> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > Vehbe Zuhayli - Usul > Giriş
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Giriş  (Okunma Sayısı 1014 defa)
03 Mart 2010, 02:32:54
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 03 Mart 2010, 02:32:54 »



Giriş





FIKIH USÛLÜNÜN TARİFİ, DOĞUŞU, GELİŞMESİ, KONUSU ve GAYESİ



1. Tarifi ve Konusu


Usûlü´1-Fıkh, fıkhın delilleri demektir. Bunlar müctehidin şer´î amelî hükümleri tafsîlî delillerinden istinbat etmekte esas aldığı kaidelerdir. Kaideler, cüz´î hükümlere şâmil olan küllî-umumî esaslardır. Meselâ "emir vücub içindir" bir kaidedir. Buna göre "Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin" (Bakara: 2/43) emirleri namazın ve zekâtın farziyetine delâlet eder. "Nehiy tahrim içindir" kai­desine göre "Allah´ın haram kıldığı cana kıymayın" (En´am: 6/151) "Zinaya yaklaşmayın" (İsra: 17/32) nehiyleri amden, düşmanlıkla adam öldürmenin ve zinanın haram olduğuna delâlet eder.

"Müctehid", ictihad melekesine sahip olan ve hükümleri anlayıp deliller­den istinbat etmek için bu kaideleri esas kabul eden kişidir.

"Ahkam", istinbatm neticesi ve semeresidir ki bunlar ubudiyyetini şeriate göre yapan mükelleflerin fiillerine taalluk eden hükümlerdir. Şeriat bunları ya, meselâ namazın farziyeti gibi "icab", veya faizin, zinanın ve içkinin haram kı­lınmasında olduğu gibi "tahrim" veya normal hallerdeki yeme içme, ahş-veriş ve kira da olduğu gibi "tahyir ve ibaha" veya borcu yazma, alış-verişi şahitler huzurunda yapmada olduğu gibi "nedb" veya güneşin doğuşu ve batışı sıra­sında namaz kılma, sünnetleri ve âdâb-ı şeriyyeyi terketmede olduğu gibi "ker­ahet" diye vasıflandırır. Bunlara "amelî hükümler" denir. Bunlar, Allah´a, O´-nun birliğine, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etme gibi itikâdî hükümlerin; doğruluğun vacib olması, yalanın haram olması gibi ahlâkî hükümlerin mukabilindeki hükümlerdir ve "amelî hükümler" sözüyle bunlar tarifin dışında bırakılmıştır.

"Tafsilî deliller" den maksat muayyen bir mesele ile ilgili olup sadece o meselenin hükmüne delâlet eden cüz´î delillerdir. Meselâ: "Anneleriniz size ha­ram kılınmıştır" (Nisa: 4/23) ayeti sadece anneleri nikahlamanın haram oldu­ğuna; "... o halde o putlardan, o pislikten kaçının, yalan sözden kaçının." (Hac: 22/30) ayeti sadece putperestliğin ve yalan şahitliğin haram olduğuna de­lâlet eder. Bu "cüz´î deliller"in mukabilinde bir de "icmâlî" veya "küllî deliller" vardır ki bunlar yalnız muayyen bir mesele ile ilgili olup muayyen bir hükme delâlet etmez. Meselâ: "Şer´î hükümlerin kaynağı Kitap, Sünnet, İcmâ, Kıyas birer külli delildir. İşte usûlcünün araştıracağı deliller bunlardır. Tafsîlî deliller ise fakihin meselesidir.

Şu halde usûlcünün yaptığı kendisini cüz´î hükümleri istinbâta götürecek küllî kaideleri araştırmaktır. Fakihin işi ise cüz´î hükümleri cüz´î delillerden, yani her hükmü o konuda vârid olan kendi delilinden istinbât etmek suretiyle bu usûl kaidelerini istinbât sahasında tatbik etmektir. Yani usûlcünün sahası küllî deliller ile, fakihin istinbatına yardımcı olacak küllî kaideleri koymak için küllî bir hükme delâlet eden delilleri araştırmaya münhasır olduğu halde fakihin sa­hası cüz´î deliller ve bunun delâlet ettiği cüz´î hükümlerle sınırlıdır.



Fıkıh Usûlünün Konusu


Fıkıh usûlü iki şeyden bahseder: Birincisi: Birer istinbât vasıtası olarak şer´î deliller. İkincisi: Bu istinbatın bir neticesi olarak şer´î hükümler. İstinbatın neticesi olarak şer´î hükümler ve bunların delillerle sabit olması. Bu, usûl-cülerin cumhurunun tezidir -ki racih olan da budur- zira onlar: "Usûlü fıkhın konusu delillerle sabit olması açısından şer´î hükümlerdir" demektedirler.

"Fıkıh" ise: "Tefsili delillerden istinbât edilen şerî-amelî hükümleri bilmek" veya "tafsili delillerinden istinbât edilen şer´î hükümlerin toplamıdır" diye tarif edilir. Bu manasıyle "fıkıh" vacib, mendub, haram, mekruh, mubah olarak bilinen hükmün bütün çeşitlerini, ferde ve aileye taalluk eden hükümleri ve vasiyet, vakıf ve mirasa ait hükümleri içine alır. "Fakih" ise bu usûl kaidelerini cüz´î meselelere tatbik eden meselâ "Namazı kılın" (Bakara: 2/43) delilinden namazın farz olduğu hükmünü, "Erkek ve kadın hırsızlık yapanın elini kesin" (Maide: 5/28) delilinden hırsızlığın haram olduğu hükmünü çıkaran kişidir.

Fıkhın konusu, hakkında şer´î hükümlerin sabit olması açısından "mü­kellefin fiili" dir. Fakih de, alış-veriş, kira, rehin, vekalet, namaz, oruç, ikrar, şahitlik, vasiyet, vakıf, öldürme, iffetliye iftira, hırsızlık, zina, haram yoldan mal yeme... gibi mükellefin fiil ve faaliyetlerinin hükmünü araştıran kişidir.



2. Fıkıh Usûlünün Gayesi



Fıkıh usûlü ilminin asıl gayesi, müctehidin şer´î amelî hükümleri tafsîlî delillerinden istihraç edebilmesi için ona bu ilmin kaidelerini tatbik etme imkâ­nım hazırlamaktır. Kim ictihad ehliyetine tam sahip olursa usûl kaideleri yar­dımıyla şer´î nasları -açık olsun kapalı olsun- anlayabilir ve delâlet ettiği hü­kümleri ortaya koyabilir; kıyas, istihsan, ıstıslah, istishab ve diğer delilleri, ortaya çıkan yeni meselelerin hükümlerini bulmakta kullanabilir.

İçtihat ehliyetine tam sahip olmayan kişi de hükümlerin istinbât yollarını öğrenmek, müctehidlerin kaidelerine ve fetvalanna dayanarak benzeri yeni me­selelerin hükümlerini bulmak, çeşitli içtihadı meselelerde fukahanın görüş ve delilleri arasında mukayese yaparak delili en kuvvetli olanını almak irin vin?

Fıkıh ilminin gayesi ise mükelleflerin fiillerinin helâl ve haram olanını açıklamak için şer´î hükümleri o fiillere tatbik etmektir. Bu sebeple fıkıh ilmi, insanlardan sadır olan söz ve fiillerin, niza´ ve ihtilafların şer´î hükmünü öğrenmek için âlimin, hâkimin ve müftinin müracaat kaynağıdır.



3. Fıkıh Usûlünün Doğuşu, Tedvini ve Gelişmesi



Alimler bu ilmi, Kelâm ilminden ve şer´î hükümlerin cüziyyatından değil bilakis ruhundan ve tasavvurundan istifade ederek ortaya koymuşlardır. Çünkü Kur´an ve Sünnete uymaya mecbur etme ancak bu ikisiyle amel etmeye mecbur edenlerden sadır olabilir ki o da Allah (c.c.)´dır. Yine âlimler bu usûlü ortaya koyarken iki asıl hüküm kaynağı Kur´an ve sünnetin de dili olan Arap dilinin istinbât kaidelerinden de çokça istifade etmişlerdir. Meselâ biz bu dilin yardı-mıyle Şeriatın gaye ve maksadını anlayabiliyoruz, bu dil yardımıyle müctehi-din hakikati, mecazı, sarihi, kinayeyi, umumu, hususu, müştereki, mutlakı, mukayyedi, mantuku, mefhumu anlaması mümkün oluyor. Bütün bunlar dilin konularıdır.

Fıkıh usûlü ilmi Hulafa-i Râşidîn ve kendilerine yeni meselelerin fetvası sorulan diğer sahabilerin zamanında ortaya çıkan ictihad hareketi ile beraber doğmuştur. Sahabeden müctehid olanlar meselenin şer´î hükmünü önce Kur-´an-ı Kerim de sonra Sünnet-i Nebevî´da arıyor, bulamazsa "Ey basiret sahip­leri ibret alın" (Haşr: 59/2) ayet-i kerimesinin emri gereğince kıyasa yani şeri­atın ruhuna ve mefhumuna uygun görüş ortaya koyarak içtihada gidiyorlardı.

Aralarında içtihadın sınırlan konusunda farklı anlayışlar olmakla beraber bu usûl tabiîn ve tebe´-i tabiîn zamanında da bu şekilde devam etmiştir. Farklı anlayış ise şudur: Bazıları hükmü hakkında nas bulunmayan meseleyi hak­kında nas bulunana katarak kıyasla ameli daraltırken bazıları şeriatin ruhuna uygun olmak şartıyla maslahatla amel etme taraftarıydı. Hepsi de sahabi kavlini kabul ediyorlardı. Said b. Müseyyib, Urve b. Zübeyr, Kâdî Şurayh ve İbrahim en-Nehâî tabiîn asrının ictihad sembollerinden bazılarıdır.

Sonra ikinci hicri asırda, mezheb imamları arasında usûl ilmi netleşti, ve kıyas, istahsan, mesâlih-i mürsele, sahabe kavli, önceki şeriatler, sedd-i zer-âyi\ Medine ehlinin ameli gibi ıstılahlar ortaya çıktı. Bu asırda iki ekol görü­lür: Hicazda ehli hadis, Irak´ta ehli re´y. Her ikisi de sahih hadis ve doğru icti-hadla amel edileceği üzerinde ittifak etmektedirler. Ancak Hicaz ehli şeriatın kaidelerine ve küllî esaslarına uygun da olsa re´y ile amel etme yerine daha çok hadisle amel ederken Irak ehli nas bulunmadığı yerde re´y ile amel etmeyi tercih ediyordu.

Mütekâmil bir şekilde Fıkıh usûlü ilminin tedvini, 204 Hicri tarihinde vefat eden İmam Şafii´nin Risale adlı kitabıyla başlar. Bu ilimde ilk telif edilen kitap budur. Ancak bu ilmin kaideleri sahabe, tabiîn ve diğer müctehidlerin ictihadlannda zaten bulunmaktaydı. Bazan onların ictihadları, mütenâkız delil1er arasında tercih yapma konusunda esas sayılabilecek fer´î usûlî kaideler ih­tiva etmekteydi. Meselâ Hz. Ali (r.a)´nin sarhoşun cezasını, zina iftirasında bulunanın cezasına kıyas etmesi, İbni Mesud´un içtihadına göre sonra gelen nassın önce geleni neshetmesi veya tahsis etmesi bu kabildendir. îbni Mesud´a göre kocası vefat eden hamile kadının iddeti doğumu ile sona erer. Çünkü bu hükmü ifade eden Talak sûresi, kocası ölen kadının "dört ay on gün bekleme­sini" emreden Bakara süresindeki ayetten sonra nazil olmuş, dolayısıyle önce geleni neshetmiştir. Yine aynı şekilde mütevâtirin âhâd habere, hâssın amma, tahrimin ibâhaya tercih edilmesi, hâssın âmmı tahsis etmesi; "Size meyte ve kan haram kılınmıştır" (Maide: 5/3) ayetindeki mutlakın, En´am 145. ayetteki "akan kan" mukayyedine hamledilerek sadece "akan kan" in haram kılınması hep bu cümleden misallerdir.

Artık İmam Şafii´den sonra âlimler -bazan muhtasar bazan mufassal-"Usûl İlmi"nde kitap telifine devam etmişlerdir. Bu konuda iki yol takip edil­miştir: Mütekellimînin yolu (metodu) -ki usûlcülerin cumhurunu teşkil eder-, Hanefî´lerin yolu. İki metod arasın...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Giriş
« Posted on: 18 Nisan 2024, 17:56:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Giriş rüya tabiri,Giriş mekke canlı, Giriş kabe canlı yayın, Giriş Üç boyutlu kuran oku Giriş kuran ı kerim, Giriş peygamber kıssaları,Giriş ilitam ders soruları, Girişönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes