> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Eğitim > Yetişkin Din Eğitimi > Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı  (Okunma Sayısı 8853 defa)
15 Temmuz 2010, 17:08:47
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 15 Temmuz 2010, 17:08:47 »



D. Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı
 

1. Sevgi  Kavramı
 


Biz bu çalışmamızda sevgi kavramını dînî terminoloji­deki rahmet kavramının karşılığı olarak kullandık. Bundan dolayı öncelikle rahmet kavramını açıklamak yerinde ola­caktır:

Rahmet kelimesi Ra-Hı-Me kökünden türemiş bir mas­tardır. Kelime olarak kalbin çok duyarlı (rikkatli) oluşu anla­mına gelir. Rahmet kelimesi, rahmet ve merhametin zirvesini ifade eder. Râgıp, "rahmef'in anlamını "rahmetin taşması"

olarak verir. Rahmet insan için kullanıldığında dikkat ve rik­kat (incelik) göstermek ve atıfette bulunmak, insanlara karşı ilgili olmak, onların sorunlarına duyarlılık göstermek anla­mına gelir. Aliah Teâlâ için ise rahmet, ihsan, in'âm ve ifdâl (bol bol vermek) anlamına gelir. [52]

Aslında rahmet kelimesinin tam olarak anlamını dili­mizde karşılayan kelime yok denebilir. Zaman zaman acımak, esirgemek, şefkatli olmak gibi kelimeler bu kelimeye karşılık olarak kullanılsalar da bunların rahmeti tam olarak karşıla­dığı söylenemez. Acımak, rahmet kelimesinin anlamının bir kısmını ifade ederse de tamamıyla kapsamaz. Tamamlayıcı olarak affetmek, korumak, lütfetmek gibi anlamları da getir­mek gerekir. Esirgeme ise dilimizde koruma anlamına geldiği gibi olumsuz olarak da kıskanmak, vermemek gibi rahmetle yan yana getirilmesi di .;ünülemeyecek anlamlara da sahiptir. Bu bakımdan kelime          ; rahmetin anlamını tek kelime ile

karşılamak yetersiz kalmaktadır. Ancak sevgi kelimesi, bütün bu davranışların sebebini :fade etmesinden dolayı onun anlamına en yakın kelime olduğu söylenebilir.

Aynı sebepten dolayı esirgeyen ve bağışlayan kelimele­rinin Rahman ve Rahîm'in tam karşılığı olduğunu söylemek mümkün değildir. Nitekim, başta Fransızca ve İngilizce olmak üzere, tüm yabancı dillerdeki Kur'ân çevirilerinde Rahman ve Rahîm iki, üç, hattâ zaman zaman dört kelimeyle karşılan­maktadır. Esirgeyen ve bağışlayan deyimlerini kullanmakla birlikte, bu İnceliği de hatırda tutmak zorundayız. [53] Aslında esirgeme kelimesi yerine koruma veya kollama kelimelerinden birinin kullanılmasının daha yerinde olacağını düşünmekte­yiz.

Rahmet'in terim anlamına ise Fahrettin Razı, insanı âfetlerin her türlüsünden kurtarma, ihtiyaç sahiplerine gerek­li her türlü hayrı ulaştırma suretiyle ihsan ve in'âmda bulun­maktır [54] der. Râzfnin bu tanımı çok yerindedir. Râzf, burada öncelikle insanı âfetlerin her türlüsünden kurtarma anlamı üze­rinde durmaktadır. Şüphesiz insandan âfetleri kaldıran ve o-nun ihtiyaçlarını gideren ona ihsanda bulunan Allah Teâlâ'dır. Bu anlamda rahmet sadece onun bir fiili gibi gözük­mektedir. Bu kavram Kur'ân'da Rasûlullah(s.a.v.)'m bu sıfatı olarak da kullanılmakta ve âyette "Seni ancak Âlemlere Rah­met olarak gönderdik.  [55] buyurulmaktadır.

Ayrıca Rahmet kelimesinin içeriğinde karşılık bekle­meden iyilik yapma (ihsan ve in'âm) anlamı bulunmaktadır. Rahmet bu anlamda iyilik içeren davranışların en yücesi olan "iyilik için iyilik" davranışının zirvesidir. Öyle bir davranış ki, tek amacı insanlığın sahip olduğu en yüce erdemlerden birisi olan iyilik kavramını yaşatmaktır. Yapılan bu iyiliğin maddî ve manevî hiç bir karşılığı beklenmez.

Günlük hayatımızda bir çok davranışımız vardır ki bunların hepsinin içeriğinde rahmet vardır. Susamış bir insana bir bardak su ikram etmekten, gideceği yeri bilmeyen bir insana yolunu tarif etmekten tutun, ölmek üzere olan bir çocuğun has­talığını iyi ederek onu tekrar sağlığına kavuşturmaya varın­caya kadar iyilik içeren her davranışımız bir rahmet eylemi­dir.

Ölmek üzere olan küçük bir çocuğun annesinin psikolojik durumunu ve çaresizliğini düşünün. Çocuğunun sağlığından ümi­dini kesmiş bir halde ciğeri kan ağlarken çocuğa sıhhat bahşe­den bir iyilik elinin bu müdahalesinin anlamı ve değeri o anne­nin gözünde ne ise, rahmet kelimesinin muhatabı için içerdiği anlam da odur. Bu lütuf tarif edilmez bir anlam, ölçüye gelmez bir değer taşımaktadır.

Rahmet kelimesinin muhatapları için yapılan "ihtiyaç sahibi" nitelemesi de son derece dikkat çekicidir. Çünkü rah­met, ihtiyacı olan kişi için son derece önemlidir. Şüphesiz, rahmet kelimesinin içerdiği mânâyı en iyi, ona en çok ihtiyacı olan kişi anlar. Yardım almanın, yoklukların kaldırılmasının, ihtiyacın giderilmesinin anlamım zaruret karşısında çaresiz­likten kıvranan ihtiyaç sahiplerinden daha iyi hiç kimse an­lamaz. Rahmete en çok ihtiyacı olanlar ise, ilgi, alâka, şefkat, yardım, esirgeme ve bağışlanmaya en çok ihtiyacı olanlar ise ilgiye, alâkaya, şefkate, yardıma, esirgenme ve bağışlanmaya en çok ihtiyacı olan kişilerdir. Bunlar da şüphesiz günahkâr insanlardır. Yani bu anlamda rahmet, ona en çok ihtiyacı olan kişilere yöneltildiği zaman asıl amacına ulaşmış olur. Bu man­tıktan hareket edildiğinde, Âlemlere Rahmet olan Hz. Pey-

amber, bu niteliğini, bu âlemde ona en çok ihtiyacı olan insan ubuna, yanj günahkârlara yöneltirse, asıl amacı yakalamış olacaktır. Zaten Hz. Peygamber'in tavrı da böyle olmuştur.

Allah Teâlâ'nm bu dünyadaki rahmeti umumîdir. Her­kesi ve her şeyi kapsar. Âhiretteki rahmeti ise rnü'minlere tahsis edilmiştir. [56]

Rahmet, insanlarla Allah ve insanlarla Peygamber ara­sındaki iletişimde, Allah'ın ve Peygamber'in bir tavrıdır. Bu tavrın mahiyeti öncelikle Akâid, Kelâm konuları içinde mütâlâa edilse bile, biz insan açısından bakıldığında bunun bir eğitim yöntemi olduğunu söyleyebiliriz. Şüphesiz, insan­larla iletişimi sıfatının gereği olarak Rahmet ortamı ile sağ­layan Allah ve Peygamberi'nin bu tavrına amaç açısından ba­kıldığında, bu amacın İnsanların topluca eğitimi olduğu rahat­ça söylenebilir. Örgün bir eğitim faaliyeti olmaktan çok, yay­gın bir eğitim faaliyeti olarak gözüken nübüvvet görevinin te­mel ilkesi ve yöntemi rahmet'tir. Bu ilkenin insanları dine ısındırmanın yolu ve yöntemi olarak kullanıldığını söylemek mümkündür.

Bu yöntem Hz. Peygamber(s.a.v.)'in görevini yaparken kullandığı yöntemdir.

Arap toplumunun müslüman olmasında en büyük etken,iz. Peygamber'den gördüğü sevgi, şefkat, ilgi, koruma anlayı-bağışlama gibi rahmet kavramının içeriğinde yer alan tutume yöntemler olmuştur. Çöl ikliminin onlara adetâ bir mizaç gibi kazandırdığı sert ve acımasiz kişilik yapısı, aralarındaki İlişkilerde bu gibi yumuşak ve İnsanî vasıfları yaşamlarına engei teşkil ediyordu. Çatlamış toprağın suya ihtiyacı olduğu gibi onları" da sevgi, şefkat, ilgi görmek gibi tutumlara ihtiyacı va di. Zaten Hz. Muhammed'in en belirgin vasfı "Rahmet Peygamberi" olmasıdır. Kur'ân'da bu vasıf insanla, içinde sadece Hz. Peygamber için kullanılmıştır. Onu diğer insanlardan ve peygamberlerden ayıran ayırıcı vasfı, . Jphesiz "rahmet" olma özelliğidir. Onun bu özelliği ile Arap top­lumunun ihtiyacı tam olarak örtüşmüş, bu uyuşmada Câhiliyye Araplarmm müslüman olmalarında en önemli etken olmuştur.

Peygamberimizin elde ettiği sonuç da bu yöntemin sonu­cudur. Bu yöntemi iyi anlayabilmek için Hz. Peygamber'den önceki Arap toplumuna ve ondan sonraki Müslüman Ashabına iyi bakmak gerekir.

İslâm'dan önce Arabistan'daki toplumsal hayat ve insan ilişkileri ise kelimenin tam anlamı ile zulüm üzerine kurul­muştur. Hakkı gözetmek, adaleti tesis etmek gibi kavramların hiç yaşanmadığı câhiliyye dönemi, insanın dudaklarını uçuk­latan, kişiyi insanlığından utandıran uygulamalarla doludur. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi gibi büyük bir acımasızlık Örneği, herkes tarafından takdir gören bir davranış idi. Doğrusu Araplar bu konuda, esirleri aslanlara yem eden Romalilar'ı geride bırakmıştı.

Haklının değil, güçlünün hak aldığı bu düzen ,zayıfı ez­dikçe eziyordu. Haksızlık, hukuksuzluk, üzerindekonuşulma­yacak kadar yaygındı. Bu dönem için Nedvî "Rahmet Pey-mberi" acih kitabında toplumun bir nevi toptan intihara ha--rjandığmi ve bunun için büyük bîr gayret gösterdiğini söyler. Bu durum Kur'ân'da şu âyetle anlatılır:

"Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbi­rinize düşman idiniz de O, kalplerinizi (İslama ısındırıp) bir­leştirmişti- İşte onun bu nimeti sayesinde (din) kardeşleri ol­muştunuz ve yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı." [57]

Eski tarihçiler, Hz. Peygamber(s.a.v.)'in hayatına dair hadiseleri anlatırken, Câhiliyye çağını maalesef doğru dürüst tasvir edememişlerdir. Bununla beraber onlar mazurdurlar. Çünkü gerçekten edebiyat ve lügat bilgileri onlara böyle bir kolaylığı bütünüyle vermedi. Hakikat şu ki, ahlâksızlık ve kötülüğün zirvesindeki bu vaziyeti, öyle bir çırpıda tasvir et­mek ve rastgele bir edebiyat ve dil bilgisiyle anlatmak da mümkün değildi.

Hz. Muhammed'in Peygamber olarak gönderildiği cahi-liyye çağının problemi, yalnızca içtimaî ve ahlâkî çöküntü, yalnızca mücerred putperestlik, sadece içki ve kumar, zulüm, istibdâd, boş ve lüzumsuz şeylerle meşgul olmak, zalim iktisadî kanunların, gaddar idarecilerin haksız tasarrufları ve yalnız­ca kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek meselesi miydi? Hiç şüphesiz ki, hayır! Zira Câhiliyye çağının problemi, bütün insanlığın diri diri toprağa gömülmesi meselesiydi. İnsanlar birbirlerini avlamaya, katlettiği insanın Ölüm anındaki halinden zevk almaya, onun ölümünden büyük bir haz duymaya başlamıştı. Güllük gülistanlık bir manzaraya bakıp da zevk aldığı gibi onun ızdırabmdan sonsuz bir sevinç duyuyor, bir has­tanın inleyip feryat etmesiyle, hoş bir içkiyi yudumlarken, lezzetli bir yemeği yerken ve güzel bir manzarayı seyrederken duyduğu sevinci duyuyordu.

Roma tarihine bir göz atacak olursanız, insanlığın bu dönemdeki sıkıntıları hakkında canlı örnekler bulursunuz. Bir insanın hasmıyla ya da kana susamış bir yırtıcı hayvanla yap­tığı boğuşmada, yara alıp bitkin bir şekilde yere serilmesini seyretmek insanların en büyük zevki idi. Araplar buna benzer bir zulmü kendi kız çocukları...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı
« Posted on: 29 Mart 2024, 02:44:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı rüya tabiri,Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı mekke canlı, Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı kabe canlı yayın, Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı Üç boyutlu kuran oku Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı kuran ı kerim, Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı peygamber kıssaları,Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatı ilitam ders soruları, Sevgi (Rahmet) Kavramı Ve İnsan Tabiatıönlisans arapça,
Logged
19 Mart 2015, 01:17:11
Emirhan8a

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 162


« Yanıtla #1 : 19 Mart 2015, 01:17:11 »

İnsanlığın, cahiliyye çağının yerleşmiş kötü âdetlerini terk etmesi hiç de kolay olmamıştır. Bu güç işi Hz. Peygamber, ancak rahmet olma özelliği ile başarmıştır.

Rahmet, insanın tabiatı İcabı muhtaç olduğu bir ortam­dır. Rahmet kelimesinin türevlerinden birisi olan Rahîm keli­mesi, insanın yaratıldığı ve bir müddet içinde yaşatıldığı or­tama İsim olarak verilmiştir. Ana rahmi insanın yaşayabile­ceği en uygun ortam olan organın adıdır. Rahim, cenin için müş­rik, rahat, sıcak, oksijen ve hayat dolu bir ortamdır. Ana rah­minin bu sevgi ve şefkat dolu özelliği, anne ile yavrusunun ara-Sındaki sıcak ilgi ve sevgiyi geliştirmesi için, rahmeti her şeyi kuşatan Allah'ın iradesinin, bu yöndeki tecellisidir. Ce­nini insan haline dönüştüren ortam bu ortamdır.Rahmet'in terim anlamına ise Fahrettin Razı, insanı âfetlerin her türlüsünden kurtarma, ihtiyaç sahiplerine gerek­li her türlü hayrı ulaştırma suretiyle ihsan ve in'âmda bulun­maktır [54] der. Râzfnin bu tanımı çok yerindedir. Râzf, burada öncelikle insanı âfetlerin her türlüsünden kurtarma anlamı üze­rinde durmaktadır. Şüphesiz insandan âfetleri kaldıran ve o-nun ihtiyaçlarını gideren ona ihsanda bulunan Allah Teâlâ'dır. Bu anlamda rahmet sadece onun bir fiili gibi gözük­mektedir. Bu kavram Kur'ân'da Rasûlullah(s.a.v.)'m bu sıfatı olarak da kullanılmakta ve âyette "Seni ancak Âlemlere Rah­met olarak gönderdik.  [55] buyurulmaktadır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
19 Mart 2015, 12:09:40
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 19 Mart 2015, 12:09:40 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan Reyyan abla.Peygamber efendimiz bizlere sevgiyi,barışı kardeşliği emir etmiştir.İslamiyet bunların üzerine kurulmuştur.Bizler Rabbimizi,Peygamberimizi,Dinimizi sevdikçe biz oluyoruz.
Kişi sevgiyi,dini,ahlaki kavramları ilk olarak ailede tanımaya başalar.Aileler çocuklarına iyi bir gelecek sunmak için ilk önce sevgi karşılıksız sevgiyi,merhameti aşılamalıdırlar.Zaten Allah sevgisi,Peygamber sevgisi,aile sevgisi ile büyüyen çocuk gelişimini tamamlamış,kişiliği oturmuş,sorumluluk almış demektir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Mart 2015, 21:24:27
İkraNuR
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3.427



« Yanıtla #3 : 21 Mart 2015, 21:24:27 »

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizlere kardeşliği, sevgiyi, barışı emir etmiştir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
05 Mart 2016, 15:48:27
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #4 : 05 Mart 2016, 15:48:27 »

Ve aleykumusselam.Âmin ecmain İnşaAllah.İnsan ile rahmet kelimesi o kadar uyuşuyor ki..Yani insana rahmet yakışır..İnşaAllah rahmet deryasına Allahın rızasını kazanarak girenlerden oluruz...Rabbim razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes