๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Yetişkin Din Eğitimi => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 14 Temmuz 2010, 13:48:31



Konu Başlığı: Erkeğin Aileye Yönetici Olması
Gönderen: Zehibe üzerinde 14 Temmuz 2010, 13:48:31
c. Erkeğin Aileye Yönetici Olması
 

Bu tayin kaçınılmaz bir tedbirdir. Eğer herhangi bir ko­nuda kadın ve erkeğin fikri ve tedbiri aynı noktada birleşiyor­sa, zaten mesele yok demektir. Fakat birleşmiyorsa ne yapıla­caktır? İhtimâller şöyle sıralanabilir:

a- ir keresinde erkeğin, bir keresinde kadının dediği yapıhr.

b- u durum şiddetli geçimsizlik sebebi olur. Aile dağılır

c-Üyelerden birisi yönetici olur.   Onun yöneticiliğinde uygun bir çözüm aranır.

Bunlardan ilk ikisini, isteyen uygun görüyorsa uygulasın; tabiî öncelikle ve sadece kendi hayatında İslâmiyet, üçüncüsü­nü tercih etmiştir. Bunlardan erkeğin aileye yönetici olacağını bildirmiş, böylece bazen kadın bazen erkeğin dediğini yap­maktan doğan tesadüfîlîğin veya giderek boşanma ile sonuçla­nacak bir gelişmenin Önüne geçmiştir. Bundan dolayı, önyargısı olmayan bir düşüncenin, bu üç tedbirden ilk ikisinin üçüncüye tercih edilebileceğini iddia edeceğini sanmıyoruz.

İslâmiyet aileye bir yönetici tayin etmek suretiyle, ona bir sorumluluk yüklemiş, evlenirken de erkeğin bu sorumluluğu taşımaya hazırlanmasını istemiştir. Ayrıca karar vermek ve uygulamak gibi bir takım zorlukları olan bu sorumluluğun üs­tünlük mü, yoksa külfet mi getirdiği de tartışmaya açıktır.

Dayatma gibi bir usulü, hayatın her alanından çıkaran İslâm, gene, genel bir kural olarak istişareyi getirmiş ve aile reisi olan erkeği de bu genel kuraldan istisna tutmamıştır. Aile yuvası emir ve esirden meydana gelmemiştir. O halde, evin başkanı erkek, eşi ile istişare edecektir. Nitekim Peygamberi­miz de, aile içi meseleleri istişare ettiği gibi dini meseleleri bile istişare ederdi. Peygamberlik geldiğinde ne yapması ge­rektiği konusunda Hz. Hatice ile istişare etmiş ve onun düşün­cesine göre hareket etmiştir. Hudeybiye anlaşmasında da eşi Ümmü Seleme'nin tavsiyesine uymuştur. Anlaşmadan memnun olmayan Ashabın isteksizliğine karşı üzülen ve tereddüt eden Peygamberimize Ümmü Seleme "Sen kalk kurbanını kes. Onlar da keseceklerdir." diyerek yol göstermiş, Peygamberimiz de nun dediğini yapmıştır. [358]

Yöneticiliğin erkeğe verilmesinin bir sebebi de,' kadınla­rın ayın belli günlerinde geçici olarak sinirlerinin zayıflama­sına sebep olan âdet kanamalarının olmasıdır. Böyle günlerde sinirlerinin zayıf olması, verecekleri kararları etkiler. Sıkıntı ve zorluklara göğüs geremez, çabuk yıpranırlar. Onun için er­keğin yönetici, kadının ona yardımcı olması, bir bakıma kadına verilmiş bir hak olmaktadır. [359]

Bunun yanında erkeğin yöneticiliği mutlak değil, bezi şartlara bağlıdır. Âyete göre erkek, yöneticiliğe lâyık olacak bir yaratılışta olmalıdır. Yaratılıştan yöneticilik hususunda, bazıları diğerlerine göre daha başarılıda. Eğer erkek yöneti­cilikte başarısını ispat ederse, evin reisliğine devam eder. Ki­mi erkek bir müddet yöneticilik yaptıktan sonra, karısını yö­neticiliğe geçirmekte ve kendisi ikinci planda kalabilmekte­dir. Bunun örneklerine hayatta sık sık rastlanmaktadır.

Erkek, kadının ve ailenin geçimini sağlayacak bir kazanç temin edebilmeli ve bunu ailesine harcamalıdır. "Geçimini sağlama" terimi tam ve kâmil anlamdadır. Bu terim eğer kadın isterse, kocasının, ona çamaşır, bulaşık yıkayacak, temizlik yapacak bir yardımcı tutmasına varıncaya kadar kapsamlı­dır. Hatta eve getirdiği gıda, yenmeye hazır halde olmalıdır. Bunun için sözgelimi ahçı, hizmetçi tutmalıdır. Koca buna zorlanabilir. Ama kadın ev işlerini yapmaya zorlanamaz. Anca!; gönüi rızası ile yaparsa ne âlâ.

Kadının geçimini erkeğe yükleyen İslâmiyet, erkeğin bu görevini tam yapması için ona motivasyon da sağlamıştır. Hz. Peygamber u konuda "Kişinin yiyecek olarak hanımının ağ­zına koyduğu her şeyin bir ecri ve sevabı vardır."[360]sözü ile erkekleri bu işe teşvik etmiştir.

Bu konuda şunu da belirterek sözü bitirelim.  cimri­lik yapar da malından ailesine harcamazsa, kadın kocasının parasını çalıp ihtiyaçlarına harcayabilir. Bu hırsız! değil­dir. Fakat koca fakir bile olsa hanımının malından, onun olmadan azıcık bir kısım bile alamaz. [361]

Ailenin yöneticisi olmanın bedeli olarak, koca bunları yerine getirmek zorundadır. Reislik, bu bedeli ödemek ka) .../-la verilmektedir. Bu bedeli ödeyerek reislik yapmak, nimetten çok, külfet gibi gözükmektedir. Üstüne üstlük kadın nikâh sı­rasında bazı teminatlar isteme hakkına da sahiptir.

"Vaktiyle siz birbirinizle lıaşır-neşir olduğunuz (evlen­diğiniz, birleştiğiniz) zaman ve onlar sizden sağlam bir teminat almış olduğu halde onu nasıl geri alırsınız." [362]

Bu teminatlar sözgelimi boşama hakkının kadında ola­cağı, mehrin miktarı, erkeğin başka bir kadınla evlenmeyeceği, evin geçimini temin ettiği takdirde yönetimin kadında olacağıpribi hususlar da olabilir. Kadın bunları teklif eder, erkek de abul ederse, akit oluşur.

Bunun dışında aile hayatında tam bir eşitlik vardır. Kadının erkek üzerinde, erkeğin kadın üzerinde hakları var-

Dır [363]