân hadisi sahih saymıştır." Lakît b. Sabira'dan gelen bir hadiste parmak aralarını ovalamayı Hz. Peygamber'in (s.a.) emrettiği sabit olmuştur. Bu ha­disi Şafiî (1/30, 31), Ebu Davud (142, 143), Ahmed (4/33), Nesâî (1/66), tbn Mâce (407) ve Tirmizî (38) şu metinle rivayet etmektedirler: "Abdest uzuvlarını iyice yıka. Parmaklar arasını ovala. Oruç değilsen burnunu aşın şekilde temizle.'* ibn Hibbân

(159) ve Hâkim (I/147- 148) bu hadisi sam'h saymışlar, Zehebî de buna katılmıştır. Dedikleri gibidir. Ayrıca İbnü'l-Kattân, Nevevî ve Ibn Hacer de sahih saymaktadırlar.

[404] Ibn Mâce, 449. İsnadı zayıftır.

[405] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/177-184.


Konu Başlığı: Ynt: Abdest alışı
Gönderen: Ceren üzerinde 27 Mayıs 2017, 21:43:52
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri peygamber efendimiz gibi abdest alan ve feyzine erisen kullardan eylesin insallah.Rabbim razi olsun bilgilerden...


Konu Başlığı: Ynt: Abdest alışı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 27 Mayıs 2017, 23:25:18
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri abdesti dosdoğru alanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Abdest alışı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 28 Mayıs 2017, 00:07:45
Ve aleykümselam en güzel abdesti Efendimiz alırdı suyu az kullanır kusursuz abdest alırdı bizde yapmaya çalışalım inşaAllah