๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Yetişkin Din Eğitimi => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 14 Temmuz 2010, 13:40:17



Konu Başlığı: Çocuklara Sevgi ve Şefkat
Gönderen: Zehibe üzerinde 14 Temmuz 2010, 13:40:17
B. Çocuklara Rahmet
 

 1. Çocuklara Sevgi ve Şefkat
 

Peygamberimizin rahmet olma sıfatının bir yansıması da çocukla üzerinde olmuştur. Hayatının her cephesi rahmet ve şefkat olan peygamberimiz, çocuklara karşı da son derece şefkatli davranır, onları kesinlikle kırmaz, çocukça davranış­lar ve oyunlarla onları oyalardı.

Onun çocuklara karşı ilgisi, Arap toplumunun alışkın ol­madığı bir yoğunlukta idi. Bir keresinde onun çocukları öpüp koklamasını gören Sahabe'den el-Akra bin Habis, bu burumu hayretle karşılamış ve on tane çocuğu olduğunu, hiçbirini böyle öpüp koklamadığını söylemiştir. Buna cevaben Hz. Peygamber "Merhamet etmeyene merhamet edilmez" diyerek tepki gös­termiştir. Benzeri bir durumda bir Bedevînin "Demek siz çocuk­ları öpüyorsunuz" demesine, "Allah senin kalbinden merhame­ti kaldırmışsa ben ne yapabilirim?" cevabım vermiştir. [395]Şu sözleri ile de bu konu da son sözü söylemiştir: "Küçüklerimize şefkat göstermeyen bizden değildir."[396] Bu sözleri ile aynı za­manda da kişinin merhamet sahibi olma ölçüsünün, çocuklarla olan ilişkisinde ortaya çıkacağını da belirtmiştir.

Akra'nın ve Bedevi'nin çocuklara karşı tutumunun o za­man toplumda kabul gören, yaygın tutum olduğunu söyleyebili­riz. Çocuğa karşı tavırların, ilgiden ve sevgiden yoksun olduğu bir toplumda, Peygamberimizin bu davranışları ayrı bir anlam azanmaktadır.

Onun çocuklara olan sevgi ve şefkatini, somut olarak, azatlı kölesi Zeyd b. Harise ile hizmetinde olan Enesb. Mâ­li k'in sözlerinde bulabiliriz. Önce Zeyd b. Harise olayına ba­kalım. Bu olayı Abdullah Özbek'in yorumlarıyla görelim:

"Arabistan'da bitmek tükenmek bilmeyen baskın savaş­larından birinde Zeyd b. Harise adında bir Arap delikanlısı, esir düşer ve köle olarak oradan oraya satılır. Böylece bir çok el değiştirir. Sonunda Mekke'ye ulaşır. Ve sonunda Hz. Mu-hammed tarafından satın alınır. Bir müddet sonra, bu kölenin babası ve akrabaları, bir miktar fidye parası alıp, canlarını dişlerine takarak Mekke'nin yolunu tutar. Zeyd'in babası ve amcası Hz. Muhammed'in yanına gidip, bu ziyaretlerinin ger­çek sebebini açıklarlar. Hz. Muhammed şöyle bir açıklama yapar:

"Size karşı büyük bir yakınlık duyuyorum. Fakat sizin oğlunuz burada benim oğlumdan farksızdır. Bunu kendisinden sorunuz; şayet sizinle gitmek isterse, sizden hiçbir fidye al­maksızın onun ayrılmasına izin vereceğim,"

Daha sonra durumu oğullarına açıklarlar. Zeyd'in ceva­bı enteresandır:

"Ben efendimin şahsında öyle bazı şeyler gördüm ki, bun­ları her şeye ve herkese tercih ederim." [397]

Sonra Hz. Muhammed Zeyd'i çağırarak fikrini sorar:

"İster benimle kal, ister babanla git!" Bu söz karşısında Zeyd kararlı bir şekilde cevap verir:

"Ben hep seninle kalacağım!"

Hep Hz. Muhammed'le kalır Zeyd. Kölelik içinde en büyük hürriyeti, ana baba, amca ve akraba içindeki hürriyete tercih etmiştir. Bunun üzerine Zeyd'in babası ve amcası üzgün bir halde, fakat çocuklarının durumundan tamamen emin, huzur içinde kendi yurtlarına dönüp giderler. Daha sonra Hz. Mu-hammed Zeyd'i azad ederek, örfe dayalı olan hürriyetini ve­rir, üstelik evlâtlık edinir. [398]

Görüldüğü gibi Zeyd, o güne kadar Hz. Muhammed'den gördüğü ilgi ve sevgiyi göz önünde bulundurmuş ve onun yanın­daki sevgi ve şefkatten beslenen köleliği, ailesinin yanındaki hürriyete tercih etmiştir. Sevgi ve şefkatin bu derece engin olması rahmet sıfatına bir tecellîdir.

İkinci olay Enes b. Mâiik'in sözleridir. Çocuk yaşlarında, on yıl Hz. Peygambere hizmet eden Enes, bu süre içinde Pey­gamberimizin kendisine bir kere bile "Öf!" demediğini, yaptığı herhangi bir iş için "Niye yaptın?" veya yapmadığı bir iş için de "Niye yapmadın ?" demediğini söylemektedir. [399] On yıl yanında yaşayan çocuğa bir kere bile tepki göstermemek, ancak rahmet olma vasfına sahip olana mahsustur. [400]