> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > Vehbe Zuhayli - Usul > Kuran-ı Kerim
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuran-ı Kerim  (Okunma Sayısı 1030 defa)
03 Mart 2010, 02:24:37
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 03 Mart 2010, 02:24:37 »



Kuran-ı Kerim


BİRİNCİ DELİL
KUR?ANI KERİM



Kur´an-ı Kerîm´in Tarifi

"Kur´an" lügatte kırâet = okuma manasına bir masdardır. Meşhur olma­sına ve bilinmesine ve Allah (c.c.) in ona Kitap, Mushaf, Tenzil, Furkan ve Zikir gibi bir çok isim vermesine rağmen usûlcüler onu başkalarından ayırmak için şöyle tarif etmişlerdir: "O, en kısa süresiyle dahi mu´ciz olarak Arap lisa-nıyle Rasûlullah´a indirilen, mushaflarda yazılı olan, tevatür yolu ile nakledi­len, okunarak ibadet edilebilen, Fatiha süresiyle başlayıp Nâs süresiyle biten Allah (c.c.) in kelâmıdır"[1]


Özellikleri


Yukarıda geçen tariften Kur´an-ı Kerîm´in şu özelliklere sahip olduğu görülüyor:


1-O, lafzı ve manasıyle Allah kelâmıdır. Kur´an-ı Kerîm´in icazı yani beşer takatinin fevkinde üstün belagata sahip olması buna delildir. O halde kendisine itaat edilmesi vacib olan bir kaynaktan geldiği için delâlet ettiği hü­kümler ilzam edici (bağlayıcı) olmalıdır. Kur´an´ın bu özelliği ile -isterse kudsî hadis olsun veya normal hadis olsun- Allah kelamı olmayanlar tarifin dışında kalmaktadır. Çünkü bunlara "Kur´an" denilemez. Zira hadislerin manaları Allah´tandır, ancak lafızları ve cümle kuruluşları Rasûlullah (s.a.) dendir. Rasûlullah onu Allah´a isnad ederse "kudsî hadis" denilir. Hadis, hüccet olma açısından Kur´an mertebesinde değildir. Hadis okunarak namaz kılınmaz, tilâ­vet edilerek ibadet edilmez.

2- Kur´an-ı Kerîm´in tamamı Arapçadır, onda Arapça olmayan dillerden bir şey yoktur[2]. Dolayısıyle, ne kadar delâlette aslına uygun olursa olsun Kur­´an-ı Kerîm´in tefsiri ve başka dillere tercemesi "Kur´an" olamaz. Çünkü Kur­´an-ı Kerîm Arapçadır, lafzı ve manasıyla Allah tarafından indirilmiştir.

3- Kur´an-ı Kerîm nesilden nesile tevatür yoluyla nakledilmiştir. Yani Rasûlullah´dan itibaren her nesilde Kur´an ezberleyen büyük bir kitle vasıtasiyle nakledilmiştir. Tevatür, yakinî ilim ve rivayetin sıhhati hakkında katiyyet ifade eder. Cebrail´in Kur´an´ı Resulullah´ın kalbine indirdiği andan itibaren insanların onu ezberlemesinin yanında yazı ile tesbit etmesi daha sonraki nesillere tevâturen ulaşmasına yardımcı olmuştur. Bu özelliğin bir neticesi olarak şaz kıraatler, kudsî hadisler gibi mütevâtir olmayan şeyler Kur´an´dan sayılmaz.

Şaz kıraatler, âhâd haberler şeklinde bize nakledilen kıraatlerdir. Meselâ orucun kazası konusunda "başka günlerde peşpeşe tutarlar" şeklinde gelen Ubey b. Ka´b´ın kıraati ile, yemin keffareti konusunda "... bunu bulamayan üç gün peşpeşe oruç tutar" şeklinde gelen İbni Mesud´un kıraatleri şazdır. Zira buralardaki "peşpeşe" ziyadeliği mütevâtir değildir, dolayısıyle Kur´an´dan sa­yılmaz. Yine annelerin nafakası konusunda nazil olan Onun benzeri (nafaka) mahrem akrabalarının üzerine de vacibdir ayetindeki "mahrem akrabaları" zi­yadeliği mütevâtir değildir.

Şaz kıraatler hüccet olmaz, zira bunlar ne Kur´an ne de sünnettir diye nakledilmediği için ne Kur´an ne de sünnet sayılmaz[3]. Yine bazı âlimler şaz kı­raatlerin sünnet gibi zannî delil olarak da olsa delil saymanın sahih olmayacağı görüşündeler, çünkü sünnetin mutlaka Rasûlullah´tan işitilmiş olması lâzımdır. Rasûlullah´tan işitilen her şey hüccettir[4]

Besmeleye gelince: Nemi sûresinin içinde bulunan besmele müslümanla-nn ittifakıyle bir ayettir. Sûrelerin başında bulunan besmeleler ise hanefîler ve şafiîler gibi bazı mezheplere göre yine Kur´an´dan bir ayettir. Çünkü bunlar her sûrenin başındaki ayetlerle beraber Rasûlullah´a nazil olmuş ve Rasûlullah´m îmriyle her sûrenin başına Kur´an hattı ile yazılmış, böylece tevatür edip gel­miş. Kur´an-ı Kerîm´i Kur´an olmayan şeylerden korumakta çok titiz davranan sahabeden hiç biri besmelenin yazılmasına karşı çıkmamıştır[5] Makul olan da sudur.

Bir başkaları da besmelenin ayet olmadığı görüşündedir. Ne Fatiha´dan ıe de diğer sûrelerden bir ayet değildir. Malikîlerin görüşü budur. Delilleri ise \yşe (r.a.) den gelen şu rivayettir: "Rasûlullah (s.a.) namaza tekbirle ve "el-ıamdülillahi rabbilâlemin" ile başlardı"[6] Yani besmelesiz başlardı.



Kur´an-ı Kerîm´in Hüccet Oluşu



Kur´an-ı Kerîm bütün insanların kendisiyle amel etmesi farz olan bir ıüccettir. Çünkü o, sıhhatinde şüphe bulunmayan kat´î bir yolla kendilerine lakli sabit olan, Kur´an olduğu şüphe götürmeyen Allah´ın kelâmıdır. Bunun öyle olduğuna kat´î delil Kur´an´in icazıdır.

İcazın manası, aynısını veya benzerini veya en kısa sûresinin benzerini getirmekte başkalarının aczini ortaya koymaktır. İcazın manası ancak şu üç şeyle tamam olur:


a) Meydan okuma, yani karşılaşma ve muâraza istemek.

b) Muarızı karşılaşmaya sevkeden gerekçenin var olması.

c) Muarızın karşı koymasına mani bir halin bulunmaması.

Bu sebeplerin üçü de Kur´an-ı Kerîm´de tam olarak mevcuttur. Çünkü Rabbinin emriyle Rasûlullah (s.a.), Kur´an-ı Kerîm´in benzerini getirmeleri için meydan okudu, Rasûlullah (s.a.) ı tekzib eden Arabların, bu iddialarının doğruluğunu isbat etmek için sebeb de mevcut idi, onlar belagat ve beyan ustalan oldukları için karşılaşmalarına mani bir hal de yoktu.

"Meydan okuma" Kur´an-ı Kerîm´de birçok ayeti kerimede mevcuttur. Bazıları şunlardır:

Kasas: 28/49: "(Rasûlüm!) De ki: Eğer doğru sözlüler iseniz. Allah ka­tından bu ikisinden (bana ve Musa´ya inen kitaplardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım."

İsra: 17/88: "De ki: Andolsun, bu Kur´an´ın bir benzerini ortaya koymak üzere ins ve cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler."


Muarızlar Kur´anın tamamının benzerini getirmekten aciz kalınca benzeri on sûre getirmeleri için onlara meydan okumuş ve şöyle demiştir:

Hûd: 11/13: "Yoksa, "Onu (Kur´anı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah´tan başka çağırabildiklerini çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin."


Bunu getirmekte de aciz kalınca sadece benzeri bir sûre getirmeleri için meydan okuyarak şöyle dedi:

Bakara: 2/23: "Eğer kulumuza indirdiklerimizden her hangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sûre getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah´dan gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) da çağırın."


Araplar açısından karşı çıkma sabep ve gerekçesinin var olması şartına gelince, bunun varlığı, bilhassa kendisine peygamberlik vazifesi verildikten sonra Rasûlullah´ın siretinde açıkça görülmektedir. Zîra O, onlara Allah´ın el­çisi olduğunu bildirdi. Onlara putperest dinlerini, baba ve dedelerini taklid etmelerini bâtıl sayan bir din getirdi. Allah´ın Kitab´ına dayanarak onların akıllarını sefih saydı, putlarıyla alay etti, putlara ibadet etmeleriyle istihza etti. Onun bu iddialarını mutlaka çürütmeleri* O´nun Allah´tan getirdiklerinin boş şeyler olduğunu isbat etmeleri ve neticede ona galip gelmeleri gerekiyordu.

Kur´an-ı Kerîm´e karşı koymalarına engel bulunmaması şartına gelince, o Araplar hakkında zaten vardı. Çünkü Kur´an onların dilinde ve onların üs­lûbu üzre indi, onların kullandığı harflerden meydana geliyordu, manaları

işinâ oldukları şeylerdi. Başkalarına karşı fesahatleriyle, belagat ve beyanlarıy-e iftihar eden onlardı. Nesir ve şiirde şöhretli bir mevki sahibiydiler. Zaten hi-abet ve şiirleri onların akıllarının kemâlini, yapılarının safiyetini, kavrayıştaki süratlerini, basiretlerini, hayat tecrübelerindeki maharetlerin, göstermektedir. Diğer taraftan Kur´an-ı Kerîm´in muâraza için onlara zaman sınırı koymadığı, )ir defada inmediği, bilakis onlara muâraza ve hazırlık imkanı vermek için /irmi üç sene zarfında parça parça, bölüm bölüm indiği de bilinen bir husustur. Neticede, ins ve cinden dilediklerini yardıma çağırsalar dahi ebediyyen onların kur´an-ı Kerîm´e muârazada âciz ve zayıf oldukları sabit olmuş ve istenilen ıedefe ulaşılmıştır ki bu Kur´an-ı Kerîm´in beşer sözü olmadığı, onların ;eviyesinde bir şey olmadığı, onun ancak Allah katından geldiği hakikatidir.

İşte bu, Allah´ın Rasûlu Muhammed bin Abdullah´ın insanlara tebliğ -etiği şeyin Allah´ın kelâmı ve O´nun hükümleri olduğu hususunda Peygamber-iğinin doğru olduğuna kesin bir delildir.



İcaz Yönleri



Kur´an-ı Kerîm lafzî, manevî ve ruhî olmak üzere bir çok yönden Arapla-ın aczini ortaya koymuş onlar da muârazadan vazgeçmişler ve aklın dil, beyan ´e manâ yönünden Kur´an-ı Kerîm seviyesine ulaşamadığını ve de asla ulaşa-nayacağını anlamışlardır. Asırlar boyu beşer şunu yakînen anlamıştır ki Kur-ın-ı Kerîm´in icaz yönlerini saymak mümkün değildir, çünkü devamlı yenileri ırtaya çıkmaktadır. Kur´an ayetleri üzerindeki düşünceler arttıkça, kâinatın es-arına dair ilmî keşifler peşpeşe geldikçe, Kur´an´ın Allah (c.c.) katından gel-liği, na kadar zaman geçerse geçsin onun, Rasûlullah (s.a.) in nübüvvetinin loğruluğuna delâlet eden bir mucize olduğu ortaya çıkmaktadır.

İcaz çeşitlerinden bazıları şunlardır:


1 -Lafız ve manaları arasındaki insicam, hüküm ve gayelerindeki şumûl: Cur´an-ı Kerîm itikat, ahkam, ahlâk ve kıssalar gibi çeşitli konularda nazil ol-nuş altıbinden fazla ayetten meydana gelmektedir. Onda kâinat, toplum, ahlâk e vicdan hakkındaki pek çok ilmî nazariyelere dair bir işaret vardır. Yirmi üç enede nazil olmasına rağmen Kur´an-ı Kerîm´de ne birbiriyle çelişen mana, ne ie birbirini nakzeden hüküm bulmak mümkün değildir.

Yine aynı şe...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuran-ı Kerim
« Posted on: 25 Nisan 2024, 15:37:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuran-ı Kerim rüya tabiri,Kuran-ı Kerim mekke canlı, Kuran-ı Kerim kabe canlı yayın, Kuran-ı Kerim Üç boyutlu kuran oku Kuran-ı Kerim kuran ı kerim, Kuran-ı Kerim peygamber kıssaları,Kuran-ı Kerim ilitam ders soruları, Kuran-ı Kerimönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes